in vain - Turkish English Dictionary

in vain

Meanings of "in vain" with other terms in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

English Turkish
Common Usage
in vain adv. boşuna
We can therefore say that Pim Fortuyn's sacrifice may not have been in vain.
Bu nedenle Pim Fortuyn'un fedakarlığının boşuna olmadığını söyleyebiliriz.

More Sentences
in vain adv. boşu boşuna
You didn't die in vain.
Boşu boşuna ölmedin.

More Sentences
General
wait in vain v. boşuna beklemek
Tom is waiting in vain.
Tom boşuna bekliyor.

More Sentences
wait in vain v. boş yere beklemek
Tom waited in vain.
Tom boş yere bekledi.

More Sentences
wait in vain v. haybeye beklemek
Tom waited in vain.
Tom haybeye bekledi.

More Sentences
in vain adv. nafile
All sorts of dates have been considered, but in vain.
Her türlü tarih düşünüldü ama nafile.

More Sentences
in vain adv. boş yere
He tried to open the box in vain.
O boş yere kutuyu açmaya çalıştı.

More Sentences
Common Usage
in vain adv. beyhude
General
ruin oneself in vain v. kendini boş yere harap etmek
talk in vain v. çene yormak
die in vain v. güme gitmek
wait in vain v. ayazlamak
die in vain v. pisi pisine ölmek
waste time in vain v. boşa zaman harcamak
take the name of god in vain v. allah'ın adını boş yere ağzına almak
waste time in vain v. gereksiz yere zaman harcamak
take the name of god in vain v. tanrıya saygısızlık/hakaret etmek
keep someone busy in vain v. birini boşuna oyalamak
cry in vain v. boşu boşuna ağlamak
in vain adv. nafile yere
in vain adv. kuru kuruya
in vain adv. pisi pisine
in vain adv. saygısızca
Idioms
richard of york gave battle in vain n. baş harflerinden ingilizce olarak gökkuşağının renklerini (red, orange, yellow, green, blue, indigo, violet) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle
take a name in vain v. birisinin arkasından kötü konuşmak
take the name of god in vain v. tanrı'nın adını küfür ile ağzına almak
take somebody's name in vain v. birisinin arkasından konuşmak
take somebody's name in vain v. (ortamda olmayan) birisinin adını (özellikle eleştirerek) anmak
Speaking
in vain expr. boşuna mı
these boys are dying in vain expr. bu çocuklar boşuna ölüyor
died in vain expr. pisi pisine gitti
died in vain expr. pisi pisine öldü
Slang
in vain expr. boku bokuna