Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yel değirmeni | windmill n. | ||
No matter where you go in Holland, you'll see windmills. Hollanda'da nereye gidersen git, yel değirmenlerini göreceksin. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | yel değirmeni | windmill n. | ||
I had never seen a windmill until I visited the Netherlands. Hollanda'yı ziyaret edene kadar hiç yel değirmeni görmemiştim. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | kanat (yel değirmeni) | sail n. |
General | yel değirmeni kolu | whip n. |
Technical | ||
Technical | (yel değirmeni) küçük kanat | fan n. |
Technical | gövdesinden dikey destek geçen yel değirmeni | post mill n. |
Technical | yel değirmeni pervanesi | flier n. |
Technical | yel değirmeni kanadı | flyer n. |
Technical | ahşaptan yapılan bir yel değirmeni çeşidi | smock mill n. |
Technical | yel değirmeni gibi hareket etmek | windmill v. |
Technical | yel değirmeni gibi hareket ettirmek | windmill v. |
Music | ||
Music | gitar çalarken teller üzerindeki elin yel değirmeni gibi hareket ettirildiği bir teknik | windmill n. |