seated - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

seated

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "seated" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
seated adj. oturmuş
seated adj. oturaklı
seated adj. yerleşmiş
seated adj. kurulmuş
seated adj. yerleşik
seated adj. köklü
seated adj. taşıma yüzeyi oyuk (at nalı)
seated adj. çok oturmaktan kalça kısmı esneyip pot yapmış (etek)

Bedeutungen, die der Begriff "seated" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 44 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
seated coach n. pulman vagon
deep-seated distrust n. köklü güvensizlik
be seated next to a female v. bayan yanına bilet verilmek
ask someone to be seated v. oturmasını rica etmek
ask someone to be seated v. oturmasını istemek
remain seated v. sürekli oturmak
remain seated v. oturmaya devam etmek
remain seated v. yerinden kalkmamak
remain seated v. kalkmamak
deep seated adj. çok derin
deep-seated adj. kökleşmiş
deep-seated adj. derin
deep-seated adj. köklü
deep-seated adj. derinde olan
deep-seated adj. derinden gelen
deep-seated adj. kemikleşmiş
deep-seated adj. yerleşmiş
deep-seated adj. oturmuş
Colloquial
please be seated expr. oturun lütfen
Speaking
be seated v. oturmak
be seated expr. çek bir sandalye
be seated expr. çek bir tabure
be seated expr. oturunuz
be seated expr. oturun
remain seated expr. yerlerinizden kalkmayın
stay seated expr. yerinden kalkma
remain seated expr. yerinizden kalkmayın
remain seated expr. yerinden kalkma
Technical
double seated valve n. çift yuvalı vana
double-seated valve n. çift oturmalı vana
double-seated valve n. çift yuvalı vana
double-seated valve n. çift yataklı vana
deep-seated fire n. içten içe yanmaya
eye position point of a seated operator n. oturmuş bir operatörün göz noktası
double seated adj. çift yuvalı
double seated adj. iki yataklı
re-seated adj. tekrar yerleştirilmiş
re-seated adj. yeniden yerleştirilmiş
Automotive
seated centrally adj. merkezi olarak yerleştirilmiş
Marine
bottom-seated power plant n. tabana oturtulmuş enerji santralı
bottom-seated wave-absorbing breakwater n. tabana oturtulmuş dalga sönümleyici dalgakıran
Environment
deep-seated landslide n. derin tabanlı heyelan
Sport
seated row machine n. kürek çekme makinesi
seated row machine n. oturarak kürek çekme makinesi