Verlauf

yapacak olmak

Bedeutungen von dem Begriff "yapacak olmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrases
1	Phrases	yapacak olmak	be bousta (about to [do something]) v.

Bedeutungen, die der Begriff "yapacak olmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 80 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	... yapacak kapasiteye sahip olmak	have the capacity for v.
2	General	kendi yerine yapacak başkaları olmak	be in good company v.
3	General	yapacak çok şeyi olmak	have lots of things to do v.
4	General	yapacak çok şeyi olmak	have many things to do v.
5	General	yapacak çok şeyi olmak	have a lot to do v.
6	General	yapacak çok işi olmak	have lots of things to do v.
7	General	yapacak çok işi olmak	have a lot to do v.
8	General	yapacak çok işi olmak	have many things to do v.
9	General	yapacak çok az şeyi olmak	have little to do v.
10	General	(bir şeyi yapacak) son kişi olmak	be the last person (to do something) v.
11	General	yapacak işleri olmak	have something on v.
12	General	yapacak işleri olmak	have something doing v.
13	General	(bir şeyi) neredeyse yapacak olmak	come close v.
14	General	yapacak başka işleri olmak	have other thing to do v.
15	General	(bir şeyi) yapacak kapasiteye sahip olmak	contain v.
Colloquial
16	Colloquial	yapacak daha ilginç şeyleri olmak	have more interesting things to do v.
17	Colloquial	yapacak/yapması gereken çok işi olmak	have a lot on v.
18	Colloquial	yapacak/planlanmış bir işi olmak	have anything on v.
19	Colloquial	bir şeyi yapacak zamanı olmak	get the time v.
20	Colloquial	bir şeyi yapacak ilk insan olmak	be the first person to do something v.
21	Colloquial	bir şeyi yapacak son insan olmak	be the last person to do something v.
22	Colloquial	yapacak/yapması gereken çok işi olmak	have a lot on v.
23	Colloquial	yapacak çok şeyi olmak	have a lot going for it v.
Idioms
24	Idioms	aptallık yapacak kadar sarhoş olmak	have drunk wine of ape v.
25	Idioms	(bir şeyi yapacak/yapabilecek) ilk kişi olmak	be the first (person) to (do something) v.
26	Idioms	az daha/neredeyse (bir şey) yapacak olmak	be within a whisker of (something) v.
27	Idioms	bir şeyi yapacak en son insan olmak	be the last person (to do something) v.
28	Idioms	bir işi yapacak cesareti olmak	be man enough to do something v.
29	Idioms	bir şeyi neredeyse yapacak olmak	come within a whisker of something v.
30	Idioms	yapacak başka işleri olmak	have bigger fish to fry v.
31	Idioms	yapacak daha önemli bir işi olmak	have more important fish to fry v.
32	Idioms	yapacak daha önemli işleri olmak	have bigger fish to fry v.
33	Idioms	yapacak çok işi olmak	have too much on one's plate v.
34	Idioms	yapacak daha önemli bir işi olmak	have other fish to fry v.
35	Idioms	yapacak daha önemli işleri olmak	have other fish to fry v.
36	Idioms	yapacak zor bir işi olmak	have one's work cut out v.
37	Idioms	yapacak daha ilginç şeyleri olmak	have more important fish to fry v.
38	Idioms	yapacak başka işleri olmak	have more important fish to fry v.
39	Idioms	yapacak bir yığın işi olmak	have a full plate v.
40	Idioms	yapacak daha iyi kazançlı bir işi olmak	have other fish to fry v.
41	Idioms	yapacak daha ilginç şeyleri olmak	have other fish to fry v.
42	Idioms	yapacak başka işleri olmak	have other fish to fry v.
43	Idioms	yapacak çok işi olmak	have a lot on one's plate v.
44	Idioms	yapacak daha önemli bir işi olmak	have bigger fish to fry v.
45	Idioms	yapacak daha önemli işleri olmak	have more important fish to fry v.
46	Idioms	yapacak daha ilginç şeyleri olmak	have bigger fish to fry v.
47	Idioms	(bir şeyi) yapacak kadar iyi olmak	have the (good) grace to (do something) v.
48	Idioms	(bir şeyi) yapacak kadar iyi olmak	have the (good) grace to do something v.
49	Idioms	(bir şeyi) yapacak kadar iyi olmak	have the courtesy to (do something) v.
50	Idioms	bir şeyi yapacak cesareti olmak	have the stomach for something v.
51	Idioms	kesin (bir şey olacak/yapacak) olmak	be bound to (be or do something) v.
52	Idioms	muhakkak (bir şey olacak/yapacak) olmak	be bound to (be or do something) v.
53	Idioms	muhtemelen (bir şey olacak/yapacak) olmak	be bound to (be or do something) v.
54	Idioms	(bir şey yapacak kadar) cesur olmak	be so bold as to (do something) v.
55	Idioms	(bir şey yapacak) cesareti olmak	be so bold as to (do something) v.
56	Idioms	yapacak kadar cesur olmak	be so bold as to do v.
57	Idioms	yapacak cesareti olmak	be so bold as to do v.
58	Idioms	yapacak daha önemli işleri olmak	have better/bigger/other fish to fry v.
59	Idioms	yapacak başka işleri olmak	have better/bigger/other fish to fry v.
60	Idioms	yapacak daha önemli bir işi olmak	have better/bigger/other fish to fry v.
61	Idioms	yapacak daha ilginç şeyleri olmak	have better/bigger/other fish to fry v.
62	Idioms	yapacak daha iyi bir işi olmak	have better/bigger/other fish to fry v.
63	Idioms	yapacak daha önemli işleri olmak	have better fish to fry v.
64	Idioms	yapacak başka işleri olmak	have better fish to fry v.
65	Idioms	yapacak daha önemli bir işi olmak	have better fish to fry v.
66	Idioms	yapacak daha ilginç şeyleri olmak	have better fish to fry v.
67	Idioms	yapacak daha iyi bir işi olmak	have better fish to fry v.
68	Idioms	yapacak zor bir işi olmak	have one's work cut out for (one) v.
69	Idioms	yapacak işleri olmak	have doing v.
70	Idioms	yapacak daha önemli/ilginç işleri olmak	have other cats to whip v.
71	Idioms	yapacak başka işleri olmak	have other cats to whip v.
72	Idioms	bir şeyi yapacak kadar iyi olmak	have the grace to do something v.
73	Idioms	(bir şey yapacak kadar) duygusuz olmak	have the heart (to do something) v.
74	Idioms	(bir şey yapacak kadar) kalpsiz olmak	have the heart (to do something) v.
75	Idioms	(bir şey yapacak kadar) taş kalpli olmak	have the heart (to do something) v.
76	Idioms	(bir şey yapacak kadar) katı yürekli olmak	have the heart (to do something) v.
77	Idioms	(bir şey yapacak kadar) acımasız olmak	have the heart (to do something) v.
78	Idioms	yapacak kadar soğukkanlı olmak	have the presence of mind to do v.
79	Idioms	yapacak çok işi olmak	have too much on plate v.
Slang
80	Slang	neredeyse altına sıçacak/yapacak olmak	prairie dog v.