1 |
be out |
çıkmak |
v. |
|
- We'll be out of here in a few minutes.
- Birkaç dakika içinde buradan çıkacağız.
- She is out on an errand.
- Bir iş için dışarı çıktı.
- Tom sprang out of bed, threw on some clothes, ate breakfast and was out of the door within ten minutes.
- Tom yataktan fırladı, üzerine bir şeyler giydi, kahvaltısını yaptı ve on dakika içinde kapıdan çıktı.
- I'll be out in a minute.
- Bir dakika içinde çıkacağım.
- Tom will be out in a moment.
- Tom birazdan çıkacak.
- Have you been out at all?
- Hiç dışarı çıktın mı?
- Tom hasn't been out of his house in a long time.
- Tom uzun zamandır evinden dışarı çıkmadı.
- Tom was out of sight.
- Tom görüş alanından çıkmıştı.
- Tom is out of prison.
- Tom hapisten çıktı.
- The cherry blossoms will be out in April.
- Kiraz çiçekleri Nisan'da çıkacak.
- I'll be out in a second.
- Bir saniye içinde çıkacağım.
- Tom hasn't been out of his house in a long time.
- Tom uzun zamandır evden dışarı çıkmadı.
- It's too late to shut the barn door after the animals are out.
- Hayvanlar dışarı çıktıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- He should be out of the hospital by next Friday.
- Önümüzdeki Cuma gününe kadar hastaneden çıkmalı.
- Should you be out of bed?
- Yataktan çıkmalı mısın?
- Tom is out for lunch.
- Tom öğle yemeği için dışarı çıktı.
- Although the sun was out, it was cold.
- Güneş çıkmasına rağmen hava soğuktu.
- Tom said he'd be out.
- Tom çıkacağını söyledi.
- Layla realized that everybody was out looking for him.
- Leyla herkesin onu aramaya çıktığını fark etti.
- I'll be out in a jiff.
- Hemen çıkacağım.
- Her new novel will be out next month.
- Yeni romanı gelecek ay çıkacak.
- We know they're going to be out.
- Çıkacaklarını biliyoruz.
- Tom is out buying me some things I asked for.
- Tom bana istediğim bazı şeyleri almak için dışarı çıktı.
- Tom and Mary are out jogging.
- Tom ve Mary koşuya çıktılar.
- Tom is out job hunting.
- Tom iş aramaya çıktı.
- Tom was out with his friends.
- Tom arkadaşlarıyla dışarı çıktı.
- Tom and Mary are out.
- Tom ve Mary dışarı çıktılar.
- Now the secret is out.
- Artık sır açığa çıktı.
- How long have you been out of prison?
- Hapisten çıkalı ne kadar oldu?
- Her new novel will be out next month.
- Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.
- The moon is out.
- Ay çıktı.
- The horse is out of the barn.
- At ahırdan çıktı.
- Tom is out on an errand.
- Tom bir iş için dışarı çıktı.
- They are out in the garden.
- Bahçeye çıktılar.
- I was hoping I would be out of the hospital before ski season started.
- Kayak sezonu başlamadan önce hastaneden çıkacağımı umuyordum.
- Tom should be out of the hospital soon.
- Tom yakında hastaneden çıkmalı.
- Tom is going to be out for the rest of the day.
- Tom günün geri kalanında dışarı çıkacak.
- Tom is out of prison, isn't he?
- Tom hapisten çıktı, değil mi?
- Black Mamba is out.
- Kara Mamba çıktı.
- Should you be out of bed?
- Yataktan çıkman gerekiyor mu?
- I was out for a walk.
- Yürüyüşe çıkmıştım.
- It's too late to shut the barn door after the animals are out.
- Hayvanlar dışarı çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.
Show More (39)
|
2 |
be out |
dışarıda olmak |
v. |
|
- I'm going to be out today.
- Bugün dışarıda olacağım.
- Tom will be out for the rest of the day.
- Tom günün geri kalanında dışarıda olacak.
- His wife being out, he cooked dinner for himself.
- Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.
- Tom is going to be out all afternoon.
- Tom bütün öğleden sonra dışarıda olacak.
- Tom is likely to be out.
- Tom muhtemelen dışarıda olacak.
- I thought you'd be out searching for Tom.
- Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- Tom must be out.
- Tom dışarıda olmalı.
- Tom will be out all afternoon.
- Tom tüm öğleden sonra dışarıda olacak.
- Tom is going to be out a while.
- Tom bir süre dışarıda olacak.
- The umpire said that he was out.
- Hakem dışarıda olduğunu söyledi.
- Tom is going to be out for a while.
- Tom bir süre dışarıda olacak.
- Tom will be out for the rest of the day.
- Tom günün geri kalan kısmında dışarıda olacak.
- Layla realized that everybody was out looking for him.
- Layla herkesin onu aramak için dışarıda olduğunu fark etti.
- Tom doesn't like to be out late at night.
- Tom gece geç saatlerde dışarıda olmayı sevmez.
- I'll be out all afternoon.
- Bütün öğleden sonra dışarıda olacağım.
- Tom will be out for a while.
- Tom bir süre dışarıda olacak.
- He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
- Şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, o yüzden hemen aramanın bir anlamı yok.
- I said Paul was out, but that Mary was at home.
- Paul'ün dışarıda olduğunu ancak Mary'nin evde olduğunu söyledim.
- They should be out in a minute.
- Onlar bir dakika içinde dışarıda olmalı.
- Tom said that Mary was likely to be out.
- Tom, Mary'nin muhtemelen dışarıda olacağını söyledi.
- We know they're going to be out.
- Dışarıda olacaklarını biliyoruz.
- He must be out.
- O dışarıda olmalı.
- She scolded her son for being out until late.
- Geç saatlere kadar dışarıda olduğu için oğlunu azarladı.
- Tom said he'd be out.
- Tom dışarıda olacağını söyledi.
- Tom will be out there today.
- Tom bugün dışarıda olacak.
- How late will you be out tonight?
- Bu gece kaça kadar dışarıda olacaksın?
- Tom will be out a while.
- Tom bir süre dışarıda olacak.
- He was given a detention for being out after curfew.
- Sokağa çıkma yasağından sonra dışarıda olduğu için ceza almıştı.
- Tom will be out for hours.
- Tom saatlerce dışarıda olacak.
- Tom doesn't like to be out late at night.
- Tom gece geç saatte dışarıda olmaktan hoşlanmaz.
- He must be out.
- Dışarıda olmalı.
- You'll never truly be happy unless you are out there.
- Dışarıda olmadığın sürece asla gerçekten mutlu olamazsın.
- Tom will be out in a moment.
- Tom çok geçmeden dışarıda olacak.
- I'll probably be out all night.
- Muhtemelen bütün gece dışarıda olacağım.
- I said Paul was out, but that Mary was at home.
- Paul'ün dışarıda olduğunu ama Mary'nin evde olduğunu söyledim.
- It is dangerous for us to be out after eight o'clock.
- Saat sekizden sonra dışarıda olmamız tehlikelidir.
Show More (33)
|
3 |
be out |
sönmek |
v. |
|
- The lights were out.
- Işıklar sönmüştü.
- The lights are out.
- Işıklar söndü.
- The fire was out.
- Ateş söndü.
- When candles are out, all cats are grey.
- Mumlar söndüğünde bütün kediler gridir.
- The fire is out.
- Ateş söndü.
- When candles are out, all cats are grey.
- Mumlar söndüğünde, bütün kediler gri olur.
- The fire was out.
- Yangın sönmüştü.
- The light is out.
- Işık söndü.
Show More (5)
|
4 |
be out |
gitmek |
v. |
|
- We'll be out of here by this time tomorrow.
- Yarın bu saatlerde buradan gitmiş olacağız.
- We'll be out of here in a few days.
- Birkaç gün içinde buradan gitmiş olacağız.
- Tom waited until Mary was out of earshot before he started talking.
- Tom konuşmaya başlamadan önce Mary'nin duyamayacağı bir yere gitmesini bekledi.
- Fifteen more minutes and I'll be out of here.
- On beş dakika sonra buradan gideceğim.
- You should be out of here by tomorrow.
- Yarına kadar buradan gitmiş olmalısın.
- She is out on an errand.
- O bir iş için dışarı gitti.
- A trip to America this summer is out of the question.
- Bu yaz Amerika'ya gitmek söz konusu değil.
Show More (4)
|
5 |
be out |
bitmiş olmak |
v. |
|
- Tom must be out of money.
- Tom'un parası bitmiş olmalı.
- Tom must be out of money again.
- Tom'un yine parası bitmiş olmalı.
Show More (-1)
|
6 |
be out |
yanmak |
v. |
|
- Tom's lights were out, so I didn't knock on his door.
- Tom'un ışıkları yanmıyordu, o yüzden kapısını çalmadım.
Show More (-2)
|
7 |
be out |
bitirmek |
v. |
|
- I am very glad to be out of high school.
- Liseyi bitirdiğim için çok mutluyum.
Show More (-2)
|
8 |
be out |
modası geçmek |
v. |
|
- Velvet pants are out of style.
- Kadife pantolonun modası geçmiştir.
Show More (-2)
|
9 |
be out |
bitmek |
v. |
|
- School is out.
- Okul bitti.
Show More (-2)
|
10 |
be out |
tüketmek |
v. |
|
- Tom is out of food, isn't he?
- Tom yiyeceğini tüketti, değil mi?
Show More (-2)
|