yüzlü - Türkisch Englisch Wörterbuch

yüzlü

Bedeutungen von dem Begriff "yüzlü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yüzlü two-faced adj.
yüzlü faced adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yüzlü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 366 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
iki yüzlü two-faced adj.
I really must appeal to the Council not to be such a two-faced split personality.
Konseye bu kadar iki yüzlü ve bölünmüş bir kişilik olmaması için gerçekten çağrıda bulunmalıyım.

More Sentences
General
iki yüzlü hypocrite n.
You're a hypocrite.
İki yüzlüsün.

More Sentences
iki yüzlü roma tanrısı janus n.
The artist's painting portrayed Janus, the god of transitions.
Ressamın tablosu, iki yüzlü roma tanrısı Janus'u tasvir etmekteydi.

More Sentences
güler yüzlü cheerful adj.
He is always cheerful and smiling.
O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür.

More Sentences
iki yüzlü hypocritical adj.
I didn't want people to think I was hypocritical.
İnsanların iki yüzlü olduğumu düşünmelerini istemedim.

More Sentences
bebek yüzlü baby-faced adj.
Sami was a baby-faced boy.
Sami bebek yüzlü bir oğlandı.

More Sentences
Technical
iki yüzlü two-faced adj.
Tom is two-faced, isn't he?
Tom iki yüzlü, değil mi?

More Sentences
General
düz yüzlü golf sopası putter n.
nur yüzlü kimse cherub n.
on iki yüzlü şekil dodecahedra n.
iki yüzlü shammer n.
on iki yüzlü şekil dodecahedron n.
geniş yüzlü bıçak matchet n.
iki yüzlü ambidexter n.
iki yüzlü consultant n.
altı yüzlü cisim hexahedron n.
beş yüzlü şekil pentahedron n.
iki yüzlü smoothie n.
iki yüzlü dissimulator n.
güler yüzlü kimse smoothy n.
masum yüzlü çocuk cherub n.
beş yüzlü pentahedron n.
iki yüzlü double-dealer n.
iki yüzlü double dealer n.
iki yüzlü kimse two-faced person n.
canavar yüzlü örümcek ogre-faced spider n.
iki yüzlü counterfeiter n.
iki yüzlü dissembler n.
oniki yüzlü şekil dodecahedron n.
tek yüzlü madeni para uniface n.
tek yüzlü madalya uniface n.
melek yüzlü kimse cherub n.
beyaz yüzlü inek hawkey [scotland] n.
(laban hareket analizinde) yirmi temel dansçı hareketini sembolize eden çok yüzlü hayali bir şekil icosahedron n.
tüylü yüzlü bez rugin n.
iki yüzlü kimse dissimuler [obsolete] [us] n.
iki yüzlü kimse dissimulour [obsolete] [uk] n.
ekşi yüzlü kimse pickle [uk] n.
çok yüzlü şekil polyedron n.
iki yüzlü davranış posturing n.
tatlı dilli, kurnaz ve iki yüzlü kimse slapeface n.
iki yüzlü kimse sleeveen [ireland] n.
donuk yüzlü kimse poker face n.
asık yüzlü olmak be sulky v.
asık yüzlü olmak be sullen faced v.
iki yüzlü davranmak dissemble v.
çok yüzlü multifaceted adj.
asık yüzlü sulky adj.
iki yüzlü disingenuous adj.
hasta yüzlü sickly adj.
iki yüzlü two faced adj.
iki yüzlü pharisaical adj.
beş yüzlü şeklinde olan pentahedral adj.
iki yüzlü duplicitous adj.
beyaz yüzlü whiteface adj.
iki yüzlü ambidextrous adj.
dört yüzlü tetrahedral adj.
ekşi yüzlü forbidding adj.
güler yüzlü genial adj.
iki yüzlü false adj.
güler yüzlü merry adj.
iki yüzlü double adj.
iki yüzlü insincere adj.
çok yüzlü polyhedral adj.
iki yüzlü bilateral adj.
soluk yüzlü sallow adj.
iki yüzlü pharisaic adj.
asık yüzlü dour adj.
güler yüzlü gracious adj.
güler yüzlü debonair adj.
bebek yüzlü baby face adj.
on yüzlü decahedral adj.
eş yüzlü coplanar adj.
iki yüzlü double-faced adj.
iki yüzlü left-handed adj.
iki yüzlü double-dealing adj.
iki yüzlü double-minded adj.
güler yüzlü good-humoured adj.
iki yüzlü double-tongued adj.
çift yüzlü double-faced adj.
güler yüzlü good-humored adj.
ablak yüzlü chubby-faced adj.
çift yüzlü two-sided adj.
tek yüzlü one-sided adj.
ablak yüzlü round-faced adj.
iki yüzlü smooth-tongued adj.
iki yüzlü smooth-faced adj.
çok yüzlü multilateral adj.
kaba yüzlü rugged adj.
tabak gibi/yusyuvarlak yüzlü apple-faced adj.
güler yüzlü debonaire adj.
güler yüzlü goodhumored adj.
iki yüzlü bifacial adj.
kırışık yüzlü wrinkled-face adj.
benzer yüzlü same-face adj.
dokuz yüzlü nine-sided adj.
on yüzlü ten-sided adj.
sekiz yüzlü eight-sided adj.
güler yüzlü olmayan ungenial adj.
güler yüzlü jolly adj.
çift yüzlü janiform adj.
iki yüzlü unsincere adj.
güler yüzlü kidgie adj.
… yüzlü -faced adj.
kısa boylu, kalın yapılı ve kısa geniş yüzlü olan lateral adj.
çift yüzlü biface adj.
karanlık yüzlü black-faced adj.
ince yüzlü lean-faced adj.
soluk yüzlü (kimse) white-faced adj.
iki yüzlü meretricious adj.
güzel yüzlü fairfaced adj.
güzel yüzlü fair-faced adj.
tersli yüzlü reversible adj.
çok yüzlü hydra-headed adj.
güler yüzlü lusty adj.
mor yüzlü mulberry-faced adj.
ekşi yüzlü glassy adj.
uzun yüzlü long-faced adj.
tek yüzlü one-way adj.
güzel yüzlü goodfaced adj.
iki yüzlü double-sided adj.
güler yüzlü douce [dialect] [uk] adj.
çok yüzlü polyedrous [obsolete] adj.
iki yüzlü pecksniffian adj.
iki yüzlü davranan posturing adj.
köpek yüzlü dog-faced adj.
beş yüzlü five-sided adj.
iki yüzlü precious adj.
güler yüzlü rollicky adj.
keskin ve çıkıntılı yüzlü sharp-nosed adj.
tek yüzlü single-surfaced adj.
(şekil) altı yüzlü six-sided adj.
temiz yüzlü fresh-faced adj.
güler yüzlü smileful adj.
güler yüzlü smiley adj.
kibar yüzlü smock-faced adj.
kare yüzlü square-faced adj.
üç yüzlü piramide benzer subtrihedral adj.
neredeyse üç yüzlü olan subtrihedral adj.
iki yüzlü bir şekilde disingenuously adv.
iki yüzlü olarak duplicitously adv.
iki yüzlü bir şekilde bifacially adv.
iki yüzlü bir şekilde hypocritically adv.
iki yüzlü bir biçimde dissemblingly adv.
iki yüzlü bir şekilde ambidextrously adv.
güler yüzlü bir şekilde smilingly adv.
güler yüzlü bir biçimde good-humoredly adv.
iki yüzlü bir şekilde artfully adv.
iki yüzlü bir şekilde mock adv.
yüzlü anlamına gelen son ek -visaged suf.
Proverb
samimiyetsiz/iki yüzlü insanlar yalnızca iyi günde dostluk eder a false friend and a shadow stay only while the sun shines
iki yüzlü bir dost açıkça düşman olan birinden daha kötüdür a false friend is worse than an open enemy
iki yüzlü bir arkadaştansa açık bir düşman yeğdir a false friend is worse than an open enemy
iki yüzlü birine dost diye güvenmek, birinin düşman olduğunu açıkça bilmekten daha kötüdür a false friend is worse than an open enemy
güler yüzlü bir tutum insanı iş hayatında başarılı kılar a man without a smiling face must not open a shop
güler yüzlü olmayan dükkan açmasın a man without a smiling face must not open a shop
iki yüzlü dostlar açıkça düşman olanlardan daha kötüdür false friends are worse than open enemies
iki yüzlü arkadaşlardansa açıkça düşman olanlar yeğdir false friends are worse than open enemies
iki yüzlü insanlara dost diye güvenmek, birinin düşman olduğunu açıkça bilmekten daha kötüdür false friends are worse than open enemies
Colloquial
iki yüzlü hunker-slider n.
Idioms
melek yüzlü şeytan a whited sepulcher n.
melek yüzlü şeytan a whited sepulchre n.
iki yüzlü kimse a whited sepulchre n.
iki yüzlü olmak carry fire in one hand and water in the other v.
iki yüzlü davranmak carry fire in one hand and water in the other v.
aşırı yumuşak yüzlü olmak go soft v.
güler yüzlü olmak be a (good) sport v.
iki yüzlü davranmak hold with the hare and run with the hounds v.
temiz yüzlü blue eyed adj.
temiz yüzlü blue-eyed adj.
Trade/Economic
aktif yüzlü hisse senedi round lot n.
Technical
dört yüzlü zirve noktası tessarace n.
açık yüzlü kalıp open-face mould n.
açık yüzlü kum kalıba döküm open sand casting n.
altı yüzlü hexahedron n.
beş yüzlü pentahedron n.
çok yüzlü polyhedron n.
çift yüzlü kumaş reversible fabric n.
çift yüzlü disket double sided diskette n.
çift yüzlü duvar double face wall n.
çift yüzlü saklama ortamı double-sided media n.
çift yüzlü çömlek double-face ware n.
çift yüzlü basklı devre levhası double sided printed board n.
çok yüzlü cisim polyhedra n.
çift yüzlü baskılı levha double-sided printed board n.
çift yüzlü esnek baskılı levha double sided flexible printed board n.
çift yüzlü baskı double sided printing n.
çift yüzlü film double-emulsion film n.
çift yüzlü sayfa double-sided page n.
derin yüzlü torna aynası cup chuck n.
dört yüzlü şekil tetrahedron n.
dört yüzlü tetrahedron n.
dört yüzlü tabaka tetrahedral layer n.
eğik yüzlü tuğla neat brick n.
geçiş bağlantılı bulunan esnek rijit çift yüzlü baskılı devre levhaları flex-rigid double sided printed boards with through connections n.
oniki yüzlü düzlemleri dodecahedral planes n.
paralel yüzlü parallelepiped n.
parlak yüzlü kumaş luster n.
parlak yüzlü ince sac stove plate n.
parlak yüzlü kumaş lustre n.
sekiz yüzlü boşluğu octahedral void n.
sekiz yüzlü arayer konumu octahedral interstitial site n.
sekiz yüzlü düzlemi octahedral plane n.
sekiz yüzeyli veya yüzlü octahedron n.
sekiz yüzlü konumu octahedral position n.
tek yüzlü esnek baskılı levha single sided flexible printed board n.
tüylü yüzlü bez napped cloth n.
tek yüzlü oluklu mukavva single-faced corrugated fibreboard n.
tek yüzlü kılıç backsword n.
üç yüzlü trihedron n.
yamuk yüzlü örüt trapezohedron crytal n.
yamuk yüzlü trapezohedron n.
yassı yüzlü modeller flat-side patterns n.
yirmi eşkenar üçgen yüzlü evreler icosahedral phases n.
yirmidört yüzlü trisoctahedron n.
yumuşak yüzlü valiz soft-top suitcase n.
yirmi dört yüzlü trisoctahedron n.
taş ve beton işlemek için kullanılan tırtıklı yüzlü bir balta patent ax n.
çift yüzlü kilit janus-faced lock n.
çift düz yüzlü ağır balyoz post maul n.
üç yüzlü formların meydana geldiği kristal sistemine ait veya ilgili ternary adj.
otuz yüzlü (kristal) triacontahedral adj.
çift yüzlü double sided adj.
dört yüzlü tetrariedral adj.
dört yüzlü tetrahedral adj.
çift yüzlü reversible adj.
oniki yüzlü dodecahedral adj.
koşut yüzlü parallelepiped adj.
sekiz yüzlü şeklinde olan octahedral adj.
sekiz yüzlü octahedral adj.
tek yüzlü single-sided adj.
yirmi dört yüzlü özelliğinde olan trisoctahedral adj.
yirmi eşkenar üçgen yüzlü icosahedral adj.
yamuk yüzlü trapezohedral adj.
üç yüzlü trihedral adj.
Computer
çift yüzlü disket double sided diskette n.
çift yüzlü baskı double sided printing n.
çift yüzlü sayfalar double-sided pages n.
çift yüzlü baskı double-sided printing n.
tek yüzlü yazdırma single-sided printing n.
tek yüzlü disket single-sided disk n.
dvd-rom 1 yüzlü dvd-rom 1 sided adj.
dvd-rom 2 yüzlü dvd-rom 2 sided adj.
dvd-r 1 yüzlü dvd-r 1 sided adj.
dvd-ram 1 yüzlü dvd-ram 1 sided adj.
çift yüzlü double-sided adj.
dvd-ram 2 yüzlü dvd-ram 2 sided adj.
dvd-r 2 yüzlü dvd-r 2 sided adj.
tek yüzlü single-sided adj.
Informatics
çift yüzlü disket double sided diskette n.
çift yüzlü sayfalar double-sided pages n.
çift yüzlü baskı double-sided printing n.
çift yüzlü disk double-sided disk n.
çift yüzlü kopyalama duplex copying n.
tek yüzlü disket single-sided diskette n.
çift yüzlü double-sided adj.
tek yüzlü one-sided adj.
Telecom
çit yüzlü sayfalar double sided pages n.
Electric
iki yüzlü baskılı devre levhası double-sided printed board n.
tek yüzlü baskılı devre levhası single-sided printed board n.
Textile
çift yüzlü saten double satin n.
çift yüzlü kumaş double cloth n.
çift yüzlü kumaş double-face fabric n.
çift yüzlü kumaş reversible fabric n.
çift yüzlü dimi double face twill n.
çift yüzlü dokunmuş (silindir kumaş) seamless adj.
Construction
düz yüzlü ek flush joint n.
yüzlü bağtaşı header bonder n.
Woodworking
melamin yüzlü levha melamine-faced board n.
Automotive
kapalı yüzlü blok closed deck block n.
kısa blok yüzlü motor short deck engine n.
naylon yüzlü çekiç nylon hammer n.
yarı kapalı yüzlü blok semi-closed deck block n.
yüksek blok yüzlü motor tall deck engine n.
Marine
düz yüzlü ek jump joint n.
Mining
beş köşeli oniki yüzlü pyritohedron n.
cevher kırmada kullanılan geniş yüzlü bir çekiç bucking iron n.
altı yüzlü kristal hexahedron n.
beş köşeli oniki yüzlü kristal pyritoid n.
oniki yüzlü dodecahedron adj.
üç yüzlü trihedral adj.
Math
çok yüzlü polyhedron n.
paralel yüzlü parallelepiped n.
yedi yüzlü heptahedron n.
yirmi eşkenar üçgen yüzlü biçim icosahedron n.
çok yüzlü polyhedral adj.
çift yüzlü dihedral adj.
on yüzlü decahedral adj.
sekiz yüzlü octogonal adj.
çift yüzlü diedral adj.
beş köşeli oniki yüzlü şeklinde olan pyritohedral adj.
… yüzlü (şekil) -hedron suf.
Geometry
düzgün on iki yüzlü regular dodecahedron n.
düzgün altı yüzlü regular hexahedron n.
düzgün yirmi yüzlü regular icosahedron n.
düzgün sekiz yüzlü regular octahedron n.
yamuk yüzlü tetragonal trisoctahedron n.
her yüzü dört kenarlı olan yirmi dört yüzlü tetragonal trisoctahedron n.
yamuk yüzlü icositetrahedron n.
her yüzü dört kenarlı olan yirmi dört yüzlü icositetrahedron n.
üç köşeli yirmi dört yüzlü kristal triakisoctahedron n.
her bir yüzü ikizkenar üçgen olan yirmi dört yüzlü trigonal trisoctahedron n.
on iki yüzlü triakistetrahedron n.
11 yüzlü katı cisim hendecahedron n.
altı yüzlü çokgen hexahedron n.
iki eş yüzlü geometrik şeklin birebir denk olması homology n.
çift yüzlü grubu dihedral n.
çok yüzlü şekil polyacron n.
yamuk yüzlü trapezoidal adj.
altı yüzlü cisim şeklinde olan hexahedral adj.
çok yüzlü polyhedrous adj.
karşılıklı parçaları benzer olacak şekilde çift yüzlü isobilateral adj.
daha basit bir çok yüzlü şekle üçgen yüzler ilave ederek elde edilmiş (çok yüzlü şekil) snub adj.
Physics
izometrik sistemde (kristalin) tam simetri oluşturması için gereken dört düzleme sahip olup, 6 yüzlü nesnenin dörtte biri ölçüsünde yüzlere sahip 12 yüzlü katı nesne tetartoid n.
on yüzlü şekil decahedron n.
beş yüzlü prizma pentaprism n.
tam simetri oluşturması için gereken dört düzleme sahip olup, 6 yüzlü nesnenin dörtte biri ölçüsünde yüzlere sahip 12 yüzlü katı nesnenin simetrisini taşıyan (kristal) tetartoidal adj.
Chemistry
sodyum ve magnezyumun sekiz yüzlü sülfatı ve karbonatı olan nadir bir mineral tychite n.
her yüzü dört kenarlı olan yirmi dört yüzlü leucitohedron n.
her yüzü dört kenarlı olan yirmi dört yüzlü leucitoid n.
mevcut sekiz yüzlü pozisyonlardan üçü de dolu olan trioctahedral adj.
Marine Biology
hem çift yüzlü hem de radyal simetri gösteren (deniz şakayığı) biradial adj.
Astronomy
iki yüzlü yıldız two-faced star n.
Zoology
özellikle orta afrika'da bulunan siyah yüzlü şempanze central chimpanzee (pan troglodytes troglodytes) n.
kara yüzlü kiraz kuşu emberiza spodocephala n.
kara yüzlü kiraz kuşu black-faced bunting n.
beyaz yüzlü hayvan whiteface n.
beyaz yüzlü inek hawkie [scotland] n.
semnopithecus cinsi siyah yüzlü gri postlu eski dünya maymunlarını içeren bir grup gray langur n.
siyah yüzlü langur dusky langur n.
beyaz yüzlü (hayvan) white-faced adj.
(birleşik böcek ve kabuklu gözleri) çok yüzlü polymeniscous adj.
Breeding
ingiltere'ye özgü beyaz yüzlü ve kahverengi gövdeli, eti için yetiştirilen bir sığır ırkı hereford n.
boynuzsuz, beyaz yüzlü bir ingiliz koyunu ryeland n.
iskoçya'ya özgü boynuzlu ve siyah yüzlü olan bir koyun ırkı scottish blackface n.
Tobacco
kapalı yüzlü üst ellerin içe katlanması closed face n.
Archaeology
tek yüzlü taş yontma aleti uniface n.
tek yüzlü taş işleme aleti uniface n.
avrupa'daki en eski paleolitik döneme ait iki yüzlü taş baltalarla bilinen arkeolojik sit alanı (abbeville) ile ilgili abbevillian adj.
tek yüzlü (taş işleme aleti) unifacial adj.
Geology
rüzgarın savurduğu kumlarla şekillenen üç yüzlü bir çakıl dreikanter n.
kare sekiz yüzlü formunda bulunan lila veya sarı renkli bir mineral romeine n.
Military
tek yüzlü eskrim sopası kullanan eskrimci backswordsman n.
tek yüzlü eskrim sopası kullanan eskrimci backsword n.
Sport
tek yüzlü eskrim sopası kullanan eskrimci backsword n.
düz yüzlü golf sopalarıyla oynanan bir oyun putting n.
Photography
paralel yüzlü lam parallelepiped lamina n.
Mythology
çift yüzlü kutsal balta labrys n.
Archaic
asık yüzlü terbiyesiz kimse carl n.
asık yüzlü terbiyesiz kimse carle n.
melek yüzlü kimse cherubin n.
iki yüzlü kimse simular n.
üç yüzlü triedral adj.
çift yüzlü bifronted adj.
çift yüzlü bifront adj.
güler yüzlü praecordial adj.
Ornithology
beyaz yüzlü kaz bernicle (branta leucopsis) n.
beyaz yüzlü kaz bernicle goose (branta leucopsis) n.
mavi yüzlü balkuşu blue-eye n.
mavi yüzlü balkuşu entomyzon cyanotis n.
sarı yüzlü ötleğen hooded warbler n.
Entomology
kel yüzlü eşek arısı bald-faced hornet (vespula maculata) n.
Slang
yumuşak yüzlü olma round heels [dated] n.
tombalak yüzlü bacon-faced adj.
ekşi yüzlü sterner adj.
Paleontology
kısa yüzlü dev ayı short-faced bear n.