yürüyen - Türkisch Englisch Wörterbuch

yürüyen

Bedeutungen von dem Begriff "yürüyen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yürüyen walking adj.
General
yürüyen marcher n.
yürüyen treader n.
yürüyen walking adj.
yürüyen progressing adj.
yürüyen ambulatorial adj.
yürüyen pedestrious [obsolete] adj.
Archaic
yürüyen ambulative adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yürüyen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 201 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yürüyen merdiven escalator n.
Come down the escalator and meet me on the platform.
Yürüyen merdivenlerden aşağı in ve benimle platformda buluş.

More Sentences
General
dikkat et (yürüyen birine söylenir) watch your step interj.
It's dark, so watch your step.
Hava karanlık, adımlarına dikkat et.

More Sentences
Idioms
yürüyen (bir şey) a walking (something) n.
Sami's medications made him feel like a walking zombie.
Sami'nin ilaçları onu yürüyen bir zombi gibi hissettiriyordu.

More Sentences
yürüyen ansiklopedi a walking encyclopedia n.
He's what they call a walking encyclopedia.
Ona yürüyen ansiklopedi derler.

More Sentences
yürüyen sözlük a walking dictionary n.
My father is, so to speak, a walking dictionary.
Babam, tabiri caizse, bir yürüyen sözlük.

More Sentences
Technical
yürüyen merdiven escalator n.
Tom is afraid of escalators.
Tom yürüyen merdivenlerden korkuyor.

More Sentences
General
çamurda yürüyen wader n.
badi badi yürüyen kişi waddler n.
yürüyen kişi tarafından kuşanılan ve yürünen mesafeyi ölçen araç pedometer n.
sekerek yürüyen tripper n.
yatay veya biraz eğimli yürüyen yaya yolu travolator n.
önüne bakmadan yürüyen kimse jaywalker n.
ayakta yürüyen memeli hayvan plantigrade mammal n.
önüne bakmadan yürüyen kimse jaywalkers n.
yürüyen merdiven moving stairway n.
yürüyen merdiven moving staircase n.
yürüyen kimse walker n.
uygun adım yürüyen kimse marcher n.
yürüyen skala sliding scale n.
ip üzerinde yürüyen tramper n.
rahvan yürüyen at ambler n.
yürüyen kimse walker on n.
özbağlanımlı yürüyen ortalama auto regressive moving average n.
yürüyen kaldırım walkalator n.
yürüyen kaldırım moving walkway n.
yürüyen kaldırım moving pavement n.
yürüyen kaldırım moving sidewalk n.
yürüyen kaldırım travelator n.
önüne bakmadan yürüyen kimse jay-walker n.
yürüyen kimse walker-on n.
yürüyen banka mobile bank n.
yürüyen kaldırım travolator n.
yürüyen yolcu bandı passengers conveyor n.
yürüyen ölü walking dead n.
yürüyen yol speedwalk n.
bandonun önünde yürüyen kız majorette n.
bandonun önünde yürüyen kız baton twirler n.
bandonun önünde yürüyen kız twirler n.
bandonun önünde yürüyen kız drum majorette n.
yeni yeni yürüyen çocuk toddler n.
yürüyen merdivenin izlediği yol escalation path n.
yürüyen uçak walking plane n.
geçit töreninde yürüyen kimse parader n.
gürültülü bir şekilde yürüyen kimse tramper n.
rap rap yürüyen kimse trampler n.
rahvan gider gibi yavaş adımlarla yürüyen at trippler [south african] n.
ağır aksak yürüyen kimse trudger n.
ağır aksak yürüyen kimse slogger n.
ağır aksak yürüyen kimse plodder n.
yürüyen ölüye benzetilen kişi zombi n.
kasılarak yürüyen kimse jetter n.
(gökbilim) ay'ın yüzeyinde yürüyen astronot moonwalker n.
yürüyen bant moving sidewalk n.
yürüyen cam merdiven glass escalator n.
yayaların kısa mesafeleri kat etmesi için tasarlanmış uzun ve geniş yürüyen bant moving sidewalk n.
sallana sallana yürüyen at padnag [obsolete] n.
yan yürüyen at side-wheeler n.
uygun adım yürüyen kimse side-wheeler n.
rahvan yürüyen at side-wheeler n.
sessizce yürüyen kimse pussyfoot n.
sokakta yürüyen kimse streetwalker [rare] n.
hızlı ve uzun adımlar ile yürüyen kimse strider n.
yürüyen yol moving walkway v.
yürüyen bant moving walkway v.
uzun adımlarla yürüyen stridden adj.
ayakta yürüyen plantigrade adj.
parmaklarına basarak yürüyen digitigrade adj.
zarif bir şekilde yürüyen sashaying adj.
gürültülü yürüyen heavy-footed adj.
yavaş yürüyen slow-gaited adj.
yavaş yürüyen tardigradous adj.
tel ip üzerinde yürüyen (cambaz) wirework adj.
zarif yürüyen light of foot adj.
enerjik yürüyen light-heeled adj.
dengesiz yürüyen dotty adj.
istenilen hızda yürüyen paced adj.
hızlı hızlı yürüyen paced adj.
ağır adımlarla yürüyen paced adj.
dengesiz ve sarsak yürüyen shauchly adj.
temkinli yürüyen slithering adj.
temkinli yürüyen slithery adj.
sessizce yürüyen pussyfoot adj.
sessizce yürüyen pussyfooted adj.
durmadan yürüyen sure-footed adj.
belirli tarzda yürüyen anlamındaki son ek -gaited suf.
(belirtilen şekilde yürüyen) at -goer [dated] suf.
Proverb
acele yürüyen yolda kalır (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
acele yürüyen yolda kalır (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
acele yürüyen yolda kalır soft fire makes sweet malt
Colloquial
(genellikle işlerinin bir parçası olarak) çok yürüyen insan blisterfoot n.
ayağı sürçen/yalpalayarak yürüyen kişi stumblebum n.
sağa sola tökezleyerek yürüyen kişi stumblebum n.
sendeleyerek yürüyen kimse toddler n.
çok yürüyen kişi (polis, asker) blisterfoot n.
Idioms
yürüyen (bir şey) a walking n.
yürüyen ansiklopedi a walking encyclopedia n.
yürüyen felaket a walking disaster n.
yürüyen sözlük a walking thesaurus n.
ağır yürüyen heavy going adj.
idam edilmek üzere infaz alanına yürüyen erkek mahkum dead man walking [us/south africa] expr.
Trade/Economic
yürüyen reklam panosu sign walker n.
yürüyen reklam panosu sign twirler n.
yürüyen reklam panosu sign waver n.
yürüyen reklam panosu human billboard n.
yürüyen reklam panosu sandwich man (uk) n.
Tourism
yürüyen merdiven şeklindeki basit bir kayak teleferiği magic carpet n.
Advertising
yürüyen reklam panosu sandwichman n.
Technical
yürüyen yol traveling platform n.
yürüyen yol traveling sidewalk n.
bir boya filmi veya kabuk altında ip gibi kıvrıntılı olarak yürüyen korozyon olayı filiform corrosion n.
enine alanlı yürüyen dalga tüpü transverse field traveling wave tube n.
geriye doğru yürüyen dalga backward wave n.
geriye yürüyen dalga osilatörü backward wave oscillator n.
ileriye yürüyen dalga forward wave n.
özbağlanımlı yürüyen ortalama arma n.
özbağlanımlı yürüyen ortalama auto regressive moving average n.
yürüyen aksam power unit n.
yürüyen bir insan tarafından taşınırken arazinin topografyasını kayıt eden bir cihaz pedograph n.
yürüyen dalga tüpü travelling wave tube n.
yürüyen kirişli fırın walking beam furnace n.
yürüyen bant ve merdivenler belt conveyors and escalators n.
yürüyen mesafe ölçeri ambulator n.
yürüyen haşerelere karşı aerosol kapağına takılan plastik mekanizma wand assembly n.
yürüyen merdiven yuvası escalator well n.
yürüyen aksam moving part n.
yürüyen dalga tüpü traveling wave tube n.
yürüyen dalga progressive wave n.
yürüyen dalga anteni traveling wave antenna n.
yürüyen yaya yolu moving walk n.
yürüyen dalga yükselteç tüpü travelling wave amplifier tube n.
yürüyen dalga amplifikatörü traveling wave amplifier n.
yürüyen ortalama moving average n.
yürüyen merdivenler moving stairs n.
yürüyen aksam powertrain n.
yürüyen dalga magnetonu traveling wave magnetron n.
yürüyen tabanlı fırın walking hearth furnace n.
yürüyen dalga maşeri traveling wave maser n.
yürüyen rampa moving ramp n.
menüyle yürüyen menu-driven adj.
parametrelerle yürüyen parameter-driven adj.
Computer
özbağlanımlı yürüyen ortalama autoregressive moving average n.
yürüyen ortalama moving average n.
Informatics
yürüyen dalga traveling wave n.
Electric
enine alanlı yürüyen dalga tüpü transverse field travelling wave tube n.
ileriye yürüyen dalga forward wave n.
yürüyen dalga maşeri travelling wave maser n.
yürüyen dalga magnetronu travelling wave magnetron n.
yürüyen dalga anteni travelling wave antenna n.
yürüyen dalga amplifikatörü travelling wave amplifier n.
yürüyen dalga tüpü travelling wave tube n.
Mechanic
yürüyen merdiven traveling staircase n.
yürüyen merdiven traveling stairs n.
Radio
bir veya daha fazla iletkenden oluşan yürüyen dalga anteni long-wire aerial n.
Construction
yürüyen merdivenlerin üst ve alt kısımlarında bulunup basamaklarla zemin arasına nesnelerin sıkışmasını engelleyen dişli plaka comb n.
Automotive
alüminyum yürüyen aksam spaceframe n.
alüminyumdan yapılma yürüyen aksam space frame n.
bir araçta aynı kasa ya da yürüyen aksam gibi kısımları paylaşarak iki veya daha fazla marka ismi ve amblemi altında pazarlama yöntemi badge engineering n.
bir araçta aynı kasa ya da yürüyen aksam gibi kısımları paylaşarak iki veya daha fazla marka ismi ve amblemi altında pazarlama yöntemi rebadging n.
zeminde yürüyen kanal krikosu guided pit jack on floor n.
Medical
yürüyen yarık marching cleft n.
Pathology
ayaklarının birbirine çok yakın olması sebebiyle zor yürüyen near-legged adj.
Statistics
bütünleşik yürüyen ortalama süreci integrated moving average process n.
karma otoregresif yürüyen ortalamalar süreci mixed autoregressive-moving average process n.
Physics
yürüyen dalga traveling wave n.
yürüyen dalga travelling wave n.
Biology
vücudun uzun ekseni yere dik olarak yürüyen orthograde adj.
Marine Biology
yürüyen kedi balığı walking catfish (clarias batrachus) n.
Astronomy
uzayda yürüyen astronot spacewalker n.
Zoology
ayağın dış kısmıyla yürüyen hayvan taligrade n.
parmaklarına basarak yürüyen (hayvan) digitigrade n.
yürüyen yapraklar phylliidae n.
yalnızca ayak parmakları yere değerek yürüyen hayvan digitigrade mammal n.
yüzgeçleri yardımıyla yürüyen pinnigrada n.
tabanını bütünüyle yere basarak yürüyen canlıları içeren bir etobur alt şubesi plantigrada n.
tabanını bütünüyle yere basarak yürüyen etobur hayvan plantigrade n.
ayağının dış kısmıyla yürüyen taligrade adj.
toynaklarıyla yürüyen unguligrade adj.
(armadillo benzeri hayvanlarda) ayak parmaklarının arkası üzerinde yürüyen dorsigrade adj.
ayak parmaklarını kıvırarak yürüyen dorsigrade adj.
yüzgeçleri yardımıyla yürüyen pinnigrade adj.
yürüyen anlamı veren son ek -bates suf.
Agriculture
yürüyen döner pulluk sod-cutting plow n.
Education
(ingiltere'de) geçit törenlerinde görevlilerin ve öğrencilerin önünde yürüyen üniversite yetkilisi bedel [uk] n.
(ingiltere'de) geçit törenlerinde görevlilerin ve öğrencilerin önünde yürüyen üniversite yetkilisi bedell [uk] n.
Religious
ateşte yürüyen kimse fire walker n.
Military
yürüyen baraj ateşi rolling barrage n.
kısa sıralar halinde yürüyen askerler column n.
tek sıra halinde yürüyen askerlerin arkasında veya kısa sıralar halinde yürüyen askerlerin kanat kısmında bulunup hataları düzelten subay veya astsubay file closer n.
tek sıra halinde yürüyen birliklerin en önündeki asker file leader n.
Art
(armacılık) yürüyen bir aslanın yandan görüntüsü leopard n.
Ornithology
yerde hızlıca yürüyen bir kuş runner n.
(uçamayıp yürüyen) yaralı kuş runner n.
Entomology
yürüyen yapraklar familyasından olan böcek phyllid n.
yürüyen yapraklar phyllidae n.
yürüyen yapraklar phillidae n.
yürüyen yapraklar family phyllidae n.
yürüyen yapraklar family phillidae n.
Slang
sürekli aynı tempoda yürüyen devriye polisi flat foot n.
sarhoşluktan zor yürüyen rolling drunk adj.
British Slang
yürüyen bela walking disaster n.
Modern Slang
yürüyen ölülerden korkma (yersiz/mantıksız bir korku) ambulothanatophobia n.