Verlauf

yoksulluk

Bedeutungen von dem Begriff "yoksulluk" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 26 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yoksulluk	poverty n.
General
2	General	yoksulluk	hardship n.
3	General	yoksulluk	poverty n.
4	General	yoksulluk	need n.
5	General	yoksulluk	necessitousness n.
6	General	yoksulluk	destitution n.
7	General	yoksulluk	beggarliness n.
8	General	yoksulluk	impoverishment n.
9	General	yoksulluk	penury n.
10	General	yoksulluk	want n.
11	General	yoksulluk	indigence n.
12	General	yoksulluk	destituteness n.
13	General	yoksulluk	calamity n.
14	General	yoksulluk	misery n.
15	General	yoksulluk	poorness n.
16	General	yoksulluk	bareness n.
17	General	yoksulluk	neediness n.
18	General	yoksulluk	low life n.
19	General	yoksulluk	pauperism n.
20	General	yoksulluk	impecuniosity n.
21	General	yoksulluk	necessity n.
22	General	yoksulluk	necessity n.
23	General	yoksulluk	light purse n.
24	General	yoksulluk	poortith [scotland] n.
25	General	yoksulluk	puirtith [scotland] n.
Idioms
26	Idioms	yoksulluk	be down and out

Bedeutungen, die der Begriff "yoksulluk" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 91 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	aşırı yoksulluk	penury n.
2	General	kentsel yoksulluk	urban poor n.
3	General	kırsal yoksulluk	rural poor n.
4	General	aşırı yoksulluk	beggary n.
5	General	yoksulluk yardımı	dole n.
6	General	yoksulluk sınırı	poverty line n.
7	General	ekonomik yoksulluk	economic poverty n.
8	General	yoksulluk hali	state of destitution n.
9	General	aşırı yoksulluk	severe poverty n.
10	General	aşırı yoksulluk	extreme poverty n.
11	General	aşırı yoksulluk	destitution n.
12	General	aşırı yoksulluk	great poverty n.
13	General	geçici yoksulluk	temporary poverty n.
14	General	büyük bir yoksulluk	a great poverty n.
15	General	kırsal yoksulluk	rural poverty n.
16	General	yoksulluk haritası	poverty map n.
17	General	aşırı yoksulluk	wolf n.
18	General	yoksulluk vergisi	poor rate n.
19	General	yoksulluk vergisi	poor rates n.
20	General	genel yoksulluk hali	orbitude [obsolete] n.
21	General	yoksulluk içinde yaşamak	live in want v.
22	General	yoksulluk içinde yaşamak	be in straitened circumstances v.
23	General	yoksulluk çekmek	live in poverty v.
24	General	yoksulluk edebiyatı yapmak	poor-mouth v.
25	General	yoksulluk çeken	hungry adj.
26	General	yoksulluk içinde	destitutely adv.
27	General	yoksulluk içinde	in poverty adv.
28	General	yoksulluk sınırının altında	below the poverty line adv.
Phrases
29	Phrases	felaket veya yoksulluk içinde	under the harrow expr.
Proverb
30	Proverb	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar	when poverty comes in at the door love flies out at the window
31	Proverb	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar	when poverty comes in at the door love flies out of the window
32	Proverb	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar	when the wolf comes in at the door, love creeps out of the window
Colloquial
33	Colloquial	sefalet/yoksulluk içinde kimse	skid-row bum n.
34	Colloquial	sefalet/yoksulluk içinde kimse	stew bum [old-fashioned] n.
35	Colloquial	aşırı yoksulluk içinde olmak	be on the breadline v.
Idioms
36	Idioms	genel yoksulluk, yüksek işsizliğin yaşandığı ağır ekonomik gerileme dönemine girmek	fall into depression v.
37	Idioms	genel yoksulluk, yüksek işsizliğin yaşandığı ağır ekonomik gerileme dönemine girmek	sink into depression v.
38	Idioms	bir kurumdan yoksulluk yardımı almak	go on relief v.
39	Idioms	bir kurumdan yoksulluk yardımı almak	go on welfare v.
40	Idioms	bir kurumdan yoksulluk yardımı almak	be on welfare v.
41	Idioms	yoksulluk içinde	close to the bone adj.
42	Idioms	yoksulluk içinde	near the bone adj.
43	Idioms	yoksulluk/açlık içinde	below the breadline adv.
44	Idioms	yoksulluk/açlık sınırı altında	below the breadline adv.
45	Idioms	yoksulluk içinde	below the breadline adv.
46	Idioms	yoksulluk sınırı altında	below the breadline adv.
47	Idioms	yoksulluk içinde	on skid row expr.
48	Idioms	sefalet/yoksulluk içinde	on skid row [us] expr.
49	Idioms	yoksulluk kapıda	the wolf is at one's door expr.
50	Idioms	yoksulluk kapıda	the wolf is at the door
51	Idioms	yoksulluk içinde yaşamak	live in the poorhouse
52	Idioms	yoksulluk içinde yaşamak	end up in the poorhouse
Trade/Economic
53	Trade/Economic	çok boyutlu yoksulluk endeksi	multidimensional poverty index n.
54	Trade/Economic	kentsel yoksulluk	urban poverty n.
55	Trade/Economic	mutlak yoksulluk	absolute poverty n.
56	Trade/Economic	resmi yoksulluk sınırı	official poverty line n.
57	Trade/Economic	uluslararası yoksulluk çizgisi	international poverty line n.
58	Trade/Economic	yoksulluk açığı	poverty gap n.
59	Trade/Economic	yoksulluk boşluğu	poverty gap
60	Trade/Economic	yoksulluk oranı	poverty rate
61	Trade/Economic	yoksulluk tuzağı	poverty trap
62	Trade/Economic	yoksulluk çemberi	circle of poverty
63	Trade/Economic	yoksulluk hattı	poverty line
64	Trade/Economic	yoksulluk-refah eğrisi	poverty-welfare curve
65	Trade/Economic	yoksulluk sınırı	poverty level
66	Trade/Economic	yoksulluk sınırı	poverty line
67	Trade/Economic	yoksulluk sınırı	poverty threshold
68	Trade/Economic	yoksulluk tuzağı	poverty trap
Law
69	Law	yargı gücünden yoksulluk	want of reason n.
70	Law	yargı gücünden yoksulluk	want of mental faculties n.
71	Law	yoksulluk nafakası	alimony
Politics
72	Politics	aşırı yoksulluk	extreme poverty n.
73	Politics	aşırı yoksulluk	extreme poverty n.
74	Politics	göreli yoksulluk	relative poverty n.
75	Politics	mutlak yoksulluk	absolute poverty n.
76	Politics	yoksulluk sınırı	poverty threshold
77	Politics	yoksulluk nafakası	supplementary welfare allowance
78	Politics	yoksulluk nafakası	welfare allowance
79	Politics	yoksulluk ve sosyal etki analizi	poverty and social Impact analysis (psIa)
Institutes
80	Institutes	1942 senesinde ingiltere'de kurulmuş, 21 bağımsız yardım kuruluşundan oluşan bir küresel yoksulluk ile mücadele konfederasyonu	oxfam n.
Industry
81	Industry	yoksulluk yardımı alan ve çiftliklerde çalışan ingiliz emekçi	roundsman n.
Psychology
82	Psychology	yoksulluk kuruntusu	delusion of poverty
83	Psychology	yoksulluk korkusu	peniaphobia
Social Sciences
84	Social Sciences	ezici yoksulluk	grinding poverty n.
85	Social Sciences	yoksulluk çeken	poverty-struck adj.
86	Social Sciences	yoksulluk sınırının altında maaş alan kesim	working poor
87	Social Sciences	yoksulluk sınırının altında çalışan kesim	working poor
History
88	History	yoksulluk yardımı alan	on the parish expr.
Religious
89	Religious	yoksulluk yemini etmiş dini tarikat üyesi kadın	regular canoness n.
Slang
90	Slang	yoksulluk ve suç oranı yüksek mahalle	combat zone n.
British Slang
91	British Slang	yoksulluk yardımı	pancrack