each - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
each her adj.
  • Specific reports must at once be drafted on each country, particularly Algeria and Tunisia.
  • Başta Cezayir ve Tunus olmak üzere her ülke için bir an önce özel raporlar hazırlanmalıdır.
  • These accidents have led to measures which have, however, proved insufficient each time.
  • Bu kazalar, her seferinde yetersiz olduğu kanıtlanan tedbirlere yol açmıştır.
  • The Commission must remain the driving force, with which each citizen must be able to identify.
  • Komisyon, her vatandaşın kendisini özdeşleştirebileceği itici güç olmaya devam etmelidir.
Show More (450)
each her bir adj.
  • That would make it much easier, because otherwise it is easy for people to see how each Member voted.
  • Bu çok daha kolay olur, çünkü aksi takdirde insanlar her bir Üyenin nasıl oy kullandığını kolayca görebilir.
  • The same amendments are therefore proposed for each agency, in all three reports.
  • Dolayısıyla her üç raporda da her bir kurum için aynı değişiklikler önerilmiştir.
  • The costs associated with each policy area are clearly visible.
  • Her bir politika alanıyla ilgili maliyetler açıkça görülebilir.
Show More (108)
each her biri pron.
  • We must not think that the European Union could break up into two groups, each with strengthened cooperation.
  • Avrupa Birliği'nin, her biri güçlendirilmiş işbirliğine sahip iki gruba ayrılabileceğini düşünmemeliyiz.
  • The individual rules are each limited to a specific sector, but there is no overall plan.
  • Tek tek kuralların her biri belirli bir sektörle sınırlı, ancak genel bir plan yok.
  • Furthermore, these differences do not just exist between these two fora, but also within each one.
  • Dahası, bu farklılıklar sadece bu iki forum arasında değil, aynı zamanda her birinin kendi içinde de mevcuttur.
Show More (52)
each herkes pron.
  • Each man's pay will be in proportion to his work.
  • Herkesin ücreti yaptığı işle orantılı olacak.
  • Each has his own taste.
  • Herkesin kendi zevki var.
  • Each man's pay was in proportion to his work.
  • Herkesin maaşı yaptığı işle orantılıydı.
Show More (6)
each tanesi pron.
  • They're thirty dollars each.
  • Onların tanesi otuz dolar.
  • The tickets are 20 yen each.
  • Biletlerin tanesi 20 yen.
  • Tickets are $3 each or three for $8.
  • Biletlerin tanesi 3 dolar ya da üçü 8 dolar.
Show More (5)
each her pron.
  • Each room has a balcony and a jacuzzi.
  • Her odada balkon ve jakuzi mevcuttur.
Show More (-2)
each adam başına pron.
  • On this street there is a cat for each person.
  • Bu sokakta adam başına bir kedi düşüyor.
Show More (-2)