| 1 |
fall for |
aşık olmak |
v. |
|
- Fadil fell for his housekeeper Layla.
- Fadıl hizmetçisi Leyla'ya aşık oldu.
- He fell for her big time.
- Ona çok aşık oldu.
- That's why I fell for you.
- Bu yüzden sana aşık oldum.
- We fell for each other immediately.
- Birbirimize hemen aşık olduk.
- Fadil fell for his housekeeper Layla.
- Fadıl temizlikçisi Leyla'ya aşık oldu.
- I must be a snowflake because I've fallen for you.
- Sana aşık olduğum için bir kar tanesi olmalıyım.
- We fell for each other immediately.
- Biz hemen birbirimize aşık olduk.
- Tom really did fall for Mary.
- Tom gerçekten Mary'ye aşık oldu.
- Believe it or not, he fell for her.
- İster inanın ister inanmayın, ona aşık oldu.
- Tom could never fall for a woman like Mary.
- Tom asla Mary gibi bir kadına aşık olamazdı.
- I always fall for the wrong guy.
- Hep yanlış adama aşık oluyorum.
- They fell for each other immediately.
- Birbirlerine hemen aşık oldular.
- Fadil fell for the wrong woman.
- Fadıl yanlış kadına aşık oldu.
- They fell for each other immediately.
- Onlar hemen birbirine aşık oldu.
- I must be a snowflake because I've fallen for you.
- Sana aşık olduğum için kar tanesi olmalıyım.
- He fell for her big time.
- Ona çok fena aşık oldu.
Show More (13)
|
| 2 |
fall for |
kanmak |
v. |
|
- I'm not falling for this again.
- Buna tekrar kanmayacağım.
- I'm not stupid enough to fall for that.
- Buna kanacak kadar aptal değilim.
- Don't fall for his old tricks.
- Onun eski numaralarına kanmayın.
Show More (0)
|
| 3 |
fall for |
çok beğenmek |
v. |
|
- Are you falling for her?
- Onu çok beğeniyor musun?
- Tom always falls for my jokes.
- Tom her zaman benim fıkralarımı çok beğenir.
- Are you falling for him?
- Onu çok beğeniyor musun?
Show More (0)
|
| 4 |
fall for |
bağlanmak |
v. |
|
- I'm not falling for this again.
- Buna tekrar bağlanmak istemiyorum.
Show More (-2)
|
