sorumlu - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sorumlu



Bedeutungen von dem Begriff "sorumlu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sorumlu liable adj.
sorumlu in charge adj.
sorumlu responsible adj.
sorumlu accountable adj.
General
sorumlu individual responsible n.
sorumlu keeper n.
sorumlu curator n.
sorumlu wife n.
sorumlu ex cathedra adj.
sorumlu blameworthy adj.
sorumlu amenable adj.
sorumlu answerable adj.
sorumlu amenable to adj.
sorumlu accountable adj.
sorumlu responsible adj.
sorumlu accomptable [obsolete] adj.
sorumlu causative adj.
sorumlu boss adj.
sorumlu comptible [obsolete] adj.
sorumlu upon the spot adj.
sorumlu in charge of prep.
Idioms
sorumlu at (one's) feet expr.
Trade/Economic
sorumlu accountable adj.
sorumlu in charge adj.
Law
sorumlu liable adj.
sorumlu amenable adj.
sorumlu responsible adj.
Technical
sorumlu liable adj.
sorumlu responsible adj.
Archaic
sorumlu countable adj.
sorumlu sponsible [dialect] adj.

Bedeutungen, die der Begriff "sorumlu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sorumlu tutulabilirlik blameworthiness n.
bir kilisenin sorumlu olduğu mahallede oturan sakinlerin tümü parish n.
mesajların müşterilere iletilmesinden sorumlu otel personeli hall porter n.
bir gemi veya uçağın idaresinden sorumlu kişi captain n.
sarayda masa örtülerinden sorumlu kimse napier n.
sorumlu kişi individual responsible n.
sorumlu kimse custodian n.
bir karakterin ortaya çıkmasından sorumlu olan farklı genler arasında baskılayıcı etkilerin olması durumu epistatic n.
sorumlu olunan kişi (çocuk) encumbrance n.
zarardan sorumlu liable for damage n.
çivileme veya vidalama işinden sorumlu işci nailer n.
sorumlu mühendis engineer in charge n.
sorumlu tutma holding accountable n.
sorumlu kullanım responsible use n.
tek sorumlu sole responsible n.
yegane sorumlu sole responsible n.
sorumlu (işçi) chargehand n.
sorumlu ortak contributory n.
sorumlu ortak responsible partner n.
evden sorumlu olan householder n.
yoksul çocukların bakımından sorumlu kurum protectory n.
hatadan sorumlu olma contributory fault n.
sosyal yönden sorumlu socially responsible n.
soruşturmadan sorumlu özel ajan special agent in charge of the investigation n.
sorumlu taraf responsible party n.
çalışmalardan sorumlu müdür director of studies n.
sorumlu araştırmacı principal investigator n.
sorumlu insan good samaritan n.
yayınevi için orijinal çalışmalara erişimde, bu çalışmaların incelenmesinden ve değerlendirilmesinden basıma kadar süreçten sorumlu görevli acquisitions editor n.
boğa güreşi sırasında, matadorların boğaya attıkları iğneli çubukları yerleştirmekten sorumlu matador grubu üyesi banderillero n.
hindistan'da gelir ve vergiden sorumlu kamu görevlisi tahsildar n.
(güney asya) bölgeden vergi toplamaktan sorumlu yerli arazi sahibi talookdar n.
(güney asya) bölgeden vergi toplamaktan sorumlu yerli arazi sahibi talukdar n.
yerli mülk sahiplerinden elde edilen vergi gelirlerinin toplanmasından ve ödenmesinden sorumlu olan idari bölge taluk n.
manastırda yiyecek içeceklerden sorumlu kişi cellarist n.
manastırda yiyecek içeceklerden sorumlu kişi cellarer n.
otellerde ve lokantalarda yiyecek içecekten sorumlu kişi cellarman n.
sorumlu alan responsible area n.
(öğrenci yurdu veya manastırda) yemekhaneden sorumlu kimse refectioner n.
(öğrenci yurdu veya manastırda) yemekhaneden sorumlu kimse refectorian n.
atların bakımından sorumlu kimse lad n.
hurda kauçuğu orijinal özelliklerine döndüren makineden sorumlu kimse chargeman n.
hesapları kontrol etmekten sorumlu katip checkclerk [usa] n.
okunaksız ya da yanlış adres sebebiyle sahibine ulaşmayan postalardan sorumlu memur nixie clerk n.
bir şeyden sorumlu olan kimse tenter [brit] n.
yardımcı sorumlu underkeeper n.
yük beygirinden ve taşıdığı yükten sorumlu kimse batman n.
ingiliz kraliyet ailesinin hizmetinde kralın kıyafetlerinin bakımından sorumlu görevli master of the robes n.
bir kamu kurumunun domestik ekonomisinden sorumlu kadın matron n.
kız izci grubundan sorumlu yetişkin leader n.
çok sayıdaki insanın ölümünden sorumlu tutulan siyasi veya askeri lider mass murderer n.
atlardan sorumlu kraliyet görevlisi querry n.
odundan sorumlu kahya woodreeve n.
(ispanya'da) bir sürüden, araziden veya turist grubundan sorumlu olan gözetmen mayoral n.
hareket ve tepki gibi doğa olaylarında görülen veya bu olayların oluşmasından sorumlu temel fiziksel veya kimyasal süreçler mechanism n.
çelik üretiminde hurda demiri eritme ve arıtma işinden sorumlu işçi melter n.
hatadan sorumlu olma wyte n.
kentin büyükbaş hayvanlarından sorumlu kimse hayward n.
filika gemisinden sorumlu memur header n.
jeodezi merkezinde heliyotroptan sorumlu kimse heliotroper n.
darphaneden sorumlu yetkili mintmaster n.
sorumlu kimse honcho n.
adaletli ve sorumlu davranışlara bağlılık honor n.
adaletli ve sorumlu davranışlara bağlılık honour n.
manastırda misafirlerden sorumlu görevli hosteler n.
sorumlu olma liableness n.
(abd deniz kuvvetleri'nde) mühimmat depolarından sorumlu kıdemli subay gunner n.
eskiden kent surlarının inşa veya onarımından sorumlu kimse murenger n.
kentin surlarından sorumlu kimse muringer n.
iç hizmetten sorumlu baş yetkili officer n.
sorumlu olmama disobligation n.
sorumlu olmama disobligement n.
insan taşıyan asansörlerin harekete geçmesinden sorumlu kimse dispatcher n.
birçok bölgeden sorumlu olup rütbece müfettiş veya müfettiş yardımcısından düşük olan polis memuru inspector n.
(kamu binası gibi yerlerde) yangın önlemeden sorumlu itfaiye çalışanı inspector n.
(bazı metropolitan polis teşkilatlarında) bir birimden sorumlu üst düzey subay commander n.
(belirli itfaiye teşkilatlarında) itfaiye amirliğinden sorumlu memur commander n.
mali hesapları incelemekten sorumlu kamu görevlisi comptroler [obsolete] n.
zorunlu hizmet için asker seçiminden sorumlu yerel kurum draft board n.
sorumlu öğrenci birliği pop n.
(tiyatro veya sinemada) sahne temini ve idaresinden sorumlu kimse clearer n.
sorumlu tutulabilirlik culpe n.
erkek çocuktan sorumlu kimse pedagog n.
erkek çocuktan sorumlu kimse paedagogue n.
erkek çocuktan sorumlu kimse pedagogue n.
ayak tedavisinden sorumlu kimse pedicurist n.
kümesten sorumlu kimse penner n.
ağıldan sorumlu kimse penner n.
(17 ve 18. yüzyıllarda) hollanda veya şehirlerinden sorumlu resmi görevli pensionary n.
iskoçya reformist kilisesinde bağışlardan yeterli pay almayı sağlayan plandan sorumlu komisyon plat [obsolete] n.
restoranda sofra takımlarından sorumlu kimse plateman n.
posta atlarının değişiminden sorumlu kimse post [obsolete] n.
başıboş hayvanların beslenmesi ve bakımından sorumlu yerel hükümet yetkilisi poundkeeper n.
başıboş hayvanların tutulduğu yerden sorumlu kimse poundkeeper n.
başıboş hayvanların beslenmesi ve bakımından sorumlu yerel hükümet yetkilisi poundmaster n.
kendi hanesinin yönetiminden sorumlu rahip conventical prior n.
sorumlu kimse doctor n.
alınacak kararlardan sorumlu kimse doctor n.
orman yangınlarından sorumlu yetkili fire marshall n.
sorumlu olunan grup flock n.
bir yükümlülükten birinci derecede sorumlu kimse principal n.
ayin düzenlemeden sorumlu kilise görevlisi precentor n.
seçim bölgesinden sorumlu polis precinct n.
katolik okulunda disiplinden sorumlu idareci prefect n.
(meclis toplanmasından sorumlu) kardinallik prefectship n.
kendini sorumlu tutma self-condemnation n.
kendini sorumlu tutma self-delation n.
sorumlu kimse solicitant n.
sorumlu teknik başkan technical officer n.
şehirden sorumlu kıdemli sivil subay proveditor n.
şehirden sorumlu kıdemli sivil subay proveditore n.
şehirden sorumlu kıdemli sivil subay provedore n.
(almanya'da) bölgenin baş kilisesinden sorumlu protestan din adamı provost n.
kraliyet kurumlarında sorumlu memur provost n.
baş kiliseden sorumlu olma provostry n.
baş kiliseden sorumlu olma provostship n.
işe alımlardan sorumlu kurumsal birim staff office n.
zimmetine verilen mülklerden sorumlu kimse steward n.
(üniversitede) kaynak yönetiminden sorumlu kimse steward n.
bira fermentasyonundan sorumlu kimse stillman n.
damıtım ekipmanından sorumlu kimse stillman n.
sokakların güvenliğinden sorumlu kimse streetkeeper n.
sokakların güvenliğinden sorumlu kimse streetward n.
(fransa) yerel idare bölgesinden sorumlu yetkili subprefect n.
(fransa) yerel idare bölgesinden sorumlu yetkililik subprefecture n.
belirli kiliselerden sorumlu protestan hristiyan bakan superintendent n.
tedarikten sorumlu şey supply n.
sorumlu kimse surintendant n.
(abd) haritası çıkarılacak bölgeden sorumlu hükumet yetkilisi surveyor general n.
birine karşı sorumlu olmak be answerable to someone v.
sorumlu tutmak blame v.
yaptığı şeyden kendisi sorumlu olmak be on one's own responsibility v.
sorumlu tutmak put the blame on v.
bir şeyden sorumlu olmak be answerable for something v.
sorumlu olmak be in charge v.
sorumlu tutulmak be held accountable v.
sorumlu tutmak charge v.
bir başkasını sorumlu tutmak pass the buck v.
sorumlu olmak be in charge of v.
bir işin veya görevin yürütülmesinden sorumlu olmak charge with v.
sorumlu tutmak hold responsible v.
sorumlu olmak head v.
sorumlu hissetmek feel responsible v.
sorumlu tutmak think someone responsible v.
sorumlu tutmak see someone as responsible v.
sorumlu tutmak regard someone as responsible v.
sorumlu tutmak consider someone responsible v.
sorumlu tutmak deem someone responsible v.
sorumlu tutmak find someone responsible v.
sorumlu tutmak hold someone responsible v.
yasal olarak sorumlu olmak be legally responsible for v.
-den sorumlu olmak be responsible for v.
-den sorumlu olmak be liable for v.
-den sorumlu tutmak blame for v.
-den sorumlu olmak answer for v.
sorumlu kılınmak be held liable v.
sorumlu kılmak hold liable v.
sorumlu kılmak hold responsible v.
sorumlu tutmamak hold harmless v.
bir yanlıştan sorumlu olmak be responsible for a mistake v.
sorumlu olmak incumbent upon v.
sorumlu olmak be responsible v.
sorumlu tutmak make responsible v.
birisini bir şeyden sorumlu tutmak hold somebody responsible for something v.
sorumlu tutmak make someone liable v.
birine karşı sorumlu olmak be accountable to someone for something v.
topluma karşı sorumlu olmak be accountable to public v.
bir şeyden sorumlu olmak answer for v.
hasarı ödemekten sorumlu olmak be responsible for damages v.
hasardan sorumlu olmak be responsible for damages v.
doğrudan sorumlu olmak be directly responsible for v.
doğrudan sorumlu olmak be directly accountable for v.
sorumlu tutmak hold to account v.
sorumlu tutulmak be held to account v.
sorumlu tutulmak be held responsible v.
sorumlu tutmak hold accountable v.
bir işten sorumlu olmak be in charge of a business v.
birinin ölümünden sorumlu olmak be responsible for one's death v.
sorumlu olmak account for v.
sorumlu olmak account for something v.
-den nihai olarak sorumlu olmak be ultimaltely responsible for v.
sorumlu tutmak accuse v.
sorumlu tutmak tag v.
sorumlu tutulmak account v.
sorumlu tutmak thank v.
sorumlu tutmak find fault with v.
sorumlu olmak answer for v.
sorumlu olmak headed v.
yönetmekten sorumlu olmak helm v.
sorumlu tutmak danger [obsolete] v.
sorumlu kılmak danger [obsolete] v.
(papazı) ruhani görevlerden sorumlu tutmak institute v.
sorumlu kılmak incur [obsolete] v.
sorumlu tutmak pin (on) v.
sorumlu tutmak control [obsolete] v.
(sorumlu kişiyi) peşinen suçlamak preaccuse v.
ön sözleşme ile sorumlu kılmak precontract v.
sorumlu tutulmak be held accountable for v.
sorumlu tutmak subject v.
sorumlu olmak subject [obsolete] v.
(devlet görevlisini) usulsüz harcamalardan sorumlu tutmak surcharge [uk] v.
sınırlı sorumlu (şirket) limited adj.
sorumlu kimse in charge adj.
mektuplaşmadan sorumlu olan corresponding adj.
sorumlu olmayan irresponsible adj.
sorumlu tutulamaz unanswerable adj.
-e karşı sorumlu accountable for adj.
-e karşı sorumlu liable for adj.
-den sorumlu responsible for adj.
-e karşı sorumlu responsible adj.
-den sorumlu responsible adj.
bir kilise ve papazının sorumlu olduğu mahalleye veya semte ait parochial adj.
bütünüyle sorumlu wholly responsible adj.
suçtan sorumlu criminally responsible adj.
cezai sorumlu criminally responsible adj.
bir işi yapmakla sorumlu incumbent on adj.
bir işi yapmakla sorumlu incumbent upon adj.
sorumlu olmayan unculpable adj.
sorumlu olmayan unobligated adj.
sorumlu olmayan unobnoxious adj.
esas faaliyet alanlarından sorumlu main line adj.
gözlemden sorumlu olan monitorial adj.
uluslararası ilişkilerin idaresinden sorumlu kadroya mensup diplomatic adj.
uluslararası ilişkilerin idaresinden sorumlu kadroya özgü diplomatic adj.
uluslararası ilişkilerin idaresinden sorumlu personelden oluşan diplomatic adj.
faal, kişisel ve sorumlu direct adj.
sorumlu tutulan imposed adj.
sorumlu davranan in her right mind adj.
sorumlu bir şekilde davranan in their right minds adj.
bir miktar paradan bireysel olarak sorumlu olan out-of-pocket adj.
meclisin toplanmasından sorumlu kardinale ait veya ilişkin prefectorial adj.
katolik okulunda disiplinden sorumlu idareciye ait veya ilişkin prefectorial adj.
kendini sorumlu tutan self-accused adj.
sorumlu tutulabilir subjicible adj.
sorumlu tutulan upon the spot adj.
sorumlu, suçlu responsible adj.
başına gelebileceklerden kendisi sorumlu olarak at one's peril adv.
sorumlu olarak responsibly adv.
sorumlu olarak accountably adv.
sorumlu olmamak koşuluyla sans recours adv.
kendinden sorumlu on his own adv.
sorumlu pozisyonunda on the spot adv.
sorumlu tutularak on-the-spot adv.
sorumlu bir şekilde upon the spot adv.
sorumlu tutularak upon the spot adv.
-e karşı sorumlu liable to prep.
(bir şeyden) sorumlu behind prep.
hareketlerinin neden olacağı cezadan sorumlu in one's danger expr.
sorumlu subay oic (officer in charge) abrev.
Phrasals
sorumlu olmak reckon for v.
sorumlu tutmak cry out against v.
(birini bir şeyden) sorumlu tutmak pull (one) up on (something) v.
(bir şeyden birini) sorumlu tutmak tax (one) with (something) v.
-den sorumlu tutmak tax with v.
birine/bir şeye karşı sorumlu olmak report to someone or something v.
(birini bir şeyden) sorumlu tutmak accuse (one) of (something) v.
bir şeyden birini sorumlu tutmak assign something to someone v.
(bir şeyden) sorumlu tutmak blame for (something) v.
bir şeyden birini sorumlu tutmak blame something on someone v.
(birini) sorumlu tutmak blame on (someone) v.
sorumlu tutmak charge against v.
birini bir şeyden sorumlu tutmak charge someone with something v.
(bir şeyden) sorumlu tutulmak reckon for (something) [obsolete] v.
Phrases
buradan sorumlu kim? who calls the shots here? expr.
zaferden değil seferden sorumlu responsible for the effort, not the outcome expr.
herkes kendinden sorumlu each man for himself expr.
(birinin) başına gelebileceklerden kendisi sorumlu olarak at (one's) own peril expr.
(bir şeyi) başına gelebileceklerden (kendisi) sorumlu olarak (yapmak) (do something) at your (own) peril expr.
(bir şeyden) sorumlu in charge of (something) expr.
Proverb
insanların aşka düşmesinden yerçekimini sorumlu tutamazsın gravitation cannot be held responsible for people falling in love
insanların aşık olmasından yerçekimini sorumlu tutamazsın gravitation cannot be held responsible for people falling in love
Colloquial
belirli bir sorunun çözümünden sorumlu kamu görevlisi tsar n.
belirli bir sorunun çözümünden sorumlu kamu görevlisi czar n.
kumarhanede masalardan sorumlu bir görevli pit boss n.
sorumlu olmak be at the back of v.
'-e karşı sorumlu olmak answer to v.
-den sorumlu on the hook for [uk] expr.
(birini) sorumlu tutma don't blame (one) expr.
ben sorumlu değilim don't blame me expr.
sorumlu sensin/sizsiniz you're the expert expr.
Idioms
sorumlu kişi (nükteli bir şekilde söylenir) big white chief n.
(özellikle küçük bir işyerinde) her şeyden sorumlu kimse chief cook and bottle washer n.
yetkili kişi (gilbert and sullivan'ın the mikado eserinde idamdan başka her şeyden sorumlu poo-bah karakterine referansla türemiş bir ifade) lord high everything else n.
sorumlu tutma the finger of responsibility n.
her şeyden/birçok şeyden sorumlu kişi lord high everything else n.
yoksullardan sorumlu olan kilise görevlisi autem diver [obsolete] n.
küçük büyük tüm işlerden sorumlu kişi head cook and bottle washer n.
sorumlu bir vatandaş a pillar of society n.
her şeyden sorumlu kimse chief cook and bottlewasher n.
bedelini ödemek (genellikle sorumlu olmadığı bir şeyin) pick up the bill v.
birisini sorumlu tutmak lay the blame at somebody's door v.
başkasını sorumlu tutmak lay the blame on someone v.
birilerinden sorumlu olmak ride herd on somebody v.
birini birşey için sorumlu tutmak put something at someone's feet v.
birisini sorumlu tutmak lay at someone's door v.
birisini sorumlu tutmak place the blame on someone v.
birisini sorumlu tutmak lay the blame on somebody v.
birini birşey için sorumlu tutmak lay something at someone's feet v.
başkasını sorumlu tutmak put the blame on someone v.
başkasını sorumlu tutmak place the blame on someone v.
finansal konulardan sorumlu olmak control the purse strings v.
finansal konulardan sorumlu olmak hold the purse strings v.
mutfak işlerinden sorumlu olmak be chief cook and bottle washer v.
mali işlerden sorumlu olmak control the purse strings v.
mali işlerden sorumlu olmak hold the purse strings v.
kendini sorumlu mevkide/pozisyonda bulmak find oneself in the hot seat v.
ölümünden sorumlu olmak have someone's blood on one's hands v.
kendini sorumlu mevkide/pozisyonda bulmak find oneself on the hot seat v.
para işlerinden sorumlu olmak hold the purse strings v.
para işlerinden sorumlu olmak control the purse strings v.
sorumlu tutmak bring a charge against v.
(bir şeyden) birini sorumlu tutmak lay something at someone's feet v.
yemek ve bulaşıklardan sorumlu olmak be chief cook and bottle washer v.
(bir şeyden) birini sorumlu tutmak hold someone accountable for something v.
(bir şeyden) birini sorumlu tutmak put something at someone's feet v.
(bir şeyden) birini sorumlu tutmak hold someone responsible for something v.
geçici olarak bir şeyden/işten sorumlu olmak mind the shop v.
en yetkili/sorumlu kişi olmak play first fiddle v.
bir işin bir çok farklı yönünden sorumlu olmak be the chief cook and bottle washer v.
kendi sorunlarından sorumlu olmak have (only) oneself to blame v.
kendi sorunlarından sorumlu olmak have no one to blame but oneself v.
birinden sorumlu/mesul olmamak be not one's brother's keeper v.
birinden sorumlu/mesul olmak be one's brother's keeper v.
(bir şeyden) sorumlu kimse olmak be (the) keeper of (something) v.
birinden sorumlu olmak be brother's keeper v.
birinden sorumlu olmak be one's brother's keeper v.
(biri tarafından) sorumlu tutulmak be taken to task (by someone) v.
sorumlu olmak call (all) the shots v.
sorumlu olmak call the shots/tune v.
sorumlu tutmak call to account v.
her şeyden sorumlu kimse chief cook and bottle-washer v.
sorumlu tutmak bring home to v.
(bir şeyden) sorumlu tutulmak get pinned for (something) v.
(bir şeyden) biri sorumlu olmak have somebody to thank (for something) v.
ölümünden sorumlu olmak have blood on hands v.
ölümünden sorumlu olmak have blood on your hands v.
ölümünden sorumlu olmak have someone's blood on your hands v.
(bir şeyden) birini sorumlu tutmak hold (someone) accountable (for someone) v.
(bir şeyden) birini sorumlu tutmak hold (someone) responsible (for someone) v.
(birini bir şey) için sorumlu tutmak lay (something) at (one's) feet v.
(bir şeyden birini) sorumlu tutmak lay (something) at (one's) feet v.
(birini bir şey) için sorumlu tutmak lay (something) at the feet of (someone) v.
(bir şeyden birini) sorumlu tutmak lay (something) at the feet of (someone) v.
'-i sorumlu tutmak lay at door v.
sorumlu tutmak lay at feet v.
başkasını sorumlu tutmak lay the blame on (one) v.
(bir şeyden birini/bir şeyi) sorumlu tutmak place the blame for (something) on (someone or something) v.
-i sorumlu tutmak place the blame on v.
(birini/bir şeyi) sorumlu tutmak place the blame on (someone or something) v.
(bir şeyden birini/bir şeyi) sorumlu tutmak place the blame on (someone or something) for (something) v.
(birini) sorumlu tutmak/göstermek point a finger (at somebody) v.
(birini) sorumlu tutmak/göstermek point the finger (at somebody) v.
sorumlu tutmak/göstermek point the finger v.
(birini) sorumlu tutmak/göstermek point the finger at (one) v.
(birini bir şey için/bir şeyden) sorumlu tutmak put (something) at (one's) feet v.
(birini/bir şeyi) sorumlu tutmak put the blame on (someone or something) v.
sorumlu tutulabilir accountable for adj.
sorumlu/yetkili/önemli pozisyonda yer alan in the hot seat expr.
sorumlu/yetkili/önemli pozisyonda yer alan on the hot seat expr.
herkes kendinden sorumlu every man for hisself expr.
herkes/her kadın kendinden sorumlu every woman for herself expr.
(birinden) sorumlu değil not (one's) brother's keeper expr.
(birinden) sorumlu/mesul değil not (one's) keeper expr.
birinden sorumlu/mesul değil not someone's keeper expr.
birinden sorumlu değil not your brother's keeper expr.
sorumlu sensin/sizsiniz you're the doctor [dated] expr.
Speaking
biz sorumlu değiliz we are not responsible expr.
başına gelenlerden ötürü kendimi sorumlu hissediyorum I feel responsible for what's happened to you expr.
burada sorumlu kim? who's in charge here? expr.
hepinizi eşit derecede sorumlu tutuyorum i hold you all equally responsible expr.
sorumlu sen misin? you in charge? expr.
sorumlu/yetkili ben olsaydım if I was in charge expr.
sana karşı sorumlu hissediyorum I feel responsible for you expr.
Trade/Economic
bir kimsenin satış temsilcisi olarak sorumlu olduğu bölge territory n.
abd hazinesi'nin doğrudan sorumlu olduğu altın paralar veya altın sertifikaları dışındaki paralar treasury currency n.
kredi verilmesinden sorumlu kadın trustwoman n.
avrupa birliği yasalarının yorum ve uygulamasından sorumlu merkezi lüksemburg'da bulunan mahkeme european court of justice n.
asıl borca müştereken sorumlu olan kişi joint maker n.
bir şirkette bir işten sorumlu bölüm department n.
bilgi teknolojilerinden sorumlu başkan chief information officer (cio) n.
birkaç kişinin birlikte sorumlu olma durumu joint liability n.
devirden sorumlu temsilci transfer agent n.
denetimden sorumlu komite audit committee n.
fonksiyonel denetim alanından sorumlu yönetici functional leader n.
firmanın günlük faaliyetlerinden sorumlu kişi chief operating officer n.
hisse senetleri halka arz edilebilen sınırlı sorumlu limited şirketi public company limited by shares n.
hesap vermede sorumlu tutulacak kişi accountable person n.
işverenin işçinin davranışlarından sorumlu olması respondent superior n.
japonca'da sınırlı sorumlu şirket y.k. n.
insan kaynaklarından sorumlu genel müdür yardımcısı corporate senior vice president of human resources n.
iş güvenliği, sağlık ortamı ve kalite güvencesinden sorumlu müdür sheq manager n.
kamu borçlarından sorumlu sayman public debt accountant n.
müteselsil sorumlu sendika payları undivided accounts n.
ortaklarının sahip olduğu iştirak hisseleri oranında sorumlu şirket company limited by guarantee n.
sorumlu teknik başkan chief technical officer (cto) n.
sorumlu sıfatıyla kdv reverse charge vat n.
pazarlamadan sorumlu genel müdür chief marketing officer (cmo) n.
para işlerinden sorumlu kişi treasurer n.
pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı vice president of marketing n.
satıştan sorumlu müdür yardımcısı executive assistant manager in charge of sales n.
satın almadan sorumlu genel müdür yardımcısı vp of purchasing n.
satın almadan sorumlu genel müdür yardımcısı vice president of purchasing n.
sınırsız sorumlu ortak active partner n.
sınırlı sorumlu sendika payları divided accounts n.
sınırlı sorumlu ortaklık limited partnership n.
sınırlı sorumlu ortak limited partner n.
sınırlı sorumlu ortaklık limited company n.
sınırsız sorumlu ortak general partner n.
sınırlı sorumlu ortaklık limited liability partnership n.
sınırsız sorumlu ortaklık general partnership n.
sınırlı sorumlu özel işletme pty. ltd. n.
sınırsız sorumlu ortak associate partner n.
sınırsız sorumlu ortak personally liable partner n.
sınırsız sorumlu ortak unlimited partner n.
sınırlı sorumlu şirket limited company n.
sınırsız sorumlu ortak associated partner n.
sınırlı sorumlu şirket gmbh (gesellschaft mit beschränkter haftung) n.
sınırlı sorumlu şirket limited liability company n.
sorumlu sıfatı ile katma değer vergisi reverse charge value added tax n.
sorumlu personel staff in charge of n.
sorumlu müdür managing director n.
sorumlu denetçi cap auditor n.
sorumlu müdür engagement manager n.
sorumlu teknik başkan chief technology officer n.
şahsen sorumlu olan ortak personally liable partner n.
şirketin günlük işlerini yürütmekle sorumlu yöneticisi chief operating officer (coo) n.
standart ve mevzuattan sorumlu kurumlar bodies responsible for standards and regulations n.
sorumlu personel employee in charge of n.
stratejilerden sorumlu üst yönetici chief strategy officer n.
sorumlu teknik başkan chief technical officer n.
şirketin günlük işlerini yürütmekten sorumlu yöneticisi chief operating officer (coo) n.
sorumlu yönetici engagement director n.
sorumlu tutulacak şahıs accountable person n.
sorumlu ortak responsible partner n.
sorumlu sıfatı ile kdv reverse charge value added tax n.
teknolojiden sorumlu başkan chief technology officer (cto) n.
tahvil/hisse senedi ihracından birinci dereceden sorumlu kurum bookrunner n.
tasarımdan sorumlu baş yönetici chief design officer (cdo) n.
tasarımdan sorumlu baş yönetici chief design officer n.
tasarımdan sorumlu baş yönetici design executive officer n.
teknolojiden sorumlu başkan chief technical officer n.
teknolojiden sorumlu başkan chief technology officer n.
vergi yasalarının yürütülmesinden sorumlu kamu kuruluşu tax authority n.
uyumdan sorumlu i̇cra kurulu üyesi chief compliance officer (cco) n.
yazışma/evrak işlerinden sorumlu görevli paper-pusher n.
yazışma/evrak işlerinden sorumlu görevli paper-shuffler n.
sınırlı sorumlu ortaklık limited liability partnership (llp) n.
mali yönetimden sorumlu üst düzey yönetici accounting officer n.
mali yönetimden sorumlu en üst düzey yönetici principal accounting officer n.
tahvil alım satım işlemlerinden sorumlu departman desk n.
finansal hususları değerlendirmeden sorumlu komite finance committee n.
mali işlemlerden sorumlu kimse financial officer n.
geniş ölçekli finansal faaliyetlerden sorumlu kimse financier n.
bakımdan sorumlu kuruluş entity in charge of maintenance n.
emtialardan sorumlu kimse stockkeeper n.
müteselsilen sorumlu olmak be severally liable for v.
müteselsilen sorumlu olmak be severally responsible for v.
borçlunun şahsen sorumlu olmadığı borç nonrecourse adj.
borçlunun şahsen sorumlu olmadığı borçla ilgili nonrecourse adj.
ayrı ayrı sorumlu severally liable adj.
ayrı olarak sorumlu severally liable adj.
hesap vermede sorumlu accountable adj.
müşterek sorumlu severally liable adj.
sınırlı sorumlu limited adj.
satıcının satılan malların durumundan sorumlu olmadığı (satış) voetstoots adj.
satılan malların durumundan sorumlu olmaksızın voetstoots adv.
sorumlu olmaksızın without recourse expr.
Law
ağaçların bakımından sorumlu memur tree warden n.
göçten sorumlu bakanlar ministers for immigration n.
hazine müsteşarlığından sorumlu devlet bakanı ministry of state in charge of the undersecretariat of treasury n.
hem fiilden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumlu olanlar joint wrongdoers n.
hem fiilden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumlu olanlar joint tortfeasors n.
nezaretten sorumlu görevli overseer n.
özel soruşturmalardan sorumlu teğmen lieutenant in charge of special investigations n.
sınırlı sorumlu ortak limited partner n.
sorumlu tutulabilme accountability n.
sorumlu taraf liable party n.
trafik davalarından sorumlu mahkemesi traffic court n.
(kiracıyı) maddi hasar yüzünden sorumlu tutma impeachment of waste n.
abd'de mahkemeye çıkan suçluların gözetiminden sorumlu memur bailiff n.
kraliyet ormanlarında kanun ve nizamın korunmasından sorumlu adli görevli verderer [uk] n.
varisin miras bırakana ait borçlardan sadece iktisap ettiği şeylerin değeri oranında sorumlu olma hakkı benefit of inventory n.
büyük elçilerin kabulü gibi protokol kurallarının uygulamasını gerektiren durumlardan sorumlu olan yüksek rütbeli bir mahkeme görevlisi master of ceremonies n.
eğitilmiş köpekten sorumlu polis memuru handler n.
ifade verilmesiyle veya hakim/jüri kararıyla bir suçun işlenmesinden sorumlu bulunma durumu guilty n.
londra'da metropolitan polis teşkilatı'nın yetki bölgelerinin birinden sorumlu memur commander n.
demirbaştan sorumlu yasama meclisi üyesi doorkeeper n.
mahkumların yönetiminden sorumlu devlet kurumu corrections n.
bir grup borçlunun toplam borçtan belirli oranlarda sorumlu olduğunu ileri süren bir kavram division n.
zarar görenin hassas vücut yapısı olması sebebiyle meydana gelen yüksek zarardan davacının sorumlu tutulması the egg shell skull rule n.
bir su kütlesine petrol veya atık gibi malzemelerin dökülmesinden sorumlu olan taraf spiller n.
birlikte ve ayrı ayrı sorumlu olmak be liable jointly and severally v.
sorumlu tutmak hold liable v.
sorumlu tutmak blame v.
sorumlu addetmek impeach v.
sorumlu tutmak impute v.
sorumlu tutulamayan nonaccountable adj.
ayrı ayrı sorumlu severally liable adj.
müteselsilen sorumlu jointly and severally liable adj.
alkol satan işletmeleri sarhoş müşterilerinin verdiği hasardan sorumlu tutan (yasa) dramshop adj.