Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | uyararak | admonishingly adv. |
General | uyararak | excitingly adv. |
General | uyararak | admonitorily adv. |
General | uyararak | premonitorily adv. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | etraftakileri yüksek seslerle uyararak suçlu kovalama | hue and cry n. |
General | (önceden uyararak) vazgeçirmek | diswarn v. |
Physiology | ||
Physiology | birbirini takip eden mekanik şoklarla sinirleri uyararak kaslarda tetanik spazmlara neden olan cihaz | tetanomotor n. |
Physiology | eşey organlarını uyararak üremeyi kontrol eden hormon | gonadotrophic hormone n. |
Pathology | ||
Pathology | midedeki asit salgılayan hücreleri uyararak aşırı asit üretimi sonucu sindirim sisteminde ülsere sebep olan bir pankreas tümörü | zollinger-ellison syndrome (zes) n. |