Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | yapmak/etmek | bear v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (kendinden/bir şeyden) fedakarlık yapmak/etmek | give of (oneself or something) v. |
Phrasals | için pazarlık yapmak/etmek | haggle about v. |
Phrasals | bir şey için pazarlık yapmak/etmek | haggle about something v. |
Phrasals | için/üzerine pazarlık yapmak/etmek | haggle over v. |
Phrasals | (bir şey) için/üzerine pazarlık yapmak/etmek | haggle over (something) v. |
Phrasals | (biriyle) pazarlık yapmak/etmek | haggle with (someone) v. |
Idioms | ||
Idioms | (özellikle bir yemek siparişi verirken) açgözlülük yapmak/etmek | somebody's eyes are bigger than their stomach v. |
Idioms | (özellikle bir yemek siparişi verirken) açgözlülük yapmak/etmek | somebody's eyes are bigger than their belly v. |
Idioms | kendine kötülük yapmak/etmek | do yourself a mischief v. |
Idioms | birine kötülük yapmak/etmek | do somebody a mischief v. |
Idioms | birine kötülük yapmak/etmek | do someone a mischief v. |