|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
General |
|
1 |
General |
want to think v.
|
düşünmek istemek |
|
These are a few of the things we want to think about.
Bunlar üzerinde düşünmek istediğimiz şeylerden birkaçı.
More Sentences
|
2 |
General |
be unable to think v.
|
kafa kalmamak |
|
3 |
General |
think something becoming to v.
|
yakıştırmak |
|
4 |
General |
not to think much of v.
|
iyi gözle bakmamak |
|
5 |
General |
not to think much of v.
|
gözü tutmamak |
|
6 |
General |
start to think he's/she's something special v.
|
ne oldum delisi olmak |
|
7 |
General |
not to be able to think of v.
|
akıl edememek |
|
8 |
General |
compel someone to think v.
|
düşünmeye zorlamak |
|
9 |
General |
be impossible to think the opposite v.
|
aksi düşünülemez olmak |
|
10 |
General |
be too tired to think v.
|
(yorgunluktan) beyni durmak |
|
11 |
General |
be too tired to think v.
|
(yorgunluktan) kafası durmak |
|
12 |
General |
need time to think v.
|
düşünmek için zamana ihtiyacı olmak |
|
13 |
General |
think of going to law school v.
|
hukuk okumayı düşünmek |
|
14 |
General |
think of going to law school v.
|
hukuk fakültesine gitmeyi düşünmek |
|
15 |
General |
think to yourself v.
|
(bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek |
|
16 |
General |
try to think of ways to v.
|
...manın yollarını aramak |
|
17 |
General |
cause someone to think v.
|
düşündürtmek |
|
|
Phrasals |
|
18 |
Phrasals |
think to (do something) v.
|
(bir şey yapmayı) düşünmek |
|
Phrases |
|
19 |
Phrases |
come to think of it expr.
|
demişken |
|
20 |
Phrases |
I shudder to think expr.
|
korkarım ki |
|
21 |
Phrases |
I dread to think expr.
|
korkarım ki |
|
Colloquial |
|
22 |
Colloquial |
think to do v.
|
yapmayı düşünmek |
|
23 |
Colloquial |
I dread to think (how, what) expr.
|
(nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor |
|
24 |
Colloquial |
I dread to think (how, what) expr.
|
(nasıl olduğunu, ne olduğunu) düşünmek bile istemiyorum |
|
25 |
Colloquial |
I dread to think (how, what) expr.
|
(nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor |
|
26 |
Colloquial |
I shudder to think (how, what) expr.
|
(nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor |
|
27 |
Colloquial |
I shudder to think (how, what) expr.
|
(nasıl olduğunu, ne olduğunu) düşünmek bile istemiyorum |
|
28 |
Colloquial |
I shudder to think (how, what) expr.
|
(nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor |
|
29 |
Colloquial |
I shudder/dread to think expr.
|
korkarım ki |
|
30 |
Colloquial |
I shudder/dread to think expr.
|
düşüncesi bile beni ürkütüyor |
|
31 |
Colloquial |
I shudder/dread to think expr.
|
düşününce tüylerim diken diken oluyor |
|
32 |
Colloquial |
to think (that) expr.
|
düşünsene |
|
33 |
Colloquial |
to think (that) expr.
|
inanılmaz |
|
34 |
Colloquial |
to think (that) expr.
|
hayret bir şey |
|
Idioms |
|
35 |
Idioms |
be unable to hear (oneself) think v.
|
kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak |
|
36 |
Idioms |
be unable to hear (oneself) think v.
|
kafasını toparlayamamak/toplayamamak |
|
37 |
Idioms |
be unable to hear (oneself) think v.
|
gürültüden dolayı konsantre olamamak |
|
|
38 |
Idioms |
be unable to hear (oneself) think v.
|
kafası şişmek |
|
39 |
Idioms |
be unable to hear yourself think v.
|
kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak |
|
40 |
Idioms |
be unable to hear yourself think v.
|
kafasını toparlayamamak/toplayamamak |
|
41 |
Idioms |
be unable to hear yourself think v.
|
gürültüden dolayı konsantre olamamak |
|
42 |
Idioms |
be unable to hear yourself think v.
|
kafası şişmek |
|
43 |
Idioms |
can't bear to think about (something) v.
|
düşünmeye bile katlanamamak |
|
44 |
Idioms |
can't bear to think about (something) v.
|
düşünmeye bile dayanamamak |
|
45 |
Idioms |
can't bear to think about (something) v.
|
düşünmeye bile tahammül edememek |
|
46 |
Idioms |
can't bear to think about (something) v.
|
düşüncesini bile kaldıramamak |
|
47 |
Idioms |
can't bear to think about (something) v.
|
düşünmek bile istememek |
|
48 |
Idioms |
can't bear to think about (something) v.
|
düşüncesi bile hasta etmek/midesini bulandırmak |
|
49 |
Idioms |
give (one) something to think about v.
|
haddini bildirmek |
|
50 |
Idioms |
give (one) something to think about v.
|
ağzının payını vermek |
|
51 |
Idioms |
give (one) something to think about v.
|
dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek |
|
52 |
Idioms |
hardly have time to think v.
|
başını kaşıyacak vakti olmamak |
|
53 |
Idioms |
hardly have time to think v.
|
çok yoğun/meşgul olmak |
|
54 |
Idioms |
give someone furiously to think v.
|
birini bir konuyu ciddiyetle düşünmeye teşvik etmek |
|
55 |
Idioms |
give someone furiously to think v.
|
birinin bir konuyu derinlemesine/yoğun bir şekilde düşünmesine neden olmak |
|
56 |
Idioms |
give someone furiously to think v.
|
bir şeye kafa yormasını sağlamak |
|
57 |
Idioms |
give someone furiously to think v.
|
bir konuyu ayrıntılı düşünmesini sağlamak |
|
58 |
Idioms |
think to (oneself) v.
|
(kendi kendine) düşünmek |
|
59 |
Idioms |
think to (oneself) v.
|
(kendi içinde) düşünmek |
|
60 |
Idioms |
give (one) furiously to think v.
|
(birini) bir konuyu ciddiyetle düşünmeye teşvik etmek |
|
61 |
Idioms |
give (one) furiously to think v.
|
(birinin) bir konuyu derinlemesine/yoğun bir şekilde düşünmesine neden olmak |
|
62 |
Idioms |
give (one) furiously to think v.
|
(birinin) bir şeye kafa yormasını sağlamak |
|
63 |
Idioms |
give (one) furiously to think v.
|
(birinin) bir konuyu ayrıntılı düşünmesini sağlamak |
|
64 |
Idioms |
give somebody something to think about v.
|
dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek |
|
65 |
Idioms |
give somebody something to think about v.
|
birine ağzının payını vermek |
|
66 |
Idioms |
give somebody something to think about v.
|
birine haddini bildirmek |
|
67 |
Idioms |
think fit (to do something) v.
|
(bir şey yapmayı) uygun görmek |
|
68 |
Idioms |
think fit (to do something) v.
|
(bir şey yapmayı) uygun bulmak |
|
69 |
Idioms |
to think expr.
|
düşünsene |
|
70 |
Idioms |
to think expr.
|
hayret bir şey |
|
71 |
Idioms |
to think expr.
|
inanamıyorum |
|
72 |
Idioms |
come to think of it expr.
|
aklıma gelmişken söyleyeyim |
|
Speaking |
|
73 |
Speaking |
when you're in army you got a lot of time to think n.
|
askerdeyken düşünecek çok vaktin oluyor |
|
74 |
Speaking |
just give me some time to think about that n.
|
bunu düşünmem için bana biraz zaman tanı |
|
75 |
Speaking |
come to think of it expr.
|
aklıma gelmişken |
|
76 |
Speaking |
it's normal to think that way expr.
|
böyle düşünmen normal |
|
77 |
Speaking |
I'll have to think about that for a while expr.
|
bunu biraz düşünmeliyim |
|
|
78 |
Speaking |
I don't think I'm getting through to you expr.
|
beni anlayacağını sanmıyorum |
|
79 |
Speaking |
it's normal to think that way expr.
|
böyle düşünmeniz normal |
|
80 |
Speaking |
I'm gonna have to think about it expr.
|
bunu biraz düşünmem gerek |
|
81 |
Speaking |
I don't think it's too much to ask expr.
|
çok şey istediğimi sanmıyorum |
|
82 |
Speaking |
come to think of it expr.
|
düşündüm de |
|
83 |
Speaking |
I want you to think very hard before you answer expr.
|
cevap vermeden önce iyi düşünmeni istiyorum |
|
84 |
Speaking |
come to think of it expr.
|
düşün ki |
|
85 |
Speaking |
I have to think about it expr.
|
düşünmeliyim |
|
86 |
Speaking |
I haven't had a chance to think expr.
|
düşünme şansım olmadı |
|
87 |
Speaking |
I dread to think expr.
|
düşününce tüylerim diken diken oluyor |
|
88 |
Speaking |
what do you have to think about? expr.
|
düşünecek ne var? |
|
89 |
Speaking |
I dread to think expr.
|
düşüncesi bile beni ürkütüyor |
|
90 |
Speaking |
give yourself time to think expr.
|
düşünmek için kendine zaman ver |
|
91 |
Speaking |
i've had a lot of time to think expr.
|
düşünmek için çok vaktim oldu |
|
92 |
Speaking |
i'm trying to think expr.
|
düşünmeye çalışıyorum |
|
93 |
Speaking |
I shudder to think expr.
|
düşününce tüylerim diken diken oluyor |
|
94 |
Speaking |
if you come to think about it expr.
|
düşünülecek olursa |
|
95 |
Speaking |
come to think of it expr.
|
düşün bir kere |
|
96 |
Speaking |
I shudder to think expr.
|
düşüncesi bile beni ürkütüyor |
|
97 |
Speaking |
come to think of it expr.
|
hazır aklıma gelmişken |
|
98 |
Speaking |
I have to think about my future expr.
|
geleceğimi düşünmek zorundayım |
|
99 |
Speaking |
come to think of it expr.
|
hele bir düşün bakalım |
|
100 |
Speaking |
what am i supposed to think? expr.
|
ne düşünmeliyim? |
|
101 |
Speaking |
at that point we started to think there may be something in this expr.
|
o noktada bunda bir şeyler olduğunu düşünmeye başladık |
|
102 |
Speaking |
come to think of it expr.
|
madem açtın konuyu |
|
103 |
Speaking |
you think we have nothing to talk about? expr.
|
konuşacak bir şeyimiz olmadığını mı düşünüyorsun? |
|
104 |
Speaking |
what makes you think you're going to be safe there? expr.
|
orada güvende olacağını düşündüren ne? |
|
105 |
Speaking |
who do you think you are to lay a finger on me? expr.
|
sen kim oluyorsun da bana el kaldırıyorsun? |
|
106 |
Speaking |
what makes you think he's gonna listen to you? expr.
|
seni dinleyeceğini mi düşünüyorsun? |
|
107 |
Speaking |
I think you've got something that belongs to me expr.
|
sanırım sende bana ait bir şey var |
|
108 |
Speaking |
do you think it's going to be fun? expr.
|
sence eğlenceli olacak mı? |
|
109 |
Speaking |
who do you think you're talking to? expr.
|
sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun? |
|
110 |
Speaking |
I think it's the right thing to do expr.
|
sanırım yapılacak doğru şey bu |
|
111 |
Speaking |
I was trying to think of something to say expr.
|
söyleyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordum |
|
112 |
Speaking |
I think it's time for us to leave expr.
|
sanırım gitme vaktimiz geldi |
|
113 |
Speaking |
I think you've got something that belongs to me expr.
|
sanırım sende bana ait olan bir şey var |
|
114 |
Speaking |
I think I'm starting to get you expr.
|
sanırım seni anlamaya başlıyorum |
|
115 |
Speaking |
I don't want you to think that all the turks are the same expr.
|
tüm türklerin aynı olduğunu düşünmenizi istemem |
|
116 |
Speaking |
I don't want you to think that all turks are like that expr.
|
tüm türklerin öyle olduğunu düşünmenizi istemem |
|
117 |
Speaking |
you don't need to think like that expr.
|
böyle düşünmene gerek yok |
|
118 |
Speaking |
you don't need to think like that expr.
|
bu şekilde düşünmene gerek yok |
|
Slang |
|
119 |
Slang |
who the fuck do you think you're talking to? expr.
|
sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun? |
|
120 |
Slang |
who the hell do you think you're talking to? expr.
|
sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun? |
|