1 |
break into |
(hırsızlık amacıyla) girmek |
v. |
|
- The expectation is that they will break into the Ministry of Economy tonight, and presumably do exactly the same thing.
- Beklenti, bu gece Ekonomi Bakanlığı'na girecekleri ve muhtemelen aynı şeyi yapacakları yönünde.
- A drug addict or a rapist broke into her room.
- Bir uyuşturucu bağımlısı ya da tecavüzcü odasına girmiş.
- Tom tried to break into Mary's house.
- Tom, Mary'nin evine girmeye çalıştı.
- Last night someone broke into the small shop near my house.
- Dün gece birisi evimin yakınındaki küçük dükkana girdi.
- Recently, a few houses in our neighborhood have been broken into.
- Son zamanlarda mahallemizdeki birkaç eve hırsız girdi.
- Someone broke into my house last weekend.
- Geçen hafta sonu biri evime girdi.
- Mary broke into Tom's room using a lockpick.
- Mary bir maymuncuk kullanarak Tom'un odasına girdi.
- A burglar broke into your house while you were away on vacation.
- Siz tatildeyken evinize hırsız girdi.
- Two robbers broke into a store.
- İki soyguncu bir mağazaya girdi.
- A burglar broke into the shop yesterday.
- Dün dükkânıma hırsız girdi.
- Tom and Mary broke into the restricted section of the library.
- Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.
- I saw Tom trying to break into your car.
- Tom'u senin arabana girmeye çalışırkenı gördüm.
- She broke into her husband's safe and stole all the money.
- Kocasının kasasına girdi ve tüm parayı çaldı.
- Some kids broke into Tom's house and ransacked it.
- Bazı çocuklar Tom'un evine girip evi yağmalamışlar.
- Have you heard that a burglar broke into my neighbor's house?
- Bir hırsızın, komşumun evine girdiğini duydun mu?
- The thief used a screwdriver to break into the car.
- Hırsız arabaya girmek için tornavida kullanmış.
- A thief broke into the house to steal the money.
- Bir hırsız para çalmak için eve girdi.
- My car has been broken into.
- Arabama girildi.
- A burglar broke into Sami's home.
- Bir hırsız Sami'nin evine girmiş.
- You broke into my territory, now I must shoot you.
- Benim topraklarıma girdin, şimdi sana ateş etmeliyim.
- I hope no one breaks into my apartment.
- Umarım kimse evime girmez.
- I hope no one breaks into my house.
- Umarım kimse evime gizlice girmez.
- The thief cut the telephone lines before breaking into the house.
- Hırsız eve girmeden önce telefon hatlarını kesmiş.
- Hackers break into computers without permission.
- Hackerlar bilgisayarlara izinsiz girerler.
- Somebody broke into Tom's house while he was asleep.
- Birisi Tom uyurken evine girmiş.
- A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday.
- Geçen ay bir hırsız markete girmiş ama dün polisin onu yakaladığını duydum.
- Someone broke into my house last weekend.
- Geçen hafta sonu biri zorla evime girdi.
- Tom and Mary broke into the restricted section of the library.
- Tom ve Mary kütüphanenin yasak bölümüne girdiler.
- A thief broke into the house while we were away.
- Biz yokken eve hırsız girmiş.
- My house was broken into last night.
- Dün gece evime hırsız girdi.
- Tom broke into Mary's car and stole what was hidden under the driver's seat.
- Tom, Mary'nin arabasına girdi ve şoför koltuğunun altında saklı olan şeyi çaldı.
- I hope no one breaks into my house.
- Umarım kimse evime girmez.
- Did anyone tell you that a burglar broke into my house?
- Evime hırsız girdiğini size söyleyen oldu mu?
- Somebody has broken into my house.
- Biri evime girmiş.
- A burglar broke into the shop last night.
- Dün gece bir hırsız dükkana girdi.
- A burglar broke into the house.
- Eve bir hırsız girdi.
- His house was broken into by burglars last week.
- Evine geçen hafta hırsızlar girmiş.
- Someone broke into my car.
- Biri arabama girmiş.
- A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday.
- Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.
- I saw Tom trying to break into your car.
- Tom'u arabanıza girmeye çalışırken gördüm.
- According to the police, Tom wasn't the only one who broke into Mary's house.
- Polise göre, Mary'nin evine giren tek kişi Tom değilmiş.
- Tom broke into a research laboratory.
- Tom bir araştırma laboratuvarına izinsiz girmiş.
- The thief cut the telephone lines before breaking into the house.
- Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.
- Mobs broke into stores looking for food.
- Çeteler yiyecek bulmak için dükkanlara girdi.
- Tom likes to break into the homes of teenagers to steal and destroy their violent video games.
- Tom şiddet içeren video oyunlarını çalıp yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi sever.
- A young man broke into my house last night.
- Dün gece bir genç adam zorla evime girdi.
- Tom likes to break into the homes of teenagers to steal and destroy their violent video games.
- Tom, şiddet içeren video oyunlarını çalıp yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi seviyor.
- Did you hear that a burglar broke into the neighbor's house?
- Komşunun evine hırsız girdiğini duydun mu?
- According to the police, Tom wasn't the only one who broke into Mary's house.
- Polise göre, Tom Mary'nin evine giren tek kişi değildi.
- Somebody broke into Tom's house last night.
- Birisi dün gece Tom'un evine girdi.
- Hackers break into computers without permission.
- Bilgisayar korsanları bilgisayarlara izinsiz girerler.
- Tom thought it was Mary who had broken into his apartment.
- Tom dairesine girenin Mary olduğunu düşündü.
- Someone broke into my house and ran away with all of my money.
- Biri evime girdi ve tüm paramla birlikte kaçtı.
- A burglar broke into Tom's house last night.
- Dün gece Tom'un evine bir hırsız girdi.
- Someone broke into my house and ran away with all of my money.
- Birisi evime girdi ve bütün paramı alıp kaçtı.
- Somebody broke into Tom's house last night.
- Dün gece biri Tom'un evine girdi.
- Some burglars broke into my house last night.
- Bazı hırsızlar dün gece evime girdi.
- Mary broke into Tom's room using a lockpick.
- Mary maymuncuk kullanarak Tom'un odasına girdi.
- Someone broke into my car.
- Birisi arabama girmiş.
- Tom broke into Mary's house and stole her pearl necklace.
- Tom Mary'nin evine girdi ve onun inci kolyesini çaldı.
- Her house was broken into last night.
- Dün gece evine hırsız girmiş.
- Did you hear that a burglar broke into the neighbor's house?
- Bir hırsızın komşunun evine girdiğini duydun mu?
- A burglar broke into the house.
- Eve hırsız girmiş.
- Tom was looking for the man who tried to break into his car.
- Tom onun arabasına girmeye çalışan adamı arıyordu.
- The police were forced to break into the apartment through the window.
- Polis daireye pencereden girmek zorunda kaldı.
- A burglar broke into my house while I was away on a trip.
- Ben bir gezi için uzaktayken bir hırsız evime girdi.
- I saw Tom trying to break into your car.
- Tom'un senin arabana girmeye çalıştığını gördüm.
- The burglars broke into the bank at night.
- Hırsızlar gece bankaya girdi.
- He caught sight of a thief attempting to break into the house.
- O, eve girmeye çalışan bir hırsızı gördü.
- A burglar broke into Tom's house last night.
- Dün gece Tom'un evine hırsız girdi.
- Did anyone tell you that a burglar broke into my house?
- Evime hırsız girdiğini sana söyleyen oldu mu?
- Someone broke into my apartment.
- Birisi evime girdi.
- He broke into my home.
- Evime girdi.
- A burglar broke into his house.
- Evine bir hırsız girdi.
- A burglar broke into Sami's home.
- Bir hırsız, Sami'nin evine girdi.
- A burglar broke into the bank last night.
- Bir soyguncu dün gece bankaya girdi.
- He often breaks into the middle of a conversation.
- Sık sık bir konuşmanın ortasında araya giriyor.
- Someone broke into Tom's house last night.
- Dün gece biri Tom'un evine girmiş.
- Tom broke into Mary's car and stole what was hidden under the driver's seat.
- Tom, Mary'nin arabasına girdi ve sürücü koltuğunun altında saklı olan şeyi çaldı.
- Two robbers broke into a store.
- İki soyguncu bir dükkana girdi.
- He broke into my home.
- Evime izinsiz girdi.
- Who do I call if my car has been broken into?
- Arabama hırsız girerse kimi arayabilirim?
- A young man broke into my house last night.
- Dün gece genç bir adam evime girdi.
- You broke into my territory, now I must shoot you.
- Benim bölgeme girdin, şimdi seni vurmalıyım.
- Dan broke into the vault and stole millions of dollars.
- Dan kasaya girdi ve milyonlarca dolar çaldı.
- I'm glad the guys who broke into your house got caught.
- Evinize girenlerin yakalanmasına sevindim.
- Someone broke into my apartment last night.
- Dün gece biri evime girdi.
- The thief used a screwdriver to break into the car.
- Hırsız arabaya girmek için bir tornavida kullandı.
- Tom said his house had been broken into.
- Tom evine hırsız girdiğini söyledi.
- Someone broke into my apartment last night.
- Dün gece daireme biri girmiş.
- Tom broke into Mary's room.
- Tom, Mary'nin odasına girdi.
- A burglar broke into the shop yesterday.
- Dün dükkâna bir hırsız girdi.
- Our house was broken into by burglars last night.
- Dün gece evimize hırsızlar girdi.
- The police caught Tom red-handed, breaking into a house in our neighborhood.
- Polis Tom'u mahallemizdeki bir eve girerken suçüstü yakaladı.
- Someone broke into Tom's house while he was asleep.
- Tom uyurken biri evine girmiş.
- A burglar broke into my house while I was away on a trip.
- Ben seyahatteyken evime hırsız girdi.
- The neighbors informed me that somebody had tried to break into my house.
- Komşular, birinin evime girmeye çalıştığını söylediler.
- When did you find out that Tom was the one who broke into your house?
- Evinize girenin Tom olduğunu ne zaman öğrendiniz?
- Somebody broke into Tom's house last night.
- Biri dün gece Tom'un evine girdi.
- Someone broke into Mary's flat and stole her jewellery.
- Birisi Mary'nin dairesine girip mücevherlerini çalmış.
- Tom broke into the deserted shack.
- Tom ıssız kulübeye girdi.
- The drunk bear broke into our cabins.
- Sarhoş ayı kulübelerimize girdi.
- Someone broke into Tom's house last night.
- Birisi dün gece Tom'un evine girdi.
- He caught sight of a thief attempting to break into the house.
- Bir hırsızın eve girmeye çalıştığını gördü.
Show More (101)
|
2 |
break into |
zorla girmek |
v. |
|
- My car was broken into.
- Arabama zorla girilmişti.
- The man admitted having broken into the house.
- Adam eve zorla girdiğini itiraf etti.
- After Tom's house was broken into, the police questioned his neighbors.
- Tom'un evine zorla girildikten sonra, polis komşuları sorguladı.
- Our house was broken into by burglars last night.
- Dün gece bizim evimize hırsızlar tarafından zorla girilmiş.
- My car has been broken into.
- Arabama zorla girildi.
- His house was broken into by burglars last week.
- Geçen hafta hırsızlar tarafından onun evine zorla girildi.
- The thief used a screwdriver to break into the car.
- Hırsız arabaya zorla girmek için bir tornavida kullandı.
- Our house was broken into last week, but it seems nothing was taken.
- Geçen hafta evimize zorla girildi ama bir şey alınmamış gibi görünüyor.
- He broke into a house.
- O bir eve zorla girdi.
- My house was broken into last night.
- Dün gece evime zorla girildi.
- Tom broke into Mary's office.
- Tom, Mary'nin ofisine zorla girdi.
- Somebody broke into Tom's house while he was asleep.
- Tom uyurken birisi onun evine zorla girdi.
- Sami broke into Layla's house.
- Sami, Layla'nın evine zorla girdi.
- Tom broke into my house.
- Tom evime zorla girdi.
- When did you find out that Tom was the one who broke into your house?
- Evine zorla giren kişinin Tom olduğunu ne zaman öğrendin?
- Sami broke into Layla's home.
- Sami, Layla'nın evine zorla girdi.
- Tom's office was broken into last night.
- Dün gece Tom'un ofisine zorla girildi.
- Who did Tom say broke into his house?
- Tom evine kimin zorla girdiğini söyledi?
- He broke into my home.
- Evime zorla girdi.
- Tom's house was broken into last night.
- Dün gece Tom'un evine zorla girilmiş.
- Tom broke into Mary's office.
- Tom Mary'nin ofisine zorla girdi.
- Tom broke into Mary's apartment.
- Tom, Mary'nin dairesine zorla girdi.
- A burglar broke into the shop last night.
- Dün gece bir hırsız dükkâna zorla girdi.
- Someone broke into Tom's house while he was asleep.
- O uyurken birisi Tom'un evine zorla girdi.
- Tom broke into Mary's car and stole what was hidden under the driver's seat.
- Tom Mary'nin arabasına zorla girdi ve sürücü koltuğunun altında gizli olan şeyi çaldı.
- Tom broke into Mary's hotel room.
- Tom Mary'nin otel odasına zorla girdi.
- They broke into the jewelry shop.
- Onlar kuyumcu dükkanına zorla girdi.
- The police caught Tom red-handed, breaking into a house in our neighborhood.
- Tom bizim mahallede bir eve zorla girerken polis onu suçüstü yakaladı.
- I hope no one breaks into my apartment.
- Umarım kimse daireme zorla girmez.
- Someone broke into my apartment.
- Birisi apartman daireme zorla girdi.
- Last night someone broke into the small shop near my house.
- Dün gece biri evimin yanındaki küçük dükkana zorla girdi.
- Burglars broke into his house.
- Soyguncular onun evine zorla girdiler.
- He broke into a house.
- Bir eve zorla girmiş.
- Our house was broken into last week, but it seems nothing was taken.
- Geçen hafta evimize zorla girildi ama görünüşe göre hiçbir şey alınmamış.
- Tom broke into a research laboratory.
- Tom bir araştırma laboratuvarına zorla girdi.
- Tom was looking for the man who tried to break into his car.
- Tom arabasına zorla girmeye çalışan adamı arıyordu.
- Tom's office was broken into last night.
- Tom'un ofisine dün gece zorla girilmiş.
- Someone broke into Mary's flat and stole her jewellery.
- Biri Mary'nin dairesine zorla girdi ve onun mücevherlerini çaldı.
- After Tom's house was broken into, the police questioned his neighbors.
- Tom'un evine zorla girildikten sonra polis komşularını sorguya çekti.
- My car was broken into.
- Arabama zorla girildi.
- Who did Tom say broke into his house?
- Tom evine kim zorla girdi demişti?
- Tom broke into Mary's hotel room.
- Tom, Mary'nin otel odasına zorla girdi.
- Sami claimed that Layla had tried to break into his house.
- Sami, Layla'nın evine zorla girmeye çalıştığını iddia etti.
- Burglars broke into his house.
- Hırsızlar evine zorla girmiş.
Show More (41)
|
3 |
break into |
bölmek |
v. |
|
- He's always breaking into our conversation.
- Her zaman konuşmamızı böler.
- The expensive china broke into a thousand pieces.
- Pahalı porselen bin parçaya bölündü.
- Tom broke into our conversation.
- Tom konuşmamızı böldü.
- My heart has broken into a thousand pieces.
- Kalbim bin parçaya bölündü.
- An old man broke into our conversation.
- Yaşlı bir adam sohbetimizi böldü.
Show More (2)
|
4 |
break into |
tecavüz etmek |
v. |
|
- Sami broke into Layla's house and raped her.
- Sami, Layla'nın evine girip ona tecavüz etmiş.
Show More (-2)
|
5 |
break into |
(kahkahalara) boğulmak |
v. |
|
- They broke into laughter.
- Kahkahalara boğuldular.
Show More (-2)
|