taşlı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

taşlı



Bedeutungen von dem Begriff "taşlı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
taşlı stony adj.
General
taşlı rocky adj.
taşlı gemmiferous adj.
taşlı broken adj.
taşlı stoney adj.
taşlı jewelled adj.
taşlı rock-strewn adj.
taşlı lapidarious adj.
taşlı stane [dialect] adj.
Medical
taşlı calculous adj.

Bedeutungen, die der Begriff "taşlı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 51 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tek taşlı mücevher solitaire n.
sal taşlı yapı flagstone building n.
üç taşlı pırlantalı mücevher three stone jewellery n.
fransızca'da parke taşlı yol, cadde veya patika pavé n.
taşlı sopalı kavga fight with stones and rods n.
taşlı sopalı kavga fight with stones and sticks n.
taşlı gelinlik bling wedding dress n.
manejde atları kuvvetlendirmek için kullanılan taşlı yol calade n.
taşlı toprak roach n.
taşlı tepe roach [dialect] [uk] n.
taşlı dik kayalık yamaç scree n.
taşlı sopalı kavgaya dönüşmek turn into a fight with stones and sticks v.
parke taşlı cobbled adj.
lal taşlı carbuncled adj.
Idioms
sarı tuğlalı/taşlı yol yellow brick road n.
(bir şeye) giden taşlı yol rocky road (to something) n.
-e giden taşlı yol the rocky road to n.
Politics
taşlı direnişin çocukları the children of the stone n.
Technical
çok taşlı taşlama tezgahı multiple wheel grinding machine n.
çakıl taşlı değirmen pebble mill n.
kırma taşlı asfalt tarmacadam n.
moloz taşlı beton rubble concrete n.
sıra taşlı (kuyumculuk) row-stone n.
taşlı elmas matkap surface set diamond bit n.
taşlı brülör cup burner n.
taşlı anemometre cup anemometer n.
küçük taşlı kaldırım bowldering n.
küçük taşlı yol bowldering n.
taşlı malzeme rock n.
Architecture
üç taşlı anıt trilith n.
üç taşlı anıtla ilgili trilithic adj.
Construction
parke taşlı yol causey [scottish] n.
iri taşlı beton cyclopean concrete n.
moloz taşlı beton rubble concrete n.
taşlı zemin stony ground n.
Mining
içerisinde çoğunlukla brezilya elması bulunduran çakıl taşlı, demirli kumlu maden yatakları cascalho n.
Medical
iğsi ve taşlı yüzük hücreler spindle and signet ring cells n.
taşlı yüzük hücreli histoloji signet-ring cell histology n.
Marine Biology
taşlı zemin stony substrata n.
Botanic
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot lovage n.
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot scotch lovage n.
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot sea parsley n.
avrupa'nın kuzeybatısı ila kuzey amerika'nın doğu kıyılarında bulunan taşlı yapıda veya bataklığa özgü topraklı bir ot Ligusticum scoticum n.
(hayvan, bitki) taşlı yerlerde yaşayan lithophilous adj.
Geography
taşlı adacık stack n.
Geology
killi yaprak taşlı kum ile dolu shaly-sandy adj.
taşlı tortular salgılayan mercan gibi organizmalara ait veya ilgili lithogenous adj.
damla taşlı stalactitious [rare] adj.
Hunting
çakmak taşlı ateşleme tertibatı flintlock n.
Archaic
taşlı arazilerde kullanılan bir tür kürek loy n.
Star Wars
buula'nın taşlı evi buula's rocky home n.