troubled - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

troubled

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "troubled" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
troubled adj. sıkıntılı
General
troubled adj. sorun edilen
troubled adj. rahatsız
troubled adj. dert sahibi
troubled adj. tasalı
troubled adj. bulanık
troubled adj. tedirgin
troubled adj. sıkkın
troubled adj. sorunlu
troubled adj. sıkıntı
troubled adj. belalı

Bedeutungen, die der Begriff "troubled" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 36 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
troubled waters n. bulanık sular
troubled teenager n. sorunlu ergen
troubled waters n. sıkıntılı durum
troubled waters n. içinden çıkılması güç durum
pour oil on troubled waters v. ortalığı yatıştırmaya çalışmak
be troubled with v. rahatsız olmak
feel troubled v. merak etmek
be troubled v. üzülmek
be troubled about v. üzülmek
be troubled with v. rahatsızlık duymak
be troubled v. dertlenmek
be troubled v. merak etmek
feel troubled v. üzülmek
be troubled v. derde düşmek
pour oil on troubled waters v. tartışmayı yatıştırmak
pour oil on troubled waters v. heyecanı yatıştırmak
pour oil on troubled waters v. sükuneti sağlamak
be troubled v. dert sahibi olmak
be troubled v. derdi olmak
fish in troubled waters v. tehlikeli sularda yüzmek
fish in troubled waters v. karmaşık bir durumdan fayda sağlamak
fish in troubled waters v. krizi fırsata çevirmek
fish in troubled waters v. olumsuz bir durumdan kişisel fayda elde etmek
fish in troubled waters v. şahsi çıkar sağlamak
Colloquial
troubled rock star expr. sorunlu rock yıldızı
Idioms
fish in troubled waters v. başkalarının zayıflıklarından yararlanmak
fish in troubled waters v. bulanık suda balık avlamak
fish in troubled waters v. başkasının boş anından istifade etmek
fish in troubled waters v. düşen insandan fayda sağlamak
pour oil on troubled waters v. fırtınayı dindirmek
pour oil on troubled water v. heyecanı yatıştırmak
pour oil on troubled waters v. ortalığı yatıştırmak
pour oil on troubled waters v. kavga edenleri sakinleştirmek
Trade/Economic
troubled asset relief program (tarp) n. sorunlu varlıkları kurtarma programı
troubled asset relief program n. sorunlu varlıkları kurtarma programı
Politics
the troubled asset relief program n. sorunlu varlıkları kurtarma programı