| 1 |
continental |
kıta |
adj. |
|
- They are distributed on the continental slopes or around sea mounts.
- Kıta yamaçlarında veya deniz dağlarının çevresinde dağılım gösterirler.
- On the other hand, there is a corporate and protectionist continental tradition.
- Öte yandan kurumsal ve korumacı bir kıta geleneği de mevcuttur.
- And degressivity means a transfer of funds from Mediterranean agriculture to continental agriculture.
- Ve dejenerasyon, Akdeniz tarımından kıta tarımına kaynak aktarımı anlamına gelmektedir.
- Let nobody plead the need to defend their country at national level and continental level!
- Kimse ülkesini ulusal düzeyde ve kıta düzeyinde savunma ihtiyacını dile getirmesin!
- On the other hand, there is a corporate and protectionist continental tradition.
- Öte yandan kurumsal ve korumacı bir kıta geleneği var.
- The largest continental lake in the world is the Caspian Sea.
- Dünyanın en büyük kıta gölü Hazar Denizi'dir.
Show More (3)
|
| 2 |
continental |
kıtasal |
adj. |
|
- On a continental level, the enlargement of the European Union will contribute to further stability.
- Kıtasal düzeyde, Avrupa Birliği'nin genişlemesi daha fazla istikrara katkıda bulunacaktır.
- From now on we must demonstrate solidarity as we respond to continental challenges of this kind.
- Şu andan itibaren bu tür kıtasal meydan okumalara yanıt verirken dayanışma içinde olmalıyız.
Show More (-1)
|
| 3 |
continental |
karasal |
adj. |
|
- The largest continental lake in the world is the Caspian Sea.
- Dünyadaki en büyük karasal göl Hazar Denizi'dir.
Show More (-2)
|
