1 |
prey |
av |
n. |
|
- Sami was waiting in the darkness and Layla was the prey.
- Sami karanlıkta bekliyordu, Layla ise avdı.
- Sami was waiting in the darkness and Layla was the prey.
- Sami karanlıkta bekliyordu ve Layla da avdı.
- Pirates made unarmed merchant ships prey.
- Korsanlar silahsız ticaret gemilerini av haline getirdiler.
- The eagle dived at its prey.
- Kartal avına daldı.
- Death seeks its prey.
- Ölüm avını kovalar.
- Death seeks its prey.
- Ölüm avını arıyor.
- The eagle dived at its prey.
- Kartal, avına daldı.
- The most visible forms of aggression are often seen between prey and predator.
- Saldırganlığın en görünür biçimleri genellikle av ve avcı arasında görülür.
- The octopus wrapped itself around its prey.
- Ahtapot kendini avının etrafına sardı.
- At last the hyenas chased the lions from their prey.
- Sonunda sırtlanlar avdan gelen aslanları kovaladı.
- The cheetah uses a combination of stealth and explosive acceleration to catch its prey.
- Çita, avını yakalamak için gizlenme ve patlayıcı hızlanma kombinasyonunu kullanır.
- Pirates made unarmed merchant ships prey.
- Korsanlar silahsız ticaret gemilerini av yaptı.
- The lion put an end to his prey with one stroke.
- Aslan bir vuruşta avının işini bitirdi.
- At last the hyenas chased the lions from their prey.
- Sonunda sırtlanlar aslanları avlarından kovaladı.
- The octopus wrapped itself around its prey.
- Ahtapot avının etrafını sarmış.
Show More (12)
|
2 |
catch |
av |
n. |
|
- A large part of Denmark's fishing rights concern catches used for fish meal.
- Danimarka'nın balıkçılık haklarının büyük bir kısmı balık unu için kullanılan avlarla ilgilidir.
- In Mauritania, catches of octopuses have halved in the past four years.
- Moritanya'da ahtapot avı son dört yılda yarı yarıya azalmıştır.
- That has to be the instrument used to keep catches in line with resources.
- Bu, avları kaynaklarla uyumlu tutmak için kullanılan bir araç olmalıdır.
- For this purpose, total allowed catches and quotas are introduced.
- Bu amaçla, izin verilen toplam av miktarları ve kotalar getirilmiştir.
- Fish stock management and the corresponding quota rely on the catches being registered effectively.
- Balık stoku yönetimi ve buna karşılık gelen kota, avların etkin bir şekilde kayıt altına alınmasına bağlıdır.
- Aggregate catches in 1996 were around 500 000 tonnes, approximately 8% of the EU total.
- Toplam av miktarı 1996 yılında 500.000 ton civarındaydı ve AB toplamının yaklaşık %8'ini oluşturuyordu.
- Thirdly, we want to amend the provisions on grading the catches in order to reduce discards.
- Üçüncü olarak ıskartaları azaltmak amacıyla avların derecelendirilmesine ilişkin hükümlerde değişiklik yapmak istiyoruz.
- The catches the Community fleet can benefit from are the surplus resources which the local fleet cannot fish.
- Topluluk filosunun yararlanabileceği avlar, yerel filonun avlayamadığı ihtiyaç fazlası kaynaklardır.
- Therefore, only if there is a woman fishing will there be large catches of fish once more.
- Bu nedenle, ancak bir kadın balık tutarsa bir kez daha büyük balık avları olacaktır.
- A proportion of their catches is not landed and they do not generate local employment, as the Community fleet did.
- Avlarının bir kısmı karaya çıkarılmamakta ve Topluluk filosunun yaptığı gibi yerel istihdam yaratmamaktadırlar.
- A proposal for 5% reflects the probable catches of cod and is therefore proportionate to the objective pursued.
- %5'lik bir öneri, muhtemel morina balığı avını yansıtmaktadır ve bu nedenle izlenen hedefle orantılıdır.
- We divided the catch equally.
- Avı eşit olarak paylaştık.
Show More (10)
|
3 |
hunting |
av |
n. |
|
- Sami hunted around the house to find the money.
- Sami parayı bulmak için evin etrafında ava çıktı.
- Tom has a painting depicting a hunting scene hanging on his wall.
- Tom'un duvarında bir av sahnesini tasvir eden bir tablo asılı.
- The hunters became the hunted.
- Ava giden avlandı.
- Would you prefer to go fishing or hunting?
- Balığa mı yoksa ava mı gitmeyi tercih edersin?
- Tom is grouse hunting.
- Tom keklik avında.
- When he returns from hunting, I will not speak with him.
- Avdan döndüğünde, onunla konuşmayacağım.
- Tom has a painting depicting a hunting scene hanging on his wall.
- Tom'un duvarında asılı av sahnesini tasvir eden bir resmi var.
- I think Tom went hunting by himself.
- Sanırım Tom ava tek başına gitti.
- Tom spent the night in an old hunting shack.
- Tom geceyi eski bir av kulübesinde geçirdi.
- When he returns from hunting, I will not speak with him.
- Avdan döndüğünde onunla konuşmayacağım.
- Tom went pheasant hunting.
- Tom sülün avına gitti.
Show More (9)
|
4 |
hunt |
av |
n. |
|
- Millions more lost their lives during the slave hunt or one of the infamous cargo ships.
- Milyonlarcası da köle avı sırasında ya da kötü şöhretli kargo gemilerinden birinde hayatını kaybetti.
- This would be a tremendous incentive to continuing the illegal hunt.
- Bu, yasadışı avın sürdürülmesi için muazzam bir teşvik olacaktır.
- The police have started a nationwide hunt for the criminal.
- Polis suçlu için ülke çapında bir av başlattı.
- They had a good hunt.
- İyi bir av geçirdiler.
- The hunt is over.
- Av bitti.
- Tom was excited about going to the Easter egg hunt.
- Tom Paskalya yumurtası avına gideceği için çok heyecanlıydı.
Show More (3)
|
5 |
game |
av |
n. |
|
- We accept this for the individual hunter consuming or passing on the game he has shot or caught.
- Vurduğu ya da yakaladığı avı tüketen ya da başkalarına aktaran bireysel avcı için bunu kabul ediyoruz.
- Our hunters already know a great deal about game hygiene and diseases.
- Avcılarımız zaten av hijyeni ve hastalıkları hakkında çok şey biliyor.
- Our hunters already know a great deal about game hygiene and diseases.
- Avcılarımız av hijyeni ve hastalıkları konusunda zaten çok şey biliyor.
- Man is the hunter, woman is his game.
- Erkek avcıdır, kadın onun avı.
- Man is the hunter, woman is his game.
- Adam avcıdır, kadın ise onun avı.
Show More (2)
|
6 |
victim |
av |
n. |
|
- Predators always prey on unsuspecting victims.
- Yırtıcılar her zaman masum kurbanları avlar.
Show More (-2)
|