|
- This is why we must prevent Iraqi, British and American citizens dying.
- Bu nedenle Iraklı, İngiliz ve Amerikan vatandaşlarının ölmesini engellemeliyiz.
- So let us moderate our great speeches on dictatorships, and murders, and dying children.
- Diktatörlükler, cinayetler ve ölen çocuklar hakkındaki büyük konuşmalarımızı yumuşatalım.
- On both sides, innocent people are still dying.
- Her iki tarafta da masum insanlar ölmeye devam ediyor.
- So let us moderate our great speeches on dictatorships, and murders, and dying children.
- O halde, diktatörlükler, cinayetler ve ölen çocuklar hakkındaki muhteşem konuşmalarımızı ölçülü hale getirelim.
- My heart broke at the sight of the dying birds.
- Ölen kuşları görünce kalbim kırıldı.
- She is afraid of dying from cancer.
- O, kanserden ölmekten korkuyor.
- I'm not afraid of dying.
- Ölmekten korkmuyorum.
- I am not afraid of dying of old age.
- Yaşlılıktan ölmekten korkmuyorum.
- I do not fear death, but dying.
- Ölümden korkmuyorum ama ölmekten korkuyorum.
- Tom is afraid of dying.
- Tom ölmekten korkuyor.
- I am not afraid of dying due to old age.
- Yaşlılıktan dolayı ölmekten korkmuyorum.
- My heart broke at the sight of the dying birds.
- Ölen kuşları gördüğümde kalbim kırıldı.
- Are we afraid of dying?
- Biz ölmekten korkuyor muyuz?
- Tom is the one dying.
- Ölen Tom.
- There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
- Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
- Many people who say they aren't afraid of dying are lying.
- Ölmekten korkmadığını söyleyen birçok insan yalan söylüyor.
- I am afraid of dying.
- Ben ölmekten korkuyorum.
- I'm not scared of dying.
- Ölmekten korkmuyorum.
- I'm afraid of dying.
- Ben ölmekten korkuyorum.
- The language is in no danger of dying out.
- Dil ölme tehlikesi içinde değildir.
- Most languages have euphemistic expressions to describe death and dying.
- Çoğu dilde ölümü ve ölmeyi tanımlamak için örtük ifadeler bulunur.
- How many languages are in danger of dying?
- Kaç dil ölme tehlikesiyle karşı karşıya?
- I'm not afraid of dying.
- Ben ölmekten korkmuyorum.
- The chances of dying from falling airplane parts are 30 times greater than the chances of being killed by a shark.
- Düşen uçak parçaları yüzünden ölme ihtimali, bir köpekbalığı tarafından öldürülme ihtimalinden 30 kat daha fazladır.
- You aren't afraid of dying, are you?
- Sen ölmekten korkmuyorsun, değil mi?
- Tom is the one dying.
- Ölen kişi Tom'dur.
- Tom is the one who's dying.
- Ölen kişi Tom.
- She is afraid of dying without ever having been loved.
- Hiç sevilmeden ölmekten korkuyor.
- I came pretty close to dying.
- Ölmeye çok yaklaşmıştım.
- I think these principles are worth dying for.
- Bu ilkelerin ölmeye değer olduğunu düşünüyorum.
- How many languages are in danger of dying?
- Kaç tane dil ölme tehlikesinde?
- I am not afraid of dying of old age.
- Ben yaşlılık nedeniyle ölmekten korkmuyorum.
- I'm afraid of dying.
- Ölmekten korkuyorum.
- Only madmen aren't afraid of dying.
- Sadece deliler ölmekten korkmaz.
- I am not afraid of dying due to old age.
- Ben yaşlılık nedeniyle ölmekten korkmuyorum.
- My heart broke when I saw the dying birds.
- Ölen kuşları gördüğümde kalbim kırıldı.
- You aren't afraid of dying, are you?
- Ölmekten korkmuyorsun, değil mi?
- He runs the risk of dying.
- Ölme riskiyle karşı karşıya.
- This isn't worth dying for.
- Bunun için ölmeye değmez.
- Most languages have euphemistic expressions to describe death and dying.
- Çoğu dilde ölüm ve ölmeyi açıklamak için örtülü ifadeler vardır.
- She remained my best friend till her dying day.
- O, ölene kadar en iyi arkadaşım olarak kaldı.
- I am afraid of dying.
- Ölmekten korkuyorum.
- That it does not prevent our dying is evident, because we all die.
- Ölmemizi engellemediği aşikar, çünkü hepimiz ölüyoruz.
- He is afraid of dying poor.
- Fakir ölmekten korkuyor.
- Are we afraid of dying?
- Ölmekten korkuyor muyuz?
- I do not fear death, but dying.
- Ölümden değil, ölmekten korkuyorum.
- Layla's chances of dying were increasing with every hour.
- Layla'nın ölme ihtimali her geçen saat artıyordu.
Show More (44)
|