| 1 |
bet |
bahse girmek |
v. |
|
- I bet if I moved in with you, you'd become president.
- Bahse girerim senin yanına taşınırsam başkan olursun.
- I'll bet that iron guy's strong and could knock down a whole building.
- Bahse girerim o demir adam çok güçlüdür ve bütün bir binayı yıkabilir.
- I bet if I moved in with you, you'd become president.
- Bahse girerim eğer yanına taşınırsam sen cumhurbaşkanı olursun.
- I'll bet that iron guy's strong and could knock down a whole building.
- Bahse girerim o demir adam güçlüdür ve koca bir binayı yıkabilir.
- I bet we'll see Tom before the end of the week.
- Bahse girerim Tom'u hafta sonundan önce göreceğiz.
- We wouldn't bet against it.
- Ona karşı bahse girmezdik.
- I bet that's not even Mary's real phone number.
- Bahse girerim ki bu Mary'nin gerçek telefon numarası bile değil.
- I bet Tom is hungry.
- Tom'un acıktığına bahse girerim.
- Tom bet me Mary wouldn't cry.
- Tom, Mary'nin ağlamayacağına dair bahse girdi.
- I never bet.
- Hiç bahse girmedim.
- Tom bet me thirty dollars Mary wouldn't do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayacağına dair otuz dolarına bahse girdi.
- I bet I can sit here longer without saying anything than you can.
- Burada ağzımı açmadan senden daha uzun süre oturabileceğime bahse girerim.
- I bet Tom can speak a little French.
- Tom'un biraz Fransızca konuşabileceğine bahse girerim.
- I bet Tom won't help us.
- Bahse girerim Tom bize yardım etmez.
- Tom bet me thirty dollars that I couldn't do it.
- Tom bunu yapamayacağıma dair otuz dolarına bahse girdi.
- I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
- I bet that hurt.
- Bahse girerim acıtmıştır.
- Would you bet against Tom?
- Tom'a karşı bahse girer miydin?
- I bet Tom doesn't make it on time.
- Tom'un yetişemeyeceğine bahse girerim.
- I'll bet Tom will know what to do.
- Bahse girerim ki Tom ne yapacağını bilir.
- Tom bet me Mary wouldn't do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayacağına dair benimle bahse girdi.
- I wouldn't bet against them.
- Onlara karşı bahse girmezdim.
- Would you bet against Tom?
- Tom'a karşı bahse girer misin?
- I bet Tom will get mad.
- Tom'un kızacağına bahse girerim.
- I bet he hates me now.
- Bahse girerim o şimdi benden nefret ediyor.
- I wouldn't take that bet.
- O bahse girmezdim.
- I bet that's not even Mary's real phone number.
- Bahse girerim bu Mary'nin gerçek telefon numarası bile değildir.
- I'd bet my life on it.
- Hayatım üzerine bahse girerim.
- I don't know, but I bet either Tom or Mary does.
- Ben bilmiyorum, ama Tom ya da Mary'nin bildiğine bahse girerim.
- I wouldn't bet against him.
- Ona karşı bahse girmezdim.
- I bet Tom doesn't sleep a wink tonight.
- Bahse girerim Tom bu gece gözünü bile kırpmaz.
- I bet I can quit smoking from now on.
- Bahse girerim bundan sonra sigarayı bırakabilirim.
- I'd be willing to bet Tom will be late.
- Tom'un geç kalacağına bahse girmeye hazırım.
- Tom bet me thirty dollars Mary wouldn't do that.
- Tom benimle Mary'nin bunu yapmayacağına dair otuz dolara bahse girdi.
- He bet me twenty dollars that I wouldn't do it.
- Benimle onu yapamayacağıma yirmi dolara bahse girdi.
- Tom made a bet.
- Tom bir bahse girdi.
- I bet I can guess.
- Bahse girerim tahmin edebilirim.
- I bet Tom will do that.
- Tom'un bunu yapacağına bahse girerim.
- I bet I can sit here longer without saying anything than you can.
- Bahse girerim ben burada hiçbir şey söylemeden senden daha uzun süre oturabilirim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
- Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- How much did you bet Tom?
- Tom'la ne kadarına bahse girdin?
- I bet Tom would be glad if Mary didn't come tonight.
- Bahse girerim Mary bu gece gelmese Tom memnun olurdu.
- I bet I know what you want.
- Ne istediğini bildiğime bahse girerim.
- I wouldn't bet against Tom.
- Tom'a karşı bahse girmezdim.
- I bet it's not the first time Tom has done that.
- Bahse girerim Tom bunu ilk kez yapmıyor.
- Tom bet $300 on the race.
- Tom yarışta 300 dolarlık bahse girdi.
- I bet nobody's sleepy.
- Bahse girerim kimsenin uykusu yoktur.
- I bet that I can jump higher than you.
- Bahse girerim senden daha yükseğe sıçrayabilirim.
- I bet Tom enjoyed it a lot.
- Tom'un onu çok beğendiğine bahse girerim.
- I bet I can do better than him.
- Bahse girerim ondan daha iyisini yapabilirim.
- I'll bet 10,000 yen on his winning.
- Onun kazanacağına 10.000 yen bahse girerim.
- I wouldn't bet on that if I were you.
- Ben olsam o konuda bahse girmezdim.
- Bet he's read neither.
- İkisini de okumadığına bahse girerim.
- I made a bet.
- Bir bahse girdim.
- I bet I can do better than her.
- Bahse girerim ondan daha iyisini yapabilirim.
- I bet Tom will get mad at you.
- Bahse girerim Tom sana kızacak.
- I bet Tom will get mad.
- Bahse girerim Tom kızacak.
- I bet Tom won't agree to do that.
- Tom'un bunu yapmayacağına bahse girerim.
- I bet we'll see Tom before the end of the week.
- Haftanın sonundan önce Tom'u göreceğimize bahse girerim.
- They've bet the farm on it.
- Çiftlik üzerine bahse girdiler.
- I wouldn't bet on that if I were you.
- Yerinde olsam bu konuda bahse girmezdim.
- I wouldn't bet against her.
- Ben ona karşı bahse girmezdim.
- Tom bet me Mary wouldn't win.
- Tom, Mary'nin kazanamayacağına dair benimle bahse girdi.
- Tom bet me Mary wouldn't win.
- Tom Mary'nin kazanmayacağı konusunda benimle bahse girdi.
- I wouldn't bet against them.
- Ben onlara karşı bahse girmezdim.
- I bet I can sit here longer without saying a thing than you can.
- Bahse girerim burada bir şey söylemeden senden daha uzun süre oturabilirim.
- I bet Tom didn't know that.
- Tom'un onu bilmediğine bahse girerim.
- I'll bet 10,000 yen on his winning.
- Kazanacağına 10,000 yen bahse girerim.
- I bet that I can finish this task in an hour's time.
- Bahse girerim bu işi bir saat içinde bitirebilirim.
- Tom made a bet.
- Tom bahse girdi.
- Tom bet me I couldn't do that.
- Tom bunu yapamayacağıma dair benimle bahse girdi.
- I wouldn't bet against her.
- Ona karşı bahse girmezdim.
- I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Bahse girerim, Madonna bir süre kariyerine geri dönmez.
- I'll bet Tom will know what to do.
- Tom'un ne yapacağını bildiğine bahse girerim.
- I bet Tom knows where Mary is.
- Bahse girerim Tom Mary'nin nerede olduğunu biliyordur.
- How much did you bet him?
- Onunla ne kadar bahse girdin?
- I don't like to make bets.
- Bahse girmeyi sevmiyorum.
- I bet I can sit here longer without saying a thing than you can.
- Burada ağzımı açmadan senden daha uzun süre oturabileceğime bahse girerim.
- How much did you bet them?
- Onlarla ne kadar bahse girdin?
- I'll bet my bottom dollar he'll succeed.
- Son kuruşuma kadar bahse girerim ki başaracak.
- I bet Tom never uses his old camera again.
- Bahse girerim Tom eski fotoğraf makinesini bir daha kullanmaz.
- I bet all will turn out well.
- Bahse girerim her şey iyi olacak.
- Tom bet me thirty dollars that Mary would be late.
- Tom, Mary'nin geç kalacağına dair benimle otuz dolara bahse girdi.
- I would've bet my life on it.
- Hayatım üzerine bahse girerdim.
- Tom bet me I couldn't win.
- Tom kazanamayacğıma dair benimle bahse girdi.
- I'll bet that I can beat you to the tree.
- Bahse girerim ağaca senden önce varabilirim.
- I bet I can do better than Tom.
- Tom'dan daha iyisini yapabileceğime bahse girerim.
- I bet Tom doesn't even know Mary.
- Bahse girerim Tom Mary'i tanımıyordur bile.
- Tom bet me I couldn't win.
- Tom kazanamayacağıma dair bahse girdi.
- I bet he doesn't make it.
- Bahse girerim başaramayacak.
- I bet the prices won't be much higher than they were last time.
- Bahse girerim fiyatlar geçen seferkinden çok daha yüksek olmayacaktır.
- I bet Tom is hungry.
- Bahse girerim Tom açtır.
- I bet that he'll accept your proposal.
- Bahse girerim teklifinizi kabul edecektir.
- I'll bet anybody on that.
- Bu konuda herkesle bahse girerim.
- I bet I can do it.
- Bahse girerim yapabilirim.
- I bet Tom still hasn't stopped laughing.
- Bahse girerim Tom hala gülmeyi bırakmamıştır.
- I bet Tom was surprised.
- Bahse girerim Tom şaşırdı.
- I bet Tom took this photo.
- Bahse girerim bu fotoğrafı Tom çekmiştir.
- I never bet.
- Asla bahse girmem.
- I bet I get there before you.
- Bahse girerim oraya senden önce varacağım.
- Tom bet $300 on the game.
- Tom oyunda 300 dolarlık bahse girdi.
- I bet he was surprised.
- Onun şaşırdığına bahse girerim.
- I bet five dollars that he will not come.
- Gelmeyeceğine dair beş dolarına bahse girerim.
- Tom bet me thirty dollars that Mary would be late.
- Tom Mary'nin geç kalacağına dair benimle otuz dolara bahse girdi.
- I bet Tom doesn't make it on time.
- Bahse girerim Tom zamanında gelemeyecek.
- I bet Tom never spoke to you like that.
- Bahse girerim Tom seninle hiç böyle konuşmamıştır.
- I would've bet my life on it.
- Bunun için hayatıma bahse girerdim.
- I bet she is younger than me.
- Bahse girerim benden daha gençtir.
- I'll bet Tom doesn't get here on time.
- Tom'un buraya zamanında varmayacağına bahse girerim.
- I bet Tom forgot.
- Bahse girerim Tom unutmuştur.
- I bet Tom hates me now.
- Bahse girerim Tom artık benden nefret ediyor.
- You can bet on that.
- Buna bahse girebilirsiniz.
- How much can you bet?
- Ne kadarına bahse girebilirsin?
- I bet Tom can speak a little French.
- Bahse girerim Tom biraz Fransızca konuşabiliyordur.
- I bet I get there before you.
- Bahse girerim oraya senden önce varırım.
- I bet he will get mad.
- Bahse girerim sinirlenecektir.
- I'll bet anybody on that.
- Onunla ilgili herkesle bahse girerim.
- I bet Tom won't cry.
- Tom'un ağlamayacağına bahse girerim.
- I bet I finish first.
- İlk bitireceğime bahse girerim.
- I bet he will get mad.
- Bahse girerim kızacak.
- I bet it won't be long before Tom gets here.
- Bahse girerim Tom'un buraya gelmesi uzun sürmez.
- Tom bet me Mary would be late.
- Tom Mary'nin geç kalacağına dair benimle bahse girdi.
- I'll bet you looked beautiful when you were young.
- Gençken güzel göründüğüne bahse girerim.
- I bet he will get mad.
- Onun çıldıracağına bahse girerim.
- I bet everyone is waiting.
- Bahse girerim ki herkes bekliyordur.
- You can bet on that.
- Bu konuda bahse girebilirsiniz.
- Tom bet me Mary wouldn't do that.
- Tom Mary'nin bunu yapmayacağına dair benimle bahse girdi.
- I bet, tomorrow you'll find a bad bat in your bed.
- Bahse girerim, yarın yatağında kötü bir yarasa bulacaksın.
- I bet I can do better than them.
- Bahse girerim onlardan daha iyisini yapabilirim.
- I bet everyone is waiting.
- Herkesin bekliyor olduğuna bahse girerim.
- I bet that I can jump higher than you.
- Bahse girerim senden daha yükseğe zıplayabilirim.
- I bet I finish first.
- Bahse girerim ilk ben bitiririm.
- I bet Tom knows how to do that.
- Bahse girerim Tom bunun nasıl yapılacağını biliyor.
- I bet Tom knows French.
- Bahse girerim Tom, Fransızca biliyor.
- I bet that's pretty easy to do.
- Bahse girerim bunu yapmak oldukça kolay.
- I wouldn't bet against Tom.
- Ben olsam Tom'a karşı bahse girmezdim.
- I'll bet it hurts.
- Bahse girerim o can yakar.
- Anybody want to bet?
- Bahse girmek isteyen var mı?
- He bet me twenty dollars that I wouldn't do it.
- Bunu yapamayacağıma dair benimle yirmi dolar bahse girdi.
- I bet Tom is happy.
- Tom'un mutlu olduğuna bahse girerim.
- I bet her boobs are fake.
- Onu göğüslerinin sahte olduğuna bahse girerim.
- I bet my bottom dollar he is innocent.
- Son kuruşuma kadar bahse girerim ki masumdur.
- I bet that translating this text will be really easy.
- Bu metni çevirmenin çok kolay olacağına bahse girerim.
- I bet Tom knows how to do that.
- Tom'un onun nasıl yapılacağını bildiğine bahse girerim.
- I bet Tom would be a good teacher.
- Tom'un iyi bir öğretmen olacağına bahse girerim.
- I bet Tom would be a good teacher.
- Bahse girerim Tom iyi bir öğretmen olurdu.
- I bet she is younger than me.
- Bahse girerim o benden daha genç.
- Are you taking the bet?
- Bahse giriyor musun?
- You'll do exactly what you want, I bet.
- Bahse girerim, tam olarak istediğin şeyi yapacaksın.
- I bet it was him who did it.
- Bahse girerim o yaptı.
- I bet Tom has never done that.
- Bahse girerim Tom bunu hiç yapmamıştır.
- I bet Tom doesn't have any plans.
- Bahse girerim Tom'un hiç planı yoktur.
- I bet Tom can't tell the difference.
- Bahse girerim Tom farkı anlayamaz.
- I bet that I can finish this task in an hour's time.
- Ben bir saatlik süre içinde bu görevi bitirebileceğime bahse girerim.
- How much do you want to bet?
- Ne kadarına bahse girmek istersin?
- I bet five pounds on the horse.
- Atın üzerine beş poundluk bahse girdim.
- I bet we'll have a test today.
- Bugün test olacağımıza bahse girerim.
- I bet Tom he couldn't do that.
- Tom'un bunu yapamayacağına bahse girdim.
- I bet my bottom dollar he is innocent.
- Onun masum olduğuna son dolarıma bahse girerim.
- Tom bet me thirty dollars that I couldn't do it.
- Tom bunu yapamayacağıma dair benimle otuz dolarına bahse girdi.
- I bet Tom could help you do that.
- Bahse girerim ki Tom bunu yapmana yardım edebilir.
- How much did you bet Tom?
- Tom'la ne kadar bahse girdin?
- I bet Tom has never even been to Boston.
- Bahse girerim Tom Boston'a hiç gitmemiştir bile.
- I bet I know what's coming.
- Bahse girerim ne olacağını biliyorum.
- I wouldn't bet against him.
- Ben ona karşı bahse girmezdim.
- I bet Tom can speak a little French.
- Bahse girerim Tom biraz Fransızca konuşabilir.
- I bet he will get mad.
- Bahse girerim çıldıracak.
- Tom bet me I couldn't do that.
- Tom bunu yapamayacağım konusunda benimle bahse girdi.
- We wouldn't bet against it.
- Buna karşı bahse girmezdik.
- I bet five dollars that he will not come.
- Beş dolarına bahse girerim ki gelmeyecek.
- I'll bet Tom doesn't get here on time.
- Tom'un zamanında gelmeyeceğine bahse girerim.
- Do you want to make a bet?
- Bahse girmek ister misin?
- I bet it was Tom.
- Bahse girerim Tom'du.
- I'll bet Tom doesn't know either.
- Tom'un da bilmediğine bahse girerim.
- I bet he doesn't make it.
- Bahse girerim başaramaz.
- Tom bet me Mary would be late.
- Tom, Mary'nin geç kalacağına dair benimle bahse girdi.
Show More (173)
|
| 2 |
bet |
bahis |
n. |
|
- The summit placed its bets on the best Europe has to offer.
- Zirve, bahislerini Avrupa'nın sunabileceği en iyi şeylere yatırdı.
- Ideally long-term bets provide excitement over the course of the whole season.
- İdeal olarak uzun vadeli bahisler tüm sezon boyunca heyecan duymanızı sağlar.
- After receiving the first two cards, the player may double his bet.
- İlk iki kartı aldıktan sonra, oyuncu bahsini iki katına çıkarabilir.
- After receiving the first two cards, the player may double his bet.
- İlk iki kartı aldıktan sonra oyuncu bahsini ikiye katlayabilir.
- So, check out the most popular sports bets in New Zealand to get going.
- Öyleyse, başlamak için Yeni Zelanda'daki en popüler spor bahislerine göz atın.
- Which horse did you bet on?
- Hangi ata bahis oynadın?
- I bet they really miss you there.
- Bahse varım seni gerçekten orada özlerler.
- Did you just lose a bet?
- Az önce bir bahis mi kaybettin?
- The horse that Tom bet on came in last.
- Tom'un bahis oynadığı at sonuncu geldi.
- He knows how to bet.
- Bahis oynamayı biliyor.
- That's a safe bet.
- O güvenli bir bahis.
- It was a bet.
- O bir bahisti.
- I don't bet anymore.
- Artık bahis oynamıyorum.
- Did you just lose a bet?
- Bahis mi kaybettin sen?
- Tom bets on horses.
- Tom atlara bahis oynar.
- It was a bet.
- Bir bahisti.
- I never bet on baseball.
- Beyzbola hiç bahis oynamadım.
- It's a bet.
- Bu bir bahis.
- He bet two pounds on the horse.
- Ata iki pound bahis oynadı.
- Are you taking the bet?
- Bahsi kabul ediyor musun?
- That's a safe bet.
- Bu güvenli bir bahis.
- Place your bets, please.
- Bahislerinizi koyun lütfen.
- I wouldn't bet on that horse if I were you.
- Yerinde olsam o ata bahis oynamam.
- I lost that bet.
- O bahsi kaybettim.
- Place your bets.
- Bahislerinizi koyun.
- That was a bad bet.
- Bu kötü bir bahisti.
- That was a bad bet.
- O kötü bir bahisti.
- How much can you bet?
- Ne kadar bahis oynayabilirsin?
- I never bet on horse races.
- At yarışlarına hiç bahis oynamadım.
- It was a stupid bet.
- Bu aptalca bir bahisti.
- I don't like to make bets.
- Bahis oynamayı sevmem.
- Double your bet.
- Bahsini ikiye katla.
- I bet on horses.
- Atlara bahis oynuyorum.
- It was a stupid bet.
- Aptalca bir bahisti.
Show More (31)
|
| 3 |
bet |
iddia |
n. |
|
- The president started to laugh and told the woman that it was impossible to win a bet like that.
- Başkan gülmeye başladı ve kadına böyle bir iddiayı kazanmanın imkansız olduğunu söyledi.
- Didn't you win the bet?
- İddiayı kazanmadın mı?
- I won the bet.
- İddiayı ben kazandım.
- I bet you're talking about Tom.
- İddia ediyorum Tom hakkında konuşuyorsun.
- He lost the bet.
- O, iddiayı kaybetti.
- I lost the bet.
- İddiayı kaybettim.
- I lost that bet.
- O iddiayı kaybettim.
- Tom shaved his head when he lost the bet.
- Tom iddiayı kaybedince kafayı sıfıra vurdu.
- Tom won the bet.
- Tom iddiayı kazandı.
- It's a bet.
- Bu bir iddia.
- You lost the bet, didn't you?
- İddiayı kaybettin, değil mi?
- Did you tell anyone about our bet?
- İddiamızdan kimseye bahsettin mi?
Show More (9)
|
| 4 |
bet |
iddiaya girmek |
v. |
|
- I'm betting that after tonight, he'll be more willing.
- İddiaya girerim, bu geceden sonra daha istekli olacaktır.
- Tom bet me Mary wouldn't cry.
- Tom Mary'nin ağlamayacağı konusunda benimle iddiaya girdi.
- I bet ten dollars on that horse.
- O at üzerine on dolar iddiaya giriyorum.
- Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling.
- Tom Mary ile bilek güreşinde onu yenebileceğine dair iddiaya girdi.
- Tom bet me fifty dollars that he could eat more hot dogs than I could.
- Tom benden daha fazla sosisli yiyebileceğine dair benimle elli dolara iddiaya girdi.
- Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling.
- Tom, Mary ile bilek güreşinde onu yenebileceğine dair iddiaya girdi.
- Tom bet me I couldn't do that.
- Tom bunu yapamayacağıma dair benimle iddiaya girdi.
- I made a bet.
- Bir iddiaya girdim.
Show More (5)
|
| 5 |
bet |
bahis yapmak |
v. |
|
- He knows how to bet.
- O nasıl bahis yapılacağını bilir.
Show More (-2)
|
