1 |
bud |
tomurcuk |
n. |
|
- Don't use any fertilisers until you see the buds.
- Tomurcukları görene kadar gübre kullanmayın.
- The buds on that tree are about to pop open.
- O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere.
- The buds on the bush have not changed in size since fall.
- Çalı tomurcukları sonbahardan beri boyut olarak değişmedi.
- Buds can develop into flowers or leaves.
- Tomurcuklar çiçeklere veya yapraklara dönüşebilir.
- The buds began to burst.
- Tomurcuklar patlamaya başladı.
- The buds become beautiful red roses.
- Tomurcuklar güzel kırmızı güllere dönüşür.
- The flowers are still in bud.
- Çiçekler hâlâ tomurcuk.
- The buds began to open.
- Tomurcuklar açılmaya başladı.
- The buds become beautiful red roses.
- Tomurcuklar güzel kırmızı güller oldu.
- Blossoms develop from buds.
- Çiçekler tomurcuklardan gelişir.
- The buds on the bush have not changed in size since fall.
- Çalıdaki tomurcuklar sonbahardan beri boyut değiştirmedi.
- The buds on that tree are about to pop open.
- Şu ağacın tomurcukları açılmak üzere.
- The buds began to open.
- Tomurcuklar açmaya başladı.
- The flowers are still in bud.
- Çiçekler hala tomurcuk halinde.
Show More (11)
|
2 |
bud |
tomurcuklanmak |
v. |
|
- The roses will start to bud next month.
- Güller gelecek ay tomurcuklanmaya başlayacak.
- The trees have begun to bud.
- Ağaçlar tomurcuklanmaya başladı.
- The trees are budding early this year.
- Ağaçlar bu yıl erken tomurcuklanıyor.
Show More (0)
|
3 |
bud |
ahbap |
n. |
|
- Here bud, take this money.
- Al ahbap, al bu parayı.
Show More (-2)
|
4 |
bud |
budweiser (bira) |
n. |
|
- Most of the people in the pub were drinking Bud.
- Bardaki insanların çoğu Budweiser içiyordu.
Show More (-2)
|