|
- Politics are all about ego, popularity, and parlor tricks.
- Politika sadece ego, popülerlik ve ucuz numaralarla ilgilidir.
- The biggest lie is the ego.
- En büyük yalan egodur.
- Failing the exam was a blow to his ego.
- Sınavında başarısız olmak onun egosuna bir darbeydi.
- Tom has a large ego.
- Tom'un büyük bir egosu var.
- Tom has a huge ego.
- Tom'un büyük bir egosu var.
- This problem is the clash of the idol's and obsessive fan's egos.
- Bu sorun, idolün ve saplantılı hayranın egolarının çatışmasıdır.
- He has a huge ego.
- Çok büyük bir egosu var.
- Sami was someone who had a big ego.
- Sami büyük bir ego sahibi biriydi.
- Nations have their ego, just like individuals.
- Milletlerin, aynı bireyler gibi egoları vardır.
- Nations have their ego, just like individuals.
- Ulusların da tıpkı bireyler gibi egoları vardır.
- What an ego!
- Ne büyük bir ego!
- Tom has a huge ego.
- Tom'un egosu tavan yapmış.
- He has a huge ego.
- Onun büyük bir egosu var.
- Tom has a very large ego.
- Tom'un çok büyük bir egosu var.
- Sami was someone who had a big ego.
- Sami büyük bir egosu olan biriydi.
- Tom has a large ego.
- Tom'un egosu tavan yapmış.
- Tom has a big ego.
- Tom'un büyük bir egosu var.
- Failing the exam was a blow to his ego.
- Sınavı geçememek egosuna bir darbe oldu.
Show More (16)
|