|
- We pray for compassion towards the Iraqi people and soldiers and their families.
- Irak halkına, askerlerine ve ailelerine merhamet gösterilmesi için dua ediyoruz.
- They are victims because they are desperate and are looking for compassion.
- Onlar mağdur çünkü çaresizler ve merhamet bekliyorlar.
- We also have heroes and heroines of peace and compassion.
- Barış ve merhamet kahramanlarımız ve kadın kahramanlarımız da var.
- If you are a human being and have an ounce of humanity or compassion, then kill me, but do not harm the boy.
- Eğer insansanız ve birazcık insanlığınız ya da merhametiniz varsa, o zaman beni öldürün ama çocuğa zarar vermeyin.
- Death is a mysterious lady without compassion.
- Ölüm, merhameti olmayan gizemli bir kadındır.
- Your compassion never ceases to amaze me.
- Merhametiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Where is your compassion?
- Merhametin nerede?
- Compassion is alien to her.
- Merhamet ona yabancıdır.
- We need to start promoting peace and compassion more.
- Bizim barış ve merhameti daha fazla teşvik etmemiz gerekiyor.
- Every sentient creature deserves compassion.
- Duyarlı her yaratık merhameti hak eder.
- Compassion is alien to her.
- Merhamet ona yabancı.
- Nothing is as important as compassion.
- Hiçbir şey merhamet kadar önemli değildir.
- Nothing is as important as compassion.
- Hiçbir şey merhamet kadar önemli değil.
- We need to start promoting peace and compassion more.
- Barış ve merhameti daha fazla teşvik etmeye başlamalıyız.
- Compassion is the basis of all morality.
- Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
- Your compassion never ceases to amaze me.
- Merhametin beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Compassion is alien to them.
- Merhamet onlara yabancı.
- Mary is incapable of expressing compassion.
- Mary merhamet göstermekten aciz.
- Compassion is alien to him.
- Merhamet ona yabancıdır.
- Compassion is alien to them.
- Merhamet onlara yabancıdır.
- Compassion is alien to him.
- Merhamet ona yabancı.
- Compassion is the basis of all morality.
- Merhamet tüm ahlakın temelidir.
- You have to show compassion to your girl.
- Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın.
Show More (20)
|
|
- She showed deep compassion for all her patients.
- Tüm hastalarına derin bir şefkat gösterirdi.
- All emphasise love, compassion, patience, tolerance, forgiveness, humility, self-discipline and so on.
- Hepsi sevgi, şefkat, sabır, hoşgörü, bağışlama, alçakgönüllülük, öz disiplin ve benzerlerini vurgular.
- They too are human beings who struggle to find happiness, and deserve our compassion.
- Onlar da mutluluğu bulmak için mücadele eden ve şefkatimizi hak eden insanlardır.
- The international community has also shown its sympathy and compassion towards them.
- Uluslararası toplum aynı zamanda onlara karşı sempati ve şefkatini de göstermiştir.
- We need compassion and vision to create a future of peace and progress for everyone.
- Herkes için huzur ve ilerleme dolu bir gelecek yaratmak için şefkat ve vizyona ihtiyacımız var.
- We need compassion and vision to create a future of peace and progress for everyone.
- Hepimize huzurlu ve ilerleme dolu bir gelecek yaratmak için şefkate ve vizyona ihtiyacımız var.
- We need compassion and vision to create a future of peace and progress for everyone.
- Herkes için barış ve ilerleme dolu bir gelecek yaratmak için şefkate ve vizyona ihtiyacımız var.
- Every sentient creature deserves compassion.
- Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
- Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- You have to show compassion to your girl.
- Kızına şefkat göstermelisin.
Show More (7)
|