|
- Tom isn't good at chess.
- Tom satrançta iyi değildir.
- I almost never win at chess.
- Satrançta neredeyse hiç kazanmam.
- Tom isn't good at chess.
- Tom satrançta iyi değil.
- Would you like to play a game of chess?
- Satranç oynamak ister misiniz?
- Tom doesn't like chess.
- Tom satranç sevmez.
- Chess is the gymnasium of the mind.
- Satranç zihnin jimnastik salonudur.
- Tom doesn't like chess.
- Tom satrançtan hoşlanmaz.
- Tom isn't very good at chess.
- Tom satrançta çok iyi değil.
- Japanese shogi corresponds to chess.
- Japon shogi satranca karşılık gelir.
- I like chess.
- Satranç severim.
- People from China play another kind of chess.
- Çinliler başka bir tür satranç oynuyor.
- John likes chess.
- John satranç sever.
- Tom beat me at chess.
- Tom satrançta beni yendi.
- You used to love chess.
- Satrancı severdin.
- Tom hardly ever loses at chess.
- Tom satrançta neredeyse hiç kaybetmez.
- I am interested in chess these days.
- Bugünlerde satrançla ilgileniyorum.
- Tom is the only one who can beat Mary at chess.
- Satrançta Mary'yi yenebilen tek kişi Tom'dur.
- Tom is very good at chess.
- Tom satrançta çok iyi.
- Tom is unbeatable at chess.
- Tom satrançta yenilmezdir.
- You used to love chess.
- Eskiden satrancı severdin.
- Ken beat me at chess.
- Ken satrançta beni yendi.
- Tom thought that Mary wouldn't be able to beat him at chess.
- Tom Mary'nin onu satrançta yenemeyeceğini düşündü.
- Tom is really good at chess.
- Tom satrançta gerçekten iyidir.
- Tom thought that Mary wouldn't be able to beat him at chess.
- Tom, Mary'nin onu satrançta yenemeyeceğini düşünüyordu.
- Let's play a game of chess.
- Hadi satranç oynayalım.
- Chess is the gymnastic school of the intellect.
- Satranç, aklın jimnastik okuludur.
- Tom is really good at chess, isn't he?
- Tom satrançta gerçekten iyi, değil mi?
- We just want to play chess.
- Satranç oynamak istiyoruz sadece.
- She beat me at chess.
- Satrançta beni yendi.
- I'm very bad at chess.
- Ben satrançta çok kötüyüm.
- Tom said that Mary was pretty good at chess.
- Tom, Mary'nin satrançta oldukça iyi olduğunu söyledi.
- You're very good at chess, aren't you?
- Sen satrançta çok iyisin, değil mi?
- In chess, harmonious coordination of attack and defense forces is of utmost importance.
- Satrançta, saldırı ve savunma güçlerinin uyumlu koordinasyonu son derece önemlidir.
- You like chess, don't you?
- Satrançtan hoşlanıyorsun, değil mi?
- I knew that Tom wasn't good at chess.
- Tom'un satrançta iyi olmadığını biliyordum.
- Let's play a game of chess.
- Hadi bir satranç oynayalım.
- I finally beat Tom at chess.
- Sonunda Tom'u satrançta yendim.
- I've never beaten Tom at chess.
- Tom'u satrançta asla yenmedim.
- Tom isn't very good at chess yet.
- Tom henüz satrançta çok iyi değil.
- Tom likes chess.
- Tom satranç sever.
- Tom is really good at chess.
- Tom satrançta gerçekten çok iyi.
- I like chess.
- Satrancı severim.
- Tom has never beaten Mary at chess.
- Tom, Mary'yi satrançta hiç yenemedi.
- Tom said Mary is pretty good at chess.
- Tom, Mary'nin satrançta çok iyi olduğunu söyledi.
- Why do you think he likes chess so much?
- Sizce satrancı neden bu kadar çok seviyor?
- Tom doesn't want to play chess with you.
- Tom seninle satranç oynamak istemiyor.
- I thought you might want to play a game of chess.
- Satranç oynamak isteyebileceğini düşündüm.
- Tom said you were good at chess.
- Tom satrançta iyi olduğunu söyledi.
- She's very interested in chess.
- Satranca çok ilgi duyuyor.
- Chess is a very difficult game.
- Satranç çok zor bir oyundur.
- Why is Tom so good at chess?
- Tom satrançta neden bu kadar iyi?
- Tom has never been able to beat me at chess.
- Tom satrançta beni asla yenemedi.
- Tom is unbeatable at chess.
- Tom satrançta yenilemez.
- Tom says he's good at chess.
- Tom satrançta iyi olduğunu söylüyor.
- Tom said that Mary was pretty good at chess.
- Tom Mary'nin satrançta oldukça iyi olduğunu söyledi.
- I'm not very good at chess.
- Satrançta pek iyi değilimdir.
- Are you good at chess?
- Satrançta iyi misin?
- I'm terrible at chess.
- Satrançta berbatım.
- Tom was stupid enough to challenge Mary to a game of chess.
- Tom, Mary'yi satranç oynamaya davet edecek kadar aptaldı.
- I'm getting better at chess.
- Satrançta gittikçe daha iyi oluyorum.
- Tom didn't want to play chess with me.
- Tom benimle satranç oynamak istemedi.
- We just want to play chess.
- Sadece satranç oynamak istiyoruz.
- Do you know how to play chess?
- Satrancı nasıl oynayacağını biliyor musun?
- I'm getting better at chess.
- Satrançta daha iyiye gidiyorum.
- I beat Tom at chess.
- Satrançta Tom'u yendim.
- Let's play either backgammon or chess.
- Tavla ya da satranç oynayalım.
- As for chess, I just know the rules.
- Satranca gelince, Ben sadece kuralları biliyorum.
- I've never been able to beat Tom at chess.
- Tom'u satrançta hiç yenemedim.
- Tom has never beaten Mary at chess.
- Tom satrançta asla Mary'yi yenmedi.
- I hear Tom is good at chess.
- Tom'un satrançta iyi olduğunu duydum.
- I seldom lose at chess.
- Satrançta nadiren kaybederim.
- Chess does not rely on chance.
- Satranç şansa bağlı değildir.
- Tom is better at chess than I am.
- Tom satrançta benden daha iyidir.
- Humans haven't had a chance against a chess computer in a long time.
- İnsanların uzun zamandır bir satranç bilgisayarına karşı hiç şansı olmadı.
- You like chess, don't you?
- Satrancı seviyorsun, değil mi?
- Tom is good at chess, isn't he?
- Tom satrançta iyidir, değil mi?
- Tom was stupid enough to challenge Mary to a game of chess.
- Tom, Mary'ye satranç oynayacak kadar aptaldı.
- Tom is more than a match for me in chess.
- Tom satrançta benim dengim olmaktan ötedir.
- Chess helps improve reading skills and concentration.
- Satranç okuma becerilerini ve konsantrasyonu geliştirir.
- John is good at chess.
- John satrançta iyidir.
- Tom is pretty good at chess, isn't he?
- Tom satrançta oldukça iyi, değil mi?
- Why is Tom so good at chess?
- Neden Tom satrançta çok iyi?
- Tom is pretty good at chess.
- Tom satrançta oldukça iyi.
- No one can beat Sami at chess.
- Hiç kimse satrançta Sami'yi yenemez.
- Apparently, Tom is very good at chess.
- Görünüşe göre, Tom satrançta çok iyi.
- In chess, harmonious coordination of attack and defense forces is of utmost importance.
- Satrançta, atağın düzenli koordinasyonu ve savunma güçleri son derece önemlidir.
- I heard you're pretty good at chess.
- Satrançta oldukça iyi olduğunu duydum.
- Tom thought that Mary didn't want to play chess with him.
- Tom, Mary'nin onunla satranç oynamak istemediğini düşündü.
- I knew Tom wasn't good at chess.
- Tom'un satrançta iyi olmadığını biliyordum.
- Tom is good at chess.
- Tom satrançta iyidir.
- I want to play chess.
- Satranç oynamak istiyorum.
- Tom has gotten better at chess.
- Tom satrançta daha iyi oldu.
- Tom thought that Mary didn't want to play chess with him.
- Tom Mary'nin onunla satranç oynamak istemediğini düşündü.
- Tom is better at chess than I am.
- Tom satrançta benden daha iyi.
- Chess helps improve reading skills and concentration.
- Satranç okuma becerilerini ve konsantrasyonu geliştirmek için yardımcı olur.
- Chess is the gymnastic school of the intellect.
- Satranç, zekânın jimnastik okuludur.
- Grandmaster is the highest achievable title in chess.
- Büyük usta, satrançta ulaşılabilecek en yüksek unvandır.
- Tom isn't very good at chess.
- Tom satrançta pek iyi değildir.
- I'm good at chess.
- Ben satrançta iyiyim.
- I want to get better at chess.
- Satrançta daha iyi olmak istiyorum.
- Let's get together for a game of chess.
- Satranç oynamak için bir araya gelelim.
- Tom is really good at chess, isn't he?
- Tom satrançta çok iyi, değil mi?
- I want to get better at chess.
- Satrancımı geliştirmek istiyorum.
- No one can beat Sami at chess.
- Kimse Sami'yi satrançta yenemez.
- What is the reason for separating male and female chess championships?
- Erkek ve kadın satranç şampiyonalarını ayırmanın sebebi nedir?
- I can beat anybody at chess.
- Satrançta herkesi yenebilirim.
- People from China play another kind of chess.
- Çinli insanlar başka bir tür satranç oynarlar.
- I don't like chess.
- Satrancı sevmiyorum.
- Let's play either backgammon or chess.
- Tavla veya satranç oynayalım.
- I've never beaten Tom at chess.
- Tom'u satrançta hiç yenemedim.
- Tom hardly ever loses at chess.
- Tom neredeyse satrançta hiç kaybetmez.
- I'm good at chess.
- Satrançta iyiyimdir.
- Tom challenged Mary to a game of chess.
- Tom, Mary'yi satranç oynamaya davet etti.
- Tom isn't very good at chess yet.
- Tom henüz satrançta pek iyi değil.
- Let's play chess another time.
- Satrancı başka zaman oynayalım.
- Apparently, Tom is very good at chess.
- Görünüşe göre Tom satrançta çok iyiymiş.
- I can't beat Tom at chess.
- Tom'u satrançta yenemem.
- He beat me in chess.
- Beni satrançta yendi.
- I beat Tom at chess.
- Tom'u satrançta yendim.
- Do you want to play a game of chess?
- Satranç oynamak ister misin?
- I want to play chess with Tom.
- Tom'la satranç oynamak istiyorum.
- She's very interested in chess.
- Satrançla çok ilgileniyor.
- I hardly ever lose at chess.
- Satrançta neredeyse hiç kaybetmiyorum.
- Tom is pretty good at chess.
- Tom satrançta oldukça iyidir.
- Tom is quite good at chess.
- Tom satrançta oldukça iyidir.
- I enjoy chess.
- Satrançtan hoşlanırım.
- Tom is good at chess, isn't he?
- Tom satrançta iyi, değil mi?
- I don't play chess well, on the board or not.
- Satrancı iyi oynayamam, tahtada ya da değil.
- My wife did not want to play chess with me.
- Karım benimle satranç oynamak istemedi.
- I hardly ever lose at chess.
- Satrançta neredeyse hiç kaybetmem.
- Why don't we play chess or something?
- Neden satranç falan oynamıyoruz?
- Tom said Mary is pretty good at chess.
- Tom satrançta Mary'nin oldukça iyi olduğunu söyledi.
- I've always been able to beat Tom at chess.
- Her zaman Tom'u satrançta yenebildim.
- She beat me at chess.
- O, beni satrançta yendi.
- Tom has never been able to beat me at chess.
- Tom beni satrançta hiç yenemedi.
- Tom is the only one who can beat Mary at chess.
- Tom, Mary'yi satrançta yenebilen tek kişidir.
- I've always been able to beat Tom at chess.
- Tom'u satrançta hep yenmişimdir.
- I didn't know whether Tom was good at chess or not.
- Tom'un satrançta iyi olup olmadığını bilmiyordum.
- Magnus Carlsen is the world chess champion.
- Magnus Carlsen dünya satranç şampiyonu.
- I'm very bad at chess.
- Satrançta çok kötüyüm.
- Why do you think he likes chess so much?
- Sence satrancı neden bu kadar çok seviyor?
- Do you know how to play chess?
- Satrancın nasıl oynandığını biliyor musun?
- Chess is a highly intellectual game.
- Satranç son derece entelektüel bir oyundur.
- I'm terrible at chess.
- Ben satrançta çok kötüyüm.
- Chess is hard.
- Satranç zordur.
- He beat me in chess.
- O, satrançta beni yendi.
- Ken beat me at chess.
- Ken beni satrançta yendi.
- Tom said you were good at chess.
- Tom senin satrançta iyi olduğunu söyledi.
- Tom is very good at chess.
- Tom satrançta çok iyidir.
- What do you say to a game of chess?
- Satranç oynamaya ne dersiniz?
- I want to get better at chess.
- Satrançta iyileşmek istiyorum.
- I know chess isn't really your game.
- Biliyorum ki satranç sana göre bir oyun değil.
- Tom beat me at chess.
- Tom beni satrançta yendi.
- I don't like chess.
- Satrançtan hoşlanmam.
- John likes chess.
- John satrancı sever.
- Tom likes chess.
- Tom satrancı sever.
- Chess is the gymnasium of the mind.
- Satranç aklın spor salonudur.
- I know chess isn't really your game.
- Satranç senin oyunun değil, biliyorum.
- I almost never win at chess.
- Satrançta neredeyse hiç kazanamam.
- You're very good at chess, aren't you?
- Satrançta çok iyisin, değil mi?
- I don't want to play chess with Tom.
- Tom'la satranç oynamak istemiyorum.
Show More (158)
|
