view (of) - Türkisch Englisch Wörterbuch

view (of)

Bedeutungen, die der Begriff "view (of)" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 196 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
point of view n. bakış açısı
From a quite pragmatic point of view, though, they do guarantee the citizen a minimum of protection from the State.
Yine de oldukça pragmatik bir bakış açısıyla vatandaşa Devletten asgari bir koruma sağlarlar.

More Sentences
General
point of view n. görüş
I am very pleased the Committee on Budgets has accepted our point of view and I hope the Commission does as well.
Bütçe Komisyonunun görüşümüzü kabul etmesinden büyük memnuniyet duyuyorum ve umarım Komisyon da kabul eder.

More Sentences
point of view n. açı
The EU, as one of the most important regions from all these points of view, clearly has a special responsibility.
Tüm bu açılardan bakıldığında en önemli bölgelerden biri olan AB'nin özel bir sorumluluğu olduğu açıktır.

More Sentences
view of life n. hayata bakış (açısı)
Their view of life may appear strange.
Hayata bakışları tuhaf görünebilir.

More Sentences
Phrases
in view of expr. göz önüne alındığında
And this is an operation that is becoming still more necessary in view of the now impending enlargement.
Ve bu, yaklaşan genişleme göz önüne alındığında daha da gerekli hale gelen bir operasyondur.

More Sentences
in view of expr. karşısında
In view of this situation, I am no longer calling for greater involvement in the process.
Bu durum karşısında artık sürece daha fazla katılım çağrısında bulunmuyorum.

More Sentences
in view of expr. ışığında
Within the Union, various scenarios have been discussed in view of the current situation.
Birlik içinde, mevcut durum ışığında çeşitli senaryolar tartışılmıştır.

More Sentences
in view of (something) expr. (bir şey) göz önünde bulundurularak
In view of this it was deemed appropriate to consider the situation further.
Bu durum göz önünde bulundurularak konunun daha ayrıntılı olarak ele alınması uygun görülmüştür.

More Sentences
Computer
point of view n. bakış açısı
What I ask, ladies and gentlemen, is that we should respect each other's points of view.
Hanımefendiler ve beyefendiler, birbirimizin bakış açılarına saygı göstermemizi rica ediyorum.

More Sentences
General
field of view n. görüş alanı
point of view n. noktainazar
point of view n. görüş açısı
point of view n. bakım
point of view n. cihet
one's view of life n. hayata bakışı
narrow point of view n. dar bakış açısı
wide field of view n. geniş görüş alanı
shifting point of view n. değişen görüş açısı
theoretical point of view n. teorik bakış açısı
pov (point of view) n. bakış açısı
field of view n. sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre
hold view of someone v. biri hakkında görüş sahibi olmak
look from different point of view v. başka yönden bakmak
see from different point of view v. başka yönden bakmak
take a bright view of v. olumlu bakmak
adopt as a point of view v. felsefe edinmek
come round (to another's point of view) v. yola gelmek
bring (someone) round (to another's point of view) v. yola getirmek
get out of view v. gözden kaybolmak
get out of view v. görüş alanının dışında çıkmak
get out of view v. gözle görülemeyecek kadar uzaklaşmak
get out of view v. görüş uzaklığının dışında kalmak
develop a point of view v. bakış açısı geliştirmek
gain a different point of view v. farklı bir bakış açısı kazanmak
have a clear view of v. net bir şekilde görmek
look his/her point of view v. kendi açısından bakmak
give point of view v. bakış açısı kazandırmak
from the point of view of economics adv. ekonomik bakımdan
from different points of view adv. çeşitli açılardan
from one's point of view adv. kendi yönünden
in the view of such information adv. bu bilgilerin ışığında
from an objective (point of) view adv. dışarıdan bakınca
from every point of view adv. her bakımdan
from different point of view adv. farklı açıdan
from different point of view adv. farklı yönden
from a different point of view adv. farklı bir açıdan
from a tax point of view adv. vergi açısından (bakıldığında)
from your point of view adv. senin açından
from the point of view adv. görüşüne göre
from the point of view adv. bakış açısından
from another point of view adv. diğer açıdan
with the view of prep. niyetiyle
with the view of prep. umuduyla
from the point of view prep. bakımından
in view of prep. -den ötürü
with the view of prep. maksadıyla
from the point of view of prep. itibarı ile
in view of the fact that conj. göz önünde bulundurarak
Phrases
in view of v. göz önünde tutarak
in view of prep. eğer
starting from this (point of view) expr. buradan hareketle
from my point of view expr. benim açımdan
when considered from this point of view expr. bu açıdan bakıldığında
starting from this (point of view) expr. bundan hareketle
from my point of view expr. benim bakış açıma göre
from my point of view expr. benim bakış açımdan
from this point of view expr. bu bakış açısından yola çıkarak
from this point of view expr. bu bakış açısından hareketle
starting from this (point of view) expr. bundan yola çıkarak
from this point of view expr. bu gözle
from my point of view expr. bana göre
from our point of view expr. bizim açımızdan
from this point of view expr. bundan yola çıkarak
starting from this (point of view) expr. buradan yola çıkarak
from my point of view expr. benim durduğum yerden
from this point of view expr. bu noktadan hareketle
from my point of view expr. benim görüşüme göre
from this point of view expr. bu bakımdan
from this point of view expr. buradan hareketle
from my point of view expr. bence
from this point of view expr. bundan hareketle
in my point of view expr. benim bakış açıma göre
from a certain point of view expr. belli bir bakış açısına göre
from a certain point of view expr. bir açıdan bakılırsa
from my point of view expr. buradan bakınca
multiple points of view expr. çok sayıda görüş
in view of expr. hesaba katınca
in view of everyone expr. ele güne karşı
in view of expr. göz önünde tutulursa
in view of expr. göz önüne alınacak olursa
from my point of view expr. fikrimce
in view of expr. göre
in view of expr. göz önüne alınca
from your point of view expr. sizin açınızdan
in view of expr. -den dolayı
in view of expr. yüzünden
in view of expr. -den dolayı hesaba katınca
in view of expr. göz önüne alınacak olursa
in view of expr. göz önünde tutulursa
in view of expr. düşünerek
in view of expr. dolayısıyla
in the view of (someone) expr. (birinin) görüşüne/fikrine göre
in the view of (someone) expr. (birinin) düşüncesine göre
in view of (something) expr. (bir şeyden) ötürü
in view of (something) expr. (bir şeyi) göz önünde tutarak/bulundurarak
in view of (something) expr. (bir şeyi) göz önüne alınca
in view of (something) expr. (bir şeyi) hesaba katınca
in view of (something) expr. (bir şeyden) dolayı
in view of (something) expr. (bir şey) dolayısıyla
Colloquial
different point of view n. farklı açı
from your point of view expr. sizin bakış açınızla
from a professional point of view expr. profesyonel açıdan bakınca
Idioms
a bird’s-eye view (of something) n. (bir şeyin) kuş bakışı görünümü/görüntüsü/manzarası
a point of view n. birinin fikri
a point of view n. birinin görüşü
a point of view n. bakış açısı
a point of view n. bir şey gözü
a point of view n. bir şey bakımı
(one's) point of view n. (birinin) kişisel fikri
(one's) point of view n. (birinin) şahsi görüşü
(one's) point of view n. (birinin) kendi görüşü
(one's) point of view n. (birinin) kendi kanaati/düşüncesi
have a worm's eye view of something v. bir konunun az veya önmesiz olan kısmını bilmek
take a dim view of v. doğru bulmamak
go out of view v. görüş açısının dışında kalmak
go out of view v. görüş açısının dışına çıkmak
go out of view v. görememek
take a dim view of v. olumsuz bakmak
take a dim view of v. soğuk bakmak (bir şeyi yapmaya vb)
take a poor view of (someone or something) [uk] v. (birine/bir şeye) iyi gözle bakmamak
take a poor view of (someone or something) [uk] v. (birine/bir şeye) olumsuz bakmak
take a poor view of (someone or something) [uk] v. (birine/bir şeye) olumlu bakmamak
take a poor view of (someone or something) [uk] v. (birini/bir şeyi) onaylamamak
take a poor view of (someone or something) [uk] v. (birini/bir şeyi) tasvip etmemek
take a poor view of (someone or something) [uk] v. (birini/bir şeyi) hoş görmemek
take a poor view of (someone or something) [uk] v. (birini/bir şeyi) doğru bulmamak
take a poor view of something [uk] v. bir şeye iyi gözle bakmamak
take a poor view of something [uk] v. bir şeye olumsuz bakmak
take a poor view of something [uk] v. bir şeye olumlu bakmamak
take a poor view of something [uk] v. bir şeyi onaylamamak
take a poor view of something [uk] v. bir şeyi tasvip etmemek
take a poor view of something [uk] v. bir şeyi hoş görmemek
take a poor view of something [uk] v. bir şeyi doğru bulmamak
take a dim/poor view of somebody/something v. birinden/bir şeyden hoşlanmamak
take a dim/poor view of somebody/something v. birine/bir şeye katılmamak
take a dim/poor view of somebody/something v. biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmamak
take a dim/poor view of somebody/something v. birini/bir şeyi doğru bulmamak
take a dim view (of someone or something) v. (birine/bir şeye) iyi gözle bakmamak
take a dim view (of someone or something) v. (birine/bir şeye) olumsuz bakmak
take a dim view (of someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hoşlanmamak
take a dim view (of someone or something) v. (birini/bir şeyi) doğru bulmamak
take a dim view (of someone or something) v. (birini/bir şeyi) onaylamamak
take a dim view (of someone or something) v. (birini/bir şeyi) tasvip etmemek
take a dim view (of someone or something) v. (birini/bir şeyi) uygun bulmamak/görmemek
take a dim view (of someone or something) v. (birini/bir şeyi) beğenmemek
in full view (of someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) tam gözünün önünde
in full view (of someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) alenen görebileceği yerde
in full view (of someone or something) expr. kabak gibi (birinin/bir şeyin) gözünün önünde
Speaking
if you look at it from his point of view expr. eğer olaya onun bakış açısıyla bakarsan
if you look at it from her point of view expr. eğer olaya onun bakış açısıyla bakarsan
if you look at it from her point of view expr. eğer olaya onun açısında bakarsan
if you look at it from his point of view expr. eğer olaya onun açısında bakarsan
your own point of view expr. kendi bakış açın
your own point of view expr. kendi bakış noktan
Chat Usage
impov (in my point of view) abrev. bence
impov (in my point of view) abrev. bana göre
impov (in my point of view) abrev. bana sorarsan
Trade/Economic
monetary point of view n. parasal bakış açısı
from a monetary point of view expr. nakdi açıdan
from a monetary point of view expr. para açısından
from a monetary point of view expr. parasal açıdan
Law
point of view n. görüş noktası
point of view n. noktainazar
view of frankpledge n. özel mahkeme vekilharcı huzurunda kasaba, lordluk veya tımarda gerçekleşen bir bağımsız mahkeme
view of premises n. davaya konu olan işlemin gerçekleştiği yerin jüri tarafından incelenmesi
Politics
agreement on the exchange of war cripples between member countries of the council of europe with a view to medical treatment n. savaş malullerinin tıbbi tedavileri maksadıyla avrupa konseyine üye ülkeler arasında değişimine dair anlaşma
Technical
angle of view n. görüş açısı
field of view n. görüş alanı
field of view n. görüş sahası
angle of field of view n. görüş alan açısı
operator's field of view n. operatörün görüş alanı
Computer
type of view n. görünüm türü
Architecture
point of view n. bakış noktası
Lighting
field of view n. bakma alanı
Automotive
fields of view n. görüş alanları
Optics
effective apparent field of view n. etkin görünür bakış alanı
true field of view (tfov) n. gerçek bakış alanı
Literature
point of view n. anlatıcı bakış açısı
Military
angle of view n. görüş açısı
field of view n. görüş alanı
reduction of view n. hedef küçültme
Hunting
field-of-view n. görüş alanı
Cinema
point of view shot n. görüş açısı çekimi
Photography
angle of view n. görüş açısı
apparent field of view n. görünür bakış alanı
angle of view n. fotoğraf lensinin kapsadığı açı