Verlauf

you lot

Bedeutungen von dem Begriff "you lot" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Colloquial
1	Colloquial	you lot expr.	siz
2	Colloquial	you lot expr.	sizler
3	Colloquial	you lot expr.	millet
4	Colloquial	you lot expr.	arkadaşlar

Bedeutungen, die der Begriff "you lot" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 26 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Speaking
1	Speaking	when you're in army you got a lot of time to think n.	askerdeyken düşünecek çok vaktin oluyor
2	Speaking	do you come here a lot? expr.	buraya sık gelir misin?
3	Speaking	you mean a lot to me expr.	benim için değerlisin
4	Speaking	you can make a lot of friends expr.	birçok arkadaş edinebilirsin
5	Speaking	you mean a lot expr.	benim için değerlisin
6	Speaking	there's a lot you don't know expr.	bilmediğin çok şey var
7	Speaking	you don't have a lot of time expr.	çok fazla zamanın yok
8	Speaking	you ask a lot of questions expr.	çok soru soruyorsun
9	Speaking	thank you a lot expr.	çok teşekkür ederim
10	Speaking	did you lose a lot of weight? expr.	çok mu kilo verdin?
11	Speaking	you eat a lot expr.	çok yiyorsun
12	Speaking	you are spending a lot of money expr.	çok para harcıyorsun
13	Speaking	have you travelled a lot? expr.	çok seyahat ettin mi?
14	Speaking	do you travel a lot? expr.	çok seyahat eder misin?
15	Speaking	you must make a lot of money expr.	çok para kazanıyor olmalısın
16	Speaking	heard a lot about you expr.	hakkınızda çok fazla şey duydum
17	Speaking	I've heard a lot about you expr.	hakkınızda çok fazla şey duydum
18	Speaking	you learn a lot from watching expr.	izleyerek çok şey öğrenirsin
19	Speaking	I’m going to make you a lot of money expr.	sizlere çok para kazandıracağım
20	Speaking	I’m going to make you a lot of money expr.	sana çok para kazandıracağım
21	Speaking	do you and your friends get together a lot? expr.	sen ve arkadaşların çok (sık) bir araya gelir misiniz?
22	Speaking	you will earn a lot of money soon expr.	yakında çok fazla para kazanacaksın
23	Speaking	what a lot of things there are that you can do expr.	yapabileceğin ne de çok şey var
24	Speaking	does it rain a lot where you live? expr.	yaşadığın yerde çok yağmur yağar mı?
25	Speaking	does it rain a lot where you live? expr.	yaşadığın yerde çok yağmur yağıyor mu?
26	Speaking	you have a lot of free time expr.	çok boş vaktin var