skandal - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

skandal



Bedeutungen von dem Begriff "skandal" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
skandal scandal n.
General
skandal scandalum n.
skandal expose n.
skandal esclandre n.
skandal shand n.
Colloquial
skandal juice n.
Idioms
skandal big stink n.
Media
skandal covfefe (coined by trump) n.
Archaic
skandal éclat n.

Bedeutungen, die der Begriff "skandal" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 40 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
skandal yaratan kimse scandalizer n.
skandal çıkaran araştırmacı muckrake n.
skandal yaratan kimse scandaliser n.
skandal yaratma scandalising n.
skandal yaratma scandalizing n.
ailevi skandal family scandal n.
skandal yaratmak scandalise v.
skandal atlatmak survive a scandal v.
tam anlamıyla birinci sınıf bir skandal olmak have all the makings of a first-class scandal v.
skandal yaratmak scandalize v.
(yalan, skandal) yaymak purvey v.
skandal yaratan scandalling adj.
mahrem ve şok verici/skandal bilgiler içeren tell-all adj.
mahrem ve şok verici/skandal bilgiler veren tell-all adj.
skandal dolu scandal-ridden adj.
skandal yaratan noiseful adj.
çok sayıda skandal sebebiyle zarar görmüş scandal-plagued adj.
genellikle görevi kötüye kullanma içeren siyasi skandal anlamı katan son ek -gate suf.
Phrases
skandal başarısı succès de scandale n.
Colloquial
biyografi veya anı gibi, samimi detayları veya skandal bilgileri ortaya koyan yayım tell-all n.
skandal niteliğinde red-hot adj.
skandal yaratan hot adj.
Idioms
mevcut skandal big noise n.
bir grup, organizasyon, kampanyadaki skandal davranışlar sleaze factor n.
gizli tutulan skandal something nasty in the woodshed n.
(biri/bir şey) hakkındaki skandal haberler the goods on (someone or something) n.
esrarengiz skandal skeleton in the cupboard n.
Politics
abd donanmasına ait petrolün özel bir şirkete usulsüz şekilde kiralanmasıyla patlak veren skandal teapot dome n.
abd donanmasına ait petrolün özel bir şirkete usulsüz şekilde kiralanmasıyla patlak veren skandal teapot dome scandal n.
new jersey valisinin george washington köprüsü'ne giden otoyoldaki çoğu şeridin kapatılmasını emrederek fort lee kasabasında trafiğin felç olmasına sebep olmasıyla suçlandığı skandal bridgegate n.
diplomatik skandal diplomatic scandal n.
bir politik partinin, yönetimin, kurumun içindeki skandal davranışlar x factor n.
ingiltere'de bazı milletvekillerinin parlamentoda rüşvet istemekle suçlandığı skandal ile ilgili cash-for-questions [brit] adj.
Media
skandal haberciliği yapan gazeteci muck raker n.
skandal habercisi muckraker n.
skandal haberciliği muck raking n.
skandal habercisi muck raker n.
skandal haberciliği yapan gazeteci muckraker n.
Slang
skandal yaratacak/ortalığı karıştıracak dedikodu hot tea n.
skandal yaratacak dedikodu/haber the tea is piping hot expr.