|
- Indeed, from most points of view, it could and would be assumed that the negotiations were a success.
- Aslında pek çok açıdan müzakerelerin başarılı olduğu varsayılabilirdi ve öyle de oldu.
- It is always assumed that the solution for any political issue is legislation.
- Her zaman, herhangi bir siyasi meselenin çözümünün mevzuat olduğu varsayılır.
- Even then it was assumed that the composition of the virus was partly influenced by a bird disease.
- O zaman bile virüsün yapısının kısmen bir kuş hastalığından etkilendiği varsayılıyordu.
- In this proposal, it is assumed that sales promotions, such as discounts, gifts and games, are conducive to welfare.
- Bu teklifte, indirimler, hediyeler ve oyunlar gibi satış promosyonlarının refaha yardımcı olduğu varsayılmaktadır.
- It can be assumed that in the near future the main legislative framework will be in place.
- Yakın gelecekte temel yasal çerçevenin kurulacağı varsayılabilir.
- It should not be assumed from the outset that we must use flexibility instruments.
- Baştan esneklik araçlarını kullanmamız gerektiği varsayılmamalıdır.
- Up to now, I have assumed that category 3 exists to fund internal policies.
- Şu ana kadar 3. kategorinin iç politikaları finanse etmek için var olduğunu varsaydım.
- It should not be assumed from the outset that we must use flexibility instruments.
- En başından itibaren esneklik araçlarını kullanmamız gerektiği varsayılmamalıdır.
- They have always assumed that a person is innocent until proven guilty.
- Her zaman bir kişinin suçluluğu kanıtlanana kadar masum olduğunu varsaymışlardır.
- In this proposal, it is assumed that sales promotions, such as discounts, gifts and games, are conducive to welfare.
- Bu öneride indirimler, hediyeler ve oyunlar gibi satış promosyonlarının refahı artırdığı varsayılmaktadır.
- I assumed you were happy.
- Mutlu olduğunu varsaydım.
- I assumed that Tom was waiting for Mary.
- Tom'un Mary'yi beklediğini varsaymıştım.
- Tom assumed that the meeting would start on time.
- Tom toplantının zamanında başlayacağını varsaydı.
- We assumed you were dead.
- Öldüğünüzü varsaydık.
- I just assumed that was the reason.
- Sebebin bu olduğunu varsaydım.
- I assumed you and Tom were planning to come.
- Senin ve Tom'un gelmeyi planladığınızı varsaydım.
- Tom assumed that Mary caught a fish.
- Tom, Mary'nin bir balık yakaladığını varsaydı.
- He assumed that the train would be on time.
- Trenin zamanında geleceğini varsayıyordu.
- Everybody assumed Tom was Canadian.
- Herkes Tom'un Kanadalı olduğunu varsayıyordu.
- I assumed that was the reason you called me.
- Beni arama sebebinin bu olduğunu varsayıyorum.
- Tom assumed that the meeting would start on time.
- Tom toplantının saatinde başlayacağını varsaymıştır.
- I assumed that Tom had paid the bill.
- Tom'un hesabı ödediğini varsaydım.
- The surface temperature of the sun is assumed to be about 6000°C.
- Güneş'in yüzey sıcaklığının yaklaşık 6000°C olduğu varsayılıyor.
- Sami assumed that one day, he would take over his father's company.
- Sami bir gün babasının şirketini devralacağını varsayıyordu.
- Tom assumed that Mary would have the work finished by the time he arrived.
- Tom, Mary'nin kendisi gelene kadar işi bitirmiş olacağını varsaydı.
- We assumed that Tom was alone.
- Tom'un yalnız olduğunu varsaydık.
- I assumed that Tom understood what we were talking about.
- Tom'un ne hakkında konuştuğumuzu anladığını varsaydım.
- We assumed Tom was alone.
- Tom'un yalnız olduğunu varsaydık.
- I assumed that you were happy.
- Mutlu olduğunu varsaydım.
- I assumed Tom wouldn't do that.
- Tom'un bunu yapamayacığını varsaydım.
- Tom assumed that Mary would pay her bills on time.
- Tom, Mary'nin faturalarını zamanında ödeyeceğini varsaydı.
- I assumed you'd wait.
- Bekleyeceğini varsaydım.
- The surface temperature of the sun is assumed to be about 6000°C.
- Güneşin yüzey sıcaklığının yaklaşık 6000°C olduğu varsayılıyor.
- I assumed that you were Canadian.
- Kanadalı olduğunuzu varsaydım.
- I assumed that it was Tom who wrote this report.
- Bu raporu yazanın Tom olduğunu varsaydım.
- I assumed you'd do that.
- Ben bunu yapacağını varsaydım.
- I assumed it was Tom who wrote this report.
- Bu raporu yazanın Tom olduğunu varsayıyorum.
- Tom assumed that Mary would pay her bills on time.
- Tom Mary'nin faturalarını zamanında ödeyeceğini varsaydı.
- I assumed that Tom and Mary were husband and wife.
- Tom ve Mary'nin karı koca olduğunu varsaydım.
- I assumed that Tom was still at home.
- Tom'un hala evde olduğunu varsaydım.
- Everybody assumed that Tom was Canadian.
- Herkes Tom'un Kanadalı olduğunu varsayıyordu.
- I assumed you were Canadian.
- Kanadalı olduğunuzu varsaydım.
- I assumed you wouldn't want to do that.
- Bunu yapmak istemeyeceğini varsaymıştım.
- Tom assumed that Mary knew why John was in the hospital.
- Tom, Mary'nin John'un neden hastanede olduğunu bildiğini varsaydı.
- I assumed that Tom had told you I would be here.
- Tom'un sana burada olacağımı söylediğini varsaydım.
Show More (42)
|