|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
yağ veya gaz haznesinin üstünde pompalama, temizleme gibi amaçlara yarayan çıkıntı |
casinghead n.
|
|
2 |
General |
hindistan'da yetişen, andropogon gibi cinslere mensup çimlerden elde edilen hoş kokulu uçucu bir yağ |
grass oil n.
|
|
3 |
General |
hindistan'da yetişen, andropogon gibi cinslere mensup çimlerden elde edilen hoş kokulu uçucu bir yağ |
ginger grass oil n.
|
|
4 |
General |
yağ gibi gitmek |
ride smoothly v.
|
|
5 |
General |
(araç) yağ gibi kayan |
surefooted adj.
|
|
6 |
General |
(araç) yağ gibi kayan |
sure-footed adj.
|
|
7 |
General |
yağ tulumu gibi |
gross adj.
|
|
Phrasals |
|
8 |
Phrasals |
yağ gibi kayarak (birini) geçmek |
cruise by v.
|
|
Colloquial |
|
9 |
Colloquial |
östrojenin etkisi ile büyümüş veya fazla yağ dokusundan büyümüş gibi görünen erkek meme bezi |
moob n.
|
|
Idioms |
|
10 |
Idioms |
yağ tulumu gibi olmak |
run to fat v.
|
|
11 |
Idioms |
yağ tulumu gibi |
fat as a pig expr.
|
|
12 |
Idioms |
yağ ve su gibi |
oil and water expr.
|
|
Technical |
|
13 |
Technical |
(kereste, yağ veya bira gibi) malzemeleri kimyasallarla işleyen kimse |
treater n.
|
|
14 |
Technical |
tohum ve çekirdek gibi maddelerde yağ çıkarıldıktan sonra geriye kalan artıkları |
oil cake n.
|
|
Medical |
|
15 |
Medical |
saç derisi, göz kapakları gibi bölgelerde aşırı yağ salgılama ile karakterize edilen kronik bir cilt hastalığı |
seborrheic dermatitis n.
|
|
Pharmaceutics |
|
16 |
Pharmaceutics |
hayvansal yağ, balmumu ve reçine gibi malzemelerin karışımından oluşan krem |
cerote n.
|
|
|
17 |
Pharmaceutics |
hayvansal yağ, balmumu ve reçine gibi malzemelerin karışımından oluşan krem |
cerate n.
|
|
Food Engineering |
|
18 |
Food Engineering |
yiyeceklerdeki şeker, yağ, tuz gibi içeriğin miktarını göstermekte kullanılan kırmızı, kehribar ve yeşil renkte sembollerin kullanıldığı gıda etiketleme sistemi |
traffic-light labelling n.
|
|
Chemistry |
|
19 |
Chemistry |
hayvansal yağlarda bulunan veya sentetik olarak elde edilen, keçi gibi kokan yağ asidi |
caproic acid n.
|
|
Biology |
|
20 |
Biology |
(kurbağa gibi amfibilerde) genital bezleri çevreleyen yağ dokusu kütlesi |
fat body n.
|
|
Marine Biology |
|
21 |
Marine Biology |
bazı deniz hayvanlarında fosforlu gibi parıldama özelliği sağlayan yağ benzeri madde |
noctilucin n.
|
|
Art |
|
22 |
Art |
su gibi sıvıya düşen bir yağ damlasının aldığı şekil |
oleo n.
|
|
Slang |
|
23 |
Slang |
östrojenin etkisi ile büyümüş veya fazla yağ dokusundan büyümüş gibi görünen erkek meme bezi |
manboob n.
|
|
24 |
Slang |
östrojenin etkisi ile büyümüş veya fazla yağ dokusundan büyümüş gibi görünen erkek meme bezleri |
moobies [uk] n.
|
|
25 |
Slang |
yağ tulumu gibi olmak |
have more chins than a chinese phone book v.
|
|
26 |
Slang |
yağ tulumu gibi (şişko) |
like a beached whale adj.
|
|