curse - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
curse küfretmek v.
  • He started cursing and lost control.
  • Küfretmeye başladı ve kontrolü kaybetti.
  • She speaks five foreign languages, but when she wants to curse she speaks in her mother tongue.
  • Beş yabancı dil biliyor ama küfretmek istediğinde ana dilinde konuşuyor.
  • Why are you cursing?
  • Neden küfrediyorsun?
Show More (14)
curse lanetlemek v.
  • Weekend traffic bans and traffic jams are a curse to road transport.
  • Hafta sonu trafik yasakları ve trafik sıkışıklıkları karayolu taşımacılığı için bir lanettir.
  • This is both a blessing and a curse for them.
  • Bu onlar için hem bir nimet hem de bir lanettir.
  • Feel like a witch doctor put a curse on him.
  • Bir büyücü tarafından lanetlenmiş gibi görünüyorsun.
Show More (13)
curse lanet n.
  • The witch put a curse on the king.
  • Cadı krala bir lanet yapmış.
  • Mafia and corruption still remain a curse.
  • Mafya ve yolsuzluk hala bir lanet olmaya devam ediyor.
  • The ecologist warned us that petroleum was not merely a blessing but also a curse.
  • Ekolojist, petrolün sadece bir nimet olmadığını, aynı zamanda bir lanet olduğu konusunda bizi uyardı.
Show More (5)
curse küfür etmek v.
  • The cursing tongue is an indication of a bad heart.
  • Küfür eden dil, kötü bir kalbin göstergesidir.
  • Tom cursed.
  • Tom küfür etti.
  • Tom curses a lot.
  • Tom çok küfür eder.
Show More (3)
curse lanet etmek v.
  • She cursed him for causing the accident.
  • Kazaya sebep olduğu için ona lanet etti.
  • Tom curses his life.
  • Tom hayatına lanet ediyor.
  • Tom cursed himself for his carelessness.
  • Tom dikkatsizliği için kendine lanet etti.
Show More (1)
curse küfür n.
  • He shot James a pissed-off look and a curse.
  • James'e sinirli bir bakış ve bir de küfür savurdu.
  • He muttered a curse.
  • Bir küfür mırıldandı.
  • He muttered a curse.
  • O bir küfür mırıldandı.
Show More (0)
curse sövmek v.
  • She cursed herself for her bad choices.
  • Kötü seçimleri için kendine sövüyordu.
  • Tom curses a lot.
  • Tom çok söver.
Show More (-1)
curse bela okumak v.
  • It's evil to curse.
  • Bela okumak şeytandandır.
  • Tom curses a lot.
  • Tom çok bela okur.
Show More (-1)
curse bela n.
  • Increased power wastage is a curse of modern technology.
  • Artan güç israfı modern teknolojinin başında bir beladır.
Show More (-2)
curse beddua etmek v.
  • It's evil to curse.
  • Beddua etmek kötüdür.
Show More (-2)