|
- The principles of solidarity, flexibility and effectiveness complement rather than compete with each other.
- Dayanışma, esneklik ve etkinlik ilkeleri birbirleriyle rekabet etmekten ziyade birbirlerini tamamlamaktadır.
- They simply cannot compete with heavily subsidised food flooding into their markets and dumped on their markets.
- Ağır sübvansiyonlu gıdaların pazarlarına akın etmesi ve pazarlarına dökülmesiyle rekabet edemezler.
- European companies must be able to compete with the rest of the world.
- Avrupalı şirketler dünyanın geri kalanıyla rekabet edebilmelidir.
- I hope that is not meant to compete with OLAF or even interfere with its work.
- Umarım bu OLAF ile rekabet etmek veya hatta onun çalışmalarına müdahale etmek anlamına gelmez.
- What production could be so cheap that you could compete with that?
- Hangi üretim bu kadar ucuz olabilir ki bununla rekabet edebilesiniz?
- The national parliaments and the European Parliament have to cooperate, not compete with one other.
- Ulusal parlamentolar ve Avrupa Parlamentosu birbirleriyle rekabet etmek yerine işbirliği yapmalıdır.
- A single domestic customer will have to compete with big industrial consumers to get a fair price.
- Tek bir evsel müşteri adil bir fiyat alabilmek için büyük endüstriyel tüketicilerle rekabet etmek zorunda kalacaktır.
- But we want to create the framework conditions to ensure that trains can compete with HGVs.
- Ancak trenlerin HGV'lerle rekabet edebilmesini sağlamak için çerçeve koşulları oluşturmak istiyoruz.
- Yet EU farmers are expected to compete with imports from countries where those products are used.
- Ancak AB çiftçilerinin bu ürünlerin kullanıldığı ülkelerden yapılan ithalatla rekabet etmesi bekleniyor.
- Enterprises in ownership of EU citizens compete with each other through the international jungle.
- AB vatandaşlarının mülkiyetindeki işletmeler uluslararası ormanda birbirleriyle rekabet etmektedir.
- In future, a Japanese shipyard, for example, will compete with European shipyards that receive State aid.
- Gelecekte, örneğin bir Japon tersanesi, Devlet yardımı alan Avrupalı tersanelerle rekabet edecektir.
- On-line services for all is the European principle on which we compete with the Americans.
- Herkes için çevrimiçi hizmetler, Amerikalılarla rekabet ettiğimiz Avrupa ilkesidir.
- Early man had to compete with the whole animal world for his food.
- İlk insanlar yiyecek için tüm hayvan dünyasıyla rekabet etmek zorundaydı.
- The framework explains how the four organizational cultures compete with one another.
- Bu çerçeve dört kurumsal kültürün birbiriyle nasıl rekabet ettiğini açıklamaktadır.
- It gives you the opportunity to compete with big businesses.
- Size büyük işletmelerle rekabet etme fırsatı verir.
- Early man had to compete with the whole animal world for his food.
- İlk insanların yiyecek için hayvan dünyasının bütünüyle rekabet etmesi gerekmekteydi.
- It gives you the opportunity to compete with big businesses.
- Bu size büyük şirketlerle rekabet etme şansı verir.
- It gives you the opportunity to compete with big businesses.
- Size büyük işletmelerle rekabet etme fırsatı veriyor.
- Early man had to compete with the whole animal world for his food.
- İlk insan, yiyeceği için tüm hayvanlar alemi ile rekabet etmek zorundaydı.
- One day in the future, you shall cease to compete with one another to exist, and neither will you continue to need money.
- Gelecekte bir gün, var olmak için birbirinizle rekabet etmek zorunda kalmayacaksınız ve paraya da ihtiyacınız olmayacak.
- Perhaps they compete with one another to sell the resources that they have.
- Belki de sahip oldukları kaynakları satmak için birbirleriyle rekabet ediyorlardır.
- I can't compete with you.
- Seninle rekabet edemem.
- You can't compete with me.
- Benimle rekabet edemezsin.
- I could never compete with you.
- Seninle asla rekabet edemem.
- You can't compete with Tom.
- Sen Tom'la rekabet edemezsin.
- How can you compete with that?
- Bununla nasıl rekabet edebilirsin?
- We can't compete with that.
- Bununla rekabet edemeyiz.
- You can't compete with them.
- Onlarla rekabet edemezsin.
- How am I going to compete with that?
- Bununla nasıl rekabet edeceğim?
- How am I supposed to compete with that?
- Bununla nasıl rekabet edebilirim?
- Nobody can compete with that.
- Kimse bununla rekabet edemez.
- You can't compete with him.
- Onunla rekabet edemezsin.
- How are we supposed to compete with that?
- Onunla nasıl rekabet edebiliriz ki?
- How can we compete with that?
- Bununla nasıl rekabet edebiliriz?
- I couldn't compete with that.
- Onunla rekabet edemedim.
- How can we compete with that?
- Onunla nasıl rekabet edebiliriz?
- I can't compete with this.
- Bununla rekabet edemem.
- How am I supposed to compete with that?
- Onunla nasıl rekabet etmem gerekiyor?
- I can't compete with that.
- Bununla rekabet edemem.
- I never wanted to compete with you.
- Asla seninle rekabet etmek istemedim.
- He did his best but soon saw that he could not compete with such a fast runner.
- O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü.
- I couldn't compete with that.
- Bununla rekabet edemezdim.
- I could never compete with you.
- Ben asla seninle rekabet edemem.
- I can't compete with that.
- Ben onunla rekabet edemem.
- You can't compete with us.
- Bizimle rekabet edemezsin.
- How can you compete with that?
- O konuda nasıl rekabet edebilirsin?
- I can't compete with this.
- Ben bununla rekabet edemem.
- The two companies are competing with each other.
- İki şirket birbiriyle rekabet ediyor.
- Tom closed his bookstore because he said that he couldn't compete with Amazon anymore.
- Tom kitapçısını kapattı çünkü artık Amazon ile rekabet edemeyeceğini söyledi.
- You can't compete with her.
- Onunla rekabet edemezsin.
- You can't compete with Tom.
- Tom'la rekabet edemezsin.
- How am I going to compete with that?
- Onunla nasıl rekabet edeceğim?
- I never wanted to compete with you.
- Seninle asla rekabet etmek istemedim.
- We can't compete with Asia.
- Asya ile rekabet edemeyiz.
- How are we supposed to compete with that?
- Bununla nasıl rekabet etmemiz gerekiyor?
Show More (52)
|
