yürüme - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yürüme



Bedeutungen von dem Begriff "yürüme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yürüme walking n.
yürüme walk n.
General
yürüme walk n.
yürüme toddle n.
yürüme walking n.
yürüme shank's mare n.
yürüme pedestrianism n.
yürüme daunder n.
yürüme dauner n.
yürüme dawner n.
Colloquial
yürüme hoofing n.

Bedeutungen, die der Begriff "yürüme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 168 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
badi badi yürüme waddle n.
hafif adımlarla yürüme tripping n.
suda yürüme wade n.
hımbıl hımbıl yürüme slouch n.
tek sıra halinde yürüme defiling n.
yürüme biçimi gait n.
ters yönde yürüme countermarch n.
kurumla yürüme strut n.
yürüme yolu walkway n.
sallana sallana yürüme amble n.
çamurda yürüme wading n.
yavaşça yürüme lumbering n.
çamurda yürüme wade n.
badi badi yürüme waddling n.
uzun adımlarla yürüme stride n.
uzun adımlarla yürüme lope n.
önüne bakmadan yürüme jaywalking n.
kasılarak yürüme strut n.
zarif bir şekilde yürüme sashaying n.
yürüme yolu step up n.
ayaklarını sürüyerek yürüme shuffle n.
kendini bırakmış bir şekilde oturma veya yürüme slump n.
ip üzerinde yürüme (sirk) tightrope walking n.
paytak paytak yürüme shamble n.
yürüme mesafesi walking distance n.
hızlı yürüme trot n.
ipte yürüme (sirk) tightrope walking n.
güçlükle yürüme trudge n.
yorgun argın yürüme trudge n.
sallanarak yürüme waddle n.
kırıtarak yürüme trot n.
badi badi yürüme shamble n.
tıpış tıpış yürüme toddle n.
hafif ve hızlı yürüme trip n.
hızlı yürüme quickstep n.
yürüme hızı walking speed n.
küçük adımlarla yürüme heel-and-toe n.
yaya yürüme pedestrianism n.
parmaklarının ucunda yürüme tiptoeing n.
yürüme platformu walking platform n.
ateş veya sıcak taşların üzerinde çıplak/yalın ayak yürüme firewalking n.
aksayarak yürüme hobbling n.
ip üstünde yürüme oyunu slackline n.
yürümekte zorluk çeken kimselere yardım etmek amacıyla üretilen dört ayaklı bir yürüme desteği sistemi (ticari marka) zimmer n.
ip üzerinde yürüme highlining n.
sirkte ip üzerinde yürüme funambulism n.
yavaş yavaş yürüme tolutation [obsolete] n.
sallana sallana yürüme tolutation [obsolete] n.
atın yavaş adımlarla yürüme şekli tripple n.
sallana sallana yürüme ambling n.
yürüme zamanı time to walk n.
yürüme vakti time to walk n.
alışveriş merkezi ve civarında egzersiz amaçlı yürüme aktivitesi mall walking n.
(yeni yürümeye başlayan çocuklar için) yürüme ipi leading strings n.
düzenli adımlarla yürüme marching n.
uzun adımlarla yürüme lop [rare] n.
bacak veya ayak sakatlığından kaynaklanan yürüme güçlüğü gameness n.
suda yürüme sesi clatch [scotland] n.
çamurda yürüme sesi clatch [scotland] n.
iki ayak üzerinde yürüme walking bipedally n.
paytak yürüme duckwalk n.
yavaş, düzenli, uzun adımlar ile yürüme pacing n.
sallanarak yürüme daunder n.
sallanarak yürüme dauner n.
sallanarak yürüme dawner n.
salınarak yürüme davering n.
dışa doğru yürüme outmarch n.
yavaş yürüme plodding n.
suda yürüme plodge n.
çamurda yürüme plodge n.
önden yürüme preambulation [obsolete] n.
ayakları sürüyerek yürüme shamble n.
(hipodromda) bir dizi ahırın önünde uzanan üst kapalı yürüme yolu shedrow n.
ayak sürüyerek yürüme shuffling n.
tek kolda yürüme single file n.
uykuda yürüme sleepwalk n.
yumuşak çamurda veya karda yürüme sesi slush n.
vıç vıç ederek yürüme squish n.
hedefe yürüme stride n.
(yürüme, koşma) daha hızlı olmak outfoot v.
yürüme engelli walking disabled adj.
yürüme özürlü walking disabled adj.
yürüme mesafesinde within walking distance adv.
Colloquial
etrafına dikkat etmeden, telefonuna odaklanarak yapılan yürüme şekli dumbwalking n.
yayan yürüme on shanks's pony expr.
yayan yürüme on shanks's mare expr.
yayan yürüme by shanks's mare expr.
yayan yürüme by shanks's pony expr.
Idioms
kendi ayaklarıyla yürüme shanks mare [us] n.
yayan yürüme on shanks' nag expr.
yayan yürüme by shanks' nag expr.
(birine/bir şeye) yürüme mesafesinde within walking distance (of someone or something) expr.
(birine/bir şeye) yürüme mesafesinde in walking distance (of someone or something) expr.
işin asıl yürüme şekli how the sausage gets made expr.
Speaking
kısa bir yürüme mesafesindedir it's a short walk away expr.
Trade/Economic
yürüme yolları ve çalışma yerleri walkways and working places n.
Law
yürüme yasağı marching ban n.
borç sebebiyle hapis cezası almış mahkumlara verilen avluda yürüme özgürlüğü liberty of the yard n.
Technical
çalışma platformları ve yürüme yolları working platforms and walkways n.
her iki kol ile kullanılan yürüme yardımcıları walking aids manipulated by both arms n.
mekik yürüme testi shuttle walking test n.
yürüme köprüsü walkway n.
yürüme yardımcıları walking aids n.
yürüme bandı tread-wheel n.
yürüme platformu walkway n.
yürüme bandı treadwheel n.
yürüme bandı treadmill n.
yürüme deneyi walking test n.
yürüme yolu walkway n.
yürüme çizgisi walking line n.
yürüme yolu walk way n.
Medical
altı dakika yürüme testi 6-min walk test n.
altı dakika yürüme testi six-minute walking test n.
anormal yürüme abnormal gait n.
bir yürüme desteği markası zimmer frame n.
dengeli yürüme walking in balance n.
dengesiz yürüme unsteady gait n.
patolojik yürüme pathological gait n.
yürüme bandı walking band n.
yürüme programı walking program n.
yürüme parametreleri gait parameters n.
yürüme zorluğu difficulty in walking n.
yürüme desteği walking frame n.
yürüme simetrisi gait symmetry n.
yürüme mesafesi walking distance n.
yürüme aleti walksplint n.
yürüme desteği walker n.
yürüme desteği rollator n.
yürüme güçlüğü gait disturbance n.
yürüme eylemi gait n.
yürüme testi walking test n.
yürüme mesafesi ve merdiven çıkma hızı walking distance and stair climbing speed n.
sinir sistemi hastalığı nedeniyle yürüme güçlüğü dysbasia n.
insanda zihinsel bozukluklar nedeniyle yürüme bozukluğu dysbasia n.
yürüme cihazı parawalker n.
Psychology
ayakta durma veya yürüme korkusu stasibasiphobia n.
yürüme veya düşme korkusu basophobia n.
yürüme veya düşme korkusu basiphobia n.
yürüme korkusu bathmophobia n.
Physiology
parmak ucu yürüme toe walking n.
Optics
stromal içe yürüme stromal ingrowth n.
Veterinary
(topallayarak yürüme nedeniyle) atın ayağında hassasiyet veya sertlik grogginess n.
Biology
iki ayak üzerinde yürüme bipedalism n.
dört yürüme uzantısı olan tetrapodous adj.
Biochemistry
periferik arter hastalığındaki yürüme bozukluğunun tedavisinde kullanılan bir ilaç cilostazol n.
Zoology
yürüme bacakları walking legs n.
ayak parmakları üzerinde yürüme digitigradism n.
yanlara doğru yürüme özelliği olan (yengeç) laterigrade adj.
yürüme anlamı veren son ek -grade suf.
Religious
ateşte yürüme fire walking n.
Military
sopasız zikzaklı uzun adımlarla yürüme diagonal stride without poles n.
yanaşık düzende yürüme lockstep n.
uygun adım yürüme lock step n.
Sport
uzun mesafeli yürüme yarışı racewalking n.
uzun mesafeli yürüme yarışı race walking n.
yürüme hatası walking violation n.
yürüme yarışı walking race n.
yürüme yarışı racewalk n.
(jimnastikte) yükseğe gerilmiş bir ipte yürüme skywalk n.
Basketball
havada yürüme air walk n.
havada yürüme skywalk n.
hatalı yürüme violation n.
hatalı yürüme traveling violation n.
topla yürüme steps n.
Baseball
kasıtlı yürüme ibb (intentional base on balls) abrev.
Entomology
vücudun bir tarafındaki iki bacağı ile diğer tarafındaki bir bacağı aynı anda hareket ettirerek yürüme tripodic walk n.
Modern Slang
sokakta bankların, direklerin üzerinden atlayıp akrobatik hareketler yaparak yürüme aggressive street walking n.
yürüme mesafesindeki market gibi yerlere gitmek için sağlıklı yetişkinlerin kullandığı bir çeşit araç/araba american wheelchair n.