| 1 |
derive from |
türetmek |
v. |
|
- My name is Savary, as derived from the words 'safe' and 'save'.
- Benim adım, "güvenli" ve "kurtarmak" kelimelerinden türeyen Savary'dir.
- This is a right derived from the right of the Community citizen of whose family they are members.
- Bu hak, ailesinin üyesi olduğu Topluluk vatandaşının hakkından türetilen bir haktır.
- Petrochemicals are chemical products derived from petroleum.
- Petrokimyasallar petrolden türetilen kimyasal ürünlerdir.
Show More (0)
|
| 2 |
derive from |
türemek |
v. |
|
- Many English words derive from Latin.
- Birçok İngilizce kelime Latinceden türemiştir.
- Some English words derive from Japanese.
- Bazı İngilizce kelimeler Japonca'dan türemiştir.
- This word derives from Latin.
- Bu kelime Latince'den türemiştir.
Show More (0)
|
| 3 |
derive from |
sağlamak |
v. |
|
- More than half of the revenues on which the country survives are now derived from foreign aid.
- Ülkenin geçimini sağlayan gelirlerin yarısından fazlası artık dış yardımlardan elde ediliyor.
Show More (-2)
|
