| 1 |
at about |
gibi |
adv. |
|
- I got up at about six.
- Altı gibi kalktım.
- We left the building at about 6 p.m.
- Binadan akşam 6 gibi ayrıldık.
- I left the building at about 6 p.m.
- Binadan akşam 6 gibi ayrıldım.
- He came at about two o'clock.
- Saat iki gibi geldi.
- They left the building at about 6 p.m.
- Akşam 6 gibi binadan ayrıldılar.
- He left the building at about 7 p.m.
- Akşam 7 gibi binadan ayrıldı.
- She left the building at about 6 p.m.
- Saat 6 gibi binadan ayrıldı.
- My husband comes home at about eight.
- Kocam eve sekiz gibi gelir.
- Tom usually wakes up at about six-thirty, but he doesn't usually get out of bed until seven.
- Tom genellikle altı buçuk gibi uyanır ama genellikle yediye kadar yataktan çıkmaz.
- I got up at about five.
- Beş gibi kalktım.
- I came at about six.
- Altı gibi geldim.
- I normally get off work at about 8 o'clock in the evening.
- Normalde akşam saat 8 gibi işten çıkarım.
- He left the building at about 7 p.m.
- Akşam yedi gibi binadan ayrıldı.
- He went to bed at about 10 o'clock.
- Saat 10 gibi yatmaya gitmiş.
- In England, in the summer, the sun rises at about 4 a.m.
- İngiltere'de yazın güneş saat 4 gibi doğar.
- Tom left the building at about 6 p.m.
- Tom binayı akşam 6 gibi terk etti.
- He left the building at about 6 p.m.
- Binadan akşam 6 gibi ayrıldı.
- She comes home at about six as a rule.
- Kural olarak saat altı gibi eve gelir.
- Tom usually gets home at about six o'clock.
- Tom genellikle saat altı gibi eve gelir.
- He came at about four o'clock.
- Saat dört gibi geldi.
- Tom usually goes to sleep at about eleven.
- Tom genellikle on bir gibi uyur.
- You left the building at about 6 p.m., didn't you?
- Binadan akşam 6 gibi çıktınız, değil mi?
- Mary left the building at about 6 p.m.
- Mary saat 6 gibi binadan ayrıldı.
Show More (20)
|
| 2 |
at about |
yaklaşık |
expr. |
|
- I understand that the EU average is currently at about 1% over.
- Anladığım kadarıyla AB ortalaması şu anda yaklaşık %1'in üzerinde.
- He came at about four o'clock.
- O, yaklaşık saat dörtte geldi.
- It happened at about half past four.
- Bu yaklaşık dört buçukta oldu.
- The light travels at about 186,000 miles a second.
- Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla ilerliyor.
- Light travels at about 186,000 miles per second.
- Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla yol alır.
- Light travels at about 186,000 miles per second.
- Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla hareket eder.
- In Spain they serve lunch at about two o'clock.
- İspanya'da öğle yemeğini yaklaşık saat iki'de servis ederler.
- I got up at about six.
- Ben yaklaşık altıda kalktım.
- Tom usually goes to sleep at about eleven.
- Tom genellikle yaklaşık saat on birde uyumaya gider.
- The light travels at about 186,000 miles a second.
- Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla hareket eder.
- She comes home at about six as a rule.
- O bir kural olarak yaklaşık altıda eve gelir.
- Tom usually gets home at about six o'clock.
- Tom genellikle yaklaşık saat altıda eve varır.
- I got up at about six.
- Yaklaşık saat altıda uyandım.
Show More (10)
|
| 3 |
at about |
civarında |
expr. |
|
- The vote will take place immediately after the debates, at about 5.30 p.m.
- Oylama, tartışmalardan hemen sonra, saat 17:30 civarında yapılacaktır.
- I heard a crash at about ten o'clock last night.
- Dün gece saat on civarında bir gürültü duydum.
Show More (-1)
|
| 4 |
at about |
civarı |
adv. |
|
- I got up at about six.
- Altı civarı kalktım.
Show More (-2)
|
