yemek için - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yemek için



Bedeutungen von dem Begriff "yemek için" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Idioms
yemek için for the pot expr.

Bedeutungen, die der Begriff "yemek için" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 83 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
aşçıbaşının o gün için önerdiği yemek plat du jour n.
kampta yemek pişirmek için kullanılan metal tencere billy [australia] n.
yemek ve eğlence için toplanma feasting n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixie n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixy n.
yemek için avlanma prey n.
için yemek tedarik etmek cater for v.
birine olan borcu ödemek için başkasının hakkını yemek rob peter to pay paul v.
yemek için şükür duası etmek pray over the dinner/lunch v.
yemek için şükür duası etmek say grace (prayer said before meal) v.
yemek için şükür duası etmek pray before a meal v.
yemek için şükür duası etmek say grace v.
yemek için masayı kurmak cover [obsolete] v.
(birinin bir şeyi yapması için) başının etini yemek push v.
yemek için öldürülen ayı brawner adj.
(yemek veya çıkar için) yaltaklanan parasitic adj.
(yemek veya çıkarları için) yaltaklanan parasitical adj.
Phrasals
Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek ask someone out to something v.
bir şeyler hazırlamak (yemek için vb) rustle something up v.
(yemek vb için) kolay bir şeyler hazırlamak rustle up something v.
(yemek vb için) kolay bir şeyler hazırlamak rustle something up v.
(bir şey) yemek için dışarı çıkmak go out for (something) v.
(bir şey) yemek için bir yere gitmek go out for (something) v.
(birini) bir etkinlik (yemek, parti, ziyaret) için evine davet etmek/çağırmak have (someone) over (for something) v.
bir şey yaptırmak için başının etini yemek badger into v.
bir şey yaptırmak için birinin başının etini yemek badger someone into something v.
(birini) için için yemek eat (away) at (someone) v.
(bir şey yapması) için (birinin) başının etini yemek pester (one) into (doing) (something) v.
yapmaması için (birinin) başının etini yemek pester (one) out of v.
(bir şey) için (birinin) başının etini yemek pester (someone) for (something) v.
için başının etini yemek pester into v.
yapmaması için başının etini yemek pester out of v.
Phrases
(yemek için) paket/paketletme to go adv.
Proverb
yaşamak için ye yemek için yaşama eat to live but do not live to eat
yaşamak için ye yemek için yaşama eat to live not live to eat
yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı eat to live, not live to eat
Colloquial
hamileyken hem kendi hem karnındaki bebeği için yemek eat for two n.
(hız yaptığı için) cezayı yemek get done for something/for doing something v.
(hız yaptığı için) cezayı yemek be done for something/for doing something v.
(birini bir şey, yemek, parti için) bulunduğu yerin daha yukarısında veya kuzeyinde bir yere davet etmek have (someone) up (for something) v.
(bir şey) için fırça yemek get hell for (something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek keep on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek go on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek be on at somebody (to do something) v.
yemek için dışarıya çıkmış out to (some meal) adv.
yemek için dışarıya çıkmış out to (a meal) adv.
bunlar yemek için değil these aren't for eating expr.
bir yemek davetinde şarabı tekeline alan kişi için kullanılan ve "norwich piskoposunu tanıyor musun/norwich piskoposuyla bir akrabalığın var mı?" anlamına gelen bir söz do you know the bishop of norwich? [old-fashioned] expr.
bir yemek davetinde şarabı tekeline alan kişi için kullanılan ve "norwich'li dr. wright'ı tanıyor musun/norwich'li dr. wright'la bir akrabalığın var mı" anlamına gelen bir söz do you know dr. wright of norwich k expr.
Idioms
yemek için bir şeyler yapmak/ayarlamak fix something for a meal v.
uzun bir seyahatte dinlenmek, yemek yemek, tuvalet için mola vermek make a pit stop [us] v.
bir şey yapmak için birbirinin üstüne çullanmak/birbirini yemek be falling over yourself to do something v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek be on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek go on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek keep on at somebody (to do something) v.
(biri/bir şey için) kendi kendini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey için) içi içini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey için) kendini yemek/bitirmek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey için) içi içini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
Speaking
buraya yemek için gelmedik we didn't come here for dinner expr.
ocakta sizin için yemek var there's food for you on the stove expr.
Technical
yemek pişirmek için kullanılan yer cookhouse n.
(özellikle yemek pişirmek için) şömine kullanımıyla ilgili open-hearth adj.
Furniture
üzerinde bir şeyler okumak veya yemek için kucağa konan altı yastıklı tepsi laptray n.
Medical
yemek borusundaki asit miktarının ölçülmesi için uygulanan bir test esophageal manometry n.
yemek borusunu incelemek için kullanılan bir alet oesophagoscope n.
Gastronomy
alışveriş merkezlerinin yemek için ayrılmış özel bölümü food-court n.
yemek için kullanılan hayvan bağırsağı chidlings n.
yemek için yeterince olgun olmayan dana eti bod veal n.
tandırda pişmiş yemek için yapılan buluşma hangi [new zealand] n.
yemek malzemelerini ölçmek için kullanılan dereceli sürahi measuring jug n.
yemek pişirirken veya yiyecekleri sarmak için kullanılan yağ geçirmez kağıt greaseproof n.
yemek yeme için kullanılan eating adj.
Marine Biology
yemek için tercih edilen, büyük grimsi veya benekli bir hint-pasifik vatozu backwater (gymnura japonica) n.
ılık kıyı denizlerinde yaşayan, avlanma ve yemek için tercih edilen gümüş renkli bir balık ladyfish (albula vulpes) n.
av sporu ve yemek için pek tercih edilmeyen, kuzey amerika'nın doğu kıyılarına özgü hareketli olmayan gri veya bakır rengi bir sarıağız balığı black drum (pogonias cromis) n.
tropikal hint-pasifik'te yemek ve av için çok değerli olan yaygın bir balık rock salmon n.
Botanic
salata veya yemek için kullanılan taze yapraklar healing herb n.
Breeding
yemek için kesilen hayvan killer [australia/new zealand] n.
Military
arazideki birliklere yemek götürmek için kullanılan kap marmite n.
Archaic
bir öğün için sofraya konan yemek mess n.
yemek için masada olmak sit at meat v.
Slang
yemek için her şeyi göze alan food whore n.