Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | yalnızca insan | flesh and blood n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | insan davranışının yalnızca bireyin genleri ve bir takım psikolojik faktörlerin etkisiyle oluştuğuna ve kontrol edildiğine inanan görüş | biodeterminism n. |
General | insan davranışının yalnızca bireyin genleri ve birtakım psikolojik faktörlerin etkisiyle oluştuğuna ve kontrol edildiğine inanan görüş | biological determinism n. |
Idioms | ||
Idioms | yalnızca bir insan vücudu | flesh and blood n. |
Idioms | yalnızca insan olmak | be flesh and blood v. |
Idioms | insan yalnızca bir kere ölür | a man can only die once expr. |
Computer | ||
Computer | yalnızca insan sesi | voice only expr. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu | bubble n. |
Social Sciences | bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu | pod n. |
Religious | ||
Religious | ilahi bilginin yalnızca insan aklı ve gözlemle elde edilebileceğini savunan bir inanç sistemi | natural theology n. |