Verlauf

worry

Bedeutungen von dem Begriff "worry" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 81 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	worry n.	kaygı
2	Common Usage	worry n.	merak
3	Common Usage	worry n.	tasa
4	Common Usage	worry n.	endişe
5	Common Usage	worry n.	üzüntü
6	Common Usage	worry v.	endişelenmek
7	Common Usage	worry v.	üzülmek
8	Common Usage	worry v.	merak etmek
9	Common Usage	worry v.	tedirgin olmak
10	Common Usage	worry v.	kaygılanmak
11	Common Usage	worry v.	merakta kalmak
12	Common Usage	worry v.	endişelendirmek
13	Common Usage	worry v.	endişe etmek
General
14	General	worry n.	acı
15	General	worry n.	karın ağrısı
16	General	worry n.	ıstırap
17	General	worry n.	silkeleme
18	General	worry n.	düşünce
19	General	worry n.	kuruntu
20	General	worry n.	gam
21	General	worry n.	merak
22	General	worry n.	sorun
23	General	worry n.	üzüntü
24	General	worry n.	sıkıntı
25	General	worry n.	dert
26	General	worry n.	mihnet
27	General	worry n.	kaygı
28	General	worry n.	ilinti
29	General	worry n.	izaç
30	General	worry n.	gaile
31	General	worry n.	tasa
32	General	worry n.	keder
33	General	worry v.	üzmek
34	General	worry v.	meraklandırmak
35	General	worry v.	tedirgin olmak
36	General	worry v.	sinirlenmek
37	General	worry v.	efkarlanmak
38	General	worry v.	tebelleş olmak
39	General	worry v.	gamlanmak
40	General	worry v.	tasalanmak
41	General	worry v.	endişelendirmek
42	General	worry v.	zorlamak
43	General	worry v.	rahatsız etmek
44	General	worry v.	hırpalamak
45	General	worry v.	ısırıp silkelemek
46	General	worry v.	endişe yaratmak
47	General	worry v.	efkarlı olmak
48	General	worry v.	merakta kalmak
49	General	worry v.	zihnini kurcalamak
50	General	worry v.	musallat olmak
51	General	worry v.	korkutmak
52	General	worry v.	taciz etmek
53	General	worry v.	kasavet çekmek
54	General	worry v.	başına bela olmak
55	General	worry v.	endişe etmek
56	General	worry v.	kafasını kurcalamak
57	General	worry v.	korkmak
58	General	worry v.	canı sıkılmak
59	General	worry v.	merak içinde bırakmak
60	General	worry v.	meraklanmak
61	General	worry v.	telaşlandırmak
62	General	worry v.	sıkılmak
63	General	worry v.	tasa etmek
64	General	worry v.	merak etmek
65	General	worry v.	sırnaşmak
66	General	worry v.	aldırmak
67	General	worry v.	rahatsız olmak
68	General	worry v.	düşündürmek
69	General	worry v.	üzülmek
70	General	worry v.	kaygılandırmak
71	General	worry v.	sıkıntı vermek
72	General	worry v.	kaygı duymak
73	General	worry v.	endişe uyandırmak
74	General	worry v.	(birşeyle) (farkında olmadan) oynamak
75	General	worry v.	endişeye düşürmek
76	General	worry v.	endişeye düşmek
77	General	worry v.	dokunup durmak
78	General	worry v.	dürtüp durmak
Law
79	Law	worry n.	endişe
Zoology
80	Zoology	worry v.	ısırarak, sallayarak parçalamak
81	Zoology	worry v.	ısırarak, sallayarak öldürmek

Bedeutungen, die der Begriff "worry" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 209 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	worry beads n.	tespih
2	General	unnecessary worry n.	gereksiz endişe
3	General	source of worry n.	endişe kaynağı
4	General	financial worry n.	maddi kaygı
5	General	worry line n.	yaşlandıkça oluşan alın çevresindeki çizgi(ler)
6	General	worry about v.	tasasını çekmek
7	General	worry out v.	düşünüp taşınmak
8	General	worry about v.	gamlanmak
9	General	be overcome by worry v.	kasavet basmak
10	General	worry about v.	merak etmek
11	General	become a worry v.	dert olmak
12	General	worry about v.	başına dert etmek
13	General	worry about v.	için kaygılanmak
14	General	worry about v.	merak içinde olmak
15	General	worry unnecessarily v.	gereksiz yere endişelenmek
16	General	give someone worry v.	endişeye sevk etmek
17	General	give someone worry v.	endişeye neden olmak
18	General	worry someone v.	endişeye sevk etmek
19	General	worry needlessly v.	gereksiz yere endişelenmek
20	General	begin to worry v.	endişelenmeye başlamak
21	General	worry unduly v.	gereksiz endişelenmek
22	General	worry needlessly v.	gereksiz endişelenmek
23	General	have worry v.	endişesi olmak
24	General	worry someone v.	endişeye neden olmak
25	General	begin to worry v.	endişeye kapılmak
26	General	cause worry v.	endişeye sevk etmek
27	General	cause worry v.	endişeye neden olmak
28	General	worry unnecessarily v.	gereksiz endişelenmek
29	General	worry unduly v.	gereksiz yere endişelenmek
30	General	ease worry v.	endişe gidermek
31	General	become a worry (to) v.	dert olmak
32	General	worry oneself to death v.	meraktan ölmek
33	General	worry oneself to death v.	(üzüntüden/endişeden/meraktan) kendini yiyip bitirmek
34	General	worry excessively about v.	aşırı endişelenmek
35	General	worry about v.	hakkında kaygılanmak
36	General	worry about v.	hakkında endişelenmek
37	General	worry about v.	derdine düşmek
38	General	worry about someone's life v.	hayatından endişe etmek
39	General	not to worry v.	endişelenmemek
40	General	be nothing to worry about v.	endişelenecek bir şey bulunmamak
41	General	be nothing to worry about v.	endişelenecek bir şey olmamak
42	General	have worry for v.	kaygısı olmak
43	General	have worry for v.	endişeli olmak
44	General	have worry for v.	kaygılı olmak
45	General	have worry for v.	kaygı taşımak
46	General	have worry for v.	endişe taşımak
47	General	have worry for v.	endişesi olmak
48	General	free of worry adj.	kasavetsiz
49	General	worry-free adj.	endişesiz
50	General	with the worry of prep.	endişesiyle
Phrasals
51	Phrasals	worry over someone v.	birisi için endişelenmek
52	Phrasals	worry through v.	geçinip gitmek
53	Phrasals	worry along v.	geçinip gitmek
54	Phrasals	worry oneself about v.	kendi kendini üzmek
55	Phrasals	worry oneself about v.	kendi kendine dert olmak
56	Phrasals	worry oneself about v.	kafasına takmak
57	Phrasals	worry oneself about v.	kendi kendini dertlendirmek
58	Phrasals	worry oneself about v.	saplantı haline getirmek
59	Phrasals	worry through v.	yolunu yaşamak
60	Phrasals	worry along v.	yolunu yaşamak
61	Phrasals	worry through v.	zorluklara rağmen yürümek
62	Phrasals	worry along v.	zorluklara rağmen yürümek
63	Phrasals	worry (something) out of (something) v.	(bir şeyi) dürterek (bir şeyden) çıkarmak
64	Phrasals	worry (something) out of (something) v.	(bir şeyi) dürtükleyerek (bir şeyden) çıkarmak
65	Phrasals	worry (something) out of (something) v.	(bir şeyi) rahatsız ederek (bir şeyden) çıkarmak
66	Phrasals	worry (something) out of (something) v.	(bir şeyi) tedirgin ederek (bir şeyden) çıkarmak
67	Phrasals	worry (something) out of (something) v.	(bir şeyi) taciz ederek (bir şeyden) çıkarmak
68	Phrasals	worry something out of someone v.	birinin başının etini yiyerek bir şey elde etmek
69	Phrasals	worry something out of someone v.	birinin başının etini yiyerek bir şey almak
70	Phrasals	worry something out of someone v.	birine bir şeyi yaptırana kadar başının etini yemek
71	Phrasals	worry something out of someone v.	birini taciz ederek bir şey elde etmek/almak
72	Phrasals	worry something out of someone v.	birine bir şeyi yaptırana kadar taciz etmek/rahat vermemek
73	Phrasals	worry something out of someone v.	birinden bir şeyi alana kadar taciz etmek/rahat vermemek
74	Phrasals	worry something out of someone v.	birine bir şeyi yaptırana kadar/yaptırmak için canına okumak
75	Phrasals	worry something out of someone v.	birinden bir şeyi alana kadar onu taciz etmek/rahat vermemek
76	Phrasals	worry something out of someone v.	birine bir şeyi yaptırana kadar/yaptırmak için kafasını ütülemek
77	Phrasals	worry something out of someone v.	birinden bir şeyi alana kadar kafasını ütülemek
78	Phrasals	worry something out of someone v.	birini kızdırıp ondan bir bilgi almak
79	Phrasals	worry something out of someone v.	birini taciz ederek ondan bir bilgi almak
80	Phrasals	worry an animal out of something v.	bir hayvanı dürterek bir şeyden/yerden çıkarmak
81	Phrasals	worry an animal out of something v.	bir hayvanı dürtükleyerek bir şeyden/yerden çıkarmak
82	Phrasals	worry an animal out of something v.	bir hayvanı rahatsız ederek bir şeyden/yerden çıkarmak
83	Phrasals	worry an animal out of something v.	bir hayvanı tedirgin ederek bir şeyden/yerden çıkarmak
84	Phrasals	worry about (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek
85	Phrasals	worry about (someone or something) v.	(biri/bir şey) için kaygılanmak
86	Phrasals	worry about (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek
87	Phrasals	worry about (someone or something) v.	(biri/bir şey) için kaygılandırmak
88	Phrasals	worry out of v.	yaptırana kadar başının etini yemek
89	Phrasals	worry out of v.	rahatsız ederek çıkarmak
90	Phrasals	worry out of v.	taciz ederek çıkarmak
91	Phrasals	worry out of v.	alana kadar taciz etmek/rahat vermemek
92	Phrasals	worry out of v.	alana kadar kafasını ütülemek
93	Phrasals	worry out of v.	dürtükleyerek çıkarmak
94	Phrasals	worry over v.	için endişelenmek/kaygılanmak
95	Phrasals	worry over (someone or something) v.	(biri/bir şey) için endişelenmek/kaygılanmak
96	Phrasals	worry over (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek
97	Phrasals	worry over (someone or something) v.	(biri/bir şey) için endişelendirmek/kaygılandırmak
98	Phrasals	worry over (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek
99	Phrasals	worry through (something) v.	(bir şeyden) zar zor geçmek/ilerlemek
100	Phrasals	worry through (something) v.	(bir şeyi) dikkatlice incelemek
101	Phrasals	worry through (something) v.	(bir şeyle) derinlemesine haşır neşir olmak
102	Phrasals	worry through (something) v.	(bir şeye) endişeli yaklaşmak
103	Phrasals	worry through (something) v.	(bir şeye) kaygılı yaklaşmak
104	Phrasals	worry through (something) v.	(bir süreci) kaygılı geçirmek
Proverb
105	Proverb	it is not work that kills but worry	insanı iş değil endişe öldürür
106	Proverb	it is not work that kills but worry	insanı iş değil stres yorar
Colloquial
107	Colloquial	worry wart n.	evhamlı
108	Colloquial	worry wart n.	kötümser
109	Colloquial	worry wart n.	çok fazla endişelenen kimse
110	Colloquial	worry wart n.	endişe etmeye meyilli kimse
111	Colloquial	worry wart n.	karamsar
112	Colloquial	worry wart n.	evhamlı ve karamsar tip
113	Colloquial	worry to death v.	sıkıntı vermek
114	Colloquial	worry to death v.	sıkmak
115	Colloquial	have nothing to worry about v.	tuzu kuru olmak
116	Colloquial	worry to death v.	(birini) çok üzmek
117	Colloquial	worry-free adj.	rahat
118	Colloquial	why worry? expr.	niye endişe ediyorsun ki?
119	Colloquial	don't worry about such things expr.	takılma böyle şeylere
120	Colloquial	what, me worry expr.	niye endişelenecekmişim ki?
121	Colloquial	what, me worry expr.	ne var ki endişelenecek?
122	Colloquial	what, me worry expr.	beni ilgilendirmez
123	Colloquial	what, me worry expr.	hiç umurumda değil
124	Colloquial	what, me worry expr.	beni ırgalamaz
125	Colloquial	what, me worry expr.	niye kendimi üzecekmişim ki?
126	Colloquial	what, me worry expr.	ne için endişelenecekmişim?
127	Colloquial	what, me worry expr.	beni bağlamaz
128	Colloquial	don't worry (about a thing) expr.	(hiçbir konuda) endişelenme
129	Colloquial	don't worry (about a thing) expr.	(hiçbir) kuşkun/endişen olmasın
130	Colloquial	dw (don't worry) expr.	endişelenme
131	Colloquial	dw (don't worry) expr.	dert etme
132	Colloquial	dw (don't worry) expr.	için rahat olsun
133	Colloquial	dw (don't worry) expr.	takma kafana
134	Colloquial	dwai (don't worry about it) expr.	bunun için endişelenme
135	Colloquial	dwai (don't worry about it) expr.	bunun için endişe etmene gerek yok
136	Colloquial	dwai (don't worry about it) expr.	bunu dert etme
137	Colloquial	you should worry! expr.	endişelenme!
138	Colloquial	you should worry! expr.	endişelenmene gerek yok!
139	Colloquial	you should worry! expr.	endişelenmeni gerektirecek bir şey yok!
Idioms
140	Idioms	be out of one's mind with worry v.	endişeden kafayı yemek
141	Idioms	be sick with worry v.	aşırı endişelenmek
142	Idioms	be sick with worry v.	meraktan ölmek
143	Idioms	fraught with worry adj.	endişe dolu
144	Idioms	fraught with worry adj.	kaygı dolu
145	Idioms	fraught with worry adj.	huzursuz
Speaking
146	Speaking	wouldn't your mother worry? expr.	annen endişelenmez mi?
147	Speaking	don't even worry expr.	bunu kafana taktığına değmez
148	Speaking	don't worry about me expr.	beni merak etme
149	Speaking	never mind don't worry about it expr.	boşver ne önemi var
150	Speaking	don't worry about me expr.	benim için endişelenme
151	Speaking	don't worry about it expr.	bunun için endişelenme
152	Speaking	I wouldn't worry too much about him expr.	ben olsam onun için fazla endişelenmezdim
153	Speaking	let me worry about that expr.	bırakın o konuda ben endişeleneyim
154	Speaking	don't worry about me expr.	beni merak etmeyin
155	Speaking	you should not worry so much expr.	çok endişelenmemelisin
156	Speaking	don't worry! expr.	canın sağ olsun!
157	Speaking	do not worry expr.	dert değil
158	Speaking	don't you worry about expr.	canın sağolsun
159	Speaking	you worry too much expr.	çok fazla endişeleniyorsun
160	Speaking	don't worry expr.	dert etme
161	Speaking	not to worry expr.	dert edinme
162	Speaking	not to worry expr.	dert değil
163	Speaking	do not worry expr.	dert edinme
164	Speaking	don't worry everything's gonna be all right expr.	endişelenme her şey düzelecek
165	Speaking	you got nothing to worry about expr.	endişelenecek bir şey yok
166	Speaking	do not worry expr.	endişelenmeyin
167	Speaking	I don't want you to worry about anything expr.	hiçbir şey için endişelenmeni istemiyorum
168	Speaking	don't worry everything's gonna be all right expr.	endişelenme her şey yoluna girecek
169	Speaking	don't worry! expr.	endişelenme!
170	Speaking	don't worry expr.	endişelenme
171	Speaking	don't worry expr.	endişelenmeyin
172	Speaking	don't worry you'll be fine expr.	endişelenme iyi olacaksın
173	Speaking	there is nothing to worry about expr.	endişelenecek bir şey yok
174	Speaking	don't worry about expr.	hiç endişeniz olmasın
175	Speaking	don't worry about expr.	endişeniz olmasın
176	Speaking	you don't have to worry about it expr.	endişe etmene gerek yok
177	Speaking	not to worry expr.	endişelenme
178	Speaking	there is no need to worry (everything will be ok) expr.	endişeye gerek yok (her şey yolunda gidecek)
179	Speaking	don't worry expr.	için rahat olsun
180	Speaking	don't worry I'm fine expr.	iyiyim merak etme
181	Speaking	don't worry it expr.	kafana takma
182	Speaking	don't worry! expr.	meraklanma
183	Speaking	don't worry I'll figure something out expr.	merak etme bir şeyler düşünürüm
184	Speaking	don't worry I'm fine expr.	merak etme iyiyim
185	Speaking	don't worry about expr.	merak etme
186	Speaking	you don't need to worry about expr.	merak etme
187	Speaking	you don't need to worry about expr.	meraklanma
188	Speaking	there is nothing to worry about expr.	kaygılanacak bir şey yok
189	Speaking	don't worry! expr.	merak etme
190	Speaking	don't worry! expr.	kafana takma
191	Speaking	don't worry about them expr.	kafana takma bunları
192	Speaking	I worry about you expr.	senin için endişelenmekteyim
193	Speaking	did I tell you not to worry? expr.	sana endişelenmemeni söylemiştim
194	Speaking	don't worry about it expr.	sen orasına hiç karışma (merak etme)
195	Speaking	I didn't mean to worry you expr.	seni endişelendirmek istememiştim
196	Speaking	I don't want you to worry expr.	sizin endişelenmenizi istemiyorum
197	Speaking	I worry about you expr.	senin için endişeleniyorum
198	Speaking	not to worry expr.	sorun değil
199	Speaking	do not worry expr.	sorun değil
200	Speaking	I don't want you to worry expr.	senin endişelenmeni istemiyorum
201	Speaking	don't worry about me expr.	sen beni dert etme
202	Speaking	do not worry expr.	salla gitsin
203	Speaking	don't worry expr.	takma kafana
Pathology
204	Pathology	worry [obsolete] v.	boğulmak
205	Pathology	worry [obsolete] v.	nefesini kesmek
Slang
206	Slang	don't worry your head about it expr.	endişelenme
207	Slang	don't worry your pretty little head about it expr.	endişelenme
208	Slang	don't worry your head about it expr.	kafanı yorma
209	Slang	don't worry your pretty little head about it expr.	kafanı yorma