|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bıçak ağzı |
blade n.
|
|
The blade of my knife is very sharp.
Bıçağımın ağzı çok keskin.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
çatal bıçak |
knives and forks n.
|
|
Yes, he ate with knife and fork.
Evet, çatal bıçakla yedi.
More Sentences
|
3 |
General |
gümüş çatal bıçak |
silverware n.
|
|
Can I have silverware for my meal?
Yemeğim için gümüş çatal bıçak alabilir miyim?
More Sentences
|
4 |
General |
bıçak ağzı |
blade n.
|
|
The blade of my knife is very keen.
Bıçağımın ağzı çok keskindir.
More Sentences
|
5 |
General |
bıçak yarası |
stab wound n.
|
|
Sami had one stab wound to his chest.
Saminin göğsünde bir bıçak yarası vardı.
More Sentences
|
6 |
General |
çatal bıçak takımı |
cutlery n.
|
|
This restaurant is particular about cutlery.
Bu restoran çatal bıçak takımı konusunda titizdir.
More Sentences
|
7 |
General |
(bıçak vb.) hareket |
sweep n.
|
|
He split the watermelon in half with an easy sweep of the knife.
Kolay bir bıçak hareketiyle karpuzu ikiye böldü.
More Sentences
|
8 |
General |
bıçak çekmek |
pull (out) a knife v.
|
|
Fadil pulled a knife on Layla.
Fadıl Leyla'ya bıçak çekti.
More Sentences
|
9 |
General |
bıçak bilemek |
sharpen a knife v.
|
|
He was sharpening a knife.
O bir bıçağı biliyordu.
More Sentences
|
10 |
General |
bıçak gibi |
stabbing adj.
|
|
I had a stabbing pain in my chest.
Göğsümde bıçak gibi bir ağrı vardı.
More Sentences
|
Colloquial |
|
11 |
Colloquial |
bıçak sırtında |
on a knife-edge expr.
|
|
We are on a knife-edge.
Bıçak sırtındayız.
More Sentences
|
Technical |
|
12 |
Technical |
bıçak ağzı |
knife blade n.
|
|
The tip of the knife blade is sharp.
Bıçak ağzının ucu keskindir.
More Sentences
|
13 |
Technical |
bıçak ağzı |
edge n.
|
|
The edge of this knife is sharp and cuts well.
Bu bıçağın ağzı keskindir ve iyi keser.
More Sentences
|
14 |
Technical |
çatal bıçak |
cutlery n.
|
|
The cutlery has disappeared.
Çatal bıçak kayboldu.
More Sentences
|
Gastronomy |
|
15 |
Gastronomy |
çatal bıçak takımı |
cutlery n.
|
|
Where is the cutlery?
Çatal bıçak takımı nerede?
More Sentences
|
Common Usage |
|
16 |
Common Usage |
gümüş çatal bıçak takımı |
silverware n.
|
|
17 |
Common Usage |
kör (bıçak vb) |
blunt adj.
|
|
|
General |
|
18 |
General |
bıçak yarası |
gash n.
|
|
19 |
General |
çatal bıçak |
silver n.
|
|
20 |
General |
kın (bıçak vb) |
spear carrier n.
|
|
21 |
General |
çatal bıçak takımı |
flatware n.
|
|
22 |
General |
bıçak ve kaşıklar |
silverware n.
|
|
23 |
General |
bıçak bileyici alet |
knife sharpener n.
|
|
24 |
General |
büyük bir çeşit bıçak |
machete n.
|
|
25 |
General |
ufak ve düz bıçak |
scalpel n.
|
|
26 |
General |
bıçak bileyici |
knife grinder n.
|
|
27 |
General |
uzunca bıçak yarası |
gash n.
|
|
28 |
General |
sustalı bıçak |
switchblade n.
|
|
29 |
General |
kın (bıçak/kılıç için) |
sheath n.
|
|
30 |
General |
uzun ve eğri bıçak |
bowie knife n.
|
|
31 |
General |
bıçak ve kaşıklar |
silver n.
|
|
32 |
General |
bıçak ağzı |
knife edge n.
|
|
33 |
General |
iki saplı bıçak |
drawshave n.
|
|
34 |
General |
bıçak gibi saplanma |
stab n.
|
|
35 |
General |
geniş yüzlü bıçak |
matchet n.
|
|
36 |
General |
sustalı bıçak |
flick knife n.
|
|
37 |
General |
sustalı bıçak |
clasp knife n.
|
|
38 |
General |
çatal bıçak/yemek takımı (bir kişilik) |
setting n.
|
|
39 |
General |
sabit bıçak |
ledger blade n.
|
|
40 |
General |
bıçak yaralamaları |
stab wounds n.
|
|
41 |
General |
sivri uçlu silah (kılıç, bıçak vb) |
edged weapon n.
|
|
42 |
General |
iri bıçak |
whittle n.
|
|
43 |
General |
çatal bıçak gibi eşya |
tableware n.
|
|
44 |
General |
bıçak yarası |
stab n.
|
|
45 |
General |
bıçak sapı |
haft n.
|
|
46 |
General |
bıçak ağzı |
cutting edge n.
|
|
47 |
General |
büyük bıçak |
machete n.
|
|
48 |
General |
sustalı bıçak |
automatic knife n.
|
|
49 |
General |
uzun bıçak |
bolo n.
|
|
50 |
General |
kuvvetli darbe (kılıç, bıçak vb ile indirilen) |
slash n.
|
|
51 |
General |
silah olarak kullanılan bıçak |
shiv n.
|
|
52 |
General |
bıçak gibi saplanan acı |
stitch n.
|
|
53 |
General |
geniş kenarlı bıçak |
machete n.
|
|
54 |
General |
bıçak yarası |
knife wound n.
|
|
55 |
General |
kesici aletler (bıçak vb) |
cutlery n.
|
|
56 |
General |
bıçak ağzı |
knife-edge n.
|
|
57 |
General |
sustalı bıçak |
flick-knife n.
|
|
|
58 |
General |
çatal bıçak kaşık |
cutlery n.
|
|
59 |
General |
büyük ve keskin bıçak |
machete n.
|
|
60 |
General |
küçük bıçak |
scalpel n.
|
|
61 |
General |
bıçak düellosu |
snickersnee n.
|
|
62 |
General |
bıçak düellosu |
cut-and-thrust n.
|
|
63 |
General |
bıçak düellosu |
knife fight n.
|
|
64 |
General |
keskin bıçak |
sharp knife n.
|
|
65 |
General |
kör bıçak |
dull knife n.
|
|
66 |
General |
kör bıçak |
blunt knife n.
|
|
67 |
General |
bıçak ucu |
knifepoint n.
|
|
68 |
General |
bıçak çatal kaşık kılıfı |
pouch for knife fork spoon n.
|
|
69 |
General |
bıçak kullanan |
stabber n.
|
|
70 |
General |
paslı bıçak |
rusted/rusty knife n.
|
|
71 |
General |
bıçak izleri |
knife marks n.
|
|
72 |
General |
bıçak kılıfı |
knife case n.
|
|
73 |
General |
bıçak kutusu |
knife box n.
|
|
74 |
General |
bıçak kasası |
knife box n.
|
|
75 |
General |
bıçak altlığı |
knife-rest n.
|
|
76 |
General |
gümüş ile kaplanmış kesiciler (bıçak vb.) |
silver-plated cutlery n.
|
|
77 |
General |
altın kaplanmış kesiciler (bıçak vb.) |
gold-plated cutlery n.
|
|
78 |
General |
bıçak dövüşçüsü |
knife fighter n.
|
|
79 |
General |
çatal bıçak seti |
cutlery pack n.
|
|
80 |
General |
paslanmaz çelik bıçak |
stainless steel knife n.
|
|
81 |
General |
paslanmaz çelik bıçak |
stainless steel blade n.
|
|
82 |
General |
çakı/bıçak damgası |
tang stamp n.
|
|
83 |
General |
bıçak sırtı (terazi) |
knife edge n.
|
|
84 |
General |
çatal/bıçak |
spife n.
|
|
85 |
General |
bıçak atma |
knife throwing n.
|
|
86 |
General |
eski yunan ve roma'da hamamda kullanılan, ciltten ter ve kiri kazımaya yarayan kıvrımlı ve keskin olmayan bir bıçak türü |
strigil n.
|
|
87 |
General |
bıçak izi |
knife scar n.
|
|
88 |
General |
kelebek bıçak |
butterfly knife n.
|
|
89 |
General |
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı |
runcible spoon n.
|
|
90 |
General |
çatal kaşık ve bıçak takımı |
silverware n.
|
|
91 |
General |
küçük bıçak |
thwittle [obsolete] n.
|
|
92 |
General |
geniş ince bir bıçak ile yapılan balta |
tobacco hatchet n.
|
|
93 |
General |
geniş ince bir bıçak ile yapılan balta |
tobacco spud n.
|
|
94 |
General |
bir tür uzun bıçak |
yataghan n.
|
|
95 |
General |
eskimoların kullandığı kısa saplı, hilal şeklinde geniş ağızlı bir bıçak |
ulo n.
|
|
96 |
General |
eskimoların kullandığı kısa saplı, hilal şeklinde geniş ağızlı bir bıçak |
ulu n.
|
|
97 |
General |
dişli bıçak |
toothed blade n.
|
|
98 |
General |
filipinler'de kullanılan uzun geniş bir bıçak |
barong n.
|
|
99 |
General |
bıçak altlığı |
knife rest n.
|
|
100 |
General |
bıçak standı |
knife rest n.
|
|
101 |
General |
yasa dışı amaçlarla bıçak taşıyan kimse |
knifeman n.
|
|
102 |
General |
bıçak satan kimse |
knifer n.
|
|
103 |
General |
kürek veya mahmuzun ucundaki dar bıçak ağzı |
languet n.
|
|
104 |
General |
bıçak ve düdük gibi nesneleri taşımak için saplarına geçirilen ip |
lanyard n.
|
|
105 |
General |
yiyecek parçalarını toplayıp bir kaba koymak için kullanılan bir bıçak |
voiding knife n.
|
|
106 |
General |
türbinlere bıçak takan işçi |
blader n.
|
|
107 |
General |
damarını kesmek için hayvanın boynuna bıçak saplayan mezbaha işçisi |
bleeder n.
|
|
108 |
General |
bıçak veya baltayla yapılan kesik |
hack n.
|
|
109 |
General |
ot toplamak ve işaret kazımak için kullanılan bir tür bıçak |
boline n.
|
|
110 |
General |
dokuma sırasında çözgü ipliğinin geçmesi için deliği bulunan metal bıçak veya bükülmüş tel |
heald [uk] n.
|
|
111 |
General |
hilal şeklinde bir bıçak |
moon n.
|
|
112 |
General |
taktik bıçak |
bush knife [australia] n.
|
|
113 |
General |
(kılıç veya bıçak) kör kısım |
ricasso n.
|
|
114 |
General |
(kılıç veya bıçak) sapa yakın bilenmeyen bölüm |
ricasso n.
|
|
115 |
General |
kelebek bıçak |
balisong n.
|
|
116 |
General |
kelebek bıçak |
fan knife n.
|
|
117 |
General |
kelebek bıçak |
batangas knife n.
|
|
118 |
General |
hançerin bıçak ile sapını birbirine bağlayan kısmı |
dagger n.
|
|
119 |
General |
birmanyalıların kullandığı büyük ve ağır bir tür bıçak |
dah n.
|
|
120 |
General |
halka ve bıçak ağzından oluşan ve tonsil benzeri çıkıntılı yapıları kesip çıkarmak için kullanılan cerrahi bir alet |
guillotine n.
|
|
121 |
General |
büyük bıçak (kasap bıçağı, et bıçağı) |
gully [dialect] [uk] n.
|
|
122 |
General |
büyük bıçak (kasap bıçağı, et bıçağı) |
gully knife [dialect] [uk] n.
|
|
123 |
General |
eskiden silah olarak kullanılan çift taraflı, büyük bir bıçak |
couteau n.
|
|
124 |
General |
büyük bıçak |
cutlas n.
|
|
125 |
General |
büyük bıçak |
cutto n.
|
|
126 |
General |
bıçak saplama |
pierce n.
|
|
127 |
General |
hayvanların boğazına bıçak saplayarak kanlarını akıtan mezbaha işçisi |
pigsticker n.
|
|
128 |
General |
afrika'nın doğusuna özgü ağır bir bıçak |
panga n.
|
|
129 |
General |
muhabbeti bıçak gibi kesen söz |
conversation stopper n.
|
|
130 |
General |
çakı bıçak |
flick knife n.
|
|
131 |
General |
çakı bıçak |
flick-knife n.
|
|
132 |
General |
bir tür kelebek bıçak |
puller n.
|
|
133 |
General |
kızılderililerin düşmanın kafa derisini yüzmek için kullandıkları bıçak |
scalping knife n.
|
|
134 |
General |
mala, tırmık, (bıçak gibi) alet sapı |
shank n.
|
|
135 |
General |
küçük bıçak |
spud [obsolete] n.
|
|
136 |
General |
(bıçak ile) kanatlı hayvan öldüren kimse |
sticker n.
|
|
137 |
General |
bıçak bileme aleti |
strickle n.
|
|
138 |
General |
bıçak bileme aleti |
strickler n.
|
|
139 |
General |
ağzını bıçak açmamak |
be too sorry to say a word v.
|
|
140 |
General |
bıçak çekmek |
attack with a drawn knife v.
|
|
141 |
General |
bıçak yemek |
get knifed v.
|
|
142 |
General |
bıçak altına yatmak |
have an operation v.
|
|
143 |
General |
çekmek (bıçak) |
whisk v.
|
|
144 |
General |
içine bıçak sokmak |
get one's knife into v.
|
|
145 |
General |
bıçak çekmek |
draw (out) a knife v.
|
|
146 |
General |
bıçak çekmek |
take out a knife v.
|
|
147 |
General |
bıçak çizmek |
draw a knife v.
|
|
148 |
General |
bıçak sallamak |
wave the knife v.
|
|
149 |
General |
bıçak saplamak |
stick a knife in v.
|
|
150 |
General |
bıçak batırmak |
stick a knife in v.
|
|
151 |
General |
birinin boğazına bıçak dayamak |
put a knife on one's throat v.
|
|
152 |
General |
bıçak taşımak |
be armed with a knife v.
|
|
153 |
General |
bıçak ile kesmek |
snee [obsolete] v.
|
|
154 |
General |
(domuzu) boğazına bıçak vurarak öldürmek |
stick v.
|
|
155 |
General |
bıçak batırmak |
stog [dialect] [scotland] v.
|
|
156 |
General |
testere dişli (yaprak/bıçak) |
serrate adj.
|
|
157 |
General |
bıçak gibi (keskin) |
knifelike adj.
|
|
158 |
General |
keskin (bıçak gibi) |
keen adj.
|
|
159 |
General |
kör olmayan (bıçak) |
unrebated adj.
|
|
160 |
General |
köreltilmemiş (bıçak) |
unrebated adj.
|
|
161 |
General |
körleştirilmemiş (bıçak) |
unrebated adj.
|
|
162 |
General |
bıçak saplanır gibi acı veren |
knifelike adj.
|
|
163 |
General |
(belirtilen şekilde) bıçak taşıyan |
-bladed adj.
|
|
164 |
General |
bıçak gibi |
bladelike adj.
|
|
165 |
General |
bıçak gibi |
blady adj.
|
|
166 |
General |
(çatal, kaşık, bıçak) sapı uzun, ucu kısa tarzda |
grill adj.
|
|
167 |
General |
(çatal, kaşık, bıçak) sapı uzun, ucu kısa tarzda |
grille adj.
|
|
168 |
General |
(bıçak) sivri sırtlı |
dorsal adj.
|
|
169 |
General |
(bıçak) tek tarafı sivri olan |
dorsal adj.
|
|
170 |
General |
(bıçak) sivri sırtlı |
dosel adj.
|
|
171 |
General |
(bıçak) tek tarafı sivri olan |
dosel adj.
|
|
172 |
General |
bıçak yutan |
cultrivorous adj.
|
|
173 |
General |
bıçak zoruyla |
at knifepoint adv.
|
|
Phrasals |
|
174 |
Phrasals |
birine ya da bir şeye bıçak saplamak |
cut at (someone or something) v.
|
|
175 |
Phrasals |
birine ya da bir hayvana bıçak saplamak |
cut at (someone or an animal) v.
|
|
176 |
Phrasals |
(birine) bıçak, kılıç saplamak |
run (one) through v.
|
|
177 |
Phrasals |
-e bıçak sallamak |
slash at v.
|
|
178 |
Phrasals |
(birine) bıçak sallamak |
slash at (someone) v.
|
|
179 |
Phrasals |
-i bıçak gibi kesmek/yarmak |
slice through v.
|
|
180 |
Phrasals |
(birine/bir şeye bıçak) çekmek |
thrust at (someone or something) v.
|
|
181 |
Phrasals |
ağzını bıçak açmamak |
close up v.
|
|
Colloquial |
|
182 |
Colloquial |
ev yapımı bıçak |
chiv n.
|
|
183 |
Colloquial |
ağzını bıçak açmayan kimse |
clam n.
|
|
184 |
Colloquial |
(üzerinde silah/bıçak olmama anlamında) temiz |
clean adj.
|
|
Idioms |
|
185 |
Idioms |
bıçak gibi saplanan ağrı/sancı |
a stitch n.
|
|
186 |
Idioms |
çatal kaşık bıçak takımı |
artillery n.
|
|
187 |
Idioms |
bıçak kemiğe dayanırsa |
if push comes to shove n.
|
|
188 |
Idioms |
bıçak kemiğe dayanırsa |
when push comes to shove n.
|
|
189 |
Idioms |
ağzını bıçak açmama |
wall of silence n.
|
|
190 |
Idioms |
birine bıçak çekmek |
pull a knife on someone v.
|
|
191 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
sit on a powder keg v.
|
|
192 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
be sitting on a powder keg v.
|
|
193 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
walk a tightrope v.
|
|
194 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
be on the ropes v.
|
|
195 |
Idioms |
bıçak altına yatmak |
go under the knife v.
|
|
196 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
be on a knife-edge v.
|
|
197 |
Idioms |
bıçak sırtında yürümek |
dance on the razor's edge v.
|
|
198 |
Idioms |
ağzını bıçak açmamak |
not say boo (to anyone) [us] v.
|
|
199 |
Idioms |
bıçak kemiğe dayanmak |
come to the end of one's rope/tether v.
|
|
200 |
Idioms |
bıçak kemiğe dayanmak |
be at the end of one's rope/tether v.
|
|
201 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
be walking a tightrope v.
|
|
202 |
Idioms |
bıçak gibi kesilmek |
die a death [uk] v.
|
|
203 |
Idioms |
bıçak gibi kesilmek |
die the death [uk] v.
|
|
204 |
Idioms |
kılıç, bıçak darbesi almak |
get pinked [dated] v.
|
|
205 |
Idioms |
bıçak gibi kesilmek |
get the ax v.
|
|
206 |
Idioms |
bıçak gibi kesilmek |
get the axe v.
|
|
207 |
Idioms |
bıçak gibi kesilmek |
get the chop v.
|
|
208 |
Idioms |
bıçak çekmek |
pull a knife v.
|
|
209 |
Idioms |
(birine) bıçak çekmek |
pull a knife on (one) v.
|
|
210 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
tread/walk a tightrope v.
|
|
211 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
be on a tightrope v.
|
|
212 |
Idioms |
bıçak sırtında |
sitting on a powder keg adj.
|
|
213 |
Idioms |
bıçak sırtında |
on a razor's edge adv.
|
|
214 |
Idioms |
bıçak sırtında |
on a razor-edge adv.
|
|
215 |
Idioms |
bıçak sırtında |
between wind and water adv.
|
|
216 |
Idioms |
bıçak kemiğe dayanınca |
when the chips are down expr.
|
|
217 |
Idioms |
bıçak sırtında |
on the knife-edge expr.
|
|
218 |
Idioms |
bıçak altına yatmış |
under the knife expr.
|
|
219 |
Idioms |
bıçak altında |
under the knife expr.
|
|
220 |
Idioms |
bıçak sırtında |
on a knife-edge expr.
|
|
221 |
Idioms |
kalbine bıçak saplanmış |
the iron enters (into) (someone's) soul expr.
|
|
222 |
Idioms |
bıçak kemiğe dayandı |
the chips are down expr.
|
|
223 |
Idioms |
bıçak sırtında |
on the razor's edge expr.
|
|
224 |
Idioms |
bıçak sırtında olmak |
on the ropes expr.
|
|
Speaking |
|
225 |
Speaking |
ağzını bıçak açmıyor |
a penny for your thoughts expr.
|
|
226 |
Speaking |
bıçak kemiğe dayandığında |
when push comes to shove expr.
|
|
227 |
Speaking |
o bir bıçak mı? |
is that a knife? expr.
|
|
228 |
Speaking |
bıçak kemiğe dayandı |
it's not bearable anymore expr.
|
|
Trade/Economic |
|
229 |
Trade/Economic |
bıçak endüstrisi |
edge tool industry n.
|
|
Law |
|
230 |
Law |
bıçak zoruyla soygun |
knife-point robbery n.
|
|
231 |
Law |
(özellikle cezaevi ziyaretlerinde) ziyaretçilerin üzerinde silah/bıçak veya uyuşturucu gibi girişi yasak objelerin aranması |
cavity search n.
|
|
232 |
Law |
(özellikle cezaevi ziyaretlerinde) ziyaretçilerin üzerinde silah/bıçak veya uyuşturucu gibi girişi yasak objelerin aranması |
body cavity search n.
|
|
233 |
Law |
bıçak taşımak |
carry a knife v.
|
|
234 |
Law |
bıçak taşımak |
be armed with a kinfe v.
|
|
Industry |
|
235 |
Industry |
bıçak izi (ambalaj terimleri) |
die cut n.
|
|
Technical |
|
236 |
Technical |
bıçak tablosu |
mouldboard n.
|
|
237 |
Technical |
bıçak bileme aygıtı |
knife sharpener n.
|
|
238 |
Technical |
bıçak çizgisi atağı |
knife line attack n.
|
|
239 |
Technical |
bıçak sırtı mesnet |
knife-edge support n.
|
|
240 |
Technical |
bıçak yana kaydırma |
blade shift side n.
|
|
241 |
Technical |
bıçak kesiklerine ve batmalarına karşı koruyucu eldivenler ve kolluklar |
gloves and arm guards protecting against cuts and stabs by hand knives n.
|
|
242 |
Technical |
bıçağın bıçak sapına geçen kısmı |
tang n.
|
|
243 |
Technical |
bıçak kaplama |
blade coating n.
|
|
244 |
Technical |
bıçak kesme ucu |
end bit n.
|
|
245 |
Technical |
bıçak dengeleyici |
blade stabilizer n.
|
|
246 |
Technical |
bıçak eğesi |
knife file n.
|
|
247 |
Technical |
bir yüzü işleyen bıçak milli planya makinesi |
surface planning machines with cutter-block for one-side dressing n.
|
|
248 |
Technical |
bıçak bileme aleti |
knife sharpener n.
|
|
249 |
Technical |
bıçak ağızlı eğe |
knife edge file n.
|
|
250 |
Technical |
bıçak taşlayıcı |
knife grinder n.
|
|
251 |
Technical |
bıçak lifti |
blade lift n.
|
|
252 |
Technical |
bıçak yapıcı |
knifemaker n.
|
|
253 |
Technical |
bıçak sürgülü vana |
knife gate valve n.
|
|
254 |
Technical |
bıçak bileyici |
knife grinder n.
|
|
255 |
Technical |
bıçak tablosu |
moldboard n.
|
|
256 |
Technical |
bıçak-kepçe ağzı |
cutting edge n.
|
|
257 |
Technical |
bıçak eğesi |
blade file n.
|
|
258 |
Technical |
bıçak dövme |
knife forging n.
|
|
259 |
Technical |
büyük bıçak |
snickersnee n.
|
|
260 |
Technical |
bıçak bileme aleti |
knife-sharpener n.
|
|
261 |
Technical |
bıçak çanağı |
blade bowl n.
|
|
262 |
Technical |
bıçak veya süngü |
cold steel n.
|
|
263 |
Technical |
bobin kesici bıçak |
slitter knife n.
|
|
264 |
Technical |
bıçak kaplama |
knife coating n.
|
|
265 |
Technical |
bıçak temizleme tahtası |
knifeboard n.
|
|
266 |
Technical |
bıçak sırtı döngülü |
knife edge pivot n.
|
|
267 |
Technical |
bıçak örtüsü |
knife mat n.
|
|
268 |
Technical |
çatal bıçak çelikleri |
cutlery steels n.
|
|
269 |
Technical |
çelik bıçak |
steel knife n.
|
|
270 |
Technical |
değiştirilebilir bıçak ağzı |
detachable blade n.
|
|
271 |
Technical |
dairesel kesici bıçak |
slitter knife n.
|
|
272 |
Technical |
dairesel bıçak |
circular knife n.
|
|
273 |
Technical |
döner bıçak |
circular blade n.
|
|
274 |
Technical |
düz bıçak |
flat blade n.
|
|
275 |
Technical |
elmas bıçak |
diamond knife n.
|
|
276 |
Technical |
gümüş bıçak |
silver knife n.
|
|
277 |
Technical |
iki saplı bıçak |
drawing knife n.
|
|
278 |
Technical |
kancalı bıçak |
hooked knife n.
|
|
279 |
Technical |
karbür bıçak |
carbide blade n.
|
|
280 |
Technical |
kını içinde taşınan bıçak |
case knife n.
|
|
281 |
Technical |
kesici bıçak |
cutting blade n.
|
|
282 |
Technical |
kör bıçak |
blunt blade n.
|
|
283 |
Technical |
ön bıçak |
front blade n.
|
|
284 |
Technical |
tek kutuplu bıçak şalteri |
unipolar knife switch n.
|
|
285 |
Technical |
titreşimli bıçak |
vibrating knife n.
|
|
286 |
Technical |
üçgen biçiminde uçları olan bıçak |
ridgeknife n.
|
|
287 |
Technical |
yansı bıçak |
bevelled cutter n.
|
|
288 |
Technical |
yana kaydırmalı bıçak |
blade sideshift n.
|
|
289 |
Technical |
güney afrika ve batı hint adaları'nda kamış kesmek ve yol açmak için kullanılan büyük ve ağır bir bıçak |
curtal ax n.
|
|
290 |
Technical |
testere dişi kenarının bıçak düzlemine olan şev açısı |
bevel n.
|
|
291 |
Technical |
testere dişi kenarının bıçak düzlemine olan şev açısı |
fleam n.
|
|
292 |
Technical |
(türbin üzerindeki) bir dizi bıçak |
blading n.
|
|
293 |
Technical |
bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak |
whittler n.
|
|
294 |
Technical |
(kılıçta) bıçak |
web n.
|
|
295 |
Technical |
elektrikli çim biçme makinesinin bıçak haznesi |
deck n.
|
|
296 |
Technical |
kavisli dişli bıçak |
rocker n.
|
|
297 |
Technical |
kağıt hamuru yapan makinenin bıçak veya çubuk içeren sabit aksamı |
bedplate n.
|
|
298 |
Technical |
karıştırıcının içindeki kauçuk hamurunu sıyırıp birleştirmekte kullanılan bıçak |
doctor n.
|
|
299 |
Technical |
bıçak bileme demiri |
finger steel n.
|
|
300 |
Technical |
kör (bıçak) |
dull adj.
|
|
301 |
Technical |
keskin (bıçak gibi) |
keen adj.
|
|
302 |
Technical |
bıçak ağzına benzer ince ve düz plakalardan oluşan |
bladed adj.
|
|
Electric |
|
303 |
Electric |
bıçak enterüptör |
knife-switch n.
|
|
Mechanic |
|
304 |
Mechanic |
sac malzemeleri kesmeye veya kırpmaya yarayan eğik bıçak |
guillotine n.
|
|
305 |
Mechanic |
çivileri bıçak ağızlarıyla perçinleyen kimse |
pinner n.
|
|
306 |
Mechanic |
sabit mini bıçak dişlisi |
fixed expansion gear n.
|
|
Textile |
|
307 |
Textile |
bıçak emniyet kolu |
cutter lock lever n.
|
|
308 |
Textile |
bıçak tutucusu |
cutter holder n.
|
|
309 |
Textile |
bıçak emniyet tertibatı |
cutter locking device n.
|
|
310 |
Textile |
testere bıçak |
hook blade n.
|
|
311 |
Textile |
tırtıklı bıçak |
hook blade n.
|
|
312 |
Textile |
(kırpma makası) sabit bıçak |
ledger blade n.
|
|
313 |
Textile |
yuvarlak bıçak |
circular knife n.
|
|
314 |
Textile |
yiyecek parçalarını toplayıp bir kaba koymak için kullanılan bir bıçak |
voile n.
|
|
Construction |
|
315 |
Construction |
bıçak sigorta |
blade fuse n.
|
|
316 |
Construction |
bıçak mastar |
skimming blade n.
|
|
317 |
Construction |
çatıdaki hasar görmüş taşları sökmek için kullanılan çentikli ince çelik bıçak |
ripper n.
|
|
Automotive |
|
318 |
Automotive |
ato bıçak sigorta |
ato blade fuse n.
|
|
319 |
Automotive |
bıçak cıvata |
plow bolt n.
|
|
320 |
Automotive |
bıçak eğe |
warding file n.
|
|
321 |
Automotive |
bıçak sigorta |
blade fuse n.
|
|
322 |
Automotive |
eğri bıçak |
curved blade n.
|
|
323 |
Automotive |
freze bıçak |
cutter blade n.
|
|
324 |
Automotive |
maksi bıçak sigorta |
maxi blade fuse n.
|
|
325 |
Automotive |
mini bıçak sigorta |
mini blade fuse n.
|
|
326 |
Automotive |
standart bıçak sigorta |
standard blade fuse n.
|
|
Aeronautic |
|
327 |
Aeronautic |
bıçak gibi keskin kenarlı çelik veya diğer sert maddeler |
knife edge n.
|
|
Marine |
|
328 |
Marine |
gemi arkadaşıyla dövüşürken bıçak çeken birisinin ceza olarak elini kesme |
hands-off n.
|
|
Medical |
|
329 |
Medical |
tenotomi (kiriş kesme) operasyonunda kullanılan ince bir bıçak |
tenotome n.
|
|
330 |
Medical |
bıçak saplanır gibi ağrı |
knife-like pain n.
|
|
331 |
Medical |
bıçak saplanır gibi ağrı |
knifelike pain n.
|
|
332 |
Medical |
bıçak kesiği |
knife cut n.
|
|
333 |
Medical |
cerrahi bıçak ağzı |
surgical blade n.
|
|
334 |
Medical |
değiştirilebilir bıçak ağzı |
detachable blade n.
|
|
335 |
Medical |
değiştirilir cerrahi bıçak ağzı |
detachable surgical blades n.
|
|
336 |
Medical |
valvulotomi veya kommisurotomi için tasarlanmış bir cerrahi bıçak |
valvulotome n.
|
|
337 |
Medical |
ameliyat sırasında kası parçalara ayırmaya yarayan bıçak |
myotome n.
|
|
338 |
Medical |
(sinir sıkışmasının neden olduğu) bıçak saplanması hissi |
burner n.
|
|
339 |
Medical |
(sinir sıkışmasının neden olduğu) bıçak saplanması hissi |
stinger n.
|
|
340 |
Medical |
ince bıçak veya mikro pipetle parmak ucundan kan alma işlemi |
fingerstick n.
|
|
341 |
Medical |
bıçak yarası |
stab incision n.
|
|
342 |
Medical |
bıçak kesiği |
stab incision n.
|
|
343 |
Medical |
bıçak ile yapılan küçük cerrahi kesi |
stab incision n.
|
|
344 |
Medical |
bıçak kesiği |
stab wound n.
|
|
345 |
Medical |
bıçak ile yapılan küçük cerrahi kesi |
stab wound n.
|
|
346 |
Medical |
bıçak gibi saplanan |
fulgurating adj.
|
|
Optics |
|
347 |
Optics |
bıçak kenarı testi |
knife edge test n.
|
|
Food Engineering |
|
348 |
Food Engineering |
çatı biçiminde uçları olan bıçak |
ridge knife n.
|
|
Gastronomy |
|
349 |
Gastronomy |
gümüş çatal bıçak takımı |
silverware eating utensils n.
|
|
350 |
Gastronomy |
küçük bıçak |
paring knife n.
|
|
351 |
Gastronomy |
meyve sebze soymak için küçük bıçak |
paring knife n.
|
|
352 |
Gastronomy |
yemek hazırlamada kullanılan bıçak |
kitchen knife n.
|
|
353 |
Gastronomy |
bıçak bilemek için kullanılan bir mutfak gereci |
knife-sharpener n.
|
|
354 |
Gastronomy |
yemek malzemelerini doğramaya yarayan dikey saplı ve kavisli bir çelik bıçak |
mezzaluna n.
|
|
355 |
Gastronomy |
uç kısmında kavis bulunan tırtıklı küçük bıçak |
grapefruit knife n.
|
|
356 |
Gastronomy |
çatal bıçak kaşık düzenleyici |
silverware tray n.
|
|
357 |
Gastronomy |
(kaşık, bıçak) yardımıyla kırıp karıştırmak |
muddle v.
|
|
Chemistry |
|
358 |
Chemistry |
(mineral) bıçak ağzına benzer plakalardan oluşan |
bladed adj.
|
|
Biology |
|
359 |
Biology |
bıçak ağzı şeklinde |
cultrate adj.
|
|
360 |
Biology |
bıçak ağzı şeklinde |
cultrated adj.
|
|
Marine Biology |
|
361 |
Marine Biology |
bıçak ağzı seçme |
knife-edge-selection n.
|
|
Botanic |
|
362 |
Botanic |
bıçak gibi keskin ve sert uçlu yaprakları olan amerika'ya özgü tropik bir hasırotu |
knife grass (scleria latifolia) n.
|
|
363 |
Botanic |
bıçak şeklinde ve dikey kenarlı yaprak sapı |
phyllodium n.
|
|
Agriculture |
|
364 |
Agriculture |
sabanın payanda ve bıçak kısmındaki kesici kenarın dış yüzeyi |
wing n.
|
|
Breeding |
|
365 |
Breeding |
hayvanın boynunda bıçak ile kesilen nokta |
sticking place n.
|
|
Tobacco |
|
366 |
Tobacco |
bıçak ilerletme |
knife feed n.
|
|
367 |
Tobacco |
bıçak bileyici |
knife sharpener n.
|
|
368 |
Tobacco |
bıçak flanşı |
knife clamp n.
|
|
369 |
Tobacco |
bıçak zarfı |
knife carrier n.
|
|
370 |
Tobacco |
bıçak anahtarı |
knife key n.
|
|
371 |
Tobacco |
bıçak ilerletme |
knife advance n.
|
|
372 |
Tobacco |
filtre kağıdı bıçak ünitesi |
tipping knife unit n.
|
|
History |
|
373 |
History |
çarkı bıçak |
breaking wheel n.
|
|
374 |
History |
sivri uçlu bir uzantı ile tırpan biçimindeki bıçak ağzından oluşan, piyadelerin kullandığı bir orta çağ silahı |
gisarm n.
|
|
Archaeology |
|
375 |
Archaeology |
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor |
tyrannosaur (tyrannosaurus rex) n.
|
|
376 |
Archaeology |
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor |
tyrannosaurus n.
|
|
377 |
Archaeology |
geç paleolitik dönem'e tarihlenen, üçgen gibi geometrik biçimlere sahip, genellikle kemik veya ahşap sapı bulunan küçük bıçak |
microlith n.
|
|
378 |
Archaeology |
arkası küt ve düz olan sivri uçlu dar bıçak üretimi ile öne çıkan, avrupa'ya yayılmış üst paleolitik kültürüne ait veya ilişkin |
gravettian adj.
|
|
Geology |
|
379 |
Geology |
bıçak-ağzı |
blade n.
|
|
Military |
|
380 |
Military |
tek ağızlı bir bıçak |
bolo n.
|
|
381 |
Military |
taktik bıçak |
tactical knife n.
|
|
382 |
Military |
gurkalar'ın dövüş sırasında kullandığı çok keskin eğri bir çelik bıçak |
khukuri n.
|
|
383 |
Military |
silahın ön tarafını oluşturan yukarı yönlü metal bıçak |
post n.
|
|
Hunting |
|
384 |
Hunting |
bıçak kılıfını bele asmaya yarayan bezden askılık uzantısı |
webb extension n.
|
|
385 |
Hunting |
uzun bıçak |
ataghan n.
|
|
Bookbindery |
|
386 |
Bookbindery |
bıçak ile inceltmek |
pare v.
|
|
Printery |
|
387 |
Printery |
bobin kesici bıçak |
slitter knife n.
|
|
Archaic |
|
388 |
Archaic |
(bıçak) körelmek |
turn edge v.
|
|
389 |
Archaic |
bıçak düellosuna girmek |
snick and snee v.
|
|
390 |
Archaic |
bıçak düellosuna girmek |
snickersnee v.
|
|
391 |
Archaic |
bıçak düellosuna girmek |
snick-or-snee v.
|
|
392 |
Archaic |
bıçak saplamak |
stiletto v.
|
|
Slang |
|
393 |
Slang |
el yapımı bıçak |
shank n.
|
|
394 |
Slang |
silah/bıçak gibi mahkumlar tarafından yapılmış nesne |
mushfake n.
|
|
395 |
Slang |
(hapishane argosu) ev yapımı bıçak gibi bir kaşıkla bıçaklama eylemi |
shanking n.
|
|
396 |
Slang |
bıçak gibi ağrı |
zings n.
|
|
397 |
Slang |
meme ucunu bıçak gibi kesen (soğuk) |
a tit bit nipply adv.
|
|
British Slang |
|
398 |
British Slang |
çatal bıçak takımı |
eating irons n.
|
|
Star Wars |
|
399 |
Star Wars |
gelişmiş bıçak |
advanced blade n.
|
|
400 |
Star Wars |
bıçak bombacı |
blade bomber n.
|
|
401 |
Star Wars |
bıçak serisi |
blade series n.
|
|
402 |
Star Wars |
bıçak ağzı filosu |
blade squadron n.
|
|
403 |
Star Wars |
bıçak-28 savaşçı |
blade-28 fighter n.
|
|
404 |
Star Wars |
bıçak-30 savaşçı |
blade-30 fighter n.
|
|
405 |
Star Wars |
bıçak-28 üstünlük savaşçısı |
blade-32 superiority fighter n.
|
|
406 |
Star Wars |
bıçak-34 savaşçı |
blade-34 fighter n.
|
|
407 |
Star Wars |
bıçak-sınıfı yıldız savaşçısı |
blade-class starfighter n.
|
|
408 |
Star Wars |
bıçak ağzı kliniği |
cutting edge clinic n.
|
|
409 |
Star Wars |
ağır bıçak |
heavy blade n.
|
|