|
- Be silent, or speak something worth hearing.
- Sessiz olun ya da duyulmaya değer bir şey söyleyin.
- Parents teach children to speak, children teach parents to be silent.
- Ebeveynler çocuklara konuşmayı öğretir, çocuklar ebeveynlere sessiz olmayı öğretir.
- Tom noticed that Mary was silent.
- Tom, Mary'nin sessiz olduğunu fark etti.
- Should we be silent?
- Sessiz olmalı mıyız?
- I want the class to be silent.
- Sınıfın sessiz olmasını istiyorum.
- Tom noticed that Mary was silent.
- Tom Mary'nin sessiz olduğunu fark etti.
- I didn't come to be silent.
- Sessiz olmaya gelmedim.
- Be silent in the library, boys.
- Kütüphanede sessiz olun çocuklar.
- Let's be silent.
- Sessiz olalım.
- Don't be afraid of the dog who barks, but be afraid of the one who is silent and wags its tail.
- Havlayan köpekten korkmayın, ama sessiz olup kuyruğunu sallayandan korkun.
- Don't be afraid of the dog who barks, but be afraid of the one who is silent and wags its tail.
- Havlayan köpekten korkmayın, ama sessiz olan ve kuyruğunu sallayan köpekten korkun.
- I won't be silent.
- Sessiz olmayacağım.
- He asked that we be silent.
- O sessiz olmamızı istedi.
- He didn't have the right to be silent.
- Onun sessiz olma hakkı yoktu.
- He asked that we be silent.
- Sessiz olmamızı istedi.
- We won't be silent.
- Biz sessiz olmayacağız.
- Be silent in the library, boys.
- Gençler, kütüphanede sessiz olun.
Show More (14)
|
