Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | çarpıtılmış | distorted adj. | ||
If that does not happen democracy will be distorted. Bu gerçekleşmezse demokrasi çarpıtılmış olacaktır. More Sentences |
||||
General | çarpıtılmış | distorted adj. | ||
If that does not happen democracy will be distorted. Bu gerçekleşmezse demokrasi çarpıtılmış olacaktır. More Sentences |
||||
General | çarpıtılmış | distortional adj. | ||
General | çarpıtılmış | garbled adj. | ||
General | çarpıtılmış | contorted adj. | ||
General | çarpıtılmış | twisted adj. | ||
General | çarpıtılmış | thraward adj. | ||
General | çarpıtılmış | thrawart [scottish] adj. | ||
General | çarpıtılmış | distort adj. | ||
Idioms | ||||
Idioms | çarpıtılmış | far off the mark expr. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | çarpıtılmış din | irreligion [obsolete] n. | ||
General | çarpıtılmış bir şekilde | distortedly adv. | ||
General | çarpıtılmış bir şekilde | garbledly adv. | ||
Politics | ||||
Politics | çarpıtılmış/değiştirilmiş gerçekler | alternative facts n. | ||
Optics | ||||
Optics | yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü oluşturmakta kullanılan optik cihaz | anamorphoser n. | ||
Optics | yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü üretmekte kullanılan mercek | anamorphote lens n. | ||
Environment | ||||
Environment | çarpıtılmış dalga | distortional wave n. | ||
Art | ||||
Art | yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü | anamorphism n. | ||
Art | yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü | anamorphosis n. | ||
Art | yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü | anamorphosy [obsolete] n. | ||
Modern Slang | ||||
Modern Slang | çarpıtılmış/değiştirilmiş gerçekler | alt-facts (alternative facts) n. |