|
- Tom cooked dinner for us last night.
- Tom dün gece bizim için akşam yemeği pişirdi.
- I think it's time for me to start cooking dinner.
- Sanırım akşam yemeği pişirmeye başlamamın zamanıdır.
- I'm the one who cooked dinner.
- Akşam yemeğini pişiren kişi benim.
- I'll help you cook dinner tonight.
- Bu akşam yemek pişirmene yardım edeceğim.
- Who did Tom think would cook dinner for him?
- Tom, onun için kimin akşam yemeği pişireceğini düşündü?
- I'll help you cook dinner tonight.
- Bu gece akşam yemeğini pişirmene yardım edeceğim.
- Tom and Mary cooked dinner on Monday.
- Tom ve Mary Pazartesi günü akşam yemeği pişirdiler.
- How often does your father cook dinner?
- Baban ne sıklıkla akşam yemeği pişiriyor?
- Tom and Mary cooked dinner on Monday.
- Tom ve Mary pazartesi günü akşam yemeğini pişirdiler.
- The children watched TV as Tom was cooking dinner.
- Tom akşam yemeği pişirirken çocuklar TV izledi.
- She was cooking dinner at that time.
- O zaman akşam yemeğini pişiriyordu.
- I have to cook dinner.
- Akşam yemeği pişirmek zorundayım.
- I cooked dinner.
- Ben akşam yemeğini pişirdim.
- She was cooking dinner at that time.
- O sırada akşam yemeği pişiriyordu.
- I cooked dinner.
- Akşam yemeği pişirdim.
- Tom cooked dinner.
- Tom akşam yemeğini pişirdi.
- Tom is in the kitchen helping Mary cook dinner.
- Tom mutfakta Mary'nin akşam yemeği pişirmesine yardım ediyor.
- I cooked dinner last night.
- Dün akşam yemek pişirdim.
- She is busy cooking dinner.
- Akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- Tom was the one who cooked dinner.
- Akşam yemeğini pişiren Tom'du.
- My mother is busy cooking dinner.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- I cooked dinner for her.
- Onun için akşam yemeği pişirdim.
- Tom has to cook dinner tonight.
- Tom bu akşam yemek pişirmek zorunda.
- Tom often does his homework in the kitchen while his mother cooks dinner.
- Annesi akşam yemeğini pişirirken Tom çoğunlukla mutfakta ev ödevini yapar.
- His wife being out, he cooked dinner for himself.
- Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.
- She is busy cooking dinner.
- O, akşam yemeği pişirmekle meşgul.
- I didn't have time to cook dinner tonight, so I went out and bought a box meal.
- Bu akşam yemek pişirecek vaktim yoktu, bu yüzden dışarı çıktım ve bir kutu yemek aldım.
- I cooked dinner on Monday.
- Pazartesi günü akşam yemeği pişirdim.
- Tom is cooking dinner for Mary.
- Tom, Mary için akşam yemeği pişiriyor.
- Mother has not cooked dinner yet.
- Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.
- Tom cooked dinner on Monday.
- Tom Pazartesi günü akşam yemeği pişirdi.
- I'm the one who always cooks dinner.
- Akşam yemeğini pişiren hep ben oluyorum.
- Why aren't you cooking dinner?
- Neden akşam yemeğini pişirmiyorsun?
- Tom isn't the one who cooked dinner.
- Akşam yemeğini pişiren kişi Tom değil.
- Tom didn't even thank Mary for cooking dinner.
- Tom akşam yemeğini pişirdiği için Mary'ye teşekkür bile etmedi.
- Tom cooked dinner for us.
- Tom bizim için akşam yemeği pişirdi.
- Tell her that I am cooking dinner.
- Ona akşam yemeği pişirdiğimi söyle.
- My mother was busy cooking dinner.
- Annem akşam yemeğini pişirmekle meşguldü.
- How often do you cook dinner?
- Ne sıklıkla akşam yemeği pişiriyorsun?
- Last night, Tom cooked dinner.
- Dün gece Tom akşam yemeği pişirdi.
- I cooked dinner for you.
- Senin için akşam yemeği pişirdim.
- Tom isn't the one who cooked dinner.
- Akşam yemeğini pişiren Tom değildi.
- Why haven't you cooked dinner yet?
- Neden hala akşam yemeği pişirmedin?
- I will cook dinner tomorrow evening.
- Yarın akşam yemek pişireceğim.
- How often do you cook dinner?
- Ne sıklıkta akşam yemeği pişirirsiniz?
- I'm not willing to cook dinner for twenty people.
- Yirmi kişi için akşam yemeği pişirmeye istekli değilim.
- Tom is in the kitchen cooking dinner.
- Tom mutfakta akşam yemeğini pişiriyor.
- Paula and I cooked dinner on Sunday.
- Paula ve ben pazar günü akşam yemeği pişirdik.
- I cooked dinner for him.
- Ona akşam yemeği pişirdim.
- Tom told me Mary cooked dinner for him.
- Tom bana Mary'nin kendisi için akşam yemeği pişirdiğini söyledi.
- I have to cook dinner today.
- Bugün akşam yemeği pişirmek zorundayım.
- I cooked dinner for her.
- Ona akşam yemeği pişirdim.
- I will cook dinner tomorrow evening.
- Yarın akşam akşam yemeği pişireceğim.
- Mother has not cooked dinner yet.
- Annem henüz akşam yemeği pişirmedi.
- Tom often cooks dinner for Mary.
- Tom genellikle Mary için akşam yemeği pişirir.
- I'm not willing to cook dinner for twenty people.
- Yirmi kişi için akşam yemeği pişirmek istemiyorum.
- I'm the one who always cooks dinner.
- Her zaman akşam yemeği pişiren kişi benim.
- Lucy might be able to help you, if you can't cook dinner for ten people alone.
- Tek başına on kişilik akşam yemeği pişiremezsen, Lucy sana yardımcı olabilir.
- Her mother was busy cooking dinner.
- Annesi akşam yemeği pişirmekle meşguldü.
- Tom wanted Mary to cook dinner.
- Tom, Mary'nin akşam yemeği pişirmesini istedi.
- Tom sometimes cooks dinner for us.
- Tom bazen bizim için akşam yemeği pişiriyor.
- We cooked dinner for them.
- Onlar için akşam yemeği pişirdik.
- I cooked dinner for them.
- Onlar için akşam yemeği pişirdim.
- My mother is busy cooking dinner.
- Annem akşam yemeği pişirmekle meşgul.
- Where do I cook dinner?
- Nerede akşam yemeği pişiriyorum?
- Tom noticed Mary hadn't even started to cook dinner.
- Tom, Mary'nin akşam yemeğini pişirmeye bile başlamadığını fark etti.
- I cooked dinner for Tom.
- Tom için akşam yemeği pişirdim.
- I cooked dinner for him.
- Onun için akşam yemeği pişirdim.
- I'm cooking dinner.
- Akşam yemeği pişiriyorum.
- I'm going to cook dinner.
- Ben akşam yemeği pişireceğim.
- Are you really going to cook dinner for us?
- Gerçekten bizim için akşam yemeği pişirecek misin?
- When I came home, he was cooking dinner.
- Eve geldiğimde, akşam yemeği pişiriyordu.
- The children watched TV as Tom was cooking dinner.
- Tom akşam yemeği pişirirken çocuklar televizyon seyretti.
- I cooked dinner last night.
- Dün gece akşam yemeği pişirdim.
- Tom wanted Mary to cook dinner.
- Tom Mary'nin akşam yemeği pişirmesini istedi.
- Tom was the one who cooked dinner.
- Akşam yemeğini pişiren kişi Tom'du.
- I cooked dinner for them.
- Onlara akşam yemeği pişirdim.
- Tom is in the kitchen with Mary cooking dinner.
- Tom mutfakta Mary ile birlikte akşam yemeği pişiriyor.
- We cooked dinner for them.
- Onlar için akşam yemeği pişirdim.
- Tom got Mary to cook dinner.
- Tom Mary'ye akşam yemeğini pişirtti.
Show More (77)
|