1 |
clean |
temizlemek |
v. |
|
- Somebody would have to pay to clean them up eventually.
- Eninde sonunda birilerinin bunları temizlemek için ödeme yapması gerekecektir.
- So, the affected areas need to be cleaned and restored.
- Etkilenen bölgelerin temizlenip onarılması gerekiyor.
- Tom cleaned his room quickly.
- Tom odasını çabucak temizledi.
- Tom cleaned the toilet.
- Tom tuvaleti temizledi.
- She promised me to clean my room.
- O, odamı temizlemeye söz verdi.
- You have cleaned your shoes, haven't you?
- Ayakkabılarını temizledin, değil mi?
- I'll clean it up.
- Temizleyeceğim.
- I just cleaned all the tables.
- Bütün masaları yeni temizledim.
- Tom has already cleaned his room.
- Tom çoktan odasını temizledi.
- I clean my teeth with a toothbrush.
- Ben bir diş fırçası ile dişlerimi temizlerim.
- After the lesson, we clean our classroom.
- Dersten sonra, sınıfımızı temizleriz.
- I have to clean that up.
- Onu temizlemek zorundayım.
- I want you to help me clean it up.
- Temizlememe yardım etmeni istiyorum.
- Tom offered to pay Mary to clean his house.
- Tom, Mary'ye evini temizlemesi için para vermeyi teklif etti.
- Tom usually cleans his room at least once a week.
- Tom en azından haftada bir kez odasını temizler.
- Should I clean my room?
- Odamı temizleyeyim mi?
- I saw how the students clean their classroom after the course.
- Öğrencilerin dersten sonra sınıflarını nasıl temizlediklerini gördüm.
- Clean the apparatus only with dry cloth.
- Cihazı sadece kuru bir bezle temizleyin.
- I have to clean my house today.
- Bugün evimi temizlemek zorundayım.
- He knows how to clean his rifle.
- Tüfeğini nasıl temizleyeceğini biliyor.
- I'll clean it up for you.
- Senin için temizlerim.
- We have to clean the whole beach.
- Tüm plajı temizlemek zorundayız.
- Clean your lips with the napkin.
- Peçeteyle dudaklarınızı temizleyin.
- When was the last time you cleaned your keyboard?
- Klavyenizi en son ne zaman temizlediniz?
- Clean that window.
- O pencereyi temizle.
- It took me longer to clean my room than it usually does.
- Odamı temizlemem her zaman olduğundan daha uzun sürdü.
- Why don't you clean your room now?
- Neden odanı şimdi temizlemiyorsun?
- I told Tom I'd help him clean his room.
- Tom'a odasını temizlemesine yardım edeceğimi söyledim.
- They cleaned everything, from the basement to the attic.
- Onlar bodrumdan tavan arasına kadar her şeyi temizledi.
- I want you to help me clean it up.
- Onu temizlememe yardım etmeni istiyorum.
- I think it's time for me to clean the garage.
- Sanırım garajı temizlememin zamanı geldi.
- Tom never cleans his room unless I tell him to.
- Ben yapmasını söylemedikçe Tom odasını hiç temizlemiyor.
- Clean your room.
- Odanızı temizleyin.
- I thought maybe I'd better not clean my room.
- Odamı temizlemesem daha iyi olur diye düşündüm.
- I cleaned my room last night.
- Dün gece odamı temizledim.
- He cleaned his room on Sunday.
- Pazar günü odasını temizledi.
- I intend to clean my room.
- Ben odamı temizlemek niyetindeyim.
- Whoever is responsible for making this mess will have to clean it up.
- Bu pisliği kim yaptıysa temizlemek zorunda kalacak.
- I helped him clean the bathtub.
- Onun küveti temizlemesine yardım ettim.
- I asked Tom to clean his room.
- Tom'dan odasını temizlemesini istedim.
- Tom cleaned the house by himself.
- Tom evi kendi başına temizledi.
- Is it true that you cleaned the house by yourself?
- Evi tek başına temizlediğin doğru mu?
- Do you always help Tom clean his room?
- Tom'un odasını temizlemesine her zaman yardım eder misin?
- Soap can clean grime.
- Sabun kiri temizleyebilir.
- Clean surfaces you use often everyday.
- Sık kullandığınız yüzeyleri her gün temizleyin.
- I wanted Tom to clean his room.
- Tom'dan odasını temizlemesini istedim.
- Tony took off his shirt and cleaned the piano with it.
- Tony gömleğini çıkardı ve onunla piyanoyu temizledi.
- Does your mother clean your room for you?
- Annen odanı senin için temizliyor mu?
- He must clean his room.
- Odasını temizlemeli.
- Please clean the floor with this mop.
- Lütfen yerleri bu paspasla temizleyin.
- I just told Tom that I wanted him to help clean the garage.
- Tom'a garajı temizlemesine yardım etmesini istediğimi söyledim.
- I'll clean that up.
- Ben temizlerim.
- I just told Tom that I wanted to help him clean the garage.
- Tom'a garajı temizlemesine yardım etmek istediğimi söyledim.
- It was nice of you to clean the office.
- Ofisi temizlemen çok hoştu.
- Have you cleaned your teeth?
- Dişlerini temizledin mi?
- Because they are clean.
- Çünkü onlar temizler.
- I'd rather clean my room than spend time doing my homework.
- Ev ödevimi yapmak için zaman harcamaktansa odamı temizlemeyi tercih ederim.
- You need to clean the windshield.
- Ön camı temizlemelisin.
- We need to clean the camp site before we leave.
- Gitmeden önce kamp alanını temizlememiz gerekiyor.
- You should clean your dirty room.
- Kirli odanızı temizlemelisiniz.
- He just cleaned his room.
- Az önce odasını temizledi.
- We have just cleaned the lavatory.
- Tuvaleti biraz önce temizledik.
- The professor makes us clean the piece.
- Profesör bize parçayı temizletir.
- I helped her clean the bathtub.
- Onun küveti temizlemesine yardımcı oldum.
- She breaks something every time she cleans the room.
- O, odayı her temizlemesinde bir şey kırar.
- I have to clean my teeth.
- Dişlerimi temizlemek zorundayım.
- She cleaned the house all by herself.
- O, tüm evi kendi başına temizledi.
- Tom cleaned his guns.
- Tom silahlarını temizledi.
- Tom cleaned his glasses.
- Tom gözlüklerini temizledi.
- Don't forget to clean behind the refrigerator.
- Buzdolabının arkasını temizlemeyi unutma.
- Please clean the dirty floor.
- Lütfen kirli zemini temizle.
- The school custodian cleans the gym in the evening.
- Okul görevlisi akşamları spor salonunu temizler.
- I'll clean this up.
- Burayı temizleyeceğim.
- Tom wondered how many times he'd have to tell Mary to clean her room before she finally did it.
- Tom, Mary'ye odasını temizlemesini kaç kez söylemek zorunda kalacağını ve sonunda Mary'nin bunu nasıl yapacağını merak ediyordu.
- I'd really appreciate it if you'd cleaned the garage.
- Garajı temizlersen çok memnun olurum.
- The maid immediately cleaned the dishes from the table.
- Hizmetçi hemen masadaki bulaşıkları temizledi.
- I clean the car.
- Ben arabayı temizlerim.
- He has never cleaned his room.
- Odasını hiç temizlemedi.
- Clean the ashes out of the fireplace.
- Şöminedeki külleri temizleyin.
- Tom cleaned his glasses.
- Tom gözlüğünü temizledi.
- Can you clean the mess up?
- Pisliği temizleyebilir misin?
- I told them to clean their rooms.
- Onlara odalarını temizlemelerini söyledim.
- Clean the dust off the shelf.
- Rafın tozunu temizleyin.
- Don't you ever clean your room?
- Odanızı hiç temizlemiyor musunuz?
- I'd like to have my teeth cleaner.
- Dişlerimi temizletmek istiyorum.
- Would you be willing to help me clean the garage?
- Garajı temizlemem için bana yardım eder misiniz?
- I clean my teeth with a toothbrush.
- Dişlerimi diş fırçasıyla temizliyorum.
- I don't have to clean my room.
- Odamı temizlemek zorunda değilim.
- I asked Tom to clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesini istedim.
- We clean ourselves there.
- Kendimizi orada temizliyoruz.
- It's something we see but don't clean every day.
- Bu her gün gördüğümüz ama temizlemediğimiz bir şey.
- Tom cleaned the garage all by himself.
- Tom garajı tamamen tek başına temizledi.
- She asked him to help her father clean the garage.
- Ondan babasının garajı temizlemesine yardım etmesini istedi.
- She cleaned the house all by herself.
- Evi tek başına temizlemiş.
- Please clean this place up.
- Lütfen bu yeri temizle.
- The maid immediately cleaned the dishes from the table.
- Hizmetçi bulaşıkları hemen masadan temizledi.
- We just cleaned the restroom.
- Biz az önce tuvaleti temizledik.
- She cleaned all of the house by herself.
- Bütün evi tek başına temizledi.
- Tom cleaned the house by himself.
- Tom evi tek başına temizledi.
- I have to help Tom clean his room.
- Tom'a odasını temizlemede yardım etmeliyim.
- I clean my ears using cotton swabs.
- Kulaklarımı pamuklu çubuklarla temizliyorum.
- A maid is made to clean your house.
- Bir hizmetçi evinizi temizlemek için yaratıldı.
- I helped Tom clean the bathtub.
- Tom'un küveti temizlemesine yardım ettim.
- When was the last time you cleaned your keyboard?
- Klavyeni en son ne zaman temizledin?
- I just cleaned this.
- Az önce bunu temizledim.
- He had to clean his room.
- O, odasını temizlemek zorunda kaldı.
- I want Tom to help me clean the garage.
- Tom'un garajı temizlememe yardım etmesini istiyorum.
- Wipe your face clean.
- Yüzünüzü silip temizleyin.
- Tom cleans his glasses every day.
- Tom gözlüklerini her gün temizler.
- Clean the windows.
- Camları temizle.
- She asked him to help his father to clean the garage, but he said he was too busy to help.
- Babasından garajı temizlemesine yardım etmesini istedi ama babası yardım edemeyecek kadar meşgul olduğunu söyledi.
- You should clean your dirty room.
- Sen kirli odanı temizlemelisin.
- I clean my room almost every day.
- Neredeyse her gün odamı temizliyorum.
- I have to clean that up.
- Bunu temizlemem gerek.
- I just had this suit cleaned.
- Bu takımı yeni temizlettim.
- Would you be willing to help me clean the garage?
- Garajı temizlememe yardım eder misin?
- I took my clothes to be cleaned.
- Kıyafetlerimi temizletmeye götürdüm.
- Please clean the floor with this mop.
- Lütfen bu paspasla zemini temizle.
- I don't have time to clean this house.
- Bu evi temizleyecek vaktim yok.
- Tom had to clean his room.
- Tom odasını temizlemek zorundaydı.
- Tom hasn't cleaned his gun in a long time.
- Tom uzun zamandır silahını temizlemedi.
- Tom cleaned the floor with a mop.
- Tom bir paspas ile zemini temizledi.
- I helped Tom clean the bathtub.
- Tom'a küveti temizlemesinde yardım ettim.
- It must be a nightmare to clean this place.
- Bu yeri temizlemek bir kâbus olmalı.
- I told Tom to clean his room, but he didn't.
- Tom'a odasını temizlemesini söyledim ama temizlemedi.
- She breaks something every time she cleans the room.
- Odayı her temizlediğinde bir şey kırıyor.
- I'll clean that up.
- Onu temizleyeceğim.
- Tom is going to help me clean my room.
- Tom odamı temizlememe yardım edecek.
- The teacher tells us to clean our classroom every day.
- Öğretmen her gün sınıfımızı temizlememizi söyler.
- I've cleaned my room.
- Odamı temizledim.
- Tom cleaned his room in a hurry.
- Tom odasını aceleyle temizledi.
- Should I clean my room?
- Odamı temizlemem gerekiyor mu?
- I'm looking for something to clean the carpet with.
- Halıyı temizleyecek bir şey arıyorum.
- Tom asked Mary to help him clean the garage.
- Tom Mary'nin garajı temizlemesine yardım etmesini istedi.
- I just cleaned my room.
- Ben az önce odamı temizledim.
- Someone cleaned my room while I was gone.
- Ben yokken biri odamı temizlemiş.
- Make sure you clean the litter box twice a day.
- Kedinin kumunu günde iki kez temizlemeyi unutma.
- Tom cleaned his phone.
- Tom telefonunu temizledi.
- I keep telling Tom to clean his room.
- Tom'a odasını temizlemesini söyleyip duruyorum.
- Tom asked Mary to help him clean his room.
- Tom, Mary'den odasını temizlemesine yardım etmesini istedi.
- I have already cleaned my room.
- Odamı çoktan temizledim.
- How I hope you don't forget to clean the shoes before leaving!
- Umarım gitmeden önce ayakkabılarını temizlemeyi unutmazsın!
- She scraped her shoes clean before she entered the house.
- Eve girmeden önce ayakkabılarını temizledi.
- I have already cleaned my room.
- Çoktan odamı temizledim.
- It took me several hours to clean it.
- Onu temizlemek birkaç saatimi aldı.
- She cleaned the room for me.
- Odayı benim için temizledi.
- Tom asked Mary to help him clean his office.
- Tom, Mary'den ofisini temizlemesine yardım etmesini istedi.
- We just cleaned the toilet.
- Az önce tuvaleti temizledik.
- Sami cleaned Layla's engine.
- Sami, Layla'nın motorunu temizledi.
- Tom had just started to clean his room when Mary came over to visit.
- Mary ziyarete geldiğinde Tom odasını temizlemeye yeni başlamıştı.
- Why hasn't anybody cleaned this up?
- Neden kimse bunu temizlemedi?
- Should I clean your windshield?
- Ön camını temizlemem gerekiyor mu?
- How did Tom get you to help him clean the garage?
- Tom sana onun garajı temizlemesine nasıl yardım ettirdi.
- White carpets are very hard to clean.
- Beyaz halıları temizlemek çok zor.
- Clean that up.
- Temizle şunu.
- They just cleaned their room.
- Az önce odalarını temizlediler.
- Tom promised to clean his room.
- Tom odasını temizlemek için söz verdi.
- I cleaned the toilet.
- Tuvaleti temizledim.
- They climbed up on the roof to clean the chimney.
- Bacayı temizlemek için çatıya tırmandılar.
- By the time our mother came, we had cleaned our room.
- Annemiz geldiğinde odamızı temizlemiştik.
- I'll clean it up for you.
- Bunu senin için temizleyeceğim.
- Please clean it up.
- Lütfen onu temizle.
- I'll see to it that Tom cleans his room.
- Tom'un odasını temizlediğinden emin olacağım.
- I just cleaned this.
- Bunu yeni temizledim.
- Tom cleaned the house all by himself.
- Tom evi tamamen kendi başına temizledi.
- The maid had already cleaned the room when Carol walked in.
- Carol içeri girdiğinde hizmetçi odayı çoktan temizlemişti.
- Please clean the dirty floor.
- Lütfen kirli zemini temizleyin.
- Tom licked the spoon clean.
- Tom kaşığı yalayıp temizledi.
- I didn't clean it.
- Onu temizlemedim.
- Clean the dust off the shelf.
- Raftaki tozu temizle.
- Clean the dirt off the mirror.
- Aynanın kirini temizleyin.
- The more things I have, the more I am going to have to clean.
- Ne kadar çok şeyim varsa o kadar çok şey temizlemek zorunda kalacağım.
- Would you help me clean the bedroom?
- Yatak odasını temizlememe yardım eder misin?
- I haven't cleaned my room in a long time.
- Odamı uzun zamandır temizlemedim.
- Tom made us clean the garage.
- Tom garajı bize temizletti.
- Tom got Mary to clean the office.
- Tom Mary'ye ofisi temizletti.
- We cleaned our classroom yesterday.
- Dün sınıfımızı temizledik.
- Has Tom already cleaned his room?
- Tom odasını önceden temizledi mi?
- Clean the barrel of this rifle.
- Bu tüfeğin namlusunu temizleyin.
- Sami cleaned his shoes.
- Sami ayakkabılarını temizledi.
- I have to clean my home.
- Evimi temizlemek zorundayım.
- I like to clean my room.
- Odamı temizlemeyi severim.
- Tom cleaned his rifle.
- Tom tüfeğini temizledi.
- It must be a nightmare to clean this place.
- Burayı temizlemek bir kabus olmalı.
- Tom usually cleans his room at least once a week.
- Tom genellikle odasını haftada en az bir kez temizler.
- I should clean my room.
- Odamı temizlemeliyim.
- Clean surfaces you use often everyday.
- Her gün sık kullandığınız yüzeyleri temizleyin.
- I think we should all clean the classroom together.
- Sanırım hep birlikte sınıfı temizlemeliyiz.
- I'd like to have these pants cleaned.
- Bu pantolonu temizletmek istiyorum.
- You should help your mother clean the living room.
- Annene oturma odasını temizlemesinde yardım etmelisin.
- I think I should clean my room.
- Sanırım odamı temizlemeliyim.
- Clean the ashes out of the fireplace.
- Şöminenin küllerini temizle.
- I had my brother clean my room.
- Kardeşime odamı temizlettim.
- Can you clean the mess up?
- Ortalığı temizleyebilir misiniz?
- Have you cleaned the bathtub?
- Küveti temizledin mi?
- I think it is good for students to clean their classroom.
- Sanırım öğrencilerin sınıflarını temizlemeleri güzeldir.
- We have to clean this place up.
- Burayı temizlememiz gerekiyor.
- I'm guessing you didn't clean your house yet.
- Sanırım evini henüz temizlemedin.
- Have you ever cleaned your kitchen?
- Hiç mutfağını temizledin mi?
- I need to clean my room.
- Odamı temizlemem lazım.
- Have you cleaned your room yet?
- Henüz odanızı temizlemediniz mi?
- I think it is good for students to clean their classroom.
- Kendi sınıflarını temizlemenin, öğrencilerin yararına olduğunu düşünüyorum.
- Tom promised to clean the living room.
- Tom oturma odasını temizlemek için söz verdi.
- She promised me to clean my room.
- Odamı temizleyeceğine söz verdi.
- We don't have time to clean the whole house.
- Tüm evi temizleyecek vaktimiz yok.
- You need to clean the windshield.
- Ön camı temizlemen lazım.
- Are you willing to help me clean the garage?
- Garajı temizlememe yardım eder misin?
- Bill wanted to get to the office in good time to clean his desk.
- Bill masasını temizlemek için zamanında ofise gitmek istiyordu.
- She will clean my room.
- Odamı temizleyecek.
- Clean your hands.
- Ellerini temizle.
- She promised me that she would clean my room.
- O bana odamı temizleyeceğine söz verdi.
- Tom licked his plate clean.
- Tom tabağını yalayıp temizledi.
- Tom promised me that he'd clean my room.
- Tom bana odamı temizleyeceğine söz verdi.
- Tom hasn't cleaned the kitchen yet.
- Tom mutfağı henüz temizlemedi.
- I should help Tom clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesine yardım etmeliyim.
- Has Tom cleaned his room yet?
- Tom odasını temizledi mi?
- I have to clean my home.
- Evimi temizlemem gerekiyor.
- Tom wanted Mary to clean the bathtub.
- Tom Mary'nin küveti temizlemesini istedi.
- Tom made me clean his room.
- Tom bana odasını temizletti.
- I broke a glass - try not to step on the shards before I clean them up.
- Bir bardak kırdım - temizlemeden önce kırıklara basmamaya çalışın.
- If Ted were here, he could help us clean our room.
- Ted burada olsaydı, odamızı temizlememize yardım edebilirdi.
- I clean my room almost every day.
- Neredeyse her gün odamı temizlerim.
- I've already cleaned my room.
- Odamı zaten temizledim.
- All you have to do is to clean your room.
- Yapmanız gereken tek şey odanızı temizlemektir.
- Tom offered Mary thirty dollars to help him clean his house.
- Tom, Mary'ye evini temizlemesine yardım etmesi için otuz dolar teklif etti.
- Change into some old clothes before you clean the garage.
- Garajı temizlemeden önce eski kıyafetlerinizi giyin.
- Tom offered Mary thirty dollars to help him clean his house.
- Tom evini temizlemesine yardımcı olması için Mary'ye otuz dolar teklif etti.
- It took me three hours to clean my house.
- Evimi temizlemek üç saatimi aldı.
- You just cleaned your room, didn't you?
- Odanı yeni temizledin, değil mi?
- Tom wanted Mary to clean the living room.
- Tom, Mary'den oturma odasını temizlemesini istedi.
- We have just cleaned the lavatory.
- Tuvaleti yeni temizledik.
- Clean your lips with the napkin.
- Peçeteyle dudaklarını temizle.
- Tom cleaned the top of the table with a wet rag.
- Tom masanın üstünü ıslak bir bezle temizledi.
- Tom cleaned Mary's car.
- Tom, Mary'nin arabasını temizledi.
- A maid is made to clean your house.
- Bir hizmetçi, senin evini temizledi.
- Let's clean this up.
- Bunu temizleyelim.
- Clean yourself up, Tom.
- Kendini temizle, Tom.
- Tom has just had his teeth cleaned.
- Tom dişlerini yeni temizletti.
- We will work together to clean all that mess.
- Bütün şu pisliği temizlemek için birlikte çalışacağız.
- I'll clean my room tomorrow.
- Yarın odamı temizleyeceğim.
- I intend to clean my room.
- Odamı temizlemek niyetindeyim.
- Working together, they cleaned the entire house in no time.
- Birlikte çalışarak, bütün evi çabucak temizlediler.
- Every Saturday we clean the whole house.
- Her cumartesi bütün evi temizleriz.
- Tom has just had his teeth cleaned.
- Tom az önce dişlerini temizletti.
- You should clean your glasses.
- Gözlüklerini temizlemelisin.
- I'll see to it that Tom cleans his room.
- Tom'un odasını temizlemesini sağlayacağım.
- We cleaned our room.
- Odamızı temizledik.
- The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.
- Firma çalışanlarına üniformalarını temin ediyor, ancak çalışanlardan üniformalarını düzenli temizletmeleri bekleniyor.
- I've cleaned every room except your bedroom.
- Yatak odan hariç her odayı temizledim.
- I cleaned one.
- Bir tane temizledim.
- Working together, they cleaned the entire house in no time.
- Birlikte çalışarak tüm evi kısa sürede temizlediler.
- I helped Tom clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesine yardım ettim.
- I'm supposed to stay after school and help clean the classroom.
- Okuldan sonra kalıp sınıfı temizlemeye yardım etmem gerekiyor.
- I'd like it if you would clean this room before I get back.
- Ben dönmeden önce bu odayı temizlersen sevinirim.
- Tom pays Mary to clean his house.
- Tom evini temizlemesi için Mary'ye para ödüyor.
- I have to clean my teeth.
- Dişlerimi temizlemem lazım.
- Tom cleaned the floor with a mop.
- Tom yerleri paspasla temizledi.
- I cleaned my room.
- Odamı temizledim.
- I caused this mess, so I'll clean it up.
- Bu pisliğe ben sebep oldum, o yüzden ben temizleyeceğim.
- We need to clean the car.
- Biz arabayı temizlemeliyiz.
- Tom got Mary to clean the office.
- Tom, Mary'ye ofisi temizletti.
- Tom had to clean his room.
- Tom odasını temizlemek zorunda kaldı.
- Has Tom already cleaned his room?
- Tom odasını temizledi mi?
- I clean my ears using cotton swabs.
- Pamuklu çubuklar kullanarak kulaklarımı temizlerim.
- I think it's time for me to clean the chimney.
- Sanırım bacayı temizlememin zamanıdır.
- Do you want me to help you clean your garage?
- Garajını temizlemene yardım etmemi ister misin?
- I got my room cleaned by my son.
- Odamı oğluma temizlettim.
- We clean our classroom after the class is over.
- Dersler bittikten sonra sınıfımızı temizleriz.
- Tom cleaned the top of the table with a wet rag.
- Tom, masanın üstünü ıslak bir bez ile temizledi.
- I got her to clean my room.
- Ona odamı temizlettim.
- We have to clean this up.
- Bunu temizlemeliyiz.
- I finally stopped trying to persuade Tom to clean his room.
- Sonunda Tom'u odasını temizlemeye ikna etmek için uğraşmaktan vazgeçtim.
- You should clean that cut straight away, you don't want to get an infection!
- O kesiği hemen temizlemelisin, enfeksiyon kapmak istemezsin!
- She asked him to help her father clean the garage, but he said that he was too busy to help.
- Babasının garajı temizlemesine yardım etmesini istedi ama babası yardım edemeyecek kadar meşgul olduğunu söyledi.
- Tom helped Mary clean the bathtub.
- Tom, Mary'nin küveti temizlemesine yardım etti.
- I don't clean their room.
- Onların odasını temizlemiyorum.
- I used my windshield wiper to clean the snow on my window.
- Camımdaki karı temizlemek için sileceğimi kullandım.
- Tom told Mary to clean her room.
- Tom Mary'ye odasını temizlemesini söyledi.
- Let's clean our room.
- Odamızı temizleyelim.
- We've just cleaned the toilets.
- Biz tuvaletleri az önce temizledik.
- Tom doesn't like being told to clean his room.
- Tom odasını temizlemesinin söylenmesinden hoşlanmıyor.
- It'll be difficult to convince Tom to help us clean the garage.
- Tom'u garajı temizlememize yardım etmesi için ikna etmek zor olacak.
- Let's clean the entire office next Saturday.
- Gelecek Cumartesi bütün ofisi temizleyelim.
- Tom has already cleaned his room.
- Tom odasını çoktan temizledi.
- Tom asked Mary to help him clean the garage.
- Tom Mary'den garajı temizlemesine yardım etmesini istedi.
- We just cleaned our room.
- Biz az önce odamızı temizledik.
- Do you always help Tom clean his room?
- Tom'un odasını temizlemesine hep yardım ediyor musun?
- I need to clean my house.
- Evimi temizlemem lazım.
- Tom paid Mary to clean his house.
- Tom evini temizlemesi için Mary'ye para verdi.
- He had to clean his room.
- Odasını temizlemek zorundaydı.
- Tom cleaned Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını temizledi.
- She cleaned her room in a hurry.
- O aceleyle odasını temizledi.
- This room is cleaned by her.
- Bu odayı temizleyen o.
- Clean your plate!
- Tabağını temizle!
- Tom cleaned it up.
- Tom temizledi.
- Tom wanted Mary to help him clean the living room.
- Tom Mary'nin ona oturma odasını temizlemesi için yardım etmesini istedi.
- Tom made us clean the garage.
- Tom bize garajı temizletti.
- I have to clean the equipment, pack it away.
- Ekipmanı temizleyip paketlemem lazım.
- Tom promised to clean his room.
- Tom odasını temizleyeceğine söz verdi.
- I'm guessing you didn't clean your house yet.
- Evini henüz temizlemediğini tahmin ediyorum.
- I got him to clean my room.
- Ona odamı temizlettim.
- The teacher tells us to clean our classroom every day.
- Öğretmenimiz bize sınıfımızı temizlememizi her gün söylüyor.
- I had my room cleaned.
- Odamı temizlemiştim.
- We have to clean this place up.
- Burayı temizlemek zorundayız.
- Tom doesn't want to clean his room.
- Tom odasını temizlemek istemiyor.
- I used my windshield wiper to clean the snow on my window.
- Camımdaki karı temizlemek için cam sileceğimi kullandım.
- I'd rather clean my room than spend time doing my homework.
- Ev ödevimi yaparak zaman geçirmektense, odamı temizlemeyi tercih ederim.
- He cleaned his room on Sunday.
- O, pazar günü odasını temizledi.
- You can use a tongue scraper to clean your tongue.
- Dilinizi temizlemek için bir dil kazıyıcı kullanabilirsiniz.
- Clean the barrel of this rifle.
- Bu tüfeğin namlusunu temizle.
- I had my brother clean my room.
- Erkek kardeşime odamı temizlettim.
- I think we should all clean the classroom together.
- Bence sınıfı hep birlikte temizlemeliyiz.
- How did Tom get you to help him clean the garage?
- Tom garajı temizlemene nasıl yardım etti?
- It took Tom an hour to clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesi bir saat sürdü.
- I told her to clean her room.
- Ona odasını temizlemesini söyledim.
- I must clean my teeth.
- Dişlerimi temizlemeliyim.
- Tom told Mary to clean her room.
- Tom, Mary'ye odasını temizlemesini söyledi.
- Clean your hands.
- Ellerinizi temizleyin.
- Clean your teeth!
- Dişlerini temizle!
- I must clean my teeth.
- Dişlerimi temizlemek zorundayım.
- We clean our classroom after school.
- Biz okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
- Some things get more hideous, when you clean them.
- Bazı şeyler onları temizlediğin zaman daha iğrenç olur.
- It took a lot of time, blood, sweat and tears to clean it.
- Temizlemek için çok zaman, kan, ter ve gözyaşı gerekti.
- I need a volunteer to help Tom clean the garage.
- Tom'un garajı temizlemesine yardım edecek bir gönüllüye ihtiyacım var.
- I've already cleaned my room.
- Odamı çoktan temizledim.
- It took me several hours to clean it.
- Temizlemek birkaç saatimi aldı.
- Tom hired Mary to clean his house.
- Tom evini temizlemesi için Mary'yi tuttu.
- Tom cleaned his room before dinner.
- Tom yemekten önce odasını temizledi.
- White carpets are very hard to clean.
- Beyaz halıları temizlemek çok zordur.
- It is the students' duty to clean their classrooms.
- Sınıflarını temizlemek öğrencilerin görevidir.
- I need to clean my room.
- Odamı temizlemeliyim.
- She made him clean his room.
- Ona odasını temizletti.
- Sami tried to clean the blood stains with detergent found in Layla's apartment.
- Sami, Layla'nın dairesinde bulunan kan lekelerini deterjanla temizlemeye çalıştı.
- Please clean this place up.
- Lütfen burayı temizle.
- I cleaned the carburetor.
- Karbüratörü temizledim.
- Please clean this place.
- Lütfen burayı temizleyin.
- Their job is to clean the garage.
- Onların işi garajı temizlemek.
- Please clean those dishes.
- Lütfen şu bulaşıkları temizle.
- Clean it up, Tom.
- Temizle, Tom.
- Clean your teeth.
- Dişlerini temizle.
- I helped him clean the bathtub.
- Küveti temizlemesine yardım ettim.
- Tom will help me clean my room.
- Tom odamı temizlememe yardım edecek.
- Tom wanted Mary to clean the living room.
- Tom Mary'nin oturma odasını temizlemesini istedi.
- Tom wiped the gun clean.
- Tom tabancayı temizledi.
- Clean it up, Tom.
- Onu temizle, Tom.
- I just had the carpet cleaned.
- Halıyı yeni temizlettim.
- The maid will clean the guest room.
- Hizmetçi misafir odasını temizleyecek.
- Should I clean my room?
- Ben odamı temizlemeli miyim?
- I pay someone to clean my house.
- Evimi temizlemesi için birine para veriyorum.
- Clean that window.
- Temizle şu pencereyi.
- Clean the window with a damp cloth.
- Pencereyi nemli bir bezle temizle.
- Tom asked Mary to help him clean his room.
- Tom, Mary'nin onun odasını temizlemesine yardım etmesini istedi.
- You should clean your house more often.
- Evini daha sık temizlemelisin.
- We need to clean the camp site before we leave.
- Ayrılmadan önce kampı temizlememiz gerekir.
- I think it's time for me to clean the garage.
- Sanırım garajı temizlememin zamanıdır.
- You'll have to clean this up.
- Bunu temizlemen gerekecek.
- Tom helped Mary clean the bathtub.
- Tom Mary'nin küveti temizlemesine yardım etti.
- We have to clean this up.
- Bunu temizlemek zorundayız.
- Make sure you clean the litter box twice a day.
- Kum kabını günde iki kez temizlediğinden emin ol.
- You made this mess, so clean it up.
- Bu pisliği sen yaptın, bu yüzden onu temizle.
- She cleaned it up.
- O temizledi.
- She asked him to help his father clean the garage.
- Babasının garajı temizlemesine yardım etmesini istedi.
- Clean the microwave.
- Mikrodalgayı temizleyin.
- Why hasn't anybody cleaned this up?
- Neden kimse burayı temizlemedi?
- I'm supposed to help Tom clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesine yardım etmem gerekiyor.
- I'll clean it up.
- Onu ben temizleyeceğim.
- Clean the mirror.
- Aynayı temizle.
- Clean it up.
- Onu temizle.
- Let's clean the entire office next Saturday.
- Gelecek cumartesi tüm ofisi temizleyelim.
- Someone cleaned my room while I was gone.
- Ben yokken birisi odamı temizledi.
- Tom hasn't cleaned his room yet.
- Tom henüz odasını temizlemedi.
- I'm going to clean your bedroom today.
- Bugün yatak odanı temizleyeceğim.
- We have to clean the whole beach.
- Bütün sahili temizlemeliyiz.
- I really don't want to clean my room.
- Gerçekten odamı temizlemek istemiyorum.
- Tom hadn't cleaned his keyboard for months, and it was clogged with dust, food particles, and God knows what else.
- Tom klavyesini aylardır temizlememişti ve klavyesi toz, yemek parçacıkları ve Tanrı bilir daha nelerle tıkalıydı.
- After the lesson, we clean our classroom.
- Dersten sonra sınıfımızı temizliyoruz.
- Have you ever cleaned your kitchen?
- Hiç mutfağınızı temizlediniz mi?
- I think it is good for students to clean their classroom.
- Öğrencilerin sınıflarını temizlemelerinin iyi olduğunu düşünüyorum.
- It is necessary to clean the chicken-house.
- Kümesi temizlemek gereklidir.
- I had my shoes cleaned.
- Ayakkabılarımı temizlettim.
- Tom cleaned it up.
- Tom onu temizledi.
- Tom cleaned the house all by himself.
- Tom bütün evi tek başına temizledi.
- I have to clean my house today.
- Bugün evimi temizlemem gerekiyor.
- She cleaned her room before her guests arrived.
- Misafirleri gelmeden önce odasını temizledi.
- She just cleaned her room.
- Az önce odasını temizledi.
- It'll be difficult to convince Tom to help us clean the garage.
- Tom'u garajı temizlememize yardım etmeye ikna etmek zor olacak.
- I'm not sure I have enough time to clean my room before I go to school.
- Okula gitmeden önce odamı temizlemek için yeterli zamanım olduğundan emin değilim.
- How long will it take you to clean your room?
- Odanızı temizlemeniz ne kadar sürer?
- Tom made the children clean their rooms.
- Tom çocuklara odalarını temizletti.
- Please clean it up.
- Lütfen temizleyin.
- Is there any difference whether I clean my room today, tomorrow, or the day after tomorrow?
- Odamı bugün, yarın ya da öbür gün temizlemem arasında bir fark var mı?
- Tom promised he'd clean his room.
- Tom odasını temizleyeceğine söz verdi.
- Cats are good pets, for they are clean and are not noisy.
- Kediler iyi evcil hayvanlardır, çünkü temizlerdir ve gürültülü değillerdir.
- It's dangerous to clean the windows of an apartment building.
- Bir apartmanın camlarını temizlemek tehlikelidir.
- Tom asked Mary to clean his office.
- Tom, Mary'nin ofisini temizlemesini söyledi.
- Mary cleaned her apartment from top to bottom.
- Mary dairesini baştan aşağı temizledi.
- We've got to clean the living room before mom gets home.
- Annem eve dönmeden önce oturma odasını temizlemek zorundayız.
- Grab a broom and help us clean.
- Bir süpürge kap ve temizlememize yardım et.
- I didn't clean it.
- Temizlemedim.
- The professor makes us clean the piece.
- Profesör bize parçayı temizletiyor.
- Can you clean your bedroom?
- Yatak odanı temizler misin?
- They cleaned everything, from the basement to the attic.
- Bodrumdan tavan arasına kadar her yeri temizlediler.
- You made this mess, so clean it up.
- Bu pisliği sen yaptın, o yüzden temizle.
- Can you help me clean this up?
- Bunu temizlememe yardım edebilir misin?
- She completely cleaned her plate.
- Tabağını tamamen temizledi.
- The teacher asked us to clean our classroom every day.
- Öğretmen bizden her gün sınıfımızı temizlememizi istedi.
- I'm looking for something to clean the carpet with.
- Ben, halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.
- Clean the microwave.
- Mikrodalgayı temizle.
- We just cleaned the toilet.
- Tuvaleti yeni temizledik.
- Tom promised to clean the living room.
- Tom oturma odasını temizleyeceğine söz verdi.
- Clean the dirt off the mirror.
- Aynadaki kiri temizle.
- Sami's daughter cleaned house for him.
- Sami'nin kızı onun için evi temizledi.
- You must clean your hands before meals.
- Yemekten önce ellerinizi temizlemelisiniz.
- It is necessary to clean the chicken-house.
- Tavuk kümesini temizlemek gerekiyor.
- I haven't cleaned my room in a long time.
- Uzun zamandır odamı temizlemedim.
- I got him to clean my room.
- Odamı temizlettim.
- I told him to clean his room.
- Ona odasını temizlemesini söyledim.
- Tom needs to clean his room.
- Tom odasını temizlemeli.
- You should clean your glasses.
- Gözlüğünü temizlemelisin.
- Should I clean my room?
- Odamı temizlemeli miyim?
- He must clean his room.
- O, odasını temizlemeli.
- I finally stopped trying to persuade Tom to clean his room.
- Sonunda Tom'u odasını temizlemesi için ikna etmeye çalışmaktan vazgeçtim.
- We just cleaned our room.
- Az önce odamızı temizledik.
- We've got to clean the living room before mom gets home.
- Annem eve gelmeden önce oturma odasını temizlemeliyiz.
- Dan didn't even clean the kitchen.
- Dan mutfağı bile temizlemedi.
- I think it's time for me to clean the chimney.
- Sanırım bacayı temizleme vaktim geldi.
- Tom promised me that he'd clean my room.
- Tom odamı temizleyeceğine söz verdi.
- Tom cleaned his room.
- Tom odasını temizledi.
- Next year we have to clean the whole beach.
- Gelecek yıl bütün plajı temizlemek zorundayız.
- You can't go out with your friends until you clean your room.
- Odanızı temizleyene kadar arkadaşlarınızla dışarı çıkamazsınız.
- She didn't clean the dishes.
- Bulaşıkları o temizlemedi.
- Tom asked Mary to clean his office.
- Tom Mary'den ofisini temizlemesini istedi.
- I have to help Tom clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesine yardım etmeliyim.
- Tom cleaned his room this morning.
- Tom bu sabah odasını temizledi.
- Tomorrow I'll clean my room.
- Yarın odamı temizleyeceğim.
- We must clean our classroom.
- Sınıfımızı temizlemeliyiz.
- Clean the table already!
- Masayı temizle artık!
- Clean that up.
- Onu temizle.
- Are you willing to help me clean the garage?
- Garajı temizlememe yardım etmek için istekli misin?
- I cleaned the windows in the spring but they're dirty again.
- İlkbaharda camları temizledim ama yine kirliler.
- Tom should clean his room.
- Tom odasını temizlemeli.
- She cleaned all of the house by herself.
- O tek başına bütün evi temizledi.
- Let's clean this up.
- Şunu temizleyelim.
- When Michael is at home, his work is to clean the windows.
- Michael evdeyken, işi camları temizlemektir.
- Grab a broom and help us clean.
- Bir süpürge al ve temizlememize yardım et.
- Tom cleaned his room before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce odasını temizledi.
- We clean our classroom after school.
- Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
- Can you help me clean this up?
- Şunu temizlememe yardım eder misiniz?
- We will work together to clean all that mess.
- Tüm bu pisliği temizlemek için birlikte çalışacağız.
- By the time our mother came, we had cleaned our room.
- Annemiz gelinceye kadar biz odamızı temizlemiştik.
- I need a volunteer to help Tom clean the garage.
- Tom'un garajı temizlemesine yardım etmek için bir gönüllüye ihtiyacım var.
- Mary cleaned her apartment from top to bottom.
- Mary evini baştan aşağı temizledi.
- Tom cleans his glasses every day.
- Tom her gün gözlüklerini temizler.
- I cleaned one.
- Birini temizledim.
- When was the last time you cleaned your room?
- Odanı en son ne zaman temizledin?
- We just cleaned the restroom.
- Tuvaleti yeni temizledik.
- She promised me that she would clean my room.
- Bana odamı temizleyeceğine söz vermişti.
- Tom asked Mary to help John clean the garage.
- Tom Mary'den John'un garajı temizlemesine yardım etmesini istedi.
- I must clean my teeth.
- Dişlerimi temizlemem gerekiyor.
- Tom hasn't cleaned his gun in a long time.
- Tom uzun süre silahını temizlemedi.
- Tom wanted Mary to clean the bathtub.
- Tom Mary'den küveti temizlemesini istedi.
- He knows how to clean his rifle.
- O, tüfeğini nasıl temizleyeceğini biliyor.
- Tom just cleaned his room.
- Tom az önce odasını temizledi.
- We've just cleaned the toilets.
- Tuvaletleri yeni temizledik.
- She cleaned her room in a hurry.
- Aceleyle odasını temizledi.
- I wanted Tom to clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesini istedim.
- Who is going to clean this?
- Bunu kim temizleyecek?
- I wanted Tom to help me clean the garage.
- Tom'dan garajı temizlememe yardım etmesini istedim.
- They cleaned the stables.
- Ahırları temizlediler.
- Next year we have to clean the whole beach.
- Önümüzdeki yıl tüm sahili temizlememiz gerek.
- Tom pays Mary three hundred dollars a week to clean his house.
- Tom, Mary'ye evini temizlemesi için haftada 300 dolar ödüyor.
- We need to clean the car.
- Arabayı temizlememiz lazım.
- I helped her clean the bathtub.
- Küveti temizlemesine yardım ettim.
- I just cleaned my room.
- Odamı yeni temizledim.
- Tom hadn't cleaned his keyboard for months, and it was clogged with dust, food particles, and God knows what else.
- Tom aylardır klavyesini temizlememişti, ve o tozla, gıda parçalarıyla ve Allah bilir başka neyle dolmuştu.
- Tom cleaned the garage all by himself.
- Tom garajı tek başına temizledi.
- Mary just cleaned her room.
- Mary az önce odasını temizledi.
- If you'll keep an eye on the kids, I'll take your suit to be cleaned.
- Çocuklara göz kulak olursan, takım elbiseni temizletmeye götüreceğim.
- Tom pays Mary to clean his house.
- Tom Mary'ye evini temizlemesi için para veriyor.
- Tom's mother told him to clean his room.
- Tom'un annesi ona odasını temizlemesini söyledi.
- Tom needs to clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesi gerekiyor.
- Please clean this place.
- Lütfen bu yeri temizleyin.
- Clean the table already!
- Masayı önceden temizle!
- I told Tom to clean his room, but he didn't.
- Tom'a odasını temizlemesini söyledim ama yapmadı.
- Tom wanted Mary to clean her room.
- Tom Mary'den odasını temizlemesini istedi.
- I told Tom to clean his room.
- Tom'a odasını temizlemesini söyledim.
- I'll clean this up.
- Bunu ben temizleyeceğim.
- Tom cleaned his room in a hurry.
- Tom aceleyle odasını temizledi.
- Tom cleaned his room last weekend.
- Tom geçen hafta sonu odasını temizledi.
- Tom wiped the table clean.
- Tom masayı temizledi.
- Should I clean your windshield?
- Ön camını temizleyeyim mi?
- We clean our classroom after the class is over.
- Ders bittikten sonra sınıfımızı temizliyoruz.
- Tom wanted Mary to help him clean the living room.
- Tom, Mary'den oturma odasını temizlemesine yardım etmesini istedi.
- He has never cleaned his room.
- O, asla odasını temizlemedi.
- Their job is to clean the garage.
- Onların işi garajı temizlemektir.
- I had my room cleaned.
- Odamı temizlettim.
- You need to clean your windshield.
- Ön camını temizlemelisin.
- Yanni cleaned the windshield up.
- Yanni ön camı temizledi.
- Tom suggested that I should clean my office.
- Tom ofisimi temizlememi önerdi.
- I don't have time to clean this house.
- Bu evi temizlemek için vaktim yok.
- I broke a glass - try not to step on the shards before I clean them up.
- Bir bardak kırdım - onları temizlemeden önce kırıkların üzerine basmamaya çalış.
- He cleaned it up.
- O temizledi.
- She just cleaned her room.
- O biraz önce odasını temizledi.
- And now who's going to clean everything?
- Peki şimdi her şeyi kim temizleyecek?
- Tom asked Mary to help John clean the garage.
- Tom Mary'nin John'un garajı temizlemesine yardım etmesini istedi.
Show More (506)
|
2 |
clean |
temiz |
adj. |
|
- It is an established fact that bathing waters have become substantially cleaner right across Europe.
- Yüzme sularının Avrupa genelinde önemli ölçüde daha temiz hale geldiği bilinen bir gerçektir.
- In the quest for clean bathing water, it would clearly entail a reduction in safety.
- Temiz yüzme suyu arayışında bunun güvenlikte bir azalmaya yol açacağı açıktır.
- They are the only sources which will guarantee a clean and secure energy supply in the long term.
- Uzun vadede temiz ve güvenli bir enerji arzını garanti edecek tek kaynaklar bunlardır.
- It is well known that water companies have fewer and fewer opportunities to obtain clean drinking water.
- Su şirketlerinin temiz içme suyu elde etmek için giderek daha az fırsata sahip olduğu iyi bilinmektedir.
- It is with good reason that Helsinki won its case when it procured clean buses.
- Helsinki'nin temiz otobüsler temin ettiğinde davayı kazanmış olmasının haklı bir nedeni vardır.
- This means that manufacturers must ensure that motorcycles remain clean in practice, on the road.
- Bu da üreticilerin motosikletlerin pratikte, yollarda temiz kalmasını sağlamaları gerektiği anlamına gelmektedir.
- I should particularly like to single out progress in the field of cleaner water, hygiene and the prevention of diseases.
- Özellikle temiz su, hijyen ve hastalıkların önlenmesi alanlarında kaydedilen ilerlemelere değinmek istiyorum.
- In that way, the development of these clean fuels is given a fair chance.
- Bu şekilde bu temiz yakıtların geliştirilmesine adil bir şans verilmiş olur.
- There is no such thing as a clean war.
- Temiz savaş diye bir şey yoktur.
- Cleaner fuels give us the opportunity to make use of all the environmental advantages of new engine technology.
- Daha temiz yakıtlar bize yeni motor teknolojisinin tüm çevresel avantajlarından yararlanma fırsatı verir.
- We must move towards regionalisation of the production chain with small, clean slaughterhouses.
- Üretim zincirinin küçük, temiz mezbahalarla bölgeselleştirilmesine doğru ilerlemeliyiz.
- A policy of monitoring substances and clean hypodermic syringes can save lives.
- Maddelerin ve temiz hipodermik şırıngaların izlenmesi politikası hayat kurtarabilir.
- This is, in my opinion, a source of energy that is clean and reduces the increasing greenhouse effect.
- Bana göre bu, temiz ve artan sera etkisini azaltan bir enerji kaynağıdır.
- It is also true that the remaining road traffic should become cleaner.
- Kalan karayolu trafiğinin daha temiz hale gelmesi gerektiği de doğrudur.
- Through EU cooperation, the common work in favour of a cleaner Baltic Sea will be intensified.
- AB işbirliği sayesinde daha temiz bir Baltık Denizi için ortak çalışmalar yoğunlaştırılacaktır.
- In many cases cost is the only reason for which we do not have cleaner engines already.
- Birçok durumda maliyet, halihazırda daha temiz motorlara sahip olmamamızın tek nedenidir.
- The European Parliament has not exactly been clean in its approach to things throughout its history.
- Avrupa Parlamentosu tarihi boyunca olaylara yaklaşımında pek de temiz olmamıştır.
- I should particularly like to single out progress in the field of cleaner water, hygiene and the prevention of diseases.
- Özellikle temiz su, hijyen ve hastalıkların önlenmesi alanlarında kaydedilen ilerlemelere dikkat çekmek isterim.
- These related in particular to mechanisms for clean development, reporting, and review procedures.
- Bunlar özellikle temiz geliştirme, raporlama ve inceleme prosedürlerine yönelik mekanizmalarla ilgilidir.
- In other words, if anyone ever dreams about ethnically clean areas, they will look like DNA diagrams.
- Başka bir deyişle eğer birileri etnik açıdan temiz bölgeler hayal ederse bunlar DNA diyagramlarına benzeyecektir.
- It is not a clean and safe method of waste disposal.
- Temiz ve güvenli bir atık bertaraf yöntemi değildir.
- The water is better and cleaner in the Netherlands and in the rest of Europe.
- Hollanda'da ve Avrupa'nın geri kalanında su daha iyi ve temizdir.
- This increase in miles negates the profit gained from using an economical and clean engine.
- Kilometrelerdeki bu artış, ekonomik ve temiz bir motor kullanımından elde edilen kârı ortadan kaldırmaktadır.
- Even in Russia, a clean environment has a price tag, despite the pledges of financial support and cooperation.
- Rusya'da bile, mali destek ve işbirliği vaatlerine rağmen temiz bir çevrenin bir bedeli vardır.
- Those suppliers can now supply less clean electricity than the consumer is asking for.
- Bu tedarikçiler artık tüketicinin istediğinden daha az temiz elektrik sağlayabilir.
- It is also true that the remaining road traffic should become cleaner.
- Kalan kara yolu trafiğinin daha temiz hale gelmesi gerektiği de doğrudur.
- A policy of monitoring substances and clean hypodermic syringes can save lives.
- Maddeleri ve temiz hipodermik şırıngaları izleme politikası hayat kurtarabilir.
- We believe that sowing seed should be completely clean and free from any trace of GMOs.
- Bizler ekilen tohumların tamamen temiz ve GDO'dan arındırılmış olması gerektiğine inanıyoruz.
- In the quest for clean bathing water, it would clearly entail a reduction in safety.
- Temiz yüzme suyu arayışında, bunun güvenlikte bir azalmaya yol açacağı açıktır.
- It is true that the often ageing diesel locomotives should become cleaner and that the canal network has been neglected.
- Sık sık eskiyen dizel lokomotiflerin daha temiz hale getirilmesi gerektiği ve kanal ağının ihmal edildiği doğrudur.
- In the Netherlands relatively clean power stations have been shut down to enable dirty electricity to be imported.
- Hollanda'da kirli elektriğin ithal edilebilmesi için nispeten temiz enerji santralleri kapatılmıştır.
- So for the ultimate in clean, green driving, perhaps hydrogen really is the answer.
- Yani temiz ve çevreci sürüşte son nokta için belki de gerçekten hidrojendir.
- I was a drug addict but I'm clean now.
- Uyuşturucu bağımlısıydım ancak şimdi temizim.
- This Vulcan unit is on a small cooling tower and this stays absolutely clean during the season.
- Bu Vulcan ünitesi küçük bir soğutma kulesi üzerinde ve bu sezon boyunca tamamen temiz kalıyor.
- Room was clean and fine enough for one night's stay.
- Oda temizdi ve bir gece kalmak için yeterince güzeldi.
- So for the ultimate in clean, green driving, perhaps hydrogen really is the answer.
- Demem o ki temiz, çevreci bir sürüş için belki de nihai çözüm gerçekten hidrojendir.
- This Vulcan unit is on a small cooling tower and this stays absolutely clean during the season.
- Bu Vulkan ünitesi, küçük bir soğutma kulesi üzerinde olup dönem boyunca tamamen temiz kalır.
- It has a clean sea and lush green nature.
- Temiz bir denizi ve yemyeşil bir doğası var.
- Everything was nice, clean and nothing was missing.
- Her şey güzel ve temizdi, hiçbir şey eksik değildi.
- This Vulcan unit is on a small cooling tower and this stays absolutely clean during the season.
- Bu Vulkan ünitesi küçük bir soğutma kulesi üzerinde bulunuyor ve bu, sezon boyunca tamamen temiz kalıyor.
- Everything was nice, clean and nothing was missing.
- Her şey güzeldi, temizdi ve hiçbir şey eksik değildi.
- Nice, clean, quiet, the least crowded, and the northernmost capital city.
- Güzel, temiz, sessiz, en az kalabalık ve en kuzeydeki başkent.
- Room was clean and fine enough for one night's stay.
- Oda temiz ve bir gecelik konaklama için yeterince iyi.
- They help in clean burning and are probably the best way to replenish the existing stock of natural resources.
- Bunlar temiz yakmaya yardımcı olur ve muhtemelen mevcut doğal kaynak stokunu yenilemenin en iyi yoludur.
- So for the ultimate in clean, green driving, perhaps hydrogen really is the answer.
- Dolayısıyla, temiz ve çevreci sürüşte son nokta belki de gerçekten hidrojendir.
- Room was clean and fine enough for one night's stay.
- Oda temizdi ve bir gecelik konaklama için yeterince iyiydi.
- He went in clean and came out a drug addict.
- İçeri temiz girdi ve bir uyuşturucu bağımlısı olarak çıktı.
- An aquarium filter offers a settlement area for bacteria, which break down these pollutants and keep the water clean.
- Bir akvaryum filtresi, bu kirleticileri parçalayan ve suyu temiz tutan bakteriler için bir yerleşim alanı sunar.
- My room wasn't clean.
- Benim odam temiz değildi.
- He put on clean trousers.
- O, temiz pantolon giydi.
- Nearly one billion people around the globe lack access to clean, safe water.
- Dünya çapında yaklaşık bir milyar insan temiz ve güvenli suya erişimden yoksun.
- Tom put some clean clothes on.
- Tom bazı temiz giysiler giydi.
- Brush your teeth clean.
- Dişlerini temiz fırçala.
- The river is no longer as clean as it used to be.
- Nehir artık eskisi kadar temiz değil.
- The shirt is clean and dry.
- Gömlek temiz ve kuru.
- This plate isn't clean.
- Bu tabak temiz değil.
- The glass is clean.
- Bardak temiz.
- This shirt is clean.
- Bu gömlek temiz.
- It looks like we have no clean silverware.
- Temiz gümüş sofra takımımız yok gibi görünüyor.
- Tom made a clean getaway.
- Tom temiz bir kaçış yaptı.
- The pillow isn't clean.
- Yastık temiz değil.
- Have you also got a few clean cups?
- Birkaç temiz fincanınız da var mı?
- The rooms in this hotel are not as clean as the rooms in that hotel.
- Bu oteldeki odalar o oteldeki odalar kadar temiz değil.
- There's only one clean cup.
- Sadece bir tane temiz kupa var.
- The fork isn't as clean as the plates.
- Çatal, tabaklar kadar temiz değil.
- This fork isn't clean.
- Bu çatal temiz değil.
- This dish isn't clean.
- Bu tabak temiz değil.
- A doctor's instruments must be kept absolutely clean.
- Bir doktorun aletleri kesinlikle temiz tutulmalıdır.
- Is the place clean?
- Mekan temiz mi?
- It looks like we have no clean silverware.
- Görünüşe göre temiz gümüş takımımız yok.
- Before automobiles filled out streets, city air used to be clean.
- Otomobiller sokakları doldurmadan önce şehrin havası temizdi.
- This park is really beautiful and clean.
- Bu park gerçekten güzel ve temiz.
- The house is clean.
- Ev temiz.
- A clean river flows through our town, and we can see many carp swimming in it.
- Kasabamızın içinden temiz bir nehir akıyor ve içinde yüzen birçok sazan görebiliyoruz.
- It's neat and clean.
- O düzgün ve temiz.
- It's so clean.
- Bu çok temiz.
- Where are the clean pillowcases?
- Temiz yastık kılıfları nerede?
- Keep your environment clean.
- Çevreyi temiz tutun.
- Take a clean glass from the cupboard.
- Dolaptan temiz bir bardak al.
- My mouth is clean.
- Ağzım temiz.
- She always keeps her hair clean.
- Saçlarını daima temiz tutar.
- Our clothes were always clean.
- Giysilerimiz her zaman temizdi.
- This plate isn't very clean.
- Bu tabak pek temiz değil.
- Let's keep our beaches clean.
- Sahillerimizi temiz tutalım.
- Your room is really clean.
- Odanız gerçekten çok temiz.
- Tom put some clean clothes on.
- Tom temiz kıyafetler giydi.
- Tom was never clean.
- Tom hiç temiz değildi.
- The floors were clean.
- Yerler temizdi.
- My dog is clean.
- Köpeğim temizdir.
- We're clean.
- Biz temiziz.
- This one is clean.
- Bu temizdir.
- Good students always keep their desk clean.
- İyi öğrenciler masalarını her zaman temiz tutarlar.
- You should always keep the room clean.
- Odayı her zaman temiz tutmalısın.
- Let's keep our beaches clean.
- Plajlarımızı temiz tutalım.
- Tom didn't come entirely clean.
- Tom tamamen temize çıkmadı.
- Are your hands clean?
- Ellerin temiz mi?
- I don't have any clean clothes to wear.
- Giyecek temiz kıyafetim yok.
- Tom keeps his car clean.
- Tom arabasını temiz tutar.
- Tom's bedroom is cleaner than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden daha temizdir.
- The windshield is clean now.
- Ön cam şu an temiz.
- These dishes aren't clean.
- Bu tabaklar temiz değil.
- If mind is clean, fate is good.
- Akıl temizse, kader iyidir.
- And Noah built an altar to the LORD; and took of every clean beast, and of every clean fowl, and offered burnt offerings on the altar.
- Nuh RAB'be bir sunak yaptı; her temiz hayvandan, her temiz kuştan alıp sunağın üzerinde yakmalık sunular sundu.
- Tom came clean.
- Tom temiz geldi.
- Bring me a clean plate and take the dirty one away.
- Bana temiz bir tabak getir ve bu kirli tabağı alıp götür.
- My room isn't clean.
- Odam temiz değil.
- Where can we find a clean restaurant?
- Nerede temiz bir restoran bulabiliriz?
- My apartment is quiet and clean.
- Benim apartman dairem sessiz ve temiz.
- Tom's doctor gave him a clean bill of health.
- Tom'un doktoru ona temiz raporu verdi.
- He has had a clean record for the past ten years.
- Son on yıldır temiz bir sicili var.
- The classroom is clean.
- Sınıf temiz.
- You must keep your teeth clean.
- Dişlerinizi temiz tutmalısınız.
- The rooms are all clean.
- Odaların hepsi temiz.
- I put a clean towel in the bathroom for you.
- Senin için banyoya temiz bir havlu koydum.
- The clean towels are in the drawer.
- Temiz havlular çekmecede.
- The air here is clean.
- Buranın havası temiz.
- Keep your shoes clean.
- Ayakkabılarını temiz tut.
- Can I get some clean towels?
- Birkaç temiz havlu alabilir miyim?
- Keep your hands clean.
- Ellerini temiz tut.
- Do we have any clean spoons?
- Bizde hiç temiz kaşık var mı?
- I want to live in a quiet city where the air is clean.
- Havası temiz, sakin bir şehirde yaşamak istiyorum.
- My sister always keeps her room clean.
- Kız kardeşim odasını hep temiz tutar.
- The area looked pretty clean.
- Bölge oldukça temiz görünüyordu.
- Tom's are not quite as clean as Mary's.
- Tom'unkiler Mary'ninkiler kadar çok temiz değil.
- It is our duty to keep our town clean.
- Kendi kasabamızı temiz tutmak bizim görevimizdir.
- It's so clean.
- Çok temiz.
- Tap water is sometimes cleaner than bottled water.
- Musluk suyu bazen şişe suyundan daha temizdir.
- I suggest that you put on some clean clothes.
- Bazı temiz elbiseler giymeni tavsiye ederim.
- I like clean jokes.
- Temiz şakaları severim.
- These plates aren't clean.
- Bu tabaklar temiz değil.
- Tom's room is cleaner than mine.
- Tom'un odası benimkinden daha temiz.
- Please leave this place as clean as you would like to find it.
- Lütfen burayı bulmak istediğiniz gibi temiz bırakın.
- My apartment is quiet and clean.
- Evim sessiz ve temiz.
- My room is always clean.
- Benim odam her zaman temizdir.
- I like to breathe the clean mountain air.
- Temiz dağ havasını solumayı seviyorum.
- Tom put on a clean T-shirt.
- Tom temiz bir tişört giydi.
- Good students always keep their desk clean.
- İyi öğrenciler masalarını her zaman temiz tutar.
- Tom keeps his room clean.
- Tom odasını temiz tutar.
- Cats are good pets, for they are clean and are not noisy.
- Kediler iyi evcil hayvanlardır, çünkü temizdirler ve gürültü yapmazlar.
- Can I get some clean towels?
- Temiz havlu alabilir miyim?
- Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.
- Salmonella salgınları, ıspanak ithalatçılarının temiz fabrikalar işletmek konusundaki itibarını lekeledi.
- This table is clean.
- Bu masa temiz.
- Please bring me a clean knife.
- Lütfen bana temiz bir bıçak getir.
- You must keep your hands clean.
- Ellerini temiz tutmalısın.
- I'll bring you a clean knife.
- Sana temiz bir bıçak getireceğim.
- He has had a clean record for the past ten years.
- Son on yıldır temiz bir geçmişi var.
- The streets are clean.
- Caddeler temiz.
- You must keep your shoes clean.
- Ayakkabılarını temiz tutmalısın.
- There's only one clean cup.
- Sadece bir tane temiz fincan var.
- My room is always clean.
- Benim odam her zaman temiz.
- John's hand is clean.
- John'un eli temiz.
- Our clothes were always clean.
- Kıyafetlerimiz hep temizdi.
- This one is clean.
- Bu temiz.
- Where can we find a clean restaurant?
- Temiz bir restoranı nerede bulabiliriz?
- If mind is clean, fate is good.
- Akıl temiz ise kader iyidir.
- You don't have to write out a clean copy of your composition.
- Kompozisyonunuzun temiz bir kopyasını yazmak zorunda değilsiniz.
- His room was small but clean, and the food was good.
- Odası küçük ama temizdi ve yemekler de güzeldi.
- He keeps his room clean.
- Odasını temiz tutuyor.
- Tom is clean now.
- Tom artık temiz.
- You must keep your room clean.
- Odanı temiz tutmalısın.
- Wind is a cheap and clean source of energy.
- Rüzgâr ucuz ve temiz bir enerji kaynağıdır.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
- Elimdeki kitapları temiz tutmanız şartıyla size ödünç vereceğim.
- It may not be clean, but you won't get sick from eating it.
- Temiz olmayabilir ama yersen hasta olmazsın.
- They're clean.
- Onlar temiz.
- Ann always keeps her room clean.
- Ann odasını her zaman temiz tutar.
- You might want to change into some clean clothes.
- Temiz kıyafetler giymek isteyebilirsin.
- Tom's room isn't very clean.
- Tom'un odası pek temiz değil.
- The river has become much cleaner than before.
- Nehir, her zamankinden daha temiz oldu.
- I shouldn't have to tell you to keep your room clean.
- Odanı temiz tutmanı söylemek zorunda kalmamalıydım.
- You should keep your windshield clean.
- Ön camınızı temiz tutmalısınız.
- Tom was never clean.
- Tom asla temiz değildi.
- I used to keep my room much cleaner.
- Ben odamı çok daha temiz tutardım.
- The river was not so clean.
- Nehir o kadar temiz değildi.
- Helen always keeps her room clean.
- Helen odasını her zaman temiz tutar.
- The river has become much cleaner than before.
- Nehir eskisinden çok daha temiz hale geldi.
- Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.
- Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.
- Tom's room was pretty clean.
- Tom'un odası oldukça temizdi.
- Look, my house is cleaner than yours.
- Bak, benim evim seninkinden daha temiz.
- You must always keep your hands clean.
- Ellerini her zaman temiz tutmalısın.
- My mother noticed that my feet weren't clean.
- Annem ayaklarımın temiz olmadığını fark etti.
- My room isn't clean.
- Benim odam temiz değil.
- He always keeps his room clean.
- Odasını her zaman temiz tutar.
- I can't find a clean pair of socks.
- Temiz bir çift çorap bulamıyorum.
- We must keep our hands clean.
- Ellerimizi temiz tutmalıyız.
- Because they are clean.
- Çünkü onlar temiz.
- You should keep your room clean.
- Odanı temiz tutmalısın.
- It's neat and clean.
- Düzgün ve temiz.
- Tom's clothes were old, but clean.
- Tom'un kıyafetleri eski ama temizdi.
- My sister always keeps her room clean.
- Ablam odasını her zaman temiz tutar.
- I used to be a bit cleaner.
- Ben biraz daha temizdim.
- Is the bath clean?
- Banyo temiz mi?
- Tom doesn't keep his room very clean.
- Tom odasını pek temiz tutmaz.
- He always keeps his room clean.
- O, her zaman odasını temiz tutar.
- I need a clean spoon.
- Temiz bir kaşığa ihtiyacım var.
- Wind is a cheap and clean source of energy.
- Rüzgar ucuz ve temiz bir enerji kaynağıdır.
- I suggest we put on some clean clothes.
- Temiz kıyafetler giymemizi öneriyorum.
- The streets are clean.
- Sokaklar temiz.
- Tom put on some clean clothes.
- Tom, bazı temiz giysiler giydi.
- Solar power is a clean source of energy.
- Güneş enerjisi temiz bir enerji kaynağıdır.
- This shirt isn't clean.
- Bu gömlek temiz değil.
- Is your room clean?
- Odan temiz mi?
- I hope my hands stay clean.
- Umarım ellerim temiz kalır.
- I like to breathe the clean mountain air.
- Temiz dağ havası solumayı seviyorum.
- My mother put clean linen on my bed.
- Annem yatağıma temiz çarşaflar serdi.
- His clothes were old, but clean.
- Kıyafetleri eski ama temizdi.
- Tom is extremely clean.
- Tom son derece temizdir.
- Tom opened his suitcase and took out a clean shirt.
- Tom bavulunu açtı ve temiz bir gömlek çıkardı.
- I need a clean fork.
- Temiz bir çatala ihtiyacım var.
- Her puppy is clean.
- Yavru köpeği temiz.
- The water is clean and pure.
- Su temiz ve saf.
- The dress shirt is clean and dry.
- Elbise gömleği temiz ve kuru.
- Bring me a clean plate and take the dirty one away.
- Bana temiz bir tabak getir ve kirli olanı götür.
- Keep your shoes clean.
- Ayakkabılarınızı temiz tutun.
- The area looked pretty clean.
- Alan oldukça temiz görünüyordu.
- My sister always keeps her room clean.
- Kız kardeşim her zaman odasını temiz tutar.
- Tom isn't as clean as I am.
- Tom benim kadar temiz değil.
- Tom's bedroom is cleaner than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden daha temiz.
- Let's keep public places clean.
- Halka açık yerleri temiz tutalım.
- We should keep our hands clean.
- Ellerimizi temiz tutmalıyız.
- I don't keep my room very clean.
- Odamı pek temiz tutmam.
- We need to invest in clean, renewable energy.
- Temiz, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmalıyız.
- Tom's hands are clean, but Mary's aren't.
- Tom'un elleri temizdir ama Mary'ninkiler değildir.
- Tom's room was pretty clean.
- Tom'un odası oldukça temiz.
- My mother put clean linen on my bed.
- Annem yatağıma temiz çarşaf koydu.
- Tom is extremely clean.
- Tom son derece temiz.
- Is the place clean?
- Burası temiz mi?
- I'll bring you a clean knife.
- Sana temiz bir bıçak getireyim.
- Tom's desk is perfectly clean.
- Tom'un masası tamamen temiz.
- I used to be a bit cleaner.
- Eskiden biraz daha temizdim.
- These windows aren't clean.
- Bu pencereler temiz değil.
- Keep your environment clean.
- Çevrenizi temiz tutun.
- The air here is clean.
- Buradaki hava temiz.
- The water is not clean.
- Su temiz değil.
- My room isn't very clean.
- Odam pek temiz değil.
- It's not clean.
- Temiz değil.
- The plate is not clean.
- Tabak temiz değil.
- Tom's are not quite as clean as Mary's.
- Tom'unki Mary'ninki kadar temiz değil.
- Tom is clean.
- Tom temizdir.
- Their rooms are always clean.
- Odaları her zaman temizdir.
- I used to keep my room much cleaner.
- Odamı çok daha temiz tutardım.
- It is our duty to keep our town clean.
- Kasabamızı temiz tutmak bizim görevimiz.
- I want to live in a quiet city where the air is clean.
- Havanın temiz olduğu sakin bir şehirde yaşamak istiyorum.
- Solar energy is abundant, clean, affordable and renewable.
- Güneş enerjisi bol, temiz, uygun fiyatlı ve yenilenebilir.
- Clean hands save lives.
- Temiz eller hayat kurtarır.
- This isn't clean.
- Bu temiz değil.
- The meeting room must be clean.
- Toplantı odası temiz olmalı.
- We want to leave our descendants a clean and green earth.
- Torunlarımıza temiz ve yeşil bir dünya bırakmak istiyoruz.
- I need a clean shirt.
- Temiz bir gömleğe ihtiyacım var.
- The water's clean.
- Su temiz.
- Go put some clean clothes on.
- Git üzerine temiz kıyafetler giy.
- My conscience is not clean.
- Vicdanım temiz değil.
- Brush your teeth clean.
- Dişlerinizi temiz fırçalayın.
- We should keep ourselves clean.
- Kendimizi temiz tutmalıyız.
- My bedroom is cleaner than my brother's.
- Benim yatak odam kardeşiminkinden daha temiz.
- He noticed that his hands weren't clean.
- Ellerinin temiz olmadığını fark etti.
- Please make sure that the conference room is clean.
- Lütfen konferans odasının temiz olduğundan emin olun.
- There are no clean plates.
- Hiç temiz plaka yok.
- Tom was clean.
- Tom temizdi.
- Tom's clothes were old, but clean.
- Tom'un elbiseleri eski ama temizdi.
- The river was not so clean.
- Nehir çok temiz değildi.
- The hotels here are kept unusually clean.
- Buradaki oteller alışılmadık şekilde temiz tutuluyor.
- Only take it if your hand's clean.
- Sadece elin temizse al.
- Your room is really clean.
- Odan gerçekten temiz.
- This isn't clean.
- Temiz değil bu.
- We must always keep our teeth clean.
- Dişlerimizi her zaman temiz tutmalıyız.
- Tom noticed that his hands weren't clean.
- Tom ellerinin temiz olmadığını fark etti.
- He made a clean break with them.
- Onlardan temiz bir kopuş yaptı.
- The kitchen is clean.
- Mutfak temiz.
- It's as clean as a whistle.
- Bir ıslık kadar temiz.
- My room wasn't clean.
- Odam temiz değildi.
- The government has made efforts to make our country clean and green.
- Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çabaladı.
- My sister always keeps her room clean.
- Kız kardeşim odasını her zaman temiz tutar.
- I shouldn't have to tell you to keep your room clean.
- Odanı temiz tutmanı söylemek zorunda olmamalıyım.
- You should keep this machine clean and lubed.
- Bu makineyi temiz tutmalı ve yağlamalısın.
- She keeps his room clean.
- Odasını temiz tutuyor.
- You should always keep your room clean.
- Odanı her zaman temiz tutmalısın.
- The windshield is clean now.
- Ön cam artık temiz.
- These dishes aren't clean.
- Bu bulaşıklar temiz değil.
- He keeps his room clean.
- O, odasını temiz tutar.
- Tom isn't as clean as I am.
- Tom benim olduğum kadar temiz değil.
- Tom put on some clean clothes.
- Tom temiz kıyafetler giydi.
- Tom hadn't washed clothes in a long time, so he searched through his dirty clothes to see if there was something clean enough to wear.
- Tom uzun zamandır kıyafet yıkamamıştı, bu yüzden giyecek kadar temiz bir şey olup olmadığını görmek için kirli kıyafetlerini aradı.
- Tom is clean now.
- Tom şimdi temiz.
- She keeps his room clean.
- O, odasını temiz tutar.
- I don't have any clean clothes to wear.
- Giyecek hiç temiz elbisem yok.
- Let's keep public places clean.
- Kamuya açık yerleri temiz tutalım.
- I can't find a clean pair of socks.
- Temiz bir çorap bulamıyorum.
- Father often tells me to keep things clean.
- Babam bana sık sık eşyaları temiz tutmamı söyler.
- She always keeps her room clean.
- Odasını her zaman temiz tutar.
- This park is really beautiful and clean.
- Bu park gerçekten çok güzel ve temiz.
- The blouse is clean.
- Bluz temiz.
- Tom's hands are clean, but Mary's aren't.
- Tom'un elleri temiz ama Mary'ninkiler değil.
- I need a clean knife.
- Temiz bir bıçağa ihtiyacım var.
- Tom's room wasn't clean.
- Tom'un odası temiz değildi.
- Could you please bring me a clean knife?
- Lütfen bana temiz bir bıçak getirir misin?
- I put on some clean clothes.
- Temiz kıyafetler giydim.
- Look, my house is cleaner than yours.
- Bak, benim evim seninkinden daha temizdir.
- The boat was clean.
- Tekne temizdi.
- Rainwater is clean.
- Yağmur suyu temizdir.
- I don't want to contaminate the clean glasses by taking them out of the dishwasher.
- Temiz bardakları bulaşık makinesinden çıkararak kirletmek istemiyorum.
- Her clothes were clean but dowdy.
- Kıyafetleri temizdi ama eski püsküydü.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
- Fabrikalar kömürden daha temiz bir yakıta geçmeye teşvik edildi.
- Where can we find a clean restaurant?
- Temiz bir lokantayı nerede bulabiliriz?
- Tom keeps his room clean.
- Tom odasını temiz tutuyor.
- Tom always keeps his room clean.
- Tom her zaman odasını temiz tutar.
- His room was small but clean, and the food was good.
- Odası küçük ama temizdi ve yemek de iyiydi.
- I suggest that you put on some clean clothes.
- Temiz kıyafetler giymenizi öneririm.
- The sheets are clean.
- Çarşaflar temiz.
- Solar energy is abundant, clean, affordable and renewable.
- Güneş enerjisi, bol, temiz, düşük maliyetli ve yenilenebilirdir.
- Keep your room clean.
- Odanızı temiz tutun.
- Tom put on a clean shirt.
- Tom temiz bir gömlek giydi.
- The government has made efforts to make our country clean and green.
- Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.
- You must keep your teeth clean.
- Dişlerini temiz tutmalısın.
- The pink pillow is clean.
- Pembe yastık temiz.
- Do we have any clean spoons?
- Hiç temiz kaşığımız var mı?
- The kitchen was clean.
- Mutfak temizdi.
- He put on clean trousers.
- Temiz pantolon giydi.
- She always keeps her hair clean.
- O, her zaman saçını temiz tutar.
- Always keep your intentions clean.
- Niyetinizi her zaman temiz tutun.
- Mary's bedroom is cleaner than mine.
- Mary'nin yatak odası benimkinden daha temiz.
- I can't find a clean pair of socks.
- Bir çift temiz çorap bulamıyorum.
- Tom keeps his uniform clean.
- Tom üniformasını temiz tutar.
- You should always keep the room clean.
- Odanı her zaman temiz tutmalısın.
- Tom always keeps his room clean.
- Tom odasını her zaman temiz tutar.
Show More (328)
|
3 |
clean |
temizlenmek |
v. |
|
- The technology for cleaning up fumes from waste incineration plants already exists.
- Atık yakma tesislerinden çıkan dumanların temizlenmesine yönelik teknoloji halihazırda mevcuttur.
- A sound alternative would be to clean the ship's sides mechanically.
- Sağlıklı bir alternatif, geminin yan taraflarının mekanik olarak temizlenmesi olacaktır.
- I want this suit cleaned.
- Bu takımın temizlenmesini istiyorum.
- The school was meticulously clean.
- Okul titizlikle temizlendi.
- I should clean up.
- Temizlenmeliyim.
- I helped Tom clean up.
- Tom'un temizlenmesine yardım ettim.
- Our offices get cleaned every day.
- Ofislerimiz her gün temizleniyor.
- I have a garage that needs cleaning.
- Temizlenmesi gereken bir garajım var.
- I'd better clean up now.
- Şimdi temizlensem iyi olacak.
- Everything has been thoroughly cleaned.
- Her şey iyice temizlendi.
- I need to go get myself cleaned up before dinner.
- Akşam yemeğinden önce gidip temizlenmem lazım.
- This handkerchief didn't wash clean.
- Bu mendil yıkanıp temizlenmedi.
- Cleaning up radiation, in soil, air, and water, became possible in the 23rd century.
- Toprak, hava ve sudaki radyasyonun temizlenmesi 23. yüzyılda mümkün oldu.
- The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.
- Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.
- We need to clean up.
- Temizlenmemiz gerek.
- I'll go get cleaned up.
- Gidip temizleneceğim.
- I'm going to go get cleaned up.
- Gidip temizleneceğim.
- Tom doesn't like being told to clean his room.
- Tom odasının temizlenmesinin söylenmesinden hoşlanmaz.
- The maid asked if we wanted the room cleaned.
- Hizmetçi odanın temizlenmesini isteyip istemediğimizi sordu.
- Go clean yourself up.
- Git temizlen.
- The murder weapon was wiped clean.
- Cinayet silahı silinerek temizlendi.
- The murder weapon was wiped clean.
- Cinayet silahı temizlendi.
- I think it's time for me to come clean.
- Sanırım temizlenme zamanım geldi.
- I don't need my carpet cleaned.
- Halımın temizlenmesine ihtiyacım yok.
- Everything has been thoroughly cleaned.
- Her şey tamamen temizlendi.
- Mary would like her house cleaned three times a week.
- Meryem evinin haftada üç kez temizlenmesini istedi.
- The room wasn't cleaned by Kate.
- Oda Kate tarafından temizlenmedi.
- I want this room cleaned.
- Bu odanın temizlenmesini istiyorum.
- We have to clean up.
- Temizlenmeliyiz.
- Some things get more hideous, when you clean them.
- Bazı şeyler temizlendikçe daha da iğrençleşir.
- The manager ordered all the rooms to be swept clean as soon as possible.
- Müdür tüm odaların bir an önce süpürülüp temizlenmesini emretti.
- I'm going to go clean up.
- Gidip temizleneceğim.
- The school was meticulously clean.
- Okul özenle temizlendi.
Show More (30)
|
4 |
clean |
uzakta |
adv. |
|
- So keep your nose clean, kid.
- Bu yüzden beladan uzak dur, ufaklık.
- Keep your nose clean.
- Beladan uzak dur.
Show More (-1)
|
5 |
clean |
tamamen |
adv. |
|
- I've clean forgotten.
- Ben tamamen unuttum.
- I've clean forgotten.
- Tamamen unuttum.
Show More (-1)
|
6 |
clean |
yıkamak |
v. |
|
- You must clean your hands before meals.
- Yemeklerden önce ellerini yıkamalısın.
Show More (-2)
|