|
- I didn't take a single marketing class in college.
- Üniversitede satışla ilgili tek bir ders bile almadım.
- Free ride to college and the world's your oyster, kid.
- Üniversiteye para ödemeden gireceksin ve dünya ayaklarının altında olacak, evlat.
- Moving to another city for college can be a lot of work.
- Üniversite için başka bir şehre taşınmak çok fazla uğraş gerektirebilir.
- Moving to another city for college can be a lot of work.
- Üniversite için farklı bir şehre taşınmak çok iş gerektirebilir.
- I didn't take a single marketing class in college.
- Üniversitedeyken tek bir pazarlama dersi bile almadım.
- I didn't take a single marketing class in college.
- Üniversitede tek bir pazarlama dersi bile almadım.
- Moving to another city for college can be a lot of work.
- Üniversite için başka bir şehre taşınmak çok fazla iş gerektirebilir.
- The teacher is fresh from college.
- Öğretmen, üniversiteden yeni mezun.
- The girl talked to her parents about her college life in Tokyo.
- Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.
- I'm starting college in a couple of months.
- Ben birkaç ay içinde üniversiteye başlıyorum.
- His parents were dirt-poor and could not afford to send their son to college.
- Ebeveynleri çok fakirdi ve oğullarını üniversiteye göndermeyi göze alamadılar.
- Tom joined the navy after finishing college.
- Tom üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- I am working to save for my college tuition.
- Üniversite harç paramı biriktirmek için çalışıyorum.
- He's studying history at college.
- Üniversitede tarih eğitimi görüyor.
- My brother seems to enjoy himself at college.
- Kardeşim üniversitede eğleniyor gibi görünüyor.
- She is fresh from college, so she has no experience.
- O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.
- Tom is studying history at college.
- Tom üniversitede tarih okuyor.
- He lived in Kyoto in his college days.
- Üniversite yıllarında Kyoto'da yaşadı.
- Despite my parents' preference, I have decided to attend an out-of-state college on my own volition.
- Ailemin tercihinin aksine, şehir dışında bir üniversiteye devam etmeye kendi irademle karar verdim.
- If you want to learn German, then come to my college.
- Almanca öğrenmek istiyorsanız, üniversiteme gelin.
- This college was established in 1910.
- Bu üniversite 1910 yılında kuruldu.
- I have to go to college.
- Üniversiteye gitmek zorundayım.
- Tom won't go to college.
- Tom üniversiteye gitmeyecek.
- Tom played basketball when he was in college.
- Tom üniversitedeyken basketbol oynardı.
- Tom was Mary's college sweetheart.
- Tom, Mary'nin üniversitedeki sevgilisiydi.
- Tom hasn't changed a bit since college.
- Tom üniversiteden beri hiç değişmedi.
- Tom is in his first year at college.
- Tom'un üniversitedeki ilk senesi.
- She is an English teacher fresh from college.
- Üniversiteden yeni mezun olmuş bir İngilizce öğretmeni.
- We were roommates in college.
- Biz üniversitede oda arkadaşıydık.
- My college has a dormitory.
- Benim üniversitenin bir yurdu var.
- I haven't seen you since college.
- Seni üniversiteden beri görmedim.
- Tom majored in French in college.
- Tom üniversitede Fransızca okudu.
- Sami and Layla met in college in the mid-90's.
- Sami ve Layla 90'ların ortasında üniversitede tanıştılar.
- Both girls plan to go to college.
- İki kız da üniversiteye gitmeyi planlıyor.
- She got married soon after her graduation from the college.
- Üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra evlendi.
- I'd like to go to college.
- Üniversiteye gitmek istiyorum.
- She went to college after she got married.
- O, evlendikten sonra üniversiteye gitti.
- He studied hard so he could get into college.
- Üniversiteye girebilmek için çok çalıştı.
- Tom and Mary still haven't seen each other since he went off to college.
- Tom ve Mary üniversiteye gittiğinden beri birbirlerini hâlâ görmediler.
- Tom is in his first year at college.
- Tom üniversitedeki ilk yılında.
- Tom was a college professor.
- Tom üniversite profesörüydü.
- She went to college to learn English.
- İngilizce öğrenmek için üniversiteye gitti.
- Tom is saving up to go to college.
- Tom üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
- I'm in college now.
- Artık üniversitedeyim.
- I am not so poor that I cannot send my son to college.
- Oğlumu üniversiteye gönderemeyecek kadar yoksul değilim.
- Tom wanted to go to college.
- Tom üniversiteye gitmek istiyordu.
- Where do you think I should go to college?
- Sence üniversiteye nerede gitmeliyim?
- He's saving up to go to college.
- O, üniversiteye gitmek için tasarruf yapıyor.
- Did you drink in college?
- Üniversitede içki içtin mi?
- We were roommates in college.
- Üniversitede oda arkadaşıydık.
- Where do you think Tom will go to college?
- Sence Tom üniversiteye nerede gidecek?
- She's in high school, but her boyfriend is in college.
- O lisede ama erkek arkadaşı üniversitede.
- I got to know Tom when I was in college.
- Tom'u üniversitedeyken tanımıştım.
- Markku badly wanted to have a son with a college education.
- Markku üniversite eğitimi almış bir oğlu olmasını çok istiyordu.
- Tom played basketball in college.
- Tom üniversitede basketbol oynuyordu.
- Tom wanted to go to college.
- Tom üniversiteye gitmek istedi.
- Do colleges give homework too?
- Üniversiteler de ev ödevi verir mi?
- He was not allowed to enroll in the college.
- Üniversiteye kaydolmasına izin verilmedi.
- What did Tom study in college?
- Tom üniversitede ne okudu?
- My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye gitmeme izin vermedi.
- After high school, he went to college and studied to be a minister, like his father.
- O, liseden sonra üniversiteye gitti ve babası gibi bakan olmak için okudu.
- He is in his first year at college.
- O, üniversitede ilk yılında.
- He joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- Tom is fresh out of college.
- Tom üniversiteyi yeni bitirdi.
- He graduated from some rinky-dink college in Oklahoma.
- Oklahoma'da dandik bir üniversiteden mezun oldu.
- I haven't decided yet whether I'll go to college or get a job.
- Üniversiteye mi gideceğime yoksa bir iş mi bulacağıma henüz karar vermedim.
- Our college is far from the station.
- Üniversitemiz istasyondan uzakta.
- Our teacher is fresh out of college.
- Öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun oldu.
- He is fresh from college.
- O, üniversiteden yeni mezundur.
- Awards can help you get into college.
- Ödüller üniversiteye girmene yardımcı olabilir.
- I went to college for four years and all I got was this lousy diploma.
- Dört yıl üniversiteye gittim ve elime geçen tek şey bu berbat diploma oldu.
- Save up so that you can go to college.
- Üniversiteye gidebilmek için para biriktir.
- Even though he has a college degree, Tom works as a janitor.
- Üniversite diploması olmasına rağmen, Tom kapıcı olarak çalışıyor.
- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
- Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.
- A student from Oslo who falsified his diploma to get into college has been sentenced to prison.
- Üniversiteye girmek için diplomasında tahrifat yapan Oslo'lu bir öğrenci hapse mahkum edildi.
- Tom finished college last year.
- Tom üniversiteyi geçen yıl bitirdi.
- Don't you think you'll go to college someday?
- Birgün üniversiteye gideceğini düşünmüyor musun?
- She is an English teacher fresh from college.
- O üniversiteden yeni mezun bir İngilizce öğretmenidir.
- Make the most of your college life.
- Üniversite hayatınızı en iyi şekilde değerlendirin.
- Tom earned a full scholarship to college.
- Tom üniversitede tam burs kazandı.
- I'd like to go to college.
- Üniversiteye gitmek isterim.
- Tom is going to college next year.
- Tom gelecek yıl üniversiteye gidecek.
- You eat like you're still in college.
- Hala üniversitedeymişsin gibi yiyorsun.
- Tom was able to go to college thanks to a scholarship.
- Tom bir burs sayesinde üniversiteye gidebildi.
- Linda was called back from college by her father's sudden illness.
- Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
- Tom is going to college now.
- Tom şimdi üniversiteye gidiyor.
- I took an English newspaper when I was in college.
- Üniversitedeyken İngilizce bir gazete almıştım.
- When I was in college, I always studied most of the night just before a test.
- Üniversitedeyken, sınavdan hemen önce bütün gece ders çalışırdım.
- Memories of my college days come to my mind.
- Üniversite günlerimin anıları hatırıma geliyor.
- What did you major in at college?
- Üniversitede hangi bölümü okudun?
- Chris is very anxious to go to college.
- Chris üniversiteye gitmek için çok hevesli.
- I came to Boston to go to college.
- Boston'a üniversiteye gitmek için geldim.
- He could not go to college.
- Üniversiteye gidemedi.
- Tom lived in Boston when he was in college.
- Tom üniversitedeyken Boston'da yaşadı.
- He's saving up to go to college.
- Üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
- Have you ever considered majoring in economics at college?
- Üniversitede ekonomi okumayı hiç düşündünüz mü?
- Memories of my college days come to my mind.
- Üniversite günlerimin anıları aklıma geliyor.
- He majored in drama at college.
- O, üniversitede tiyatro eğitimi aldı.
- I was the only child to enroll in college.
- Üniversiteye kaydolan tek çocuk bendim.
- He has just graduated from college.
- Üniversiteden yeni mezun oldu.
- Who helped you pay for your college education?
- Üniversite eğitiminiz için ödeme yapmanıza kim yardım etti?
- Our new English teacher is fresh from college.
- Bizim yeni İngilizce öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.
- I worked as a waiter to put myself though college.
- Üniversite masraflarımı karşılamak için garsonluk yaptım.
- I roomed with Tom while I was in college.
- Üniversitedeyken Tom'la aynı odada kalmıştım.
- Tom and I used to hang out together when we were in college.
- Tom ve ben üniversitedeyken birlikte takılırdık.
- This college was established in 1910.
- Bu üniversite 1910 yılında kurulmuştur.
- Tom needs money for college.
- Tom'un üniversite için paraya ihtiyacı vardır.
- I decided to go to college to major in English.
- İngilizce eğitimi için üniversiteye gitmeye karar verdim.
- Tom borrowed money to go to college.
- Tom üniversiteye gitmek için borç aldı.
- I have a college education.
- Benim üniversite eğitimim var.
- Tom played on his college team.
- Tom üniversite takımında oynuyordu.
- Tom is a college professor.
- Tom bir üniversite profesörü.
- Tom lived with his uncle in Boston while going to college.
- Tom üniversiteye giderken Boston'da amcasının yanında yaşadı.
- What do you want to study at college?
- Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- He studied economics at college.
- O, üniversitede ekonomi eğitimi aldı.
- It turns out that Tom never graduated from college.
- Tom'un üniversiteden hiç mezun olmadığı ortaya çıktı.
- Tom studied psychology in college.
- Tom üniversitede psikoloji okudu.
- Where did you go to college?
- Üniversiteye nerede gittin?
- Both my sister and brother go to college.
- Hem kız kardeşim hem de erkek kardeşim üniversiteye gidiyor.
- Fadil encouraged Dania to go to college.
- Fadıl, Dania'yı üniversiteye gitmesi için teşvik etti.
- I decided to go to college to major in English.
- Üniversiteye gidip İngilizce okumaya karar verdim.
- Don't you think you'll go to college someday?
- Bir gün üniversiteye gideceğini düşünmüyor musun?
- You have to go to college for four years.
- Dört yıl boyunca üniversiteye gitmek zorundasınız.
- I'm going to college next year.
- Seneye üniversiteye gideceğim.
- What college do you study in?
- Hangi üniversitede okuyorsun?
- I'm in college.
- Üniversitedeyim.
- Please tell me the requirements for admission to the college.
- Lütfen bana üniversiteye kabul için gerekli şartları söyleyin.
- Both of Tom's parents went to college.
- Tom'un ebeveynlerinin ikisi de üniversiteye gitmiş.
- I've known Tom since college.
- Üniversiteden beri Tom'u tanıyorum.
- Tom wants to go to college, but he can't afford to.
- Tom üniversiteye gitmek istiyor ama parası yetmiyor.
- She was able to go to college thanks to the scholarship.
- Burs sayesinde üniversiteye gidebildi.
- Jamal has an appointment with the college principal.
- Jamal'in üniversite müdürüyle randevusu var.
- Tom wondered where Mary was planning to go to college.
- Tom, Mary'nin üniversiteye nerede gitmeyi planladığını merak etti.
- Tom majored in engineering in college.
- Tom üniversitede mühendislik okudu.
- Jamal has an appointment with the college principal.
- Jamal'ın üniversite müdürüyle randevusu var.
- She resolved on going to college.
- Üniversiteye gitmeye karar verdi.
- Tom lived with his uncle in Australia while going to college.
- Tom, üniversiteye giderken Avustralya'da amcasıyla yaşadı.
- I'm starting college in a couple of months.
- Birkaç ay içinde üniversiteye başlayacağım.
- Where did Tom want to go to college?
- Tom üniversiteye nerede gitmek istiyordu?
- We cannot decide whether to go to college or not.
- Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.
- Tom lived with his uncle in Australia while going to college.
- Tom üniversiteye giderken Avustralya'da amcasının yanında yaşadı.
- A student from Oslo who falsified his diploma to get into college has been sentenced to prison.
- Üniversiteye girebilmek için diplomasında sahtecilik yapan Oslo'lu bir öğrenci hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom was John's roommate in college.
- Tom üniversitede John'un oda arkadaşıydı.
- I want my children to go to college.
- Çocuklarımın üniversiteye gitmesini istiyorum.
- Fadil went to college.
- Fadıl üniversiteye gitti.
- That's why you're in college.
- Bu yüzden üniversitedesin.
- Tom taught French at a small college.
- Tom küçük bir üniversitede Fransızca öğretiyordu.
- Sami picked Layla up from college.
- Sami, Layla'yı üniversiteden aldı.
- Tom has already decided where he wants to go to college.
- Tom üniversiteye nerede gitmek istediğine çoktan karar verdi.
- If you want to go to college, study English harder.
- Üniversiteye gitmek istiyorsan, daha çok İngilizce çalış.
- What are you going to do in college?
- Üniversitede ne yapacaksınız?
- We cannot decide whether to go to college or not.
- Üniversiteye gidip gitmemeye karar veremiyoruz.
- He earned the money he needed to go to college.
- O, üniversiteye gitmek için ihtiyacı olan parayı kazandı.
- When are you going to college?
- Üniversiteye ne zaman gidiyorsun?
- I teach French to college kids.
- Üniversite öğrencilerine Fransızca öğretiyorum.
- She is preparing for college.
- Üniversite için hazırlanıyor.
- We're still trying to convince Tom to go to college.
- Hala üniversiteye gitmesi için Tom'u ikna etmeye çalışıyoruz.
- Kathy got a part-time job so that she could study at college.
- Kathy üniversitede okuyabilmek için yarı zamanlı bir iş buldu.
- I haven't seen you since college.
- Üniversiteden beri seni görmedim.
- She went to college after she got married.
- Evlendikten sonra üniversiteye gitti.
- He entered the college to study electronics.
- Üniversiteye elektronik eğitimi için girdi.
- Tom currently goes to college in Boston.
- Tom şu anda Boston'da üniversiteye gidiyor.
- I don't even know if Tom went to college or not.
- Tom'un üniversiteye gidip gitmediğini bile bilmiyorum.
- He wants to graduate from college before he turns 24 years old.
- Üniversiteden 24 yaşına gelmeden mezun olmak istiyor.
- I had to drop out of college and get a job.
- Üniversiteyi bırakıp bir iş bulmalıydım.
- In my senior year of college, I met Tom through a mutual friend.
- Üniversitedeki son yılımda, ortak bir arkadaş aracılığıyla Tom'la tanıştım.
- Tom is still uncertain about whether to go to college or not.
- Tom hala üniversiteye gidip gitmeme konusunda kararsız.
- Memories of my college days come to my mind.
- Üniversite günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
- He could not send his son to college because of poverty.
- O yoksulluk nedeniyle oğlunu üniversiteye gönderemedi.
- Tom is in college, but his girlfriend is still in high school.
- Tom üniversitede okuyor ama kız arkadaşı hâlâ lisede okuyor.
- Where did Tom want to go to college?
- Tom üniversiteye nereye gitmek istiyordu?
- He dropped out of college in the first year.
- Üniversiteyi ilk yılında bıraktı.
- His mother died just one week before he graduated from college.
- Annesi onun üniversiteyi bitirmesine bir hafta kala ölmüştü.
- Did you drink in college?
- Üniversitede içtin mi?
- Tom thought Mary wasn't going to get into college.
- Tom Mary'nin üniversiteye gitmeyeceğini düşündü.
- The number of private colleges has increased.
- Özel üniversitelerin sayısı arttı.
- Have you ever considered majoring in economics at college?
- Üniversitede iktisat bölümünde uzmanlaşmayı hiç düşündünüz mü?
- He decided to major in medicine in college.
- Üniversitede tıp okumaya karar verdi.
- Do you plan to go to college?
- Üniversiteye gitmeyi düşünüyor musun?
- My college has a dorm.
- Üniversitemin bir yurdu var.
- It doesn't matter very much which college you graduated from.
- Hangi üniversiteden mezun olduğun çok önemli değil.
- I didn't think you went to college.
- Üniversiteye gittiğini düşünmedim.
- She got a part-time job so that she could study at college.
- O, üniversitede öğrenim yapabilmek için kısa-süreli bir işte çalıştı.
- She's signed up for a couple of night classes at the local college.
- Yerel üniversitede birkaç gece dersine kaydoldu.
- She got married soon after her graduation from the college.
- O, üniversiteden mezun olduktan hemen sonra evlendi.
- Our college uses far too much electricity.
- Bizim üniversite çok fazla elektrik tüketir.
- The college bestowed an honorary degree on him.
- Üniversite ona onursal bir derece verdi.
- Our teacher is fresh out of college.
- Öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.
- Tell me again where Tom is planning to go to college.
- Tom'un hangi üniversiteye gitmeyi planladığını tekrar söyle.
- Tom is home from college.
- Tom üniversiteden eve geldi.
- Tom never went to college.
- Tom hiç üniversiteye gitmedi.
- I don't think that I want to go to college.
- Üniversiteye gitmek istediğimi sanmıyorum.
- I don't deserve to be in college.
- Ben üniversitede olmayı hak etmiyorum.
- In those days, few people went to college.
- O zamanlar çok az insan üniversiteye giderdi.
- Tom borrowed money to go to college.
- Tom üniversiteye gitmek için borç para aldı.
- He entered the business world instead of going on to college.
- Üniversiteye gitme yerine iş dünyasına girdi.
- She is an honor to our college.
- O bizim üniversite için bir onurdur.
- We used to compete furiously in college.
- Üniversitedeyken kıyasıya rekabet ederdik.
- She went to college to learn English.
- O, İngilizce öğrenmek için üniversiteye gitti.
- I thought college would be a more interesting place.
- Üniversitenin daha ilginç bir yer olacağını düşünmüştüm.
- My uncle teaches English in a college.
- Dayım bir üniversitede İngilizce öğretiyor.
- I plan to take up engineering at college.
- Üniversitede mühendislik ihtisası yapmayı düşünüyorum.
- Tom had a beard when he was in college.
- Tom üniversitedeyken sakallıydı.
- Tom has already decided where he wants to go to college.
- Tom nerede üniversiteye gitmek istediğine zaten karar verdi.
- I read this book when I was in college.
- Bu kitabı üniversitedeyken okumuştum.
- How did you know where Tom went to college?
- Tom'un üniversiteye gittiği yeri nereden biliyorsun?
- While employed at the bank, he taught economics at college.
- Bankada çalışırken üniversitede ekonomi dersleri verdi.
- Where did Tom go to college?
- Tom üniversiteye nerede gitti?
- His elder son is studying at college.
- Onun büyük oğlu üniversitede okuyor.
- She was selfish at the college.
- O, üniversitede bencildi.
- You should seriously consider going to college.
- Üniversiteye gitmeyi ciddi ciddi düşünmelisin.
- My brother goes to college in Tokyo.
- Kardeşim Tokyo'da üniversiteye gidiyor.
- It doesn't make much sense to me, but Tom has decided not to go to college.
- Bana pek mantıklı gelmiyor ama Tom üniversiteye gitmemeye karar verdi.
- I've known Tom since college.
- Tom'u üniversiteden beri tanırım.
- Tom and I roomed together in college.
- Tom ve ben üniversitede aynı odada kaldık.
- Tom is my old college roommate.
- Tom benim eski üniversite oda arkadaşım.
- I'm going to college next year.
- Gelecek sene üniversiteye gideceğim.
- What college did you go to?
- Hangi üniversiteye gittin?
- Tom is still trying to convince Mary to go to college.
- Tom hâlâ Mary'i üniversiteye gitmeye ikna etmeye çalışıyor.
- I didn't go to college.
- Ben üniversiteye gitmedim.
- Tom and I were roommates in college.
- Tom ve ben üniversitede oda arkadaşıydık.
- Mary played volleyball in college.
- Mary üniversitede voleybol oynuyordu.
- He studied hard in order to get into college.
- Üniversiteye girmek için çok çalıştı.
- My brother seems to enjoy himself at college.
- Erkek kardeşim üniversitede zevk alıyor gibi görünüyor.
- I went to college with them.
- Üniversiteye onlarla gittim.
- Sami dropped his girlfriend at college.
- Sami kız arkadaşını üniversiteye bıraktı.
- I haven't played Monopoly since I finished college.
- Ben üniversiteyi bitirdiğimden beri Monopoly oynamadım.
- We used to compete furiously in college.
- Üniversitede kıyasıya yarışırdık.
- Poor as he was, he couldn't go to college.
- O, fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.
- Tom can't afford to send his children to college.
- Tom'un çocuklarını üniversiteye göndermeye gücü yetmez.
- I want to do everything I can to make sure Tom is able to go to college.
- Tom'un üniversiteye gidebilmesi için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum.
- College is now free in Germany.
- Almanya'da üniversite artık ücretsiz.
- He majored in drama at college.
- Üniversitede tiyatro eğitimi aldı.
- If I had studied English harder when I was at college, I could travel abroad at any time.
- Üniversitedeyken daha sıkı İngilizce çalışsaydım, istediğim zaman yurtdışına gidebilirdim.
- Tom's purpose in college is to get a degree.
- Tom'un üniversitedeki amacı diploma almaktır.
- Our new teacher comes fresh out of college.
- Yeni öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun oldu.
- Tom played volleyball in college.
- Tom üniversitede voleybol oynuyordu.
- I haven't decided yet whether I'll go to college or get a job.
- Henüz üniversiteye mi gideceğime yoksa işe mi gireceğime karar vermedim.
- He gave me some good advice about entering that college.
- O üniversiteye girmem konusunda bana iyi tavsiyeler verdi.
- The girl talked to her parents about her college life in Tokyo.
- Kız ailesine Tokyo'daki üniversite hayatını anlattı.
- Tom wasn't able to go to college.
- Tom üniversiteye gitmeyi başaramadı.
- Sami was so anti-Islam during college.
- Sami üniversitedeyken çok İslam karşıtıydı.
- Tom was at the point of entering college.
- Tom üniversiteye girmek üzereydi.
- Awards can help you get into college.
- Ödüller üniversiteye girmenize yardımcı olabilir.
- He was poor, so he couldn't go to college.
- Fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.
- Tom encouraged Mary to go to college.
- Tom, Mary'yi üniversiteye gitmesi için cesaretlendirdi.
- She applied for college last week.
- Geçen hafta üniversite için başvurdu.
- Tom is still trying to convince Mary to go to college.
- Tom hala Mary'yi üniversiteye gitmesi için ikna etmeye çalışıyor.
- I've enjoyed a college a lot.
- Bir üniversiteden çok keyif aldım.
- She has just graduated from college.
- Üniversiteden yeni mezun oldu.
- Dan had a college degree and was good at translation.
- Dan'in üniversite diploması vardı ve tercümede iyiydi.
- Layla was Sami's college sweetheart.
- Layla, Sami'nin üniversitedeki sevgilisiydi.
- Tom worked his way through college.
- Tom üniversite boyunca çalıştı.
- Tom will get a better job with a college degree.
- Tom üniversite diplomasıyla daha iyi bir iş bulacak.
- She made up her mind to go to college.
- Üniversiteye gitmeye karar verdi.
- I got good grades when I was in college.
- Üniversitedeyken iyi notlar aldım.
- Tom is in college now.
- Tom artık üniversitede.
- If you want to go to college, study English harder.
- Eğer üniversiteye gitmek istiyorsan, daha çok İngilizce çalış.
- Are you still in college?
- Hala üniversitede misin?
- Tom wanted to go the same college as Mary.
- Tom, Mary ile aynı üniversiteye gitmek istiyordu.
- The college accepted him as a student.
- Üniversite onu öğrenci olarak kabul etti.
- The lecturer dwelt on some memories of his college days.
- Konuşmacı üniversite günlerinden bazı anılar üzerinde durdu.
- I think you should go to college.
- Sanırım üniversiteye gitmelisin.
- I can't believe you're really going to college.
- Ben gerçekten üniversiteye gittiğine inanamıyorum.
- The college granted him a scholarship.
- Üniversite ona bir burs verdi.
- Tom couldn't go to college because his family didn't have enough money.
- Tom, ailesinin yeterli parası olmadığı için üniversiteye gidemedi.
- Sami met Layla in college.
- Sami, Leyla ile üniversitede tanıştı.
- How are you going to pay for college?
- Üniversiteye için ne kadar ödeme yapacaksın?
- Tom is now enrolled in college.
- Tom şimdi üniversiteye kaydoldu.
- My college has a dormitory.
- Üniversitemde bir yurt var.
- You gain more than you spend when you go to college.
- Üniversiteye gidersen harcadığından daha fazlasını kazanırsın.
- I didn't actually go to college.
- Aslında üniversiteye gitmedim.
- Not everyone needs a college degree.
- Herkesin üniversite diplomasına ihtiyacı yoktur.
- My uncle teaches English in a college.
- Amcam bir üniversitede İngilizce öğretir.
- At any rate, I'll go to college after graduating from high school.
- Her halükarda, liseden mezun olduktan sonra üniversiteye gideceğim.
- He was admitted to the college.
- O, üniversiteye kabul edildi.
- My college has dormitories.
- Üniversitemde yurtlar var.
- The mother missed her daughter who was away at college.
- Anne üniversitedeki kızını özledi.
- His son is in college now.
- Oğlu şu anda üniversitede.
- Tom is a college football player now.
- Tom artık bir üniversite futbol oyuncusu.
- After her graduation from college, she went over to the United States.
- Üniversiteden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.
- I don't know the reason why he will not go on to college.
- Neden üniversiteye gitmeyeceğini bilmiyorum.
- How much will college cost?
- Üniversite ne kadara mal olacak?
- Tom studied hard so he could get into college.
- Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.
- He is doing well in his college work.
- Üniversite çalışmalarında iyi gidiyor.
- I roomed with Tom while I was in college.
- Üniversitedeyken Tom'la birlikte kaldım.
- I encouraged Tom to stay in college.
- Ben Tom'u üniversitede kalması için teşvik ettim.
- Tom wants to go back to college.
- Tom üniversiteye geri dönmek istiyor.
- She made up her mind to go to college.
- O, üniversiteye gitme kararı verdi.
- Tom wanted to go to college, but he couldn't afford to.
- Tom üniversiteye gitmek istiyordu ama parası yetmiyordu.
- Where did Tom go to college?
- Tom nerede üniversiteye gitti?
- Mary joined the navy after finishing college.
- Mary üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- He's fresh out of college.
- Üniversiteden yeni mezun oldu.
- Tom lives in a small college town.
- Tom küçük bir üniversite kasabasında yaşıyor.
- Three Chinese students were admitted to the college.
- Üç Çinli öğrenci üniversiteye kabul edildi.
- He's a student at this college.
- Bu üniversitede öğrenci.
- He is reluctant to go to the college.
- Üniversiteye gitme konusunda isteksiz.
- We're in college.
- Üniversitedeyiz.
- Tom was my roommate in college.
- Tom üniversitede oda arkadaşımdı.
- His mother refused to pay for his education so while at college he worked as a servant to pay his way.
- Annesi eğitim masraflarını karşılamayı reddetti, bu yüzden üniversitedeyken masraflarını karşılamak için hizmetçi olarak çalıştı.
- I'm going back to college.
- Üniversiteye geri döneceğim.
- She got a part-time job so that she could study at college.
- Üniversitede okuyabilmek için yarı zamanlı bir işe girdi.
- His parents are saving for his college education.
- Ailesi onun üniversite eğitimi için para biriktiriyor.
- We dated on and off through college.
- Biz üniversitede ara sıra çıktık.
- When he came to Tokyo for the first time, this college had not been opened yet.
- Tokyo'ya ilk geldiğinde, bu üniversite henüz açılmamıştı.
- Who helped you pay for your college education?
- Üniversite eğitimin için sana kim yardım etti?
- This article was written by a college professor.
- Bu makale bir üniversite profesörü tarafından yazılmıştır.
- Tom and Mary plan to get married after college.
- Tom ve Mary üniversiteden sonra evlenmeyi planlıyorlar.
- College is now free in Germany.
- Üniversite artık Almanya'da ücretsizdir.
- What are you going to do in college?
- Üniversitede ne yapacaksın?
- I'm glad Tom is going to college.
- Tom'un üniversiteye gitmesine sevindim.
- I went to college with her.
- Onunla üniversiteye gittim.
- Cauliflower is nothing but cabbage with a college education.
- Karnabahar üniversite eğitimli bir lahanadan başka bir şey değil.
- He is reluctant to go to the college.
- O, üniversiteye gitmeye isteksiz.
- I read this book when I was in college.
- Ben bu kitabı üniversitedeyken okudum.
- It's been ten years since I left college.
- Üniversiteden ayrılalı on yıl oldu.
- We'll be starting college next year.
- Gelecek yıl üniversiteye başlayacağız.
- Tom roomed with John in college.
- Tom üniversitede John'la birlikte kaldı.
- Our college is far from the station.
- Bizim üniversite istasyondan uzaktır.
- He was admitted to the college.
- Üniversiteye kabul edildi.
- Tom lived in Boston when he was in college.
- Tom üniversitedeyken Boston'da yaşıyordu.
- Tom didn't go to college.
- Tom üniversiteye gitmedi.
- He could not go to college.
- O, üniversiteye gidemedi.
- I'm majoring in American history at college.
- Üniversitede Amerikan tarihi okuyorum.
- Do you go to college?
- Üniversiteye gidiyor musun?
- Tom doesn't want to go back to college.
- Tom üniversiteye geri dönmek istemiyor.
- He is in college.
- Üniversitede okuyor.
- I want to go to college.
- Üniversiteye gitmek istiyorum.
- Tom decided not to go to college.
- Tom üniversiteye gitmemeye karar verdi.
- When does college start?
- Üniversite ne zaman başlar?
- Mary played volleyball in college.
- Mary üniversitede voleybol oynadı.
- He lived in Kyoto in his college days.
- Üniversite günlerinde Kyoto'da yaşadı.
- I used to work in a restaurant when I was in college.
- Üniversitedeyken bir restoranda çalışırdım.
- Tom is currently attending college.
- Tom halen üniversiteye devam ediyor.
- Tom thought Mary wasn't going to get into college.
- Tom, Mary'nin üniversiteye giremeyeceğini düşünüyordu.
- Tom came out as soon as he went to college.
- Tom üniversiteye gider gitmez eşcinsel olduğunu açıkladı.
- What percentage of the students are admitted to colleges?
- Öğrencilerin yüzde kaçı üniversitelere kabul ediliyor?
- My cousin Teddy majored in French in college and studied in Paris for one year.
- Kuzenim Teddy üniversitede Fransızca okudu ve bir yıl Paris'te eğitim gördü.
- If you want to learn German, then come to my college.
- Almanca öğrenmek istiyorsan, o zaman benim üniversiteme gel.
- Tom is preparing for college.
- Tom üniversite için hazırlanıyor.
- I want to wait until college.
- Üniversiteye kadar beklemek istiyorum.
- He is fresh from college.
- Üniversiteden yeni mezun oldu.
- I was a sophomore in college the year Tom was born.
- Tom'un doğduğu yıl üniversitede ikinci sınıftaydım.
- I'd like to study chemistry at college.
- Ben üniversitede kimya okumak istiyorum.
- I met this guy in one of my college classes and we became friends.
- Bu adamla üniversite sınıflarımdan birinde tanıştım ve arkadaş olduk.
- I owe it to my parents that I was able to finish college.
- Üniversiteyi bitirebilmeyi ebeveynlerime borçluyum.
- Your college years will soon come to an end.
- Üniversite yılların yakında sona erecek.
- I've enjoyed a college a lot.
- Üniversiteden çok keyif aldım.
- I got to know Tom when I was in college.
- Üniversitedeyken Tom'u tanırdım.
- When I was 18, I decided to take a year off from college.
- Ben 18 yaşındayken, üniversiteden bir yıl izin almaya karar verdim.
- I've known him since college.
- Üniversiteden beri onu tanıyorum.
- Sami was in college.
- Sami üniversitedeydi.
- He entered civil service 20 years ago right after college.
- Üniversiteden hemen sonra 20 yıl önce kamu hizmetine girdi.
- The older of the two daughters is in college.
- İki kızın büyük olanı üniversitededir.
- He grew up to be a college football player.
- Üniversite futbolcusu olmak için büyüdü.
- They joined the navy after finishing college.
- Onlar üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldılar.
- He's a student at this college.
- O, bu üniversitede bir öğrenci.
- Tom is fresh out of college.
- Tom üniversiteden yeni mezun oldu.
- Tom wants to go to college, but he can't afford to.
- Tom üniversiteye gitmek istiyor ama maddi gücü yetmiyor.
- Tom majored in engineering in college.
- Tom üniversitede mühendislik alanında ihtisas yaptı.
- His parents were too poor to send their son to college.
- Onun ebeveynleri oğullarını üniversiteye gönderemeyecek kadar çok fakirdi.
- I've enjoyed a college a lot.
- Ben üniversiteden çok keyif aldım.
- Tom is in college.
- Tom üniversitede.
- I went to college with him.
- Onunla üniversiteye gittim.
- I went to college.
- Üniversiteye gittim.
- Tom is going back to college.
- Tom üniversiteye geri dönüyor.
- He decided to specialize in physics at college.
- O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
- I have lost interest in studying, so I don't think there is any point in going to college.
- Çalışmaya olan ilgimi kaybettim, bu yüzden üniversiteye gitmenin bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.
- We dated on and off through college.
- Üniversite boyunca aralıklarla çıktık.
- Tom lived in Boston when he was in college.
- Tom üniversitedeyken Boston'da oturuyordu.
- Should I go to college?
- Üniversiteye gitmeli miyim?
- When did Tom graduate from college?
- Tom üniversiteden ne zaman mezun oldu?
- I want all my children to go to college.
- Bütün çocuklarımın üniversiteye gitmesini istiyorum.
- My brother goes to college in Kobe.
- Kardeşim Kobe'de üniversiteye gidiyor.
- She was selfish at the college.
- Üniversitede bencildi.
- Tom can't afford to go to college.
- Tom'un üniversiteye gitmeye parası yetmez.
- Your college years will soon come to an end.
- Üniversite yıllarınız yakında sona erecek.
- He studies history at college.
- O, üniversitede tarih eğitimi yapıyor.
- His parents are saving for his college education.
- Onun ebeveynleri onun üniversite eğitimi için para biriktiriyor.
- Sami met Layla in college.
- Sami üniversitede Layla ile tanıştı.
- I think you should go to college.
- Bence üniversiteye gitmelisin.
- Tom is going to go to college.
- Tom üniversiteye gidecek.
- Rape is a serious problem on college campuses.
- Tecavüz üniversite kampüslerinde ciddi bir problem.
- I came to Boston to go to college.
- Üniversiteye gitmek için Boston'a geldim.
- I decided to major in French in college.
- Üniversitede Fransızca okumaya karar verdim.
- Throughout the United State large numbers of young people enter college every year.
- Birleşik Devletler genelinde her yıl çok sayıda genç üniversiteye girmektedir.
- He entered the college to study electronics.
- Elektronik okumak için üniversiteye girdi.
- David worked his way through college.
- David, üniversitede okurken çalıştı.
- In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
- Üniversitede fizikte kötü, kimyada iyiydim.
- Tom and I haven't seen each other since college.
- Tom ve ben üniversiteden beri birbirimizi görmedik.
- The teacher is fresh from college.
- Öğretmen üniversiteden yeni mezun oldu.
- You eat like you're still in college.
- Sen hâlâ üniversitedeymişsin gibi yiyorsun.
- Make the most of your college life.
- Üniversite hayatından en iyi şekilde yararlanın.
- Tom couldn't go to college because his family didn't have enough money.
- Tom üniversiteye gidemedi çünkü ailesinin yeterli parası yoktu.
- What was your primary focus while you were in college?
- Üniversitedeyken en çok neye odaklanırdınız?
- I go to college in Boston.
- Boston'da üniversiteye gidiyorum.
- Tom spent a few years in Boston when he was in college.
- Tom üniversitedeyken Boston'da birkaç yıl geçirdi.
- I went to college with them.
- Onlarla üniversiteye gittim.
- He grew up to be a college football player.
- O bir üniversite futbol oyuncusu oldu.
- I read the newspaper every day when I was in college.
- Üniversitedeyken her gün gazete okurdum.
- Clyde dreamed of going to college and becoming an astronomer.
- Clyde üniversiteye gitmeyi ve bir astronom olmayı hayal etti.
- I haven't had that much fun since I left college.
- Üniversiteden ayrıldığımdan beri bu kadar eğlenmemiştim.
- I was a sophomore in college the year Tom was born.
- Tom'un doğduğu yıl üniversitede ikinci sınıf öğrencisiydim.
- My brother has his eye on a scholarship so he can go to college.
- Kardeşimin gözü üniversiteye gidebilmek için bir bursta.
- I've known her since college.
- Onu üniversiteden beri tanıyorum.
- We went to college together.
- Birlikte üniversiteye gittik.
- I don't think I'll go to college.
- Üniversiteye gideceğimi sanmıyorum.
- The teacher insisted that I should study in college.
- Öğretmen, benim üniversitede okumam gerektiğinde ısrar etti.
- You have to go to college for four years.
- Dört yıl boyunca üniversiteye gitmek zorundasın.
- She is preparing for college.
- O, üniversite için hazırlanıyor.
- Tom was at the point of entering college.
- Tom üniversiteye girme noktasındaydı.
- I had a scholarship to college.
- Üniversite bursum vardı.
- He was not allowed to enroll in the college.
- Üniversiteye kayıt yaptırmasına izin verilmedi.
- Tom studies philosophy in college.
- Tom üniversitede felsefe okuyor.
- Tom and I roomed together in college.
- Tom ve ben üniversitede birlikte kaldık.
- I didn't think you went to college.
- Üniversiteye gittiğini düşünmemiştim.
- Linda was called back from college because of her father's sudden illness.
- Linda babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
- Tom worked in a supermarket while he was in college.
- Tom üniversitede iken bir süpermarkette çalışmıştı.
- We're still trying to convince Tom to go to college.
- Hâlâ Tom'u üniversiteye gitmeye ikna etmeye çalışıyoruz.
- Throughout college, Fadil continued to date Layla.
- Üniversite boyunca Fadıl, Leyla ile çıkmaya devam etti.
- He is in college.
- O, üniversitededir.
- Tom spent a few years in Boston when he was in college.
- Tom üniversitedeyken birkaç yılını Boston'da geçirdi.
- You joined the navy after finishing college, didn't you?
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldın, değil mi?
- Sami dropped out of college.
- Sami üniversiteyi bıraktı.
- He went to college in the capital.
- Başkentte üniversite okudu.
- Sami converted to Islam during college.
- Sami üniversitedeyken Müslüman oldu.
- The college bestowed an honorary degree on him.
- Üniversite ona fahri doktora unvanı verdi.
- Tom has just graduated from college.
- Tom üniversiteden yeni mezun oldu.
- I didn't go to college.
- Üniversiteye gitmedim.
- I'll go to college.
- Üniversiteye gideceğim.
- Tom didn't want to go to college.
- Tom üniversiteye gitmek istemedi.
- She wants to go back to college.
- Üniversiteye geri dönmek istiyor.
- I found out when Tom graduated from college.
- Tom'un üniversiteden ne zaman mezun olduğunu öğrendim.
- I can't wait to go to college.
- Üniversiteye gitmek için sabırsızlanıyorum.
- His son is in college now.
- Oğlu şimdi üniversitede.
- Tom and John were college roommates.
- Tom ve John üniversitede oda arkadaşıydılar.
- In my senior year of college, I met Tom through a mutual friend.
- Üniversite son sınıfta, ortak bir arkadaşımız aracılığıyla Tom'la tanıştım.
- Sami converted to Islam during college.
- Sami üniversite sırasında Müslüman oldu.
- My brother goes to college in Tokyo.
- Erkek kardeşim Tokyo'da üniversiteye gidiyor.
- He decided to specialize in physics at college.
- Üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
- Tom is a college dropout.
- Tom üniversite terk.
- Despite my parents' preference, I have decided to attend an out-of-state college on my own volition.
- Ailemin tercihine rağmen, kendi isteğimle eyalet dışında bir üniversiteye gitmeye karar verdim.
- Tom dropped out of college and moved to Boston.
- Tom üniversiteyi bıraktı ve Boston'a taşındı.
- His elder son is studying at college.
- Büyük oğlu üniversitede okuyor.
- Tom graduated from a local college.
- Tom yerel bir üniversiteden mezun oldu.
- Rape is a serious problem on college campuses.
- Tecavüz, üniversite kampüslerinde ciddi bir sorundur.
- Tom is home from college.
- Tom üniversiteden eve döndü.
- Sami grew up in a vibrant college town.
- Sami canlı bir üniversite kasabasında büyüdü.
- Life at this college is nothing like I expected.
- Bu üniversitedeki hayat hiç de beklediğim gibi değil.
- My sister will have been studying English for ten years when she graduates from her college.
- Ablam üniversiteden mezun olduğunda on yıldır İngilizce okuyor olacak.
- Looking back on our college days, it seems as if they were a century ago.
- Üniversite günlerimize dönüp baktığımda, sanki bir asır önceymiş gibi geliyor.
- He graduated from college at the age of 22.
- Üniversiteden 22 yaşında mezun oldu.
- Tom plans to go to college next year.
- Tom gelecek yıl üniversiteye gitmeyi planlıyor.
- Do colleges give homework too?
- Üniversiteler de ödev veriyor mu?
- I can't believe you're really going to college.
- Gerçekten üniversiteye gideceğine inanamıyorum.
- I'm in college now.
- Ben şimdi üniversitedeyim.
- My brother goes to college in Kobe.
- Erkek kardeşim Kobe'de üniversiteye gidiyor.
- My college tuition is too expensive.
- Üniversite harçlarım çok pahalı.
- Tom has just entered college.
- Tom daha üniversiteye yeni girdi.
- You have no idea where Tom plans to go to college, do you?
- Tom'un üniversiteye nereye gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrin yok, değil mi?
- Cauliflower is nothing but cabbage with a college education.
- Karnabahar, üniversite eğitimi almış lahanadan başka bir şey değildir.
- He studies history at college.
- Üniversitede tarih okuyor.
- Tom is now preparing to go to college.
- Tom şimdi üniversiteye gitmeye hazırlanıyor.
- Tom is a college freshman.
- Tom bir üniversite birinci sınıf öğrencisi.
- She was able to go to college thanks to the scholarship.
- O, burs sayesinde üniversiteye gidebildi.
- I got good grades when I was in college.
- Ben üniversitedeyken iyi notlar aldım.
- Tom studied philosophy in college.
- Tom üniversitede felsefe okudu.
- Linda was called back from college by her father's sudden illness.
- Linda, babasının ani hastalığı nedeniyle üniversiteden geri çağrıldı.
- Tom is currently attending college.
- Tom şu anda üniversiteye devam ediyor.
- I am going to send my son to college.
- Oğlumu üniversiteye göndereceğim.
- What do you want to do after you finish college?
- Üniversiteyi bitirdikten sonra ne yapmak istiyorsun?
- He was then fresh from college.
- Üniversiteden yeni mezun olmuştu.
- Tom was my younger brother's roommate in college.
- Tom üniversitede küçük kardeşimin oda arkadaşıydı.
- Sami was banned from college.
- Sami üniversiteden yasaklandı.
- With these grades you can continue on to college.
- Bu notlarla üniversiteye devam edebilirsin.
- She can't make up her mind whether to get a job or to go on to college.
- Bir işe mi gireceğine yoksa üniversiteye mi devam edeceğine karar veremiyor.
- When I was 18, I decided to take a year off from college.
- 18 yaşındayken üniversiteye bir yıl ara vermeye karar verdim.
- It doesn't matter very much which college you graduated from.
- Hangi üniversiteden mezun olduğunuzun pek bir önemi yok.
- She made it plain that she wanted to go to college.
- O, üniversiteye gitmek istediğini açıkça ortaya koydu.
- He visited Professor Smith at his college.
- Profesör Smith'i üniversitesinde ziyaret etti.
- His college application was rejected.
- Üniversite başvurusu reddedildi.
- Fadil encouraged Dania to go to college.
- Fadıl, Dania'yı üniversiteye gitmeye teşvik etti.
- She resolved on going to college.
- O, üniversiteye gitmeye karar verdi.
- Tom wanted to go back to college.
- Tom üniversiteye geri dönmek istedi.
- My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
- Tom played basketball when he was in college.
- Tom üniversitedeyken basketbol oynadı.
- Where do you think I should go to college?
- Üniversiteye nereye gitmem gerektiğini düşünüyorsun?
- Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom.
- Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.
- Tom and Mary still haven't seen each other since he went off to college.
- Tom ve Mary o üniversiteye gittiğinden beri birbirini görmedi.
- Aren't you still in college?
- Hala üniversitede değil misin?
- My college has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.
- I've made a lot of friends since I entered college.
- Üniversiteye girdiğimden beri çok fazla arkadaş edindim.
- Tom has dropped out of college.
- Tom üniversiteden ayrıldı.
- He's fresh out of college.
- O, üniversiteden yeni mezundur.
- Tom and Mary were my best friends in college.
- Tom ve Mary üniversitedeyken benim en iyi arkadaşlarımdı.
- Tom finished college last year.
- Tom geçen yıl üniversiteyi bitirdi.
- Tom studied electrical engineering in college.
- Tom üniversitede elektrik mühendisliği okudu.
- We're saving up so our children can go to college.
- Çocuklarımız üniversiteye gidebilsin diye para biriktiriyoruz.
- He went to college in the capital.
- Başkentte üniversiteye gitti.
- She is an honor to our college.
- O, üniversitemiz için bir onurdur.
- Dan had a college degree and was good at translation.
- Dan'in bir üniversite diploması vardı ve çeviride iyiydi.
- Tom studied hard so he could get into college.
- Tom üniversiteye girebilmek için çok çalıştı.
- The college has a placement bureau for students.
- Üniversitenin öğrenciler için bir yerleştirme bürosu var.
- Linda was called back from college because of her father's sudden illness.
- Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
- He dropped out of college in the first year.
- İlk yıl üniversiteden ayrıldı.
- If I had studied English harder when I was at college, I could travel abroad at any time.
- Ben üniversitede iken sıkı İngilizce eğitimi alsaydım, herhangi bir zamanda yurtdışına seyahat edebilirdim.
- Sami started college in September.
- Sami eylülde üniversiteye başladı.
- He's studying history in college.
- Üniversitede tarih okuyor.
- Tom can't make up his mind whether to get a job or to go to college.
- Tom bir işe mi gireceğine yoksa üniversiteye mi gideceğine karar veremiyor.
- My parents pay my college tuition.
- Üniversite paramı ailem ödüyor.
- Tom might possibly have studied French when he was in college.
- Tom üniversitede iken muhtemelen Fransızca öğrenmiş olabilir.
- Some electricians learn their trade within an apprenticeship system instead of going to college.
- Bazı elektrikçiler üniversiteye gitme yerine çıraklık sistemi içinde mesleklerini öğrenirler.
- Tom has finished college.
- Tom üniversiteyi bitirdi.
- I didn't actually want to go to college.
- Aslında üniversiteye gitmek istemedim.
- I wanted to go to college.
- Üniversiteye gitmek istiyordum.
- I'm not in college anymore.
- Artık üniversitede değilim.
- She went to college to study English.
- İngilizce öğrenmek için üniversiteye gitti.
- I'm still in college.
- Ben hala üniversitedeyim.
- Not everyone needs a college degree.
- Herkese üniversite derecesi gerekmiyor.
- The mother missed her daughter who was away at college.
- Anne, üniversiteye giden kızını özlemişti.
- Tom lived in Australia when he was in college.
- Tom üniversitedeyken Avustralya'da yaşıyordu.
- I'm going to college now.
- Şimdi üniversiteye gidiyorum.
- Is college worth it?
- Üniversite buna değer mi?
- Is college worth it?
- Üniversite ona değer mi?
- Tom wondered where Mary was planning to go to college.
- Tom Mary'nin üniversite için nereye gitmeyi planladığını merak ediyordu.
- What do you plan to major in at college?
- Üniversitede ne okumayı planlıyorsun?
- It's been ten years since I left college.
- Üniversiteyi terk ettiğimden beri on yıl geçti.
- He wanted them to go to college and learn to be businessmen.
- Üniversiteye gitmelerini ve iş insanı olmayı öğrenmelerini istiyordu.
- Kathy got a part-time job so that she could study at college.
- Kathy üniversitede okuyabilmek için yarı zamanlı bir işe girdi.
- The foundation of a college was her great ambition.
- Bir üniversite kurmak onun en büyük arzusuydu.
- We met in college.
- Üniversitede tanıştık.
- He could not send his son to college because of poverty.
- Yoksulluk yüzünden oğlunu üniversiteye gönderemedi.
- Tom was Mary's college sweetheart.
- Tom, Mary'nin üniversite aşkıydı.
- He entered the business world instead of going on to college.
- Üniversiteye gitmek yerine iş dünyasına girdi.
- Sami was Farid's college friend.
- Sami, Ferit'in üniversite arkadaşıydı.
- Did you go to college?
- Üniversiteye gittin mi?
- The college accepted him as a student.
- Üniversite onu bir öğrenci olarak kabul etti.
- My sister will have been studying English for ten years when she graduates from her college.
- Kız kardeşim üniversiteden mezun olduğunda on yıldır İngilizce okuyor olacak.
- She thought that she could become economically independent from her parents if she went to college.
- Üniversiteye giderse ailesinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.
- She joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- Tom studies philosophy at college.
- Tom üniversitede felsefe okuyor.
- I studied French in college.
- Üniversitede Fransızca okudum.
- We went to college together.
- Üniversiteye birlikte gittik.
- I encouraged Tom to stay in college.
- Tom'u üniversitede kalması için cesaretlendirdim.
- I'd like to study chemistry at college.
- Üniversitede kimya okumak istiyorum.
- Neither of my parents went to college.
- Annem de babam da üniversiteye gitmedi.
- Tom might possibly have studied French when he was in college.
- Tom üniversitedeyken Fransızca öğrenmiş olabilir.
- Tom dropped out of college when he was a junior.
- Tom üçüncü sınıftayken üniversiteyi bıraktı.
- I am working to save for my college tuition.
- Üniversite öğrenimime para biriktirmek için çalışıyorum.
- Tom roomed with John in college.
- Tom üniversitedeyken John'la aynı odada kalıyordu.
- He earned the money he needed to go to college.
- Üniversiteye gitmek için ihtiyacı olan parayı kazandı.
- Tom went to college in Boston.
- Tom Boston'da üniversiteye gitti.
- Tom studied French in college.
- Tom üniversitede Fransızca okudu.
- My parents wanted me to go to college.
- Ailem üniversiteye gitmemi istiyordu.
- I went to college with Tom.
- Tom'la üniversiteye gittim.
- He endowed the college with a large sum of money.
- Üniversiteye büyük miktarda para bağışladı.
- She went to college to study English.
- O İngilizce öğrenmek için üniversiteye gitti.
- Sami married his college sweetheart.
- Sami üniversitedeki sevgilisiyle evlendi.
- What do you plan to major in in college?
- Üniversitede hangi alanda uzmanlaşmayı planlıyorsun?
- Which college are you aiming for?
- Hangi üniversiteyi hedefliyorsun?
- Tom wasn't able to go to college.
- Tom üniversiteye gidemedi.
- Tom helped me get into college.
- Tom üniversiteye girmeme yardım etti.
- I owe it to my parents that I was able to finish college.
- Üniversiteyi bitirebilmemi aileme borçluyum.
- His parents were dirt-poor and could not afford to send their son to college.
- Ailesi çok fakirdi ve oğullarını üniversiteye gönderecek paraları yoktu.
- I don't deserve to be in college.
- Üniversitede olmayı hak etmiyorum.
- Where did you go to college?
- Nerede üniversiteye gittin?
- Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom.
- Annemin hedefi üniversiteden mezun olmakmış ama babamın hedefi annemmiş.
- I just wanted to go to college.
- Ben üniversiteye gitmek istiyordum ya.
- Tom is preparing for college.
- Tom üniversiteye hazırlanıyor.
- They're studying to get into college.
- Üniversiteye girmek için çalışıyorlar.
- Tom was John's roommate in college.
- Tom, John'un üniversitedeki oda arkadaşıydı.
- We met in college.
- Biz üniversitede tanıştık.
- Why aren't you in college?
- Neden üniversitede değilsin?
- It doesn't matter all that much what college you graduated from.
- Hangi üniversiteden mezun olduğunuz o kadar da önemli değil.
- When does college start?
- Üniversite ne zaman başlıyor?
- I don't need to go to college.
- Üniversiteye gitmeme gerek yok.
- He endowed the college with a large sum of money.
- O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.
- I graduated from college in the same year as your father.
- Üniversiteden babanla aynı yıl mezun oldum.
- Tom told me he was planning to go to college in Boston.
- Tom bana Boston'da üniversiteye gitmeyi planladığını söyledi.
- Tom studied linguistics in college.
- Tom üniversitede dilbilim okudu.
- Tom will go to college.
- Tom üniversiteye gidecek.
- Should I go to college?
- Benim üniversiteye gitmem gerekiyor mu?
- What is the student population at your college?
- Üniversitenizdeki öğrenci nüfusu ne kadar?
- I went to college in Boston.
- Boston'da üniversiteye gittim.
- He's studying history at college.
- Üniversitede tarih okuyor.
- Tom went to college on the East Coast.
- Tom üniversiteye Doğu Yakası'nda gitti.
- He will get a better job with a college degree.
- Üniversite diplomasıyla daha iyi bir iş bulacak.
- He decided to major in medicine in college.
- O, üniversitede tıp eğitimi almaya karar verdi.
- She thought that she could become economically independent from her parents if she went to college.
- Eğer üniversiteye gidebilirse ebeveynlerinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.
- He finished college last year.
- O geçen yıl üniversiteyi bitirdi.
- Tom is in college, isn't he?
- Tom üniversitede, değil mi?
- You should seriously consider going to college.
- Üniversiteye gitmeyi ciddi şekilde düşünmen gerekir.
- Chris is very anxious to go to college.
- Chris üniversiteye gitmek için can atıyor.
- Tom is saving money for college.
- Tom üniversite için para biriktiriyor.
- Tom was able to go to college thanks to a scholarship.
- Tom burs sayesinde üniversiteye gidebildi.
- She entered college immediately after finishing high school.
- Liseyi bitirdikten hemen sonra üniversiteye girdi.
- Tom has decided not to go to college.
- Tom üniversiteye gitmemeye karar verdi.
- I'm going to college next year.
- Gelecek yıl üniversiteye gideceğim.
- I'm glad Tom is going to college.
- Tom'un üniversiteye gideceğine seviniyorum.
- Tom has just entered college.
- Tom üniversiteye yeni başladı.
- What percentage of the students are admitted to colleges?
- Öğrencilerin yüzde kaçı üniversitelere kabul edilmektedir?
- She went to college to study English.
- İngilizce okumak için üniversiteye gitti.
- You have no idea where Tom plans to go to college, do you?
- Tom'un üniversiteye nerede gitmeyi planladığı hakkında hiçbir fikrin yok, değil mi?
- Tom's college application was rejected.
- Tom'un üniversite başvurusu reddedildi.
- Looking back on our college days, it seems as if they were a century ago.
- Üniversite günlerine dönüp baktığımda,sanki bir asır önceymiş gibi görünüyorlar.
- Our college uses far too much electricity.
- Üniversitemiz çok fazla elektrik kullanıyor.
- I dropped out of college.
- Üniversiteyi bıraktım.
- Tom studied philosophy in college.
- Tom, üniversitede felsefe okudu.
- Tom is studying French at college.
- Tom üniversitede Fransızca okuyor.
- Dan planned to drop out of college and move to Canada.
- Dan üniversiteyi bırakıp Kanada'ya taşınmayı planladı.
- Tom asked me where Mary had gone to college.
- Tom bana Mary'nin üniversiteye nerede gittiğini sordu.
- Tom studied German in college.
- Tom üniversitede Almanca okudu.
- Sami was banned from college.
- Sami üniversiteden men edildi.
- I want my children to go to college.
- Ben çocuklarımın üniversiteye gitmesini istiyorum.
- I don't know the reason why he will not go on to college.
- Onun üniversiteye neden gitmeyeceğini bilmiyorum.
- I went to college for four years and all I got was this lousy diploma.
- Dört yıl boyunca üniversiteye gittim ve bütün aldığım bu, bitli diplomaydı.
- Dan dropped out of college and started looking for a job.
- Dan üniversiteyi bıraktı ve iş aramaya başladı.
- Tom went to community college.
- Tom devlet üniversitesine gitti.
- Tom needs money for college.
- Tom'un üniversite için paraya ihtiyacı var.
- Tom wanted to go the same college as Mary.
- Tom Mary ile aynı üniversiteye gitmek istedi.
- Neither of my parents went to college.
- Ebeveynlerimden hiçbiri üniversiteye gitmedi.
- Did Tom go to college?
- Tom üniversiteye gitti mi?
- Do you plan to go to college?
- Üniversiteye gitmeyi planlıyor musunuz?
- Tom couldn't go to college.
- Tom üniversiteye gidemedi.
- I have three college degrees.
- Üç üniversite diplomam var.
- He finished college last year.
- Üniversiteyi geçen yıl bitirdi.
- Tom lived with his uncle in Boston while going to college.
- Tom üniversiteye giderken amcasıyla birlikte Boston'da yaşadı.
- Sami's son went to college.
- Sami'nin oğlu üniversiteye gitti.
- Tom is now enrolled in college.
- Tom artık üniversitede kayıtlı.
- My parents pay my college tuition.
- Ailem üniversite harcımı ödüyor.
- When did you graduate from college?
- Üniversiteden ne zaman mezun oldun?
- Tom dropped out of college when he was a junior.
- Tom üçüncü sınıftayken üniversiteyi terk etti.
- His parents are saving for his college education.
- Ailesi üniversite eğitimi için para biriktiriyor.
- My sister is a junior at Kobe College.
- Kız kardeşim Kobe Üniversitesi'nde birinci sınıf öğrencisi.
- I miss college.
- Üniversiteyi özlüyorum.
- I'm going back to college.
- Üniversiteye geri dönüyorum.
- My grandfather hopes that I will enter college.
- Büyükbabam üniversiteye gireceğimi umuyor.
- Three Chinese students were admitted to the college.
- Üniversiteye üç Çinli öğrenci kabul edildi.
- Sami started college in September.
- Sami Eylül'de üniversiteye başladı.
- I wonder where Tom went to college.
- Tom'un hangi üniversiteye gittiğini merak ediyorum.
- You gain more than you spend when you go to college.
- Üniversiteye gittiğinizde harcadığınızdan daha fazlasını kazanırsınız.
- They're studying to get into college.
- Onlar üniversiteye girmek için çalışıyorlar.
- Tom worked in a supermarket while he was in college.
- Tom üniversitedeyken bir süpermarkette çalışıyordu.
- I'm studying economics in college.
- Üniversitede ekonomi okuyorum.
- He will get a better job with a college degree.
- Üniversite diploması ile daha iyi bir iş bulacak.
- Clyde dreamed of going to college and becoming an astronomer.
- Clyde üniversiteye gitmeyi ve astronom olmayı hayal ediyordu.
- Tom is a college professor.
- Tom bir üniversite profesörüdür.
- What are you going to study in college?
- Üniversitede ne okuyacaksın?
- We joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldık.
- I've known them since college.
- Onları üniversiteden beri tanıyorum.
- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
- Tom, üniversiteye gitmiş olsaydı daha iyi durumda olup olmayacağını düşünmeden edemiyor.
- I read the newspaper every day when I was in college.
- Üniversitedeyken her gün gazeteyi okudum.
- I've decided to major in French in college.
- Üniversitede Fransızca okumaya karar verdim.
- She made it plain that she wanted to go to college.
- Üniversiteye gitmek istediğini açıkça belirtti.
- What's the most famous college in the world?
- Dünyadaki en ünlü üniversite hangisidir?
- Tom doesn't know why Mary dropped out of college.
- Tom, Mary'nin üniversiteyi neden bıraktığını bilmiyor.
- I've known him since college.
- Onu üniversiteden beri tanıyorum.
- With these grades you can continue on to college.
- Bu notlarla üniversiteye devam edebilirsiniz.
- David worked his way through college.
- David üniversite boyunca çalıştı.
- In those days, few people went to college.
- O günlerde, çok az kişi üniversiteye gidiyordu.
- His parents were too poor to send their son to college.
- Ailesi oğullarını üniversiteye gönderemeyecek kadar fakirdi.
- Do you think you'll ever go to college?
- Üniversiteye gidebileceğini düşünüyor musun?
- She went to college to study English.
- O İngilizce okumak için üniversiteye gitti.
- Sami had a college degree.
- Sami'nin üniversite diploması vardı.
- He studied economics at college.
- Üniversitede ekonomi okudu.
- Tom is going to college in Boston.
- Tom Boston'da üniversiteye gidiyor.
- How are you going to pay for college?
- Üniversite parasını nasıl ödeyeceksin?
- They joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldılar.
- I could have gone to college, but I decided not to.
- Üniversiteye gidebilirdim, ama gitmemeye karar verdim.
- I'm going to college now.
- Artık üniversiteye gidiyorum.
- The older of the two daughters is in college.
- İki kızdan büyüğü üniversitede.
- Tom enrolled in night classes at a local college.
- Tom yerel bir üniversitede gece derslerine kaydoldu.
- I plan to take up engineering at college.
- Üniversitede mühendislik okumayı planlıyorum.
- Tom majored in Japanese literature in college.
- Tom üniversitede Japon edebiyatı okudu.
- Tom was a part-time carpenter while he was in college.
- Tom üniversitedeyken yarı zamanlı marangozluk yapıyordu.
- I took an English newspaper when I was in college.
- Ben üniversitede iken bir İngilizce gazete aldım.
- She has just graduated from college.
- O, üniversiteden yeni mezun oldu.
- She is fresh from college, so she has no experience.
- Üniversiteden yeni mezun olduğu için hiç deneyimi yok.
- Tom and John were college roommates.
- Tom ve John üniversite oda arkadaşlarıydı.
- Both of Tom's parents went to college.
- Tom'un ebeveynlerinin ikisi de üniversiteye gitti.
- Tom lived in Australia when he was in college.
- Tom, üniversitede iken Avustralya'da yaşıyordu.
- Tom played volleyball in college.
- Tom üniversitede voleybol oynadı.
- I joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldım.
- Some electricians learn their trade within an apprenticeship system instead of going to college.
- Bazı elektrikçiler üniversiteye gitmek yerine çıraklık sistemi içinde mesleklerini öğrenirler.
- Tom and Mary plan to get married after college.
- Tom ve Mary üniversiteden sonra evlenmeyi planlıyor.
- Tom is in college, but his girlfriend is still in high school.
- Tom üniversitede ama onun kız arkadaşı hâlâ lisede.
- Sami was so anti-Islam during college.
- Sami üniversitedeyken İslam karşıtıydı.
- Our new teacher is fresh out of college.
- Yeni öğretmenimiz üniversiteyi yeni bitirmiş.
- The teacher insisted that I should study in college.
- Öğretmen üniversitede okumam için ısrar etti.
- What college are you going to go to?
- Hangi üniversiteye gideceksin?
- Tom has dropped out of college.
- Tom üniversiteyi bıraktı.
- I'm going to college.
- Üniversiteye gidiyorum.
- Tom was in his junior year in college.
- Tom üniversitenin üçüncü sınıfındaydı.
- Tom is a college freshman.
- Tom üniversite birinci sınıf öğrencisi.
- Tom doesn't plan to go to college.
- Tom üniversiteye gitmeyi planlamıyor.
- I wanted to go to college.
- Üniversiteye gitmek istedim.
- Tom dropped out of college.
- Tom üniversiteyi bıraktı.
- What surprised me most when I first entered college was how few of my classmates knew how to study efficiently.
- Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey, sınıf arkadaşlarımdan çok azının nasıl verimli çalışılacağını bilmesiydi.
- My brother has his eye on a scholarship so he can go to college.
- Erkek kardeşimin bir bursta gözü var bu yüzden üniversiteye gidebilir.
- I've heard that Tom has dropped out of college.
- Tom'un üniversiteyi bıraktığını duydum.
- Poor as he was, he couldn't go to college.
- Fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.
- Tom is now preparing to go to college.
- Tom şimdi üniversiteye hazırlanıyor.
- I haven't played Monopoly since I finished college.
- Üniversiteyi bitirdiğimden beri Monopoly oynamadım.
- I think your father hoped you would go to college.
- Sanırım baban üniversiteye gideceğini umuyordu.
- He studied hard in order to get into college.
- Üniversiteye girebilmek için çok çalıştı.
- The college was founded by Mr Smith.
- Üniversite, Bay Smith tarafından kuruldu.
- Tom lives in a small college town.
- Tom küçük bir üniversite şehrinde yaşıyor.
- Did you play football in college?
- Üniversitede futbol oynadın mı?
- Which college are you aiming for?
- Siz hangi üniversiteyi hedefliyorsunuz?
- He is in his first year at college.
- Üniversitedeki ilk senesinde.
- The college has a placement bureau for students.
- Üniversitede öğrenciler için bir yerleştirme bürosu vardır.
- He is doing well in his college work.
- Üniversite çalışmalarında başarılı.
- Throughout the United State large numbers of young people enter college every year.
- Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl çok sayıda genç üniversiteye giriyor.
- Sami was Farid's college friend.
- Sami, Farid'in üniversite arkadaşıydı.
- Our new teacher is fresh out of college.
- Yeni öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun oldu.
- Even though he has a college degree, Tom works as a janitor.
- Bir üniversite diplomasına sahip olsa da, Tom hademe olarak çalışır.
- Tom played basketball in college.
- Tom üniversitede basketbol oynadı.
- Tom played on his college team.
- Tom üniversite takımında oynadı.
- Tom is currently attending college.
- Tom şu anda üniversiteye gidiyor.
- My college has a dorm.
- Benim üniversitenin bir yurdu var.
- Sami was supporting a son in college.
- Sami üniversitede okuyan oğluna destek oluyordu.
- Do you think you'll ever go to college?
- Hiç üniversiteye gideceğini düşünüyor musun?
Show More (719)
|
