|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
bilimsel teori |
scientific theory n.
|
|
This scientific theory is consistent with the Quran.
Bu bilimsel teori, Kuran'a uygundur.
More Sentences
|
2 |
General |
savunulamaz (sav, teori vb) |
untenable adj.
|
|
And that would be an untenable situation both for Europe's farmers and for consumers.
Ve bu hem Avrupalı çiftçiler hem de tüketiciler için savunulamaz bir durum olacaktır.
More Sentences
|
3 |
General |
felsefi teori |
philosophical theory n.
|
|
4 |
General |
ergodik teori |
ergodic theory n.
|
|
5 |
General |
topolojik grafik teori |
topological graph theory n.
|
|
6 |
General |
radikal teori |
radical theory n.
|
|
7 |
General |
eleştirel teori |
critical theory n.
|
|
8 |
General |
ek teori |
paratheory n.
|
|
9 |
General |
kritik teori |
critical theory n.
|
|
10 |
General |
elektromanyetik teori |
electromagnetic theory n.
|
|
11 |
General |
siyasal teori |
political theory n.
|
|
12 |
General |
temeli olan teori |
grounded theory n.
|
|
13 |
General |
sosyal teori |
social theory n.
|
|
14 |
General |
spektral teori |
spectral theory n.
|
|
|
15 |
General |
belli bir temele dayanan teori |
grounded theory n.
|
|
16 |
General |
psiko-dinamik teori |
psychoanalytic theory n.
|
|
17 |
General |
psiko-analitik teori |
psychoanalytic theory n.
|
|
18 |
General |
psiko-lengüistik teori |
psycholinguistic theory n.
|
|
19 |
General |
gömülü teori |
grounded theory n.
|
|
20 |
General |
teori inşası |
theory building n.
|
|
21 |
General |
orta boy teori |
middle range theory n.
|
|
22 |
General |
büyük boy teori |
grand theory n.
|
|
23 |
General |
büyük teori |
grand theory n.
|
|
24 |
General |
temellendirilmiş teori |
grounded theory n.
|
|
25 |
General |
yaçıklayıcı teori |
explanatory theor n.
|
|
26 |
General |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
jumble n.
|
|
27 |
General |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
patchwork n.
|
|
28 |
General |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
hodgepodge n.
|
|
29 |
General |
metafizikte, epistemolojide veya psikolojide iradeyi temel ilke olarak gören teori |
voluntaryism n.
|
|
30 |
General |
tedavilerini hastanın durumunu gözlemlemek yerine teori ve akıl yürütmeye dayandıran eski bir hekim okulunun üyesi |
methodist n.
|
|
31 |
General |
eski yunan ve romalıların insan bedeninin yapısını ve çalışmasını dört ana vücut sıvısının varlığına dayandırdığı teori |
humoralism [obsolete] n.
|
|
32 |
General |
teori veya metotların uygulamasını gösterme |
demonstration n.
|
|
33 |
General |
insanların ağaçlardan geldiklerini öne süren teori ve çalışma |
dendranthropology n.
|
|
34 |
General |
uygulanamaz teori |
ideology n.
|
|
|
35 |
General |
uygulanamaz teori sistemi |
ideology n.
|
|
36 |
General |
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori |
parallelism n.
|
|
37 |
General |
akıl ve maddenin gerçekliği evrensel olarak koordine ettiğine dair teori |
parallelism n.
|
|
38 |
General |
eserin incelenmesi veya tasarlanmasında bağlamın önemli olduğunu vurgulayan teori |
contextualism n.
|
|
39 |
General |
tüm hastalıkların vücuttaki sıvıların durumundan kaynaklandığını savunan teori |
fluidism [obsolete] n.
|
|
40 |
General |
teori ve pratik arasındaki fark |
slippage n.
|
|
41 |
General |
tüm maddelerin yaşamsal kuvvet taşıdığı ve her yaşamsal faaliyetin ise ruhun bir işlevi olduğunu öne süren eski bir teori |
stahlism n.
|
|
42 |
General |
teori kurmak |
theorize v.
|
|
43 |
General |
ortaya bir teori atmak |
theorize v.
|
|
44 |
General |
teori olarak kalmak |
remain a theory v.
|
|
45 |
General |
teori kurmak |
establish a theory v.
|
|
46 |
General |
teori kurmak |
theorise v.
|
|
47 |
General |
ortaya bir teori atmak |
theorise v.
|
|
48 |
General |
teori üzerine kurmak |
build on the theory v.
|
|
49 |
General |
teori ile ilgisi olmayan |
atheoretical adj.
|
|
50 |
General |
tecrübe olmadan teori ile iş yürütmeye çalışan |
armchair adj.
|
|
51 |
General |
nihai yetkinin papa yerine konseylerde olması gerektiğini öne süren teori ile ilişkili |
conciliar adj.
|
|
52 |
General |
teori geliştiren |
contemplative [obsolete] adj.
|
|
53 |
General |
doktrin, teori veya kült anlamı veren son ek |
-ism suf.
|
|
Phrasals |
|
54 |
Phrasals |
bir şey hakkında bir teori üretmek |
theorize on something v.
|
|
55 |
Phrasals |
bir şey hakkında bir teori ortaya atmak |
theorize on something v.
|
|
56 |
Phrasals |
bir şey hakkında bir teori geliştirmek |
theorize on something v.
|
|
57 |
Phrasals |
hakkında bir teori geliştirmek |
theorize on v.
|
|
58 |
Phrasals |
hakkında bir teori üretmek |
theorize on v.
|
|
59 |
Phrasals |
hakkında bir teori ortaya atmak |
theorize on v.
|
|
Speaking |
|
60 |
Speaking |
bana iyi bir teori gibi geldi |
it sounds like a good theory to me expr.
|
|
Trade/Economic |
|
61 |
Trade/Economic |
sanayinin ve endüstriyel sanatların incelenmesine dayanan teori |
technics n.
|
|
62 |
Trade/Economic |
zenginlere vergi indirimi gibi tavizler vermenin ekonomiyi canlandırarak toplumun her seviyesine fayda sağlayacağına ilişkin teori |
trickle-down theory n.
|
|
63 |
Trade/Economic |
bir teori veya hipotezin uygulamada geçerliliğini test etmeye yönelik araştırma |
applied research n.
|
|
64 |
Trade/Economic |
ekonomik teori |
economic theory n.
|
|
65 |
Trade/Economic |
göreceli düşük masraflarla endüstriye girilebildiği durumlarda endüstrideki firma sayısı ne olursa olsun rekabetçi sonuçlara yaklaşılacağını savunan teori |
theory of contestable markets n.
|
|
66 |
Trade/Economic |
iktisadi dalgalanmaları güneş lekeleri ile açıklayan teori |
sunspot theory of business cycle n.
|
|
67 |
Trade/Economic |
klasik teori |
classical theory n.
|
|
68 |
Trade/Economic |
menkul değer fiyat değişmeleri konusunda bir teori |
random walk theory n.
|
|
69 |
Trade/Economic |
ücretin işçi ve işveren arasındaki pazarlık sonucu belirlendiğini savunan teori |
bargaining theory of wages n.
|
|
70 |
Trade/Economic |
ücreti belirli bir sınırın altına düşürmenin olanaksızlığını açıklayan teori |
brazen law of wages n.
|
|
Law |
|
71 |
Law |
kanunun etik veya ideolojik değer taşımaksızın insan yapımı meşru hukuka sıkıştığına dair teori |
positivism n.
|
|
Politics |
|
72 |
Politics |
kapitalizm ve sosyalizmin unsurlarını birleştiren bir teori |
neocapitalism n.
|
|
73 |
Politics |
hükümetin serbest piyasaya müdahalesini sınırlayarak kişisel özgürlüğü en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan politik teori |
neoliberalism n.
|
|
74 |
Politics |
siyasal teori |
political theory n.
|
|
|
75 |
Politics |
eğer bir ülke ya da bölge komünizmi benimserse etrafındakilerin de benimseyeceği düşüncesine dayalı teori |
domino theory n.
|
|
76 |
Politics |
eğer bir ülke ya da bölgede önemli bir gelişme yaşanırsa etrafındakilerin de benzer olaylar yaşayacağına dayalı teori |
domino theory n.
|
|
77 |
Politics |
siyasal teori |
metapolitics n.
|
|
78 |
Politics |
genel kabul görmüş teori veya düşüncelerin değiştirilmesi taraftarlığı |
revisionism n.
|
|
79 |
Politics |
güney vietnam'ın komünizmi benimsemesi halinde kamboçya, laos ve diğer güney asya ülkelerinin de komünizmi benimseneceğine ilişkin teori |
domino effect n.
|
|
80 |
Politics |
aşırı sağın ve aşırı solun birçok açıdan benzer olduğu öne süren siyasi teori |
horseshoe theory n.
|
|
Technical |
|
81 |
Technical |
aksiyomatik teori |
axiomatic theory n.
|
|
82 |
Technical |
evrenin merkezinin dünya olduğuna inanan teori |
geocentric theory n.
|
|
83 |
Technical |
teori ve uygulama |
theory and application n.
|
|
Computer |
|
84 |
Computer |
internetin büyük çoğunluğunun gerçek kullanıcılar yerine botlardan oluştuğunu savunan teori |
dead internet theory n.
|
|
Electric |
|
85 |
Electric |
elektromanyetik teori |
electromagnetic theory n.
|
|
86 |
Electric |
elektromanyetik teori |
electro-magnetic n.
|
|
87 |
Electric |
elektromanyetik teori |
electro-magnetic theory of light n.
|
|
Medical |
|
88 |
Medical |
polifletik teori |
polyphletic theory n.
|
|
89 |
Medical |
psikolojik teori |
psychological theory n.
|
|
90 |
Medical |
psikoanalitik teori |
psychoanalytic theory n.
|
|
91 |
Medical |
(kan biliminde) kan hücrelerinin iki tür kök hücreden meydana geldiğini ileri süren teori |
dualism n.
|
|
Anatomy |
|
92 |
Anatomy |
vücutta her bir organın kendine özgü yapısı olduğunu savunan bir teori |
organicism n.
|
|
Psychology |
|
93 |
Psychology |
bireylerarası teori |
interpersonal theory n.
|
|
94 |
Psychology |
epigenetik teori |
epigenetic theory n.
|
|
95 |
Psychology |
evrimsel teori |
evolutionary theory n.
|
|
96 |
Psychology |
ilişkide olduğu çevrenin niteliğini belirlemede etkili olduğunu savunan bir psikolojik teori |
niche-picking n.
|
|
97 |
Psychology |
içgüdüsel teori |
instinctual theory n.
|
|
98 |
Psychology |
ikili teori |
duplex theory n.
|
|
99 |
Psychology |
meta teori |
metatheory n.
|
|
100 |
Psychology |
nöropsikolojik teori |
neuropsychological theory n.
|
|
101 |
Psychology |
öz-teori |
self-theory n.
|
|
102 |
Psychology |
psikolojik teori |
psychological theory n.
|
|
103 |
Psychology |
psikoanalitik teori |
psychoanalytic theory n.
|
|
104 |
Psychology |
sterokimyasal teori |
stereochemical theory n.
|
|
105 |
Psychology |
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori |
association theory n.
|
|
106 |
Psychology |
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori |
associationism n.
|
|
107 |
Psychology |
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori |
associationist n.
|
|
108 |
Psychology |
insanların kendilerinin ve başkalarının davranışları nedenleri hakkında yargıda bulunduğu yorumlama sürecini ele alan teori |
attribution theory n.
|
|
109 |
Psychology |
sigmund freud ve psikanaliz sisteminin teori ve uygulamalarına ait veya ilişkili |
freudian adj.
|
|
110 |
Psychology |
sigmund freud ve onun psikanaliz sisteminin teori veya uygulamaları ile uyumlu |
freudian adj.
|
|
Physiology |
|
111 |
Physiology |
sinir iletiminin sinir uçları ve sinapslarda belirli maddelerin salgılanmasından kaynaklandığına dayanan teori |
chemical mediation theory n.
|
|
Pathology |
|
112 |
Pathology |
tüm hastalıkların mikrop kaynaklı olduğunu öne süren bir teori |
pangermism n.
|
|
Math |
|
113 |
Math |
yüzeyleri formlarına göre sınıflandıran matematiksel teori |
catastrophe theory n.
|
|
114 |
Math |
tamsayılar arasındaki ilişkileri cebir yöntemleri ile hesaplamakta kullanılan bir teori |
algebraic arithmetic n.
|
|
115 |
Math |
aksiyomatik teori |
axiomatic theory n.
|
|
116 |
Math |
ergodik teori |
ergodic theory n.
|
|
117 |
Math |
potansiyel teori |
potential theory n.
|
|
118 |
Math |
spektral teori |
spectral theory n.
|
|
119 |
Math |
kolay kanıtlanan teori |
porime n.
|
|
120 |
Math |
fizik olaylarını bir veya birden fazla alanın etkilerini hesaba katarak açıklayan matematiksel teori |
field theory n.
|
|
Logic |
|
121 |
Logic |
önermeli fonksiyonlarla ilgili bir teori |
theory of types n.
|
|
122 |
Logic |
verilen bir cümlenin doğru olduğu bir teori |
model n.
|
|
123 |
Logic |
(formel teori) tutarsızlaştırılabilen |
incomplete adj.
|
|
Physics |
|
124 |
Physics |
büyük birleşik teori |
grand unified theory n.
|
|
125 |
Physics |
büyük birleşik teori |
grand unification theory n.
|
|
126 |
Physics |
kinetik teori |
kinetic theory n.
|
|
127 |
Physics |
nükleer teori |
atomic theory n.
|
|
128 |
Physics |
potansiyel teori |
potential theory n.
|
|
129 |
Physics |
elektrozayıf teori |
quantum flavourdynamics n.
|
|
130 |
Physics |
elektrozayıf teori |
electroweak theory n.
|
|
131 |
Physics |
dört boyutlu uzay ve zaman fikrine yeni boyutlar ekleyen teori |
kaluza-klein theory n.
|
|
132 |
Physics |
kinetik teori |
kinetic theory of heat n.
|
|
133 |
Physics |
ısının özel bir madde türü yerine madde taneciklerinin özel bir hareketi olduğunu öne süren teori |
dynamical theory of heat n.
|
|
134 |
Physics |
elektrozayıf teori |
qfd (quantum flavourdynamics) abrev.
|
|
Chemistry |
|
135 |
Chemistry |
sulu çözeltileri asit ve baz cinsinden tanımlamaya yarayan bir teori |
theory of dissociation n.
|
|
136 |
Chemistry |
sulu çözeltileri asit ve baz cinsinden tanımlamaya yarayan bir teori |
arrhenius theory of dissociation n.
|
|
137 |
Chemistry |
sulu çözeltileri asit ve baz cinsinden tanımlamaya yarayan bir teori |
theory of electrolytic dissociation n.
|
|
138 |
Chemistry |
bütün indikatörlerin iyonlaşma ile renk değiştiren zayıf asit veya bazlar olduğuna dair bir teori |
theory of indicators n.
|
|
139 |
Chemistry |
bütün indikatörlerin iyonlaşma ile renk değiştiren zayıf asit veya bazlar olduğuna dair bir teori |
ostwald's theory of indicators n.
|
|
140 |
Chemistry |
kimyasal bileşiklerin sınırlı sayıdaki tip bileşikten ikame edilerek türetildiğine dair bir teori |
type theory n.
|
|
141 |
Chemistry |
birimsel teori |
unitary theory n.
|
|
142 |
Chemistry |
bütün bileşik moleküllerinin birer birim olduğunu savunan teori |
unitary theory n.
|
|
143 |
Chemistry |
tüm kimyasal bileşiklerin zıt ve farklı iki bileşenden oluştuğunu öne süren teori |
binary theory n.
|
|
144 |
Chemistry |
tüm kimyasal bileşiklerin zıt ve farklı iki bileşenden oluştuğunu öne süren teori |
dualism n.
|
|
145 |
Chemistry |
bileşiklerin yapısına ilişkin eski bir teori |
dualistic system n.
|
|
146 |
Chemistry |
immünolojik olguların kimyasal temeline dayanan bir teori |
side-chain theory n.
|
|
Biology |
|
147 |
Biology |
organizmadaki değişikliklerin vücut parçalarının kullanılma düzeyi ile ilgili olduğu ve yavru döllere aktarıldığını savunan bir teori |
lamarckianism n.
|
|
148 |
Biology |
organizmadaki değişikliklerin vücut parçalarının kullanılma düzeyi ile ilgili olduğu ve yavru döllere miras bırakıldığını savunan bir teori |
lamarckism n.
|
|
149 |
Biology |
bir neslin karakter özelliklerinin önceki nesillerden nasıl elde edildiğine dair bir teori |
theory of inheritance n.
|
|
150 |
Biology |
bireyin, üreme hücresinde bulunan tam olarak oluşmuş bir organizmanın büyümesiyle geliştiğine dair teori |
theory of preformation n.
|
|
151 |
Biology |
biyolojik grubun (ırk, tür) tarihsel gelişimini ortaya koyan teori |
transformism n.
|
|
152 |
Biology |
günümüzde geçersiz olan hücrebilimsel bir teori |
alveolar theory n.
|
|
153 |
Biology |
endosimbiyotik teori |
endosymbiotic theory n.
|
|
154 |
Biology |
bir genin canlının hayatta kalma şansını azaltmasına rağmen akrabalarına fayda getiriyorsa gelecek nesillere aktarılacağını ifade eden bir teori |
kin selection n.
|
|
155 |
Biology |
organizmaların ortak özelliklerinin doğru evrimsel ilişkileri sunacağı görüşüne dayanan bir teori |
cladism n.
|
|
156 |
Biology |
canlı organizmaların diğer canlı organizmalardan germ hücrelerinin büyüyüp farklılaşmasıyla geliştiğini öne süren teori |
germ theory n.
|
|
157 |
Biology |
dişi üreme hücresinin bütün organizmayı barındırdığını ve erkek hücrenin hiçbir katkısı bulunmadığını ifade eden teori |
ovism n.
|
|
158 |
Biology |
kalıtsal bilgilerin bulunduğu gemüllerin eşey organlarda bütünleşerek üreme hücrelerine aktarıldığını öne süren bir teori |
pangenesis n.
|
|
159 |
Biology |
hayvanın bir parçasının insan vücuduna alınması durumunda o kısma karşılık gelen insan organının iyileşeceğini veya etkileneceğini iddia eden teori |
sarcology n.
|
|
160 |
Biology |
hastalığın her zaman organ yapısındaki bir lezyonla ilişkili olduğunu öne süren bir teori |
organicism n.
|
|
161 |
Biology |
yaşam ve yaşam süreçlerinin bir arada işlediğini savunan bir teori |
organicism n.
|
|
162 |
Biology |
spermin embriyonun önceden oluşmuş ilk halini içerdiği şeklindeki eski bir teori |
spermism n.
|
|
Astronomy |
|
163 |
Astronomy |
evrende yaşamın olmasının erken evrimleşmeyi sınırlayacağını savunan kozmolojik teori |
anthropic principle n.
|
|
164 |
Astronomy |
gök cisimlerin evrimini ele alan teori |
astrogeny n.
|
|
165 |
Astronomy |
gök cisimlerin evrimini ele alan teori |
astrogony n.
|
|
166 |
Astronomy |
evrenin sonunun gelmesiyle ilgili bir teori |
big chill n.
|
|
167 |
Astronomy |
evrenin sonunun gelmesiyle ilgili bir teori |
big freeze n.
|
|
168 |
Astronomy |
evrenin sonunun gelmesiyle ilgili bir teori |
big rip n.
|
|
169 |
Astronomy |
evrenin büyük patlama sonrasında genişlemeyi sürdürdüğüne ilişkin teori |
inflation theory n.
|
|
170 |
Astronomy |
evrenin büyük patlama sonrasında genişlemeyi sürdürdüğüne ilişkin teori |
inflationary universe n.
|
|
171 |
Astronomy |
evrenin büyük patlama'dan sonra kısa süreli bir üstel genişleme döneminden geçtiğini öne süren bir teori |
cosmic inflation n.
|
|
172 |
Astronomy |
evrenin büyük patlama'dan sonra kısa süreli bir üstel genişleme döneminden geçtiğini öne süren bir teori |
inflation theory n.
|
|
Zoology |
|
173 |
Zoology |
memelilerde azı dişlerinin gelişimine ilişkin bir teori |
trituberculy n.
|
|
174 |
Zoology |
mikroskobik hayvanlarla ilgili psikolojik ve patolojik olguları açıklayan bir teori |
animalculism n.
|
|
Botanic |
|
175 |
Botanic |
bitki morfolojisinde bir teori |
tunica-corpus theory n.
|
|
Social Sciences |
|
176 |
Social Sciences |
sosyal teori geliştirme |
social theorizing n.
|
|
177 |
Social Sciences |
kuir teori |
queer theory n.
|
|
178 |
Social Sciences |
vegan teori |
vegan theory n.
|
|
179 |
Social Sciences |
kuir teori |
queer theory n.
|
|
180 |
Social Sciences |
beyaz ırkın, özellikle de germen ırkının diğerlerinden üstün olduğunu savunan teori |
gobinism n.
|
|
181 |
Social Sciences |
insanların farklı ancak eşit olduğunu savunan teori |
intersectionality theory n.
|
|
182 |
Social Sciences |
insanların farklı ancak eşit olduğunu savunan teori |
intersectional theory n.
|
|
183 |
Social Sciences |
toplumun fikir, inanç ve iradeden meydana gelip canlı organizmalar gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve öldüğünü savunan bir teori |
organicism n.
|
|
Education |
|
184 |
Education |
ingiltere'de matematik, fen, dil gibi alanlarda tamamlayıcı teori ve pratik çalışmalar içeren bir okul programı |
nuffield teaching project n.
|
|
185 |
Education |
klasik sosyal teori |
classical social theory n.
|
|
Literature |
|
186 |
Literature |
shakespeare'e atfedilen oyunların aslında bacon tarafından yazıldığını öne süren teori |
baconian theory n.
|
|
Linguistics |
|
187 |
Linguistics |
dil sistemine kabul edilecek varlık türleriyle ilgili teori |
ontology n.
|
|
188 |
Linguistics |
dillerin farklı zaman dilimlerinde farklı yerlerde birbirlerinden bağımsız şekilde geliştiklerine ilişkin teori |
polygenesis n.
|
|
History |
|
189 |
History |
tedavilerini hastanın durumunu gözlemlemek yerine teori ve akıl yürütmeye dayandıran eski bir hekim okulunun üyesi |
methodic n.
|
|
Archaeology |
|
190 |
Archaeology |
dinozorların çoğunun kretase döneminin sonunda yok olduğuna dair bir paleontolojik teori |
alvarez theory n.
|
|
191 |
Archaeology |
dinozorların çoğunun kretase döneminin sonunda yok olduğuna dair bir paleontolojik teori |
alvarez hypothesis n.
|
|
Religious |
|
192 |
Religious |
6. yüzyılda yaşamış halikarnaslı rahip julian tarafından ortaya atılan inanışa ters düşen teori |
julianism n.
|
|
193 |
Religious |
tanrı, akıl, ruh ve bireyin dünyayla olan ilişkisinin içkinlik olduğunu savunan teori |
immanentism n.
|
|
194 |
Religious |
ilahi inayetin tanrı tarafından bahşedilmesi nedeniyle faydalı olduğunu savunan molinist bir teori |
congruism n.
|
|
195 |
Religious |
hristiyanların toplum ve yönetim faaliyetlerinde karar veren kutsal varlığa sahip olduğunu öne süren bir teori |
dominionism n.
|
|
196 |
Religious |
şeytanın evren iradesini kontrol ettiğini kabul eden gnostik bir teori |
pansatanism n.
|
|
Philosophy |
|
197 |
Philosophy |
fiziksel olayların ya da bilincin yalnızca beynin bir işlevi ya da ürünü olduğunu iddia eden teori |
cerebralism n.
|
|
198 |
Philosophy |
bilginin sosyo-kültürel bağlamı tarafından şekillendirildiğini öne süren teori |
relationism n.
|
|
199 |
Philosophy |
rastlantıların nesnel bir gerçeklik olarak evrime yön verdiğine dair teori |
tychism n.
|
|
200 |
Philosophy |
gerçekliği hem teolojik hem de felsefi bir yönü olduğuna dair bir teori |
twofold truth n.
|
|
201 |
Philosophy |
nesne veya fenomenleri basit bölünmez varlıklardan inşa edilmiş olarak ele alan teori |
atomism n.
|
|
202 |
Philosophy |
vücudu fonksiyonlarına bilincin eşlik ettiği ancak bilinç tarafından kontrol edilmeyen bir makine olarak ele alan bir teori |
automatism n.
|
|
203 |
Philosophy |
bütünün parçalarının bütünle ilişkisi olmadan var olamayacağı ve anlaşılamayacağını öne süren bir teori |
holistic theory n.
|
|
204 |
Philosophy |
maddenin kötülüğün kaynağı olduğunu savunan teori |
hylism n.
|
|
205 |
Philosophy |
maddenin duyusal olduğunu savunan teori |
hylopathism n.
|
|
206 |
Philosophy |
nicel değerlendirme gerektirmeyen verilerin göz ardı edilmesiyle nesnelliği vurgulayan bir teori |
objectivism n.
|
|
207 |
Philosophy |
ahlaki iyinin özel bir yeti veya iç görü olmaksızın doğal ve gözlemlenebilir olduğunu varsayan bir teori |
objectivism n.
|
|
208 |
Philosophy |
ahlaki iyinin doğal olmayan bir şey olduğunu öne süren bir teori |
objectivism n.
|
|
209 |
Philosophy |
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori |
dingdong theory n.
|
|
210 |
Philosophy |
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori |
ding-dong theory n.
|
|
211 |
Philosophy |
nesnenin doğrudan bilinebileceğini savunan epistemolojik teori |
immediatism n.
|
|
212 |
Philosophy |
toplumun saf objektif mekanik terimli analizlere karşı hassasiyeti bulunduğu ve sosyal değerler ve normatif standartların yalnızca epifenomen olduğuna ilişkin teori |
positivism n.
|
|
213 |
Philosophy |
normatif etik kapsamında yer alan bir teori |
contractarianism n.
|
|
214 |
Philosophy |
insan ruhunun cismanileşme öncesinde var olduğuna dayanan bir teori |
preexistentism n.
|
|
215 |
Philosophy |
nesnelerin bakan öznedeki algılarıyla özdeş olduklarını öne süren teori |
presentationism n.
|
|
216 |
Philosophy |
bilginin sosyo-kültürel bağlamı tarafından şekillendirildiğini öne süren teori ile ilgili |
relationist adj.
|
|
217 |
Philosophy |
yapısalcı bir teori, yöntem veya uygulamaya bağlı kimse |
constructivist adj.
|
|
Geography |
|
218 |
Geography |
günümüzdeki okyanuslarda yaşanan gelgit üzerine ortaya atılmış teori |
tidal theory n.
|
|
Geology |
|
219 |
Geology |
tüm kaya yüzeylerinin suyun etkisiyle oluştuğunu ortaya atan, artık kullanılmayan teori |
neptunism n.
|
|
220 |
Geology |
geleneksel teori |
conventional theory n.
|
|
221 |
Geology |
kaya tabakalarındaki büyük değişimleri kademeli evrim süreçleriyle açıklayan teori |
gradualism n.
|
|
222 |
Geology |
dünya yüzeyinin nuh tufanı ile şekillendiğini savunan eski bir teori |
diluvialism n.
|
|
223 |
Geology |
dünya yüzeyinin nuh tufanı ile şekillendiğini savunan eski bir teori |
diluvianism n.
|
|
224 |
Geology |
tüm kayaçların eriyik bir kitlenin katılaşması ile oluştuğunu öne süren çürütülmüş bir teori |
plutonism n.
|
|
Military |
|
225 |
Military |
temel teori |
basic theory n.
|
|
Music |
|
226 |
Music |
belirli notaların sürelerini değiştirerek vurgulama elde edileceğine dair teori |
agogics n.
|
|