| 1 |
blackout |
elektrik kesintisi |
n. |
|
- The cause of the last night's blackout is still uncertain.
- Dün geceki elektrik kesintisinin nedeni hala belirsizliğini koruyor.
- Guys, another blackout's about to sweep through this sector.
- Beyler, başka bir elektrik kesintisi birazdan bu bölgeyi vuracak.
- Guys, another blackout's about to sweep through this sector.
- Arkadaşlar, bu sektörde başka bir elektrik kesintisi yaşanmak üzere.
Show More (0)
|
| 2 |
blackout |
karartma |
n. |
|
- According to the journalists, there was a virtual news blackout about the crisis.
- Gazetecilere göre, krizle ilgili sanal bir haber karartması söz konusuydu.
- The main reason behind the blackout was to prevent the cities from being bombed.
- Karartmanın ardında yatan temel neden şehirlerin bombalanmasını önlemekti.
Show More (-1)
|
| 3 |
blackout |
şuur kaybı |
n. |
|
- Suddenly the driver had a blackout.
- Sürücü aniden şuur kaybı yaşadı.
Show More (-2)
|
| 4 |
blackout |
kendinden geçme |
n. |
|
- I had a blackout.
- Kendimden geçmişim.
Show More (-2)
|
| 5 |
blackout |
baygınlık |
n. |
|
- I had a blackout.
- Bir baygınlık geçirdim.
Show More (-2)
|
