Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | very lucky adj. | çok şanslı | ||
The reality is that we were very lucky. Gerçek şu ki biz çok şanslıydık. More Sentences |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be very lucky v. | çok şanslı olmak | ||
The doctors say Tom was very lucky. Doktorlar Tom'un çok şanslı olduğunu söylüyor. More Sentences |
||||
Speaking | ||||
Speaking | I realize i'm very lucky expr. | oldukça şanslı olduğumun farkındayım | ||
Speaking | you are very lucky there expr. | siz orada çok şanslısınız |