1 |
chatter |
takırdamak |
v. |
|
- Norman's teeth were chattering when we arrived to pick him up.
- Onu almaya geldiğimizde Norman'ın dişleri takırdıyordu.
- My teeth chattered with cold.
- Dişlerim soğuktan takırdadı.
- My teeth are chattering because of the cold.
- Soğuk yüzünden dişlerim takırdıyor.
- Tom was so cold his teeth were chattering.
- Tom o kadar üşümüştü ki dişleri takırdıyordu.
- My teeth are chattering because of the cold.
- Dişlerim soğuktan takırdıyor.
Show More (2)
|
2 |
chatter |
gevezelik etmek |
v. |
|
- Stop chattering and finish your work.
- Gevezelik etmeyi bırakın ve işinizi bitirin.
- Translate instead of chattering!
- Gevezelik edeceğine çevir!
- Translate instead of chattering!
- Gevezelik edeceğine tercüme et!
Show More (0)
|
3 |
chatter |
gevezelik |
n. |
|
- The chatter of the audience was cut with the entrance of the host.
- Seyircilerin gevezeliği sunucunun içeri girmesiyle kesildi.
- More work and less chatter!
- Daha çok iş ve daha az gevezelik!
Show More (-1)
|
4 |
chatter |
çene çalmak |
v. |
|
- We chattered about the work along the way to the subway station.
- Metro istasyonuna giderken yol boyunca iş hakkında çene çaldık.
Show More (-2)
|
5 |
chatter |
ötmek |
v. |
|
- Spring woke up to a lovely morning with chattering birds in the dam.
- Bahar, barajdaki kuşların ötüşmeleriyle güzel bir sabaha uyandı.
Show More (-2)
|
6 |
chatter |
dişleri birbirine vurmak |
v. |
|
- Shivering and teeth chattering are both possible symptoms of drug or alcohol withdrawal.
- Titreme ve dişleri birbirine vurma, uyuşturucu veya alkol yoksunluğunun olası belirtileridir.
Show More (-2)
|
7 |
chatter |
cıvıltı |
n. |
|
- They sat quietly along with the chatter of birds in the park.
- Parktaki kuşların cıvıltısı eşliğinde sessizce oturdular.
Show More (-2)
|
8 |
chatter |
gıcırdamak |
v. |
|
- Tom was so cold his teeth were chattering.
- Tom o kadar üşümüştü ki dişleri gıcırdıyordu.
Show More (-2)
|