|
- The situation does not therefore reflect the classic picture of an educated Europhile élite and an uninformed populace.
- Dolayısıyla durum, eğitimli bir Avrupa hayranı elit ile bilgisiz bir halktan oluşan klasik tabloyu yansıtmamaktadır.
- I believe it is a classic boat.
- Bunun klasik bir tekne olduğuna inanıyorum.
- We have a classic situation here where ideas are crushed not by suppressing them but by ignoring them.
- Burada, fikirlerin bastırılmak yerine görmezden gelinerek bastırıldığı klasik bir durumla karşı karşıyayız.
- We have a classic situation here where ideas are crushed not by suppressing them but by ignoring them.
- Burada fikirlerin bastırılmak yerine görmezden gelinerek bastırıldığı klasik bir durumla karşı karşıyayız.
- This is therefore a classic, if specific, case of the relationship between commerce and development.
- Dolayısıyla bu, ticaret ve kalkınma arasındaki ilişkiye dair klasik, ancak özel bir durumdur.
- Personally, I believe it is the classic situation.
- Şahsen ben bunun klasik bir durum olduğuna inanıyorum.
- The situation now is a classic contrast between flexibility and protection.
- Şu anki durum esneklik ve koruma arasında klasik bir tezat oluşturmaktadır.
- What we have here is a classic example of European work.
- Burada sahip olduğumuz şey, Avrupa'daki çalışmanın klasik bir örneğidir.
- The classic example is table oil directly derived from GM maize, GM soya beans, or GM rapeseed.
- Bunun klasik örneği doğrudan GD mısır, GD soya fasulyesi ya da GD kolza tohumundan elde edilen sofra yağıdır.
- In this respect, the Lannoye report provides one more classic example.
- Bu bağlamda, Lannoye raporu klasik bir örnek daha sunmaktadır.
- We are faced here with a classic conflict of aims.
- Burada klasik bir amaçlar çatışması ile karşı karşıyayız.
- That emerged yet again in the attempted coup in the Central African Republic, in fact a classic scenario.
- Bu durum, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki darbe girişiminde bir kez daha ortaya çıktı, aslında klasik bir senaryo.
- Sometimes, it is time to dust down the old classic.
- Bazen eski klasiklerin tozunu alma zamanı gelmiştir.
- Screw models are beautiful and take up less space than classic ones.
- Vidalı modeller güzel ve klasik olanlara göre daha az yer kaplıyor.
- This binary options broker only offers the classic high/low trade type.
- Bu ikili opsiyon komisyoncusu yalnızca klasik yüksek/düşük ticaret türünü sunmaktadır.
- Screw models are beautiful and take up less space than classic ones.
- Vidalı modeller güzeldir ve klasik olanlara göre daha az yer kaplar.
- As we all know, the all-time best soup for a cold is a good-old classic chicken soup.
- Hepimizin bildiği gibi, nezleye her zaman en iyi gelen çorba eski klasik tavuk çorbasıdır.
- As we all know, the all-time best soup for a cold is a good-old classic chicken soup.
- Hepimizin bildiği gibi, soğuk algınlığına iyi gelen tüm zamanların en iyi çorbası eski klasik tavuk çorbasıdır.
- Screw models are beautiful and take up less space than classic ones.
- Vidalı modeller güzeldir ve klasik olanlardan daha az yer kaplar.
- But, it's just so hard to get rid of a classic.
- Ama bir klasikten kurtulmak çok zor.
- This binary options broker only offers the classic high/low trade type.
- Bu ikili opsiyon brokeri sadece klasik yüksek/ düşük işlem türünü sunar.
- This binary options broker only offers the classic high/low trade type.
- Bu ikili opsiyon komisyoncusu yalnızca klasik yüksek/düşük ticaret türünü sunuyor.
- As we all know, the all-time best soup for a cold is a good-old classic chicken soup.
- Hepimizin bildiği gibi, soğuk algınlığına karşı tüm zamanların en iyi çorbası, eski, klasik bir tavuk çorbasıdır.
- Root beer is considered a classic American carbonated soft drink.
- Kök birası klasik bir Amerikan gazlı meşrubatı olarak kabul edilir.
- This is classic.
- Bu klasiktir.
- What is your favorite classic rock song?
- Favori klasik rock şarkın nedir?
- The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
- Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
- Tom genellikle klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinliyor.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
- Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.
- It's a classic Nigerian booby-trap.
- Klasik bir Nijerya bubi tuzağı.
- This is a remake of a classic movie.
- Bu klasik bir filmin yeniden çevrimi.
- He had a classic education.
- O, klasik bir eğitim aldı.
- I still love classic rock.
- Hâlâ klasik rock seviyorum.
- He had a classic education.
- Klasik bir eğitimi vardı.
- It's a classic.
- Bu bir klasiktir.
- This film is a cult classic.
- Bu film bir kült klasik.
- This is a classic.
- Bu bir klasik.
- What is your favorite classic rock song?
- En sevdiğin klasik rock şarkısı hangisi?
- This is classic.
- Bu klasik.
- I still love classic rock.
- Ben hâlâ klasik rock seviyorum.
- This song is a classic.
- Bu şarkı bir klasik.
- What's your favorite classic rock song?
- En sevdiğin klasik rock şarkısı hangisi?
- What's your favorite classic rock song?
- Favori klasik rock şarkın nedir?
- This film is a cult classic.
- Bu film kült bir klasiktir.
- Root beer is considered a classic American carbonated soft drink.
- Kök birası klasik bir Amerikan alkolsüz içecek olarak düşünülmektedir.
- It's a classic.
- Bu bir klasik.
- This is a classic example.
- Bu klasik bir örnek.
- The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
- Qipao, 17. yüzyıl Çin'inde ortaya çıkan klasik bir kadın giysisidir.
- Here is a classic recipe for crème brûlée.
- İşte krem brüle için klasik bir tarif.
Show More (46)
|