Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | ya iyi ya kötü | a boon or a bane expr. |
Idioms | ||
Idioms | ya iyi ya kötü | boon or bane n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | sonuç vermek (iyi ya da kötü biçimde) | redound v. |
Phrases | ||
Phrases | ya çok iyi ya da çok kötü sonuçlanan durum | boom or bust expr. |
Phrases | iyi ya da kötü | for better or for worse expr. |
Phrases | iyi ya da kötü | be that as it may expr. |
Colloquial | ||
Colloquial | iyi ya da kötü | a boon or a bane expr. |
Colloquial | iyi ya da kötü değil | not all black and white expr. |
Idioms | ||
Idioms | belli bir süre içerisinde aynı olayın arka arkaya meydana gelmesi (iyi ya da kötü) | double plumsey n. |
Idioms | iyi ya da kötü | boon or bane n. |
Idioms | iyi ya da kötü | for good or ill expr. |
Idioms | ya çok iyi ya çok kötü | feast or famine expr. |
Pathology | ||
Pathology | beyin dokusunda iyi ya da kötü huylu olabilen anormal kitle | cerebroma n. |